Yeni Üyelik
5.
Bölüm

5.BÖLÜM

@eylbahar

YORUM YAPMAYI VE BÖLÜMÜ BEĞENMEYİ UNUTMAYIN KEYİFLİ OKUMALAR 🌟

Sabah altıda kalkıp hazırlanıp yola çıktım. Ecrine haber vermiştim. Saat yedide birlikte kahvaltı edip öyle işe geçelim dediği için erken çıktım evden.

Bir anda bu kadar samimi olmamız biraz tuhaf gelsede çok takmadım. Dün gecede baya sohbet etmiştik.

Kötü bir amacı varmış gibi gelmiyordu. Hatta tam tersine bir arkadaşa ihtiyacı var gibiydi. Kimsenin onu anlamadığından yada anlatcak kadar güvenemediğinden bahsediyordu. Benimde bir arkadaşa ihtiyacım vardı. Hiç bir arkadaşım ile samimiyetim kalmamıştı.

Kahvaltı için dün yemek için geldiğimiz yere geldik. Aynı masa boştu yine. "Oraya oturalım. Manzarası çok güzel tam yolu görüyor aydınlık" Ecrin gösterdiğim masaya bakıp kafa salladı. Geçip masaya oturduk şipariş için beklemeye başladık.

"Benim masamı baya beğenmişsin dün yerini sevdin diye anlıyorum bunu" Kafamı çevirdiğimde Aras'ı gördüm. "Güzel diye oturduk. Ecrin getirdi bende masayı boş görünce. Kimsede kalkın demedi." Çok panik olmuştum kalkıp başka masaya mı geçsek ki diye düşünürken Ecrin konuştu. "Sizde bize katılın Aras bey" Aras gülüp bana baktı. "Mahsuru var mı Aylin hanım?" niye imalı imalı sordu bu yanlış bir şey mi dedim ki?

"Yok tabi ki buyrun lütfen" çeketini çıkardı ve yanıma oturdu. İki koltuk vardı uzun karşılıklı ortada ise bir masa. Yanıma oturup beklemeye başladık. Yiyecekleri sipariş ettik. Masada ölüm sessizliği vardı. Ecrin konuşamamaktan ölmek üzere gibi duruyordu. Sürekli kaşı ile gözü ile bir şeyler anlatmaya çalışıyor ben anlamayıncada küfür ediyordu. Hiç bir şeyi değil ama ettiği küfürleri anlıyordum ona daha da çok sinir oluyordu.

Yine bir şey anlatamaya çalışıyordu ama anlamıyordum. Aras yanımda telefona bakıyordu. Ağzına sıçayım mal dediğini anladım yine. Sessizce güldüm. "Bir onu anla zaten çileden çıktım ya bir şey anlatmaya çalışıyorum sadece küfürleri anlıyorsun Aylin ruh hastası mısın kızım sen?" Ecrin çileden çıkıp bağırdı bir an ve beni gülme aldı.

Aras sakince bize bakıyordu. "Ben sizi yemem Ecrin korkma sadece kahvaltımı yemek istiyorum normalce konuşabilirsin." Dün herşeye gülen adam bu gün o kadar soğuk konuştu ki üşüdüm resmen.

"Yok ben ona kızsal bir şey anlatmaya çalışıyordum ondan. Yoksa niye öyle yapayım." hala sinirli sinirli söyleniyordu Ecrin. Yemekler geldi herkes bir şeyler yemeye başladı. O sırada Arasın çatalı düştü. Ben şunu alayım" diye masanın altına eğildi.

Ve hayatımın şokunu yaşadım o an. Çatalı aldıktan sonra bacağımı okşayarak kalktı. Tüm vücudum uyuşmuş gibi hissediyordum. Hiç bir şey yok gibi yeni bir çatal istiyordu. Ecrin sesiz sesiz yemeğini yiyordu hiç bir şeyi fark etmemişti. Çatal gelince çatalın bir salatalık batırıp gülerek ağzına attı.

"Aylin hanım bir sorun mu var renginiz atmış" bunu derken gülüyordu. Kısa bir etek vardı üstümde ve oturunca iyice kısalıyordu. "Bir sorun yok iyiyim" gülümsüyordu. Ama normal bir gülme değildi. Piç gülüşü vardı yüzünde.

"Hep iyi olun Aylin hanım daha bir sürü iş yapacağız sizle. Çok güzel eğlenceli işler" o kadar imalı konuşuyordu ki kafayı yiyor gibi hissediyordum. Çok yakışıklı bir adamdı her kadının birlikte olmak isteyeceği türden. Siyah şekil vermeye çalışmasına rağmen dağınık saçları keskin yüz hatları siyah gözleri beyaz teni. Kazak altından bile belli olan mükemmel fiziği ama o kadar tuhaf bir bakışı vardı ki şu an kaçmak istiyordum.

Bakışımı anladığını an yüzü asıldı. "Ecrin bir su alıp gel istersen Ayline sen" Ecrin su almak için kalktı. "Özür dilerim ben bir an sadece güzelsin ve ilgimi çektin." Bu muydu yani bunun açıklaması.

"Özür dilerim ben sadece sende benden etiketledin sanmıştım. Öyle sansam bile doğru değil biliyorum. Üzgünüm " cidden üzgün ve telaşlı görünüyordu.

" Hiç yaşanmamış gibi yapsak olur mu?" diye sordu. İşimi kaybetmek istemiyorum zaten. Mecbur yapacağım bu, tek seçeneğim bu. "Olur" dedim sadece.

Ecrin suyu getirdi sohbet muhabbet konu orda kapandı gitti. Herkes işine baktı ve bir daha konusu hiç açılmadı benzer bir şeyde hiç olmadı.

Olayın üstünden bir hafta geçti. Ecrin baya sordu ne oldu diye bir şey olmadığını bir an başım döndü kötü hisettim diyip geçiştirdim. Şu an ise tuvalete üstümü başımı düzeltiyordum. Kaç saatır çalışmaktan yoruldum.

Şansa milletin patronu ne kibar çıkar. Bizimki sormadan elliyor sonrada küsüyor korkutuk diye. Evet konuşmuyor bile benim ile iki üç kelime bir şey söylerse söylüyor yoksa asla. Oda mecbur olduğu için konuşuyor. Tuvaletten çıktım masama doğru gitmeye başladım. Herkes açık alanda kütüphanede gibi çalışıyordu.

Masamın başına geldiğimde Arası gördüm. "Neredeydin?" herkes bize bakmaya başladı. "Tuvalete gitmiştim ne oldu ki?" cidden ne oluyordu burda ya. "Tamam uzun süre göremedim de odadan merak ettim." merak mı etmiş göremeyip. Beni merak etmiş öyle mi?

"Çalışıyorum işten kaçmıyorum merak etmeyin" dedim lafı çevirip çünkü şu an aldığım bakışları tahmin bile edemezsiniz. Kız erkek fark etmez göreseniz milletin babasını mı ayarttın dersiniz yani o derce bakışalar. "Bitirince sana gönderdiğim çizimi odama getir yada Meryeme bırak." diyip gitti. Meryem sekreteriydi.

Yerime oturup çalışmaya devam ettim. Yarım saat geçmeden bir kız tepeme geldi. "Buyrun" dedim kibarca ama her an saçımı başımı yolacak gibi görünüyordu. "Asıl sana buyrun iki günde patron metresi mi olcaksın" metresi derken bu adam evli miydi birde tövbe tövbe. "Terbiyenizi bozmayın beni yormayın yok öyle bir şey iyi günler" diyip konuyu kapatmaya çalışıyordum ama nafile.

Elini masaya vurup bağırmaya başladı "Sen kimsin beni susturuyorsun be" oh oh burda kahve ile yakmak yetmeyecek kişilerde varmış buna bardağında sokmak gerek. "ÇIK BENİM ÇALIŞANLARIMIN YANINDAN NEHİR" Öyle bir bağırmıştı ki olduğum yerde titredim.

"Abinede söyle en yakın zamanda yanıma gelsin" öfkeli bir şekilde yürüyerek gözden kayboldu iki dakika sonra biri geldi. "Ne oldu yine kime ne yaptı Nehir" sesiz kalmayı tercih ettim. Aras ile konuşsun. Aras odadan çıktı. "Baş mimarıma Arafın metresi mi olacaksın" dedi. Adam gözleri kocaman olmuş şekilde bakıyordu. "O kadar yapmaz Araf, Nehir tamam şımarık ama o kadar demez" bana bakıp kafası ile gel işaret yaptı. Bende yanına doğru gitmeye başladım.

Baş mimarım on gündür filan burda. "Kız kardeşin daha on gündür burda olan bir kıza metres dedi bu bir. İkincisi ben onun sevgilisi filan değilim biri ile ilişkim olsa bile kimse benim metresim filan olmuyor. Size mi sorcam kimle ne yaşadığımı bu iki. Üçüncüsü benim hissem senden çok ve Nehiri kovuyorum tek kelime duymak istemiyorum. " deyip arkasını dönüp odasına girip hızla kapıyı kapattı ama o kadar sert çaptı ki camdan olan kapı çatladı.

" Cidden dedi mi öyle bir şey? " Çok mahçup görünüyordu. "Evet" dedim sadece. "Ben onun adına özür dilerim" dedi mahçup bir şeklide. "Bencede Nehir artık gitmeli üzgünüm" diyip gitti.

Saatler geçmiş asla ses çıkmıyordu sesiz sedasız çalışıyordu herkes. Bir anda cam patlama sesi geldi. Arasın odasının tüm camları patladı bir anda. Yere baktığımda ne olduğunu anlamadığım bir şey fırlatmış cama oda zaten çatlaktı tuzla buz olmuştu.

Bir an yüzüme doğru patlamış korkmuştum cama en yakın oturmuştum bu gün normalde yerim farklıydı ama çizim için burası büyük diye buraya geçmiştim. Masaya kafasını koymuş Arasa bakıyordum hiç bir şey yok gibi duruyordu öyle.

Hızla ayağı kalkıp yanına gittim. "İyi misin?" kafasını kaldırıp bana baktı ama hayatımda canımı acıtan bu kadar az bakış olmuştur. O kadar bitik bakıyordu ki "Umrunda olamayan şeyleri sorma. İstemedin beni korktun benden. Sorma sana ne"

Ben ne zaman bu kadar şey yaptım bu adama. Bacağımı okşadı ve hala aynı fikrideyim doğru değildi tedirgin oldum. Ben mi suçlu oldum?

"İyiyim. Söyle bu gün iş bitti. Gitsin hepsi evine." kafama sallayıp dışarıdakilere hepimize erken çıkış izni verdiğini söyledim. Kızlardan biri imalı bir şekilde "Büyük başarı Nehir o kadar çabalasın sen gel şak diye kap adamı ne güzel vallahi" Sakin ol Aylin sakın ol. Aras zaten sinirli biride bunları dövüp adamı çileden çıkarma.

"Özge o çok sevdiğin Nehirin yanına sende kovuldun." masadan kalmış arkamda duruyordu. Bağıra çağıra gitmişti kız.

"Toplasana senin özelliğin ne? Sende sıradan bir çalışansın toplan git hadi" bunu daha farklı bir zamanda söylese asla umrumda olmazdı. Şu an bir kırgınlık hissediyordum boğazım düğümlendi bir an.

"Bakma öyle Aylin toplan git." bunu söylediğinde sesi daha yumuşaktı eşyalarımı toplamaya başladım hızla. Kimse kalmamıştı etrafta. Son eşyalarımıda çantama koyup arkamı döndüğümde hala orda görünce korktum bir an.

"Neden korkuyorsun benden? Canavar mıyım ben?" duygusuz ve dümdüz soruyordu bunu.

"Sana yaklaştım korktun. Uzaklaştım korktun. Aylin ben kötü biri miyim ya. On gündür burdasın. Kafayı yedim on günde beni ne kadar tanıdın ki korkuyorsun. Ben Türkiyenin sayılı mimarlarından biriyim çizim yapamaz oldum. Neden çünkü aklım Aylinde ve Aylin bir katilmişim korkuyor beden" sona doğru isyan eder gibi bağırmıştı.

"Ben korkmuyorum ki senden" cidden korkmuyorumda. Sadece o gün tedirgin olmuştum. "Aylin benim ol" ne dediğini bilmiyor gibiydi sarhoş gibi davranıyordu.

"Aylin niye bana bir şans vermiyorsun? Ben emin ki çok mutlu olacağız birlikte." denemek istiyordum aslında. Çok yakışıklı ve çekici bir adamdı, zeki başarılı ama iş etiğine uygun değildi. Ayrıca burada mağruz kalacağım baskı.

"Olmaz" dedim sadece. "Olur diyor gözlerin. Kalbin olur diyor biliyorum görüyorum. Neden inat ile yok diyorsun? İstiyorsun biliyorum neden izin vermiyorsun seni mutlu etmeme?" Onla olursam başıma gelecekler beni daha çok korkutuyordu.

Loading...
0%