Yeni Üyelik
4.
Bölüm

4. Bölüm

@eylul_safak

"İyiyim annecim. Evet hallettim okuldaki işlerimi. Evet anne. Evet sorun yok." Çorbayı karıştırırken bir yandan da annesiyle
konuşuyordu Beren. Annesinin ardı ardına sorduğu sorulara sabırla cevap vermeye çalışıyor ve gerçekten mutluymuş gibi
rol yapmayı deniyordu.

"Tamam söylerim. Öpüyorum sizleri. İyi bakın kendinize." Yanaklarını şişirerek derin bir nefes verdi. Klasik annesiydi işte.
Koca bir haftayı yarım saate sığdırmayı başarmıştı. Telefonu yemek masasına koydu. Ardından ocağın altını biraz kısıp dolaptan tabakları
çıkarmaya başladı.

İzlediği film bitince televizyonu kapattı Ateş. Beren'in yanına mutfağa doğru yürümeye başladı. Kapıya yaslanıp kollarını
göğsünde buluşturdu. O huzurlu gülümsemesini takınıp sessizce onu izlemeye başladı.

Çocuktu evet ama çokta yetenekliydi Beren. Koca evi temizlemeyi başarıyor bir de yetmezmiş gibi hergün yemek yapmaya
uğraşıyordu. Yaptığı yemekler annesininki gibi olmasada gerçekten lezzetli olduğunu düşünüyordu Ateş. Evi o serserilikten çıkmış,düzene
girmişti.

Çoğu kez kapıdan içeri girdiğinde şaşırıyor yanlış yere geldiğini düşünüyordu.

"Hayret." Beren önlüğü beceriksizce üstünde çıkarıp sandalyeye koydu. Konuşurken Ateş'e bakmıyordu."Evin içinde
nasıl giyinileceğini öğrenmişsin."

Eşofmanlarına baktı Ateş. Gülümsedi ardından.

"Ama sen büyüklerinle nasıl konuşacağını daha öğrenememişsin çirkin örde-"

"Tamam tamam otur yemeğe." Onu dinlemeden lafını kesti Beren. Öfkeyle dişlerini sıktı Ateş. Sakin olmalıydı.

İkiside sessizce yemeklerini yerken sıkıldı Ateş.

"Okul nasıl gidiyor ?" Sesi pek ilgileniyormuş gibi çıkmamıştı.

Geldiği daha 1 hafta olmuştu ama Ateş'i çok iyi tanımıştı Beren. Lafı fazla uzatmak istemiyordu. Omuz silkti yavaşça.

"Güzel."

Gerçekten güzeldi. Üniversite çok farklı bir dünyaydı. Üstelik daha ilk günlerden bir arkadaş grubu bile olmuştu.
Kendine en yakın hissettiği kişi Yağmur'du. Diğerlerinide seviyordu ama Yağmur'la herşeyini paylaşmaya başlamıştı.
İzmirliydi o da. Geçen sene gelmişti ve hazırlık okuduğu için birinci sınıftaydı. Beren,ingilizcesi iyi olduğu için
sınavdan geçmiş ve direk birinci sınıftan başlamıştı.

Yeni dünyasında mutluydu. Ateş'e bulaşmama kararını defalarca kendine hatırlatıyor ve büyük oranda başarılı oluyordu. [b]Şimdilik.[/b]

Kaşlarını çattı Ateş.

"Sadece güzel mi? Başladığın ilk dakikadan itibaren anlatmayacak mısın ?" Alayla güldü Ateş. O da Beren'i iyi tanıyordu. Çocukluğundan
beri hiç değişmemişti çünkü. Anlatmayı,konuşmayı çok severdi. Bu soruyu sorarken aslında pekte ilgili değildi ama Beren'in bu tavrı
onu meraklandırmıştı.

"Anlatsamda bir önemi olacak mı ? " Suyundan bir yudum aldı Beren. "Büyük ihtimal yine çocuk deyip gülüp geçiceksin hatta belki
alay ediceksin.Bu yüzden güzel işte başka bir şey yok. "

"Çirkin ördek yavrum trip mi atıyor ? " Dudaklarını çocukca bükmüştü Ateş. Şuan o kadar komik görünüyordu ki gülmemek için
dudaklarını ısırdı Beren. Bir insan aynı anda nasıl bu kadar mükemmel olabilirdi ?

"Trip atmıyorum. Beni anlayan [b]çocuk[/b] olduğumu düşünmeyen insanlarla beraberim. Oldu mu ? " Bir an hızlıca konuştuğu
için nefessiz kaldı Beren.

Ateş ise anlıyormuş gibi başını anlayışla salladı. Daha fazla alay edip onu kırmak istemiyordu. Telefonunun çalmasıyla konuşmaları bölündü.

"Efendim Mert." Ağzını peçeteyle silip suyundan bir kaç yudum aldı Ateş.

"Abi,iyice ev kuşu oldun sen. Saat 7 ve sen yoksun ! " Mert bir yandan gülüyor diğer yandan ciddi olmaya çalışıyordu.

"Gelicem dedim ya. Yemek yiyordum." Ateşte gülüyordu.

"Ahh ahh evde bir çıtırla yaşasam yemek değilde başka doyurucu şeyler yapardım." Koca bir kahkaha attı Mert.
Sinirle gözlerini devirdi Ateş.

"Kes zevzekliği. Gelicem birazdan. " Telefonu kapadı Ateş. Mert'in bu şakalarından iğrenmeye başlamıştı.
Aklının ucundan bile geçmeyen şeylerdi bunlar. Bakışlarını Beren'e çevirdi.

Giydiği pembe şortu ve aynı tonlarda ki t-shirtliyle çocuktu işte. Saçlarını tepeden toplamış çocuksu bir tavırla dudaklarını şişirmiş masayı topluyordu.
Mert'in kurduğu hayallerden çok uzaktı yani. Kısa zamanda onları tanıştırmalıydı. Mert Beren'i gördüğünde bir daha aptal şakalarını yapmazdı.

Telefonu bir kez daha çaldığında ekrana bakmadan açtı Ateş.

"Ne var Mert ?"

"Tatlım ? " Genç kız gülümsedi.Bir yandan hangi geceliğini giymesi gerektiğine karar vermeye çalışıyordu.

"Ahh pardon güzelim Mert sandım." Gülümsedi Ateş.

"Beni tanıdın değil mi ?" Genç kız,uzun sarı saçlarını geriye atarak küçük bir kahkaha attı.
Alt dudağını çekici bir şekilde ısırdı Ateş. [b]Elbette hatırlamıyordu[/b]. O kadar kızla takılmış,birlikte olmuştu ki aslında hiçbirini
önemsemiyordu. Kural belliydi. Kullan-At.

En sonunda akıl ederek telefonun ekranına baktı.

"Serap." Dedi saçlarını ellerinin arasından geçirirken. "Hatırlamaz mıyım tatlım."

Telefondaki kızın eriyip bittiğini farkındaydı. Bir yandanda Serap'ın kim olduğunu çıkarmaya çalışıyordu. En sonunda geçen hafta barda
tanıştığı şu sarışın afet olduğunu hatırladı.

"Diyorum ki,bu gece bize gelsen. Seni gerçekten özledim ."

Ateş,böyle çekici bir şekilde gülümserken kendini kaybetti Beren. Kahretsin neden böyle olmak zorundaydı ?
Kendine geldiğinde Ateş'in niye böyle güzel baktığını fark etti. Genelde Beren'in yanında normaldi.
Ama böyle ara ara gelen telefonlarından sonra gözleri parlıyor ve o baştan çıkarıcı gülümsemesini
takınıyordu.

Şimdi, telefondaki kızın dediğini duyduğunda iğrenircesine yüzünü buruşturdu Beren. Hırsla bakışlarını çekip tabakları
bulaşık makinesine yerleştirmeye başladı. Ara sıra bilerek gürültü yapıyordu.

"Elbette." Derken Beren'e bakmıştı Ateş. Nedense bu tür konuşmalarına şahit olması hoşuna gitmiyordu. O daha çocuktu ve
böyle şeylere uzak kalması gerekti.

"İşlerim bittikten sonra görüşürüz güzelim." Dedikten sonra telefonu kapattı Ateş. Ve Beren'in burnunu sıkarak odasına doğru
yürümeye başladı.


"Bu gece gelmeyebilirim." Ateş,beresini başına yerleştirken Beren'e seslendi. Odaları karşılıklıydı. Ateş'in bağırdığını duyduğunda
onun yanına gitti .

"Hiç şaşırmadım." Kollarını göğsünde birleştirmiş bilmiş bir tavırla ona bakıyordu.

Küçük bir kahkaha atarak ona döndü Ateş. "Bu kadar bilmiş olma. " Dedi aynada kendine bakarken.

O sırada duyduğu sesle cebinden cep telefonunu çıkardı Beren. Numarayı tanımıyordu.

"Efendim." Kaşlarını çatarak telefonu açtı.

Ateş ise oyalanmaya çalışıyordu. Geldiğinden beri annesi dışında ilk defa biriyle konuşuyordu Beren.

"Ahh tanıdım tabi.İyiyim sen nasılsın Burak ?"
Gülümseyerek konuşmuştu Beren. Diğer yandan da saçıyla oynuyordu.

"Aa bilmiyorum ki.Yarın ders aralığım var mı ? Bende gelmek isterim ama -" Ateş'e bakmadan odasına yürümeye başladı.
Onun yanında konuşmamasına hafiften öfkendi Ateş. Burak kimdi ?
Banane diye düşündü başlarda ama Beren ona emanetti.

"Ben çıkıyorum." Beren'in odasına girdi. Beren'se onaylayacı bir el hareketiyle tamam dedim.

Kapıdan çıkarken çocuk diye geçirdi içinden..

Loading...
0%