
Yopçagi: senin bu hemen kaçıp gitmelerini ne yapıcaz acaba?
Siz: senden öğrendiğimi uyguluyorum sadece
Yopçagi: lafımı geri alıyorum ve
Yopçagi: senin bu laf sokmalarını ne yapıcaz acaba?
Siz: aslında bir yol var
Yopçagi: nedir?
Siz: bana kim olduğunu söylemen
Yopçagi: 😑
Yopçagi: bunu söyleyeceğime o laflarını yerim daha iyi
Siz: o kadar diyorsun yani
Yopçagi: diyorum
Siz: peki o zaman
Kesinlikle kim olduğunu söylemeyecekti ve ben o söylemedikçe daha çok merak ediyordum.
Bunu yazdıktan sonra başka bir şey atmamıştı. Telefonumun ekranını kapattıktan sonra karşımda beni bekleyen Altay'ın yanına gittim.
Kendisi beni elinde ellik ile bekliyordu. Yerimde step yapmaya başladım. ( step atağa çıkmadan önce hazırda beklemek genellikle hafifçe zıplanır ve gard alınır)
Altay elliği tutması ile tüm gücümle elliğe vurmaya başlamıştım.
' nefes kontrolünü bırakma Egemen'
' merak etme bende o iş'
Sağ vurmamız bitmiş sola geçmiştik. Antrenörüm diğerlerini çalıştırır iken bize de bakıyordu. Onun buraya gelmesi ile adam akıllı yapmaya başlamıştım.
' aynen böyle Egemen, 2 hafta sonra maça çıkacaksın şu nefes kontrolünü de halletsen '
' farkındayım hocam, bu sefer alacağım o altın madalyayı'
' tekmelerin ve savunman fena değil antrenmandan sonra Altay ile maç yapın'
Altay hemen müdahale ederek
' ama hocam Egemen ile benim alanım farklı o maçtan gidiyor ben poomse arada dağlar kadar fark var'
' olsun, hep poomse den gideceksin diye bir şey yok, diğer olanakları da değerlendirmen gerek'
Altay'ın omzuna vurdum ve ,
' lan bu kadar çok mu korkuyorsun benden?'
' yok be ne korkucam senden sadece ikimizin de alanı farklı o yüzden şey ettim ben yani'
' ikiniz maç yapacaksınız ona göre, Altay sende yalandan yere şey yapma '
Altay el mecbur kabul etmek zorunda kalmıştı. Yarım saatlik antrenmandan sonra ikinizde korumalıklarımızı giymiş karşılıklı duruyorduk.
Antrenörüm kulüpteki herkesi çağırmıştı. Başka dallardan olan sporcular sabırsızlıkla maçımızı bekliyorlardı. Altay'ın hocanın ( antrenör yerine hoca yazıcam çünkü daha rahat yazılıyor ve genelde hoca deniliyor) yanında olduğunu görmem ile yanına gittim.
'hocam bir de sanki yenileceğimi bile bile bütün herkesi de buraya toplanmışsınız, ben maça çıkmasam Emin çıksa '
' Emin sakat şu sıralar bacağını daha fazla zorlamasını istemiyorum. Altay tam olarak Egemen'in karşısına çıkabilecek rakiplerden birisin. Gücün onun gücü ile aynı, hem belli mi olur belki yenersin Egemen'i '
' hah hocam güldürmeyin beni kendisi Avrupa Şampiyonu ben mi yenicem onu'
' tamam daha fazla lak lak etme git ısın 10 dakika sonra maç başlayacak'
Geçen 10 dakikanın ardından tatamiye ( minder gibi bir şey ama daha çok spor alanında kullanılan yere konulan minder) çıkmıştık. Maçın başlaması ile gardımı alarak step yapmaya başladım. Altay ise bana tekme atmaya çalışıyor savunma tekmelerim ile attığı her tekmeyi boşa çıkartıyordum. Çıktığım çoğu tekme bana puan getirmişti. Altay'ın savunmaları ve benim tekmelerim sonucunda maçı ben kazanmıştım. Bi zahmet.
Biten maç ile Herkes dağılmıştı. Kalanlar ile ortalığı temizledikten sonra soyunma odasına gidim. Dolaptan çantamı alacak iken not kağıdını görmem ile çantamı yavaşça yere bıraktım. Katlanmış not kağıdını açtığımda okuduğum şey:
'' o madalyaların boşuna olmadığını biliyordum. ''
Ama bu yoksa bilinmeyen miydi??
SELAMMM
Geçen bölümün üstünden baya geçti farkındayım o yüzdenn çok çok özür dilerim
Eve geldiğim için baya dolu olduğum için şimdi bölümü düzenlemeye zaman bulabildim :)
Neysemmm bölümü nasıl buldunuz bakimmm
Artık bir şeyler ortaya çıkmaya başlıyor gibi haaa ;)
Bir sonraki bölümde görüşmek üzereeee
Sağlıkla ve sevgiyle kalınn tabii ki de sporla daaa :D
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |