Yeni Üyelik
2.
Bölüm

2. Bölüm

@eylul_safak

Önünde duran tabelayı inceledi Duru.Koyu siyah renkle ve italik olarak yazılan yazıyı tekrar etti içinden.


“Mavi Ay.”


Dün geç saatlerde geldiği için sadece yazının yanında yanıp sönen yarım mavi ay sembolünü hatırlayabilmişti.Ama gündüz olduğu için gece parıldayan ay şimdi soluk şekilde yazıya eşlik ediyordu.


İçeriye adımını attığında şaşırdı.Çünkü burası bir bar değil kafeydi.Doğru yere gelmediğini düşünüp geri adım atacakken duyduğu sesle durdu.


“Merhaba!”


Genç adam gülümseyerek Duru’nun yanına geldi.Duru önce şaşkınlıkla genç adamı inceledi.Sarı ve uzun sayılabilecek saçlarını ensesinde toplamıştı.Mavi gözleri öylesine belirgindi ki bakmaktan kendini alamamıştı genç kız.


“Hoş geldin.İçeri de boş yerimiz var geçsene.”


“Hoş buldum.” Derken kendisine gösterilen samimiyetle biraz daha şaşırmıştı Duru.Genç adamın yönlendirdiği yere oturmadan önce durdu.


“Sanırım yanlış yere geldim.Dün gece bu caddede bir bara gelmiştim,aslında orayı arıyorum.”


“Bingo!” Ellerini şıklattı Eren neşeli bir şekilde.”Yüzündeki şaşkınlıktan anlamalıydım.” Derken kafenin sağ tarafında duran küçük bar masasının arka tarafına geçti.


“Doğru yerdesin.” “Otursana.” Eren Duru’ya bar taburesini işaret ederken diğer yandan da ustaca bir hızla çıkardığı bardağa buzlu sudan koydu.


“Aslında burası bir kafe.Fakat geceleri rock müzikle ilgilenen gruplar burada çalıyor,onlar için küçük bir sahne yaptık.”


Duru kendisine uzatılan sudan bir yudum aldıktan sonra merakla sordu.


“Dün geldiğim yerle burası çok farklı görünüyor ama.”


“Akşam 6’dan sonra kafeyi kapatıyoruz.Sekizde program başlıyor o zamana kadar da buranın normunu


değiştiriyoruz.”


“Yorucu görünüyor.”Dedi Duru gülümseyerek.


Güldü Eren.” Severek yaptığımız için bizi yormuyor.” Ardından durdu genç adam.


“Şimdi sen anlat.Sabah sabah niye bir bar arıyorsun.”


“Öncelikle.Ben Duru.” Derken elini Eren’e doğru uzatmıştı genç kız.Eren’in samimi ve içten tavırları karşısında istemeden de olsa çözülüvermişti o da.


“Eren.” Dedi genç adam da kuvvetlice Duru’nun elini sıkarak.


“Ben aslında-“ Duru konuşmaya başladığı sırada kafenin kapısının açılmasıyla duraksadı.


Başını Eren’in baktığı yere çevirdiğin de O’nu gördü.İstemeden de olsa yutkunmuştu.Yağız siyah deri ceketini askıya asıp Duru’nun yanına oturmuştu.


“Oo Başkan.” Eren gülerek masaya elini vurdu ritmik bir şekilde.”Hoş geldin.”


“Seni bir kere çalışırken görmek istiyorum.” Yağız şakayla karışık sitemde bulunmuştu.Duru’ya birkaç saniye göz atıp başını çevirdi ve o yokmuş gibi konuşmaya devam etti.”Ben mutfağa giriyorum,bir şeyler atıştıracağım.”


“Aslında ben bir telefon buldum.” Yağız tam kalktığı sırada yüksek sesle bağırdı Duru.Elini montunun cebine sokup telefonu çıkardı.


Duru’nın bağırmasına şaşkınlıkla baktı Eren ve Yağız.Duru ise şuan ne kadar aptalca göründüğünü fark edip içinden kendine sövüyordu.


Onun uzattığı telefonu alıp birkaç saniye inceledi Yağız.Ardından umursamaz bir sesle mırıldandı.


“Peki.” Duru’nun sesindeki o gürültü Yağız’ın sakinliğiyle ortalığı bir anda germişti.


“Bir teşekkür et .” Eren arkasından bağırırken arkasına dönmeden elini karizmatik bir şekilde havaya kaldırdı Yağız.


“Teşekkürler.” Diye bağırdı alaylı bir sesle.


“Aptal.” Eren’in duyamayacağı bir sesle mırıldandı Duru.Kimdi ki bu çocuk? Nasıl umursamazca hatta tiye alırcasına konuşmuştu kendisiyle.Üstelik Duru iyilik yapmışken!


“Onun kusuruna bakma.” Eren özür diler gibi gülümserken biraz da olsa sakinleşmişti Duru.Ardından bar masasının arkasındaki duvarda yazan ilanı gördü.


“Önemli değil.Zaten telefon için gelmemiştim.Hala garson arıyor musunuz?”


Siniri yerini kurnazca bir gülümsemeye başladığında keyiflenmişti.Dün kızlar tuvaletinde hikayesini duyduğu adamı bulmak için bundan daha iyi bir yer bulamazdı.İçinden bir ses bunu yapmamasını söylerken diğer ses ise düşüncelerini bastırıyordu.Sadece birkaç bilgi toplayıp ayrılacaktı buradan.Bunda kötü ne olabilirdi ki?


--


“Daha önce garsonluk yaptın mı?”


“Hayır.”


“Önceden ne iş yapıyordun?”


“Bir şirkette reklam yazarıydım. “


“Peki neden işinden ayrıldın.”


“Bir dakika ya.Sorguda mıyım?” Elleri dizlerinin üstünde gergince soruları yanıtlarken bulduğunda kendini,içinde bulunduğu durumu fark etmişti Duru.Eren’e garson olarak çalışmak istediğini söylediğinde genç adam burukça gülümseyip başkan diye seslendiği aslında kendi yaşlarında olan Yağız’a yönlendirmişti.Demin ki çıkışından sonra otoriter bir sesle kendisini adeta sorguya çeken Yağız’a baktı.Ardından ne olduğunu belki açıklar diye Eren’e döndü.Eren ise mavi gözlerini Duru’ya dikmiş,ellerini göğsünde birleştirmiş duvara yaslanıyordu.Duru’nun vereceği tepkileri izliyordu fakat sesini çıkartmıyordu.


Derin bir nefes alıp Duru’nun oturduğu sandalyenin karşısına çekti sandalyesini Yağız.Dirseklerini dizlerine koyup genç kıza yaklaştı.


“Reklam yazarı olan bir kız ne diye sıradan bir kafede garsonluk yapmak ister ki?”


“Septik misin ?” Yağız’ın otoriter sesini ancak alayla bastırabilmişti.Ardından alayla da gülünce Yağız’ın yüzü iyice ifadesizleşmişti.Daha fazla uzatmayıp hızla yerinden kalktı genç adam.


“Başka bir iş bul kendine.” Onun kestirip attığını görünce panikledi genç kız.Geri adım atıp sesini yumuşattı.


“Paraya ihtiyacım var.” Ağlamaklı bir sesle konuştu.


Duru tam bir oyuncuydu.İnsanların duygularını nasıl etkileyeceğini bilirdi.Yeri gelince çok da güzel bir yalancıya dönüşebiliyordu.Fakat bunu engellese de bazen zor durumda kaldığında kullanmak zorunda kalıyordu.Zafere giden yolda her şey mübah değil miydi zaten? Ki çokta yalan söylüyor sayılmazdı paraya ihtiyacı vardı,bunun için o hikayeyi yazmalıydı.


“Borçlarım var ve şuan bulabildiğim tek iş bu.” Onun sesine karşın duraksayıp onu süzdü Yağız.Gözleri mi dolmuştu ? Ağlayacak mıydı?


“Tamam tamam.” Dedi konuyu kapatmak için.”Bir hafta deneme süren var,eğer bu işi kıvıramazsan gideceksin.”


“Teşekkür ederim.” Gülümsedi mutlulukla.Onun teşekkürüne buz gibi bakışlarıyla karşılık vermişti Yağız.


“Öğlen 12’de gelip işi Eren’den devralırsın.Akşam altıya kadar kafeyi işletiyoruz.Sadece garsonluk yapmayacaksın,yeri geldiğinde bulaşıkta yıkayacaksın.Sekizde gruplar sahne almaya başladığında sadece garsonluk yapmana gerek yok,barla ilgilen.Sana kokteyl yapımı gibi şeyleri öğretiriz,zaten birimiz sana yardımcı oluruz.Gece yarısından sonra iki gibi kapatıyoruz anca o zaman gidebilirsin.”


Derin bir nefes aldı Yağız.Hızlıca her şeyi saydıktan sonra ekledi.”Pazartesi ve Salı günleri sadece altıya kadar açığız,bir nevi tatilin o olur.” Ardından Duru’ya döndü.


“Tüm bu şartlarda yapabilecek misin?”


“Elbette!” Dedi Duru ellerini birbirine vurarak.Bunların hiçbiri umrunda değildi.Doğrusunu söylemek gerekirse ilk defa böyle bir yerde çalışacaktı.Ama onun tek düşündüğü Eren’den ya da herhangibir tabeladan çıkan grupların isimlerini günlerini öğrenmekti.Böylece aradığı kişiye kolayca ulaşabilirdi. ”Kulağa eğlenceli geliyor.”


“Eren detayları arkadaşa anlatırsın,benim işlerim var.”


Yağız kafenin mutfak kısmından çıkarken neşeli bir sesle bağırdı Duru arkasından.


“Elimden gelenin en iyisini yapacağım, patron!”


Loading...
0%