@eylcnkrtrn71
|
3- Tanışma Alin'i gördükten sonra arabayı eve bıraktım. Ben çıkmadan önce tim yürüyerek gitmeye karar vermişti. Yürüye yürüye askeriyeye vardım. Hepsi kapıda beni bekliyordu. Yanlarına gittim. Sohbet o kadar koyuydu ki benim geldiğimi farketmediler. Daha doğrusu Hilal dışında kimse farketmedi. Hilal yalandan bir öksürük yaparak hepsinin dikkatini üzerine topladı. Bence timdeki tek kadın olduğu için -ben gelene kadar- şanslıydı. Hilal'in tek işareti ile sohbetlerine yürüyerek devam etmeye başladılar. Onlar önden Hilal ile bende arkalarından ilerlemeye başladık. "Böyle her dediğini yapıyorlar mı ?" Hilal kafasını salladı. "Evet komutanım." "Askeriye dışında rütbe kullanmıyoruz Hilal." Güldü. "Her dediğimi yaparlar ama bana özel değil bundan önce timde asteğmen vardı onun da her dediğini yapıyorlardı. Şimdi sana da öyle davranırlar ama sen çekimser kalıyorsun biraz." Başımı salladım. "Asteğmen'e ne oldu ? Tayin mi istedi." "Askeriye'ye sızması için gönderilen bir köstebekmiş." Şaşırmıştım. Gelen her asker albayların denetiminden geçerdi. Demek ki rolünü iyi oynayan biriydi. Konuşmamız devam ederken bir binanın önünde durduk. Hedefimize gelmiştik sanırım. Hakan Abi bina girişinde ki zile basmadan yanakları hafif kırmızı ve tombul tombul olan tatlı mı tatlı bir teyze kapıyı açtı. Şaşırmış olmalı ki bir süre dikkatli dikkatli bize baktı. Haklıydı aslında iri yarı hepsi iki metreye yakın 6 tane adam vardı. Hilal'le bende bir kadına göre hafif uzunduk. "Asker arkadaşlarım Emine Teyze." diyerek küçük bir açıklamada bulundu Hakan Abi. Teyze gülmeye başladı. "Baştan desene be evladım." Bizde gülüp binanın içine girdik. İki kat merdiven çıktıktan sonra kapıda bizi bekleyen bir kadın vardı. Herkes selamlaşıp içeri girdi. En son ben kalmıştım. "Yeni üye sen misin ? Umay'dı sanırım. Ayla ben." "Umay bende." dedim. Uzanıp herkese yaptığı gibi bana da sarıldı. İçim kıpır kıpır olmuştu. Hep beraber salona oturduk. "Aylin yok mu yenge ?" dedi Aras. "Aradım da arkadaşımla beraberim dedi yengem." dedi Ayla abla. "Arkadaşı da gelsin yenge." dedi Alparslan. Timin çapkını Alparslan'dı sanırım. "Ula bir rahat durun da." Ağzım açık bir şekilde Gökdelen'e bakıyordum. Bu şive Karadeniz şivesiydi. Nerde görsem tanırdım. Sen Anlat Karadeniz sağolsun. "Aşk olsun komutanım ben o anlamda mı dedim." dedi Alparslan. "Öyle bakma Oğuz komutanım Rize'li." dedi Hilal kulağıma fısıldayarak. Şaşkın şaşkın baktığım bu kadar mı belli oluyordu. Konuyu değiştirmek için saçmalamaya başladım. Evet saçmalamaya. "Siz askeriye dışı rütbe mi kullanıyorsunuz ?" Hilal gülmeye başladı. Şahsen bende Hilal'in yerinde olsam bende gülerdim. "Ağız alışkanlığı." dedi gülmeye devam ederken. "Kızlar oyun bozanlık yapıyor ama." dedi Gökalp. "Fısıldaşarak konuşuyorlar ya." dedi Akın. Hilal gülmeye başladı. "Korkmayın ya dedikodu değil." Cümlesinin devamını bana bakarak söyledi. "Ufak bir bilgilendirme." gülmeye devam etti. Rezil olmuştum iyi mi ? "Bu işte bir iş var da hadu hayurlusi bakalum." dedi Oğuz. "Bir iş yok ya. Hilal'e Aylin kim diye sordum onu cevapladı." O sırada içeri bakımlı gözleri yeşil saçları beline değecek kadar uzun kumral bir kız girdi içeri arkasından da sarışın ela gözlü saçları küt bir kız girdi. Önde olan konuşmaya başladı. "Selamlar." diyerek girdi içeri. Bakışları bana döndü. "Yeni üye sizsiniz sanırım. Ben Aylin tanıştığıma memnun oldum Umay Hanım." Uzattığı eli sıktım. "Bende memnun oldum ama şu resmîliği bir kenara mı atsak ?" "Atalım tabi bende pek sevmem." Herkese sarıldıktan sonra sıra Hakan abiye geldi. "Iyy enişte yine mi sen ?" Hakan Abi gülmeye başladı. "Baldız ev benim ama sen bilirsin." Herkes gülmeye başladı. "Arkadaşını tanıştırmayı unuttun Aylin." dedi Alparslan. "Lan." diyerek ensesine vurdu yanında oturan Gökdelen. "Sen ona pek takılma Gizem." dedi arkasındaki Gizem'e doğru. Sonra bize dönüp konuşmaya başladı. "Arkadaşım Gizem kendisi hemşire." Kısaca timdekileri de tanıttı. Gizem'le tanışmamızdan sonra yemek yedik. Ayla Abla, Aylin, Gizem, Hilal ve ben mutfaktaydık. Ayla Abla çay koyuyordu. Biz de yanında laflıyorduk. "Ay kızlar çay yanında oyun oynasak ne güzel olur." dedi Ayla Abla. "Ayy abla saçmalama bir tim dolusu askere oyun mu oynayacağız ?" diyen Aylin'in omzuna vurdu Ayla Abla. "Pardon da biri benim kocam ya hani." "Güzel olurdu aslında oynamazlar mı ?" diye sordu Gizem. "Ben dersem oynarlar ya." dedi Ayla Abla ve eline tepsiyi alıp içeriye doğru ilerlemeye başladı. Biz de peşinden ilerledik. "Ee hadi oyun oynayalım." "Saçmalama Aylacım." dedi Hakan Abi. Aylin gülmeye başladı. "Ya Hakan sen benim kocamsın ya ilk arkamda durması gereken sen değil misin ?" Tam Hakan Abi konuşacaktı ki bir bebek ağlama sesi geldi. Ayla Abla kalkıp kucağında bir bebek ile geldi. Oğuz'u görür görmez kollarını açarak kendini Oğuz'a doğru attı. "Bu kızın da Oğuz aşkı beni benden alıyor. Ben teyzesiyim bana bu kadar düşkün değil." diyerek söylenmeye başladı Aylin. "Ee hani oyun oynuyorduk canım." dedi Hakan Abi. Bu mükemmel U dönüşü hepimizi güldürmeye yetmişti. "O zaman ben anlatıyorum." dedi Hilal. "İki kişilik takımlar olacak biri kulaklık takıp diğerinin dediğini anlamaya çalışacak." diyerek açıkladı eğlenceli olacağa benziyordu. "Kura çekelim o zaman. Her takım bir erkek bir kız olsun." dedi Aylin. "Ben puanları yazmak istiyorum." dedi Akın. Kağıda tüm erkeklerin ismini yazdı Ayla Abla. İlk önce bana uzattı. "Aramıza yeni katılmanın şerefine Umaycım." Gülerek çektim bir kağıt. Hızlıca açtım. Açmaz olaydım. "Ya bu sayılmaz bir daha çekelim." "Oyun bozanlık yok kim çıktı Umay." dedi Aras. "Oğuz." dedim. Hayır ya başka birisi çıksaydı bu kadar üzülmezdim. "Biz de hevesli değiliz sana" dedi Gökdelen salağı. "Ben aslında sana çok hevesliyim de naz yapıyorum." "Naz yapaysun ?" dedi. Bu soruyu cevapsız bırakamazdım. "He naz yapayrum. Te Allah'ım ya." Onun ki kadar düzgün olmasa da bir ara şiveli konuşmaya takmıştım. Yine ve yine Sen Anlat Karadeniz aşkım yüzünden. Bu sefer şaşkın şaşkın bakma sırası ondaydı. "Nerelusun sen da ?" "Maraş. Kahramanmaraş. Şive o yüzden değil ya." Kos koca Rize'li adama şiveyi diziden öğrendim diyemezdim. Aras çabalamalarımı anlamış olacak ki konuşmaya başladı. "Aylin sen de seç hadi." ... Herkes seçmişti. Ben ve Oğuz pardon gökdelen yüzbaşı. Hilal ve Aras. Gökalp ve Aylin. Alparslan ve Gizem. Bu Alparslan'ın istediği bir eşleşme olmuştu. Hakan Abi ve Ayla Abla'da eş olmuştu. İlk Aras ve Hilal başladı. İki dakikada 6 kelime söyleyebilmişlerdi. Sonra Hakan Abi ve Ayla Abla yarıştılar. Onlar da iki dakikada 7 kelime söylemişti. Sıra Alparslan ve Gizem'deydi. Alparslan kulaklığı takmıştı. Ama onlar Alparslan yüzünden 3 kelime söyleyebilmişlerdi. Çünkü Alparslan'ın tek amacı Gizem'e yürümekti. Sıra bizdeydi. "Ben mi takayım kulaklığı sen mi takarsın." Yani şimdiye kadar hep erkekler takmıştı ve diğerleri hiç sormamıştı. "Sen tak." Kulaklığı takarken söylediği sözle elim ayağıma dolaştı. "Hadi bakalım Asena." Bu bana mıydı ? İsmimi mi karıştırmıştı ? Yoksa askerim diye lakap mıydı ? Bi soruları sonra düşünmek için kenara attım. Ve elimdeki kağıtta ki kelimeleri söylemeye başladım. "Milenyum" "Milenyum." Anlayamasın da biraz uğraşsın diye hecelemeden söylemiştim ama o hemen şak diye anlamıştı. Sıradaki kelimeye geçtim. Tabi ki bunu da hecelemeden söyleyecektim. "Röbteşambır" bunu da bilemezdi herhalde. "Röbteşambır" "Yeter ama doğru söyleyin şarkı açmadınız mı ?" Gülmeye başladılar. Hayır kızım adam yüzbaşı niye yükseliyorsun. Gökdelen salağı kulaklığı çıkarıp konuşmaya başlayacaktı ki. İkimizinde telefonu aynı anda çalmaya başladı. Sanırım görev emriydi. Ama beni niye arasınlar ki ? Telefonu cebimden çıkardım arayan babamdı.. BÖLÜM FOTOĞRAFIMIZZZ ARTIK HER BÖLÜMÜN SONUNA FOTOĞRAF KOYMAMAYA KARAR VERDİMM. OKUYUP OY VEREN ARKADAŞLARIM LÜTFEN YORUMDA YAPIN. FİKİRLERİNİZE İHTİYACIM VAR. SEVİLİYORSUNUZ 💕💕 |
0% |