Yeni Üyelik
3.
Bölüm

3. Bölüm

@eylul_safak

Karşısında Kuzey’i görünce afallamıştı Leyla.Fakat bozuntuya vermedi.Hafifçe öksürerek ona baktı.


“Merhaba.” Gülümsemek yerine gayet ciddi bir yüz ifadesiyle konuşmuştu.Kuzey kaşlarını çatmış onu süzmüştü.


“Leyla.” Ses tonu genç kızı heyecanlandırsa da sadece baş işaretiyle onayladı onu.Kuzey el işaretiyle masasının önünde duran siyah deri koltuklardan birine oturmasını işaret etmişti.Leyla bir şey söylemeden kendisine gösterilen yere oturdu.Kuzey ise onu şaşırtarak kendi koltuğu yerine Leyla’nın karşısındaki deri koltuğa oturmuştu.


“Uzun zaman oldu.” Gülümsedi yarım yamalak genç adam.”En son ne zaman görüşmüştük ?”


“Bilmem hatırlamıyorum.” Omuz silkti Leyla.


Bir ay önce diye geçirdi içinden Leyla.En son konuştuğumuzu soruyorsan 8 yıl mezuniyet balosunda!


“Zaman çabuk geçiyor.”


Bir de bana sor o 8 yılı!


Leyla konuşurken Kuzey’in yüzü yerine etrafı incelemeyi seçmişti.Kuzey ise onu izliyordu.Değişmişti Leyla.Mezun buluşmasında onu tam inceleyememişti.Eskiden her zaman tepede topladığı uzun saçlarını omuzlarına kadar kestirmişti.Yağmurdan dolayı sırılsıklam bir halde olsa da yüzündeki o masum ifadeyle hala dikkat çekebiliyordu Leyla.Aralarındaki saniyeler süren sessizlikten sonra yerinden kalktı Kuzey.Ceketini çıkarıp astı.Masasının başına geçip Leyla’nın çevireceği kitabın İngilizce baskını aldı eline.


“Kitabı inceledim.” Kuzey konuşurken diğer yandan da kitabın kenarına aldığı notlara göz gezdiriyordu.O anda izleme sırası Leyla’ya gelmişti.


Onca zamana rağmen nasıl hala kalbinin atmasını sağlayabiliyor bu adam? Takım elbise içinde daha da harika görünüyordu.Onu izlerken bunca zaman hayatına kimseye almamasına hak vermişti.Hiçbir zaman belli etmemeye ant içse de hala seviyordu bu adamı.Hem de yılların eskitemediği şekilde.Tek farkla,artık eski Leyla değildi.Eskisi gibi belli etmeyecekti ilgisini.Zor olsa da umursamıyormuş gibi yapacaktı.


Düşüncelerinden sıyrılmak için çantasından kitabın orijinalini çıkardı.Japonca basımın açtı kapağını.


“İngilizcesini de inceledim.Fakat kendi dilinden çevirmek daha iyi olacaktır.”


“Daha önce hangi alanlarda çalıştın?” Kitabın kapağını kapatıp ona döndü Kuzey.


“Japon şirketlerinde.İlaçların prospektüslerini,makinelerin kullanım kılavuzlarını çevirmiştim.Akademik alanda ilk çevirim olacak bu kitap.”


“Elimden geldiğince yardım edeceğim.” Gülümsedi Kuzey.Yerinden kalkıp odanın diğer yanını boydan boya kaplayan ahşap kitaplığa yöneldi.Daha önceden hazırladığı kitapları aldı eline.Masasının üstüne bıraktı.


“Çeviriye başlamadan önce bunları okumanı tavsiye ederim.İşletmeye ve dış ticarete yönelik temel kavramların basitçe açıklamaları var.”


Leyla’nın konuşmasına fırsat vermeden devam etti cümlelerine.”Senin için bir oda hazırlatmak isterdim fakat maalesef boş odamız şuanlık yok.O yüzden şurada çalışabileceğini umuyorum.”


Kuzey’in gösterdiği yere baktı Leyla.Odanın dışında büyük alanda çalışan personellere baktı.Büyük alan masalarla parçalara ayrılmıştı.Herkesin masasında bilgisayar ve çeşitli eşyalar vardı.


“Önemli değil.” Suratının asıldığını gizleyemedi.Herkesin içinde böyle bir ortamda nasıl çeviri yapabilirdi?


“Hala sessizce kabulleniyorsun.” Kuzey’in ağzından çıkan cümleyle ona döndü şaşkınca.Genç adam ciddi yüz ifadesiyle fakat Leyla’nın içine dokunan şefkatle konuşmuştu.


“Zor olacağını biliyorum.Ama elimden gelen başka bir şey yok.”


“Bana karşı iyi olmak zorunda değilsin.” Leyla’nın hırçın sesi ortamı biraz germişti.”Zoraki iyiliklerden hoşlanmıyorum.Ayrıca birbirimizi daha önce tanıdığımız bilinmezse sevirinim.”


Kuzey şaşırsa da gülümsedi alayla.”Bunu beni söylemem gerekmiyor muydu?” Sinirlenmişti.”O zamanlar peşimden ayrılmayıp başıma her belayı açan sendin.”


Kuzey hatırlıyordu.Ve aptalca bir şekilde Leyla’yı mutlu ediyordu.Kızdı kendine.Gardını düşürmeye niyeti yoktu.


Küçük bir kahkaha attı Kuzey’in sinirli bakışları arasında.”Yoksa hala sana aşık olduğumu falan mı düşünüyorsun?”


“O zamanlar aşık olduğunu kabul ediyorsun yani.” Nakavt! Kuzey’in hamlesiyle az önce alayla gülen yüz hali allak bullak olmuştu.Haydi Leyla,10,9,8.. Kalk ayağa!


“Bilirsin.. birkaç yürek çarpıntısını aşk zannederdik.” İşte bu! Gülümsedi kendinden emin bir şekilde.


“Haklısın.Zaten sana hiçbir zaman o gözle bakmadığımı ve bakmayacağımı hatırlıyorsundur.” Kuzey kendini toparladıktan sonra ekledi cümlesinin sonuna alayla.”Leyla hanım.”


“Anlaştık Kuzey bey.” Yerinden kalktı Leyla’da.Kuzey’e bakmadan masanın üzerindeki kitapları aldı kucağına.Bir daha hatırlatmasına ne gerek vardı ki?Elbette o da olmayacaklarını biliyordu.”Bugün işe başlarım.”


“Hayır!”


Kuzey’in biraz panikle çıkan sesi onu şaşırtmıştı.Neden der gibi baktı Leyla kaşlarını çatarak.Ne olmuş olabilirdi ki?


“Yanii..” Kuzey sıkıntıyla elini ensesine götürdü.Bunun ne anlama geldiğini biliyordu Leyla.Zira yıllar öncede olsa onu uzaktan izleyecek epey vakti olmuştu.Kararsızdı Kuzey.Bir şeyler vardı fakat Leyla anlayamamıştı.


“Bekle.” Dedi az önce çıktığı,odanın diğer tarafına açılan kapıya doğru yürürken.İçeriye girdi Kuzey.Kendisi için özel bir alan oluşturduğu odada dolaba yönelip içinden bir sweatshirt aldı.Leyla’nın yanına döndüğünde ona uzattı.


“Bu ne için?” Leyla önce sweartshirte ardından Kuzey’e bakmıştı.


“Üstün.” Duraksadı bir an Kuzey.”Çok ıslanmışsın,hasta olma.”


“Gerek yok.” Kuzey’in bu ince davranışından etkilenmişti Leyla.Demek hala bir parça iyilik kalmıştı içinde!


“Lütfen.” Ona doğru bir adım atıp sakince tekrarladı Kuzey.


“İstemiyorum.İdare edebilirim.”


“İnatçı olduğunu unutmuşum.” Güldü alayla.


“Lütfen şöyle cümleler kurma.” Leyla başını dikleştirip biraz öfkeyle mırıldandı.”Bana eski günleri hatırlatıyorsun.Hoşuma gitmiyor.”


“Sana dair hatırladığım çok şey yok zaten,korkma.” Genç adam sinirlenmişti.Ne yapmaya çalışıyordu Leyla? Aslında Leyla’dan çok kendine kızdığını fark edemiyordu Kuzey.Hatırladığı Leyla ve şuan karşısında duran kadın arasında o kadar fark vardı ki.Belki de bunu kabullenmediği için öfkeleniyordu.


“İyi.” Birbirlerine sinirle baktılar.Leyla ona birkaç kötü bakış daha atıp kapıya doğru yürümeye başladı.


“İçin görünüyor.”


“Ne?!” Leyla dudaklarını ısırarak ıslanmış üstüne baktı.Kitapları yavaşça yere bırakarak Kuzey’e döndü.Bir yandan da kollarıyla üstünü kapamaya uğraşıyordu.


“Bunu şimdi mi söylüyorsun?” Hızlı ve kısa adımlarla onun karşısına geçmişti.”Sana inanamıyorum!”


Leyla’nın tam tabiriyle bu şapşal haline gülmek istedi Kuzey.Ama bunu belli etmeyerek odanın personelin ofisine bakan cam kısmına doğru yürüdü.Siyah stor perdeyi aşağıya indirerek arkasını döndü.


“Giyin.Bakmayacağım.”


“Bakacağın kadar bakmışsındır zaten!” Leyla bir hışımla az önce almadığı sweatshirti aldı Kuzey’in elinden.O arkasını döndüğünde bir gözü hala genç adamın üzerindeydi.Bluzunu çıkartıp sweatshirtü üzerine geçirdi hemen.Çantasının küçük gözüne koyduğu siyah tokasıyla topladı saçını.


Kuzey arkasını döndüğünde sessizce gülmüştü.Leyla’nın giyindiğini anladığında ona doğru döndü tekrardan.


Leyla şimdi biraz da olsa eski Leyla gibiydi.Ona doğru gelip yakınında durdu.Sweatshirt oldukça büyük olmuştu.Leyla kolunu çekmesine rağmen bileğinden tutup kazağın kollarını katladı Kuzey.


Kahretsin!Çok utanıyorum.Niye yapıyorsun bunu Kuzey.Bana karşı iyi olma.Bana böyle güzel bakma.


Leyla’nın utandığında çocuksu bir hal alan yüzüne bakmak istemedi Kuzey.Bakarsa güleceğini biliyordu.


“Oldu.” Kuzey ondan uzaklaşıp onu süzdü umursamazca.”Şimdi gidebilirsin.İlk iş gününde iyi bir intiba bırakman gerekti.” Açıkcası iyi bir intiba bırakması umurunda değildi.Onu tabiri caizse kurtlarla dolu bu iş ortamına o halde yollayamazdı.


“Bu geldiğimden beri beni izlediğin gerçeğini değiştirmiyor.” Leyla hala öfkeliydi.Büyük ihtimal önümüzdeki günlerde hatırladıkça daha da utanacaktı.


“Standartlarıma uymuyorsun zaten.” Sonunda kendini tutamayarak gülmüştü Kuzey.Leyla hemen inanmış olacak ki yüzü düşmüştü.


“İyi günler Kuzey bey.” Önce çantasını ardından kitapları aldı bıraktığı yerden.


“Bak ne hatırladım.” Elini çenesine götürüp düşünürmüş gibi yaptı Kuzey.”Sanki vücudunu daha önce görmemiştim.Biraz zayıflamışsın.”


“Aptal!” Leyla öldürücü bakışını atıp çıktı odadan.Ardından gülen bir Kuzey bırakarak..


Eşyalarımı almak için girdiğim boş sınıfta tek başına oturmuş Aylin’le karşılaşıyorum.


“Kızların giyinme odasında tadilat varmış.Spor salonunun giyinme odasında değiştirdiler üstlerini.” Aylin’e bakıyorum anlamayarak.Bu değişiklikten benim niye haberim yok? İlk ders beden diye eşofmanlarımla geldiğim okula,üstüme birinin kola dökmesiyle üniformalarımı giymeye mahkum kalmışım.


“İnanmazsan diğerlerine sor.” Aptalca bir şey yapıp inanıyorum ona.Sıramın altından eşyalarımı çıkarıp bugün nöbetçi olduğu için beden dersine katılmayacak olan Aylin’e teşekkür ediyorum.


Öğretmen halime acıyıp izin verdiği için yavaş adımlarla gidiyorum spor salonuna.Kapıyı kapayıp kimsenin olmadığından emin olduğumda önce koladan yapış yapış olmuş kazağımı ardından eşofman altımı çıkartıyorum..Hızlı bir şekilde onları katlarken okul kıyafetlerimi koyduğum küçük çantayı alıyorum elime.Gördüğüm tabloya karşı bayılacak gibi oluyorum.Üniformalarım yok!


Birkaç saniye kalıyorum olduğum yerde.Yeniden eşofmanlarımı giysem üstüm berbat halde,giyemem.Soğuk soğuk terler akıyor sırtımdan.Ama bu imkansız!Çantaya kendim koydum eşyalarımı.O an her şey bir puzzle gibi oturuyor kafamda.Eksik parça tamamlandı Aylin! Niye böyle bir aptalca oyun yaptı ki?


O sırada kilitlemeyi unuttuğum kapı açılıyor ve karşımda Kuzey’i buluyorum.Kapıyı açarken konuştuğu için yarım kalıyor cümlesi.


“Leyla ne konuşacaksın be-“ Kaşlarını çatıyor önce.Ardından arkasını dönüyor hızla.


“Sen..” diyor şaşkınca bir sesle.”Niye çağırdın beni!”


“Ben mi çağırdım seni!” Bir yandan bağırırken diğer yandan kollarımla üzerimi kapatıyorum.Olamaz ya!


Resmen yarı çıplak gördü beni!


“Aylin benimle konuşmak istediğini söyledi.” Arkasını dönüyor.Gözleri büyüyor şaşkınlıkla.”Giyinmemişsin!”


“Nasıl giyenebilirim.O gerizekalı kız arkadaşın eşyalarımı almış!” Benim gibi sessiz birinin –bence- çileden çıkışını ve hakaret edişine şaşırdığı için susuyor.


“Birazdan erkekler üstüne değiştirmeye gelecek.” Panikliyor.Bense çoktan ağlamaya başladım!


“Ne yapacağım şimdi?Herkes görecek beni!”


“Dur dur sus ağlama.Düşünüyorum.” Soyunma odasında dolanıyor hızlı adımlarla.Eşyalarını koyduğu dolabı açıp içeriden gömleğini ve ceketini çıkartıyor.Gömleği üzerime geçirip düğmelerini ilikliyor hemen.Üstüme de ceketimi örtüp tutuyor kolumdan.Ayak sesleri yaklaştıkça benim gözyaşlarımda artıyor! Aşık olduğum adamın benim için telaşlanması beni elbette mutlu ediyor ama ona başka bir zaman sevineceğim!


Soyunma odasının hemen içinde olan duş alınan kabinlerden birine giriyoruz.Kapıyı kilitleyip kulağını kapıya dayıyor.


Sınıfın erkekleri üstlerini değiştirmek için odaya girdiklerinde zaten iki kişiye dar gelen kabinde biraz daha yaklaşıp ağzımı kapatıyor.Elini dudaklarına götürüp susmak için işaret ediyor.


Başımı sallıyorum sadece.O kadar yakınımdaki kokusunu duyabiliyorum.Cep telefonunu cebinden çıkarıp benimde göreceğim şekilde mesaj atıyor Aylin’e.


“Çabuk Leyla’nın eşyalarını getir!”


Başka bir an olsa düşüp bayılabilirim.Belki de hayatımda ilk ve son defa bu kadar yakınız birbirimize.Kalp atışlarımın sesini duyuyor mudur acaba? İnşallah duymuyordur!


Neredeyse yarım saat kadar bekledikten sonra herkes derse yetişmek için çıktığında kabinin kapısını açıyor.İçeriye göz atıp beni çıkmam için çağırıyor.


Aylin gelip eşyalarımı bırakıyor Kuzey’in bağırmaları arasında.Kabine girip üstümü değiştirmeye başlıyorum.


“Ne yaptığını zannediyorsun sen?”


“Küçük bir şaka aşkım.”


“Bana aşkım deme.” Kuzey öfkeli.Yüz ifadesini az çok tahmin edebiliyorum ve bu oldukça hoşuma gidiyor!


“Ama sen-“


“Biz seninle sevgili falan değiliz.Birkaç kez takıldık diye sevgili mi olduk? Rahat bırak artık beni.Beni de Leyla’yı da.Yaptığın çok çocukça.”


Demek öyle Aylin hanım.Yakınıma gelip ballandıra ballandıra anlattığın buluşmaların yalanmış demek!


Kuzey Aylin’i kolundan tutmuş olacak ki ağlak bir sesle konuşuyor Aylin.


“Tamam canım yanıyor bırak.”


Oh olsun sana! Pislik!


“Git buradan,gözüm görmesin seni.” Aylin’in gittiğini kapı sesinden anlıyorum.Hırkamı da üstüme geçirdikten sonra çıkıyorum kabinden.Artık ağlamıyorum ama gözlerim hala kıpkırmızı.


Beni umursamadan önce üstünü çıkarıyor Kuzey.Kaslarını görüp utanarak arkamı dönüyorum.Konuşmuyor ama ne kadar sinirli olduğu yüzünden belli oluyor.O giyindikten sonra ona doğru dönüyorum.


“Teşekkür ederim.” Diyorum yüzüne bakamadan.


“Herkese bu kadar çabuk güvenme.” Sinirli bakışları bir an yumuşuyor.”Hadi derse geç kalacağız!”


O önde ben de arkada yürüyoruz.Az önce hayatımı kurtardın Kuzey.Artık hem platonik aşkım hem kahramanımsın!


Loading...
0%