Yeni Üyelik
5.
Bölüm

5. Bölüm

@eylul_safak

“Demek onunla hala görüşüyorsun.” Kuzey asansöre bindiklerinde sordu Leyla’ya.


“Evet.” Dedi Leyla ona bakmadan.”Bir sakıncası mı var?”


“Sakınca mı?” Kahkaha attı genç adam.”Sadece onu gözüm tutmadı.”


“Ne garip.” Gülümsedi Leyla.”Yıllar önce o da senin için aynı cümleyi kullanmıştı.”


“Eskilerden konuşmak istemediğini söyleyene bak.” Kuzey’in sesi alaylı çıkmıştı.Ulaş’a olan sinirini ondan almak istiyordu adeta.Nereden çıkmıştı bu adam yine? Lise yıllarında yeterince deli etmemiş miydi onu? Öğle aralarında yaptıkları maçlar hala aklındaydı.Ulaş’ı yenmek için haftasonları saatlerce basketbol oynardı.Son zamanlarda yenmişti de hem de istisnasız.Bunu hatırlayıp gülümsedi kendi kendine.


“Bugün yeterince nostalji yaptık haklısınız Kuzey bey.”


“Sana düşünme payı vermiyorum.” Uzandığı yatağımda doğruluyor Meriç. Beni bilgisayarın başından kaldırıp kendi oturuyor.Daha yeni açmıştım oysaki Kuzey’in fotoğrafını!Doya doya bakamadığım için oflayarak salondan sandalye almaya gidiyorum.Yanına geldiğimde çoktan yeni bir msn adresi açmışken buluyorum onu.


“Adı ne ?” Diyorum az önceki kızgınlığımı geride bırakarak.Öyle heyecanlanıyorum ki!Meriç’in Kuzey’le konuşmam için açtığı sahte adresi sahiplenirken buluyorum kendimi.


“Selin.” Meriç gözünü bilgisayardan ayırmadan konuşmaya devam ediyor.”Profile kız fotoğrafı koymayalım şimdilik.Hani şu geçenlerde çok güldüğümüz bir avatar vardı onu mu koysak?” Masaüstümde duran resme tıklıyor ardından.Üzerinde “Her gören aşık oluyor fotoğraf falan yok.”Yazan yazıyı okuyup tekrardan kahkahalara boğuluyoruz.


“Bence bu komik olur.Gizemli bir hava olmalı.Şu elinde papatyalar olan resmi koyalım.”


Avatarı seçtikten sonra sıra nick kısmını doldurmaya geliyor.Başa sadece Selin yazıp kişisel iletiye de araştırmalarımız sonucu bulduğumuz ‘cool msn nickleri’ temalı bir söz yazıyoruz.Her şey tamamlandığında Kuzey’i ekliyoruz heyecanla.Aradan geçen yarım saat sonrasında online oluyor Kuzey! Yaşasın kabul etmiş! Aptalca buna sevinirken bir an da üzülüyorum.Her tanımadığıyla konuşuyor mu böyle?


“Yazdı!” Meriç parmaklarını kıtlatıp bana bakıyor.Seslice okuyoruz yazdığını.


“Tanıyamadım ?”


“Merhaba,Selin ben.”


“Selam da tanıyamadım sizi?”


“Sen Kuzey değil misin?”


“Evet ama siz hangi Kuzey’e bakmıştınız ?”


“Şş..” Meriç tıslıyor yüzünü ekşiterek.”Burada bile uyuz.”


“Ne diyeceğiz şimdi?” Dudaklarımı dişliyorum heyecanla.Ya anladıysa ben olduğumu?


“Karışma,o bende.” Gülüyor Meriç.Birkaç saniye düşünmek için yukarıya bakıyor ardından ellerini şıklatarak cevap veriyor.


“Soyadını bilmiyorum.Geçen gün parkta tanışmıştık.Ayrılırken bana bağırarak bu adresi söylemişti.”


“Yanlış kişiyi eklemişsin.Hangi şehirde yaşıyorsun?”


Şehri doğru semtini farklı bir yer yazarak kapatıyoruz konuyu.Fakat Meriç’in bu olayı bırakma niyeti yok.Bir şekilde sürekli konu açıp yazışıyor Kuzey’le.


“Güzel bir yanlışlık oldu.”


Ne demek güzel bir yanlışlık? Meriç’in yazdığına bakıp saçını çekiyorum sinirle.


“Evet,sohbetini sevdim.Şuan çıkmak zorundayım.Başka sefere konuşuruz yine.Bye bye.”


Kuzey oturumu kapattı!


Gördüğüm bildirimle rahatça yerime yaslanıyorum.Peki ne olacak şimdi?


“Bundan sonrası sende.”


“Beceremem ki ben.”


“Yaparsın.”Sırıtıyor Meriç.”Sen yüz yüze Kuzey’le sohbet edemiyorum diye yakınmıyor muydun?Al sana onu tanıma fırsatı.İstediğini yaz,aşkını itiraf et.Nasıl olsa asla sen olduğunu öğrenmeyecek.”


Yaklaşık bir saattir boş boş önündeki kitaba baktı Leyla.Bir türlü odaklanamıyordu.Gözlerini kapattığında Kuzey’in ardından sevgilisinin yüzü düşüyordu zihnine.Yüreğinde hissettiği bu tuhaf sıkıntı tanıdık ama yabancıydı.Daha önceleri de hissetmişti.Mesela onu Aylin’le gördüğünde.Ama şimdi ki daha ağırdı sanki,nefes aldırmıyordu.Ne sanmıştı ki? Hayatında kimse olmayacağını mı?Evet bunu hayal etmişti.Yıllar sonrasını da.Ama hiçbir şey hayal ettiği gibi olmamıştı,yine yeniden.Düşüncelerinden sıyrılıp kendine gelmek için ofisin içinde olan küçük mutfağa doğru ilerledi.Kahve makinesinde kahvesinin olmasını beklerken kendisini izleyen Kuzey’den habersizdi.


Kuzey kollarını göğsünde birleştirip boydan boya cam olan duvara yaslanmıştı.Leyla’nın kendisini fark etmesini bekliyordu.


Leyla ise kahvesi olmasına rağmen bir eli tezgahın üstünde boş boş karşısındaki duvara dalmıştı.Ulaş’ın Kuzey’lerin yanındaki davranışlarını düşünüyordu.Niye böyle bir şey yapmıştı ki?


“Burada oyalanmamalısınız Leyla hanım.” Duyduğu ses ve ensesinde hissettiği nefesle ona doğru döndü Leyla.Burun buruna gelmişlerdi.Leyla şaşkınca ve hareketsizce ona bakarken Kuzey kahve makinesine uzanıp bardağı Leyla’ya uzattı.Kendine de bir tane almak için uzaklaştı Leyla’dan.


“Kusura bakmayın,dalmışım.”


“Sizi bu kadar düşündüren ne merak ettim açıkçası?” Aralarındaki sizli konuşma artık Leyla’yı da rahatsız ettiği için Kuzey’e gayri resmi bir tavırla cevap verdi.


“Çeviride zorlanıyorum.Onu düşünüyordum.”


Kahvesini alıp yeniden cam duvara yaslandı Kuzey.Yalan söylediğini ima etmek istercesine kaldırdı tek kaşını.


“Anlıyorum.İstersen sana yardım edebilirim?”


“Gerek yok.” Zeren’i hatırlayıp bir an sesini yükseltmişti genç kadın.”Kendim halledebilirim.”


“İyi öyle diyorsan öyle olsun.” Yerinden doğrultu Kuzey.”İyi çalışmalar.” Dedi soğuk bir sesle.Ardından


Leyla’da nasıl bir etki bırakacağını tahmin dahi etmeden ekledi.”Leyla.”


Kuzey giderken onun arkasından dalgınca bakakalmıştı Leyla.


Ah be adam!Ne güzel söyledin yine ismimi!


“Kuzey bey.” Asistanı gözlerini şaşkınlıkla açarak sormuştu Kuzey’e.


“Efendim?” Dedi genç adam kaşlarını çatarak.Anlayamamıştı.


“Siz neden kahvenizi kendiniz aldınız?Ben getirirdim.”


Bunun üzerine küçük bir kahkaha attı Kuzey.”Yok canım.Hava değişikliği iyi geldi.Sen çalışmana dönebilirsin.”


Elindeki kahve bardağına bakarak yürümeye devam etti Kuzey odasına doğru.Asistanı ise ilk kez Kuzey’i böyle bir şey için odasından çıkmasından dolayı şaşkındı hala.


--


Akşam olduğunda şirketin önünde Ulaş’ın arabasını görünce ayaklarını yere seslice vura vura onun yanına oturdu Leyla.


“Aptal!” Öfkeyle Ulaş’ın koluna vurdu.Sinirden başına ağrılar girmişti.Ne gerek vardı Kuzey’in yanında böyle abartılı tavırlara?Derin bir nefes aldı,sakinleşmeye çalıştı.


“Ahh..” Ulaş kolunu ovalarken yüzünden gülümsemesini silmemişti.”Kuzey’in yüzünü gördün mü? Lisede de deli ederdim onu.”


Kendisinin aksine en yakın arkadaşını eğlenmiş gördüğünde siniri biraz daha arttı Leyla’nın.”Beni katmadan da gıcık edebilirdin.”


“O da senin iyiliğin içindi.”


“Ne demek iyiliğim için?” Leyla’nın sorusunun üzerine arabada ona doğru döndü Ulaş.


“Senin artık onunla ilgilenmediğini sanması için ufaklık.”


“Sanması için ? Zaten ilgilenmiyorum.” Bunu söylerken başını gururla dikleştirmişti Leyla.


“Hiç sanmam.Ona nasıl baktığını gördüm,bu bakışı yıllar önceden hatırlıyorum.”


“Hadi ya.” Direnmedi Ulaş’a.Yüzü düşmüş,bakışları hüzünlenmişti.Genç adama döndü gözlerini kocaman açarken.”Ama çok seviyordum be!”


**


Eve geldiklerinde Meriç’i aynanın başında makyaj yaparken bulmuşlardı.Meriç önce gizli dünya adını koyduğu üç çekmeceli dolabını açtı.Sıraya dizdiği lenslerden üzerinde mavi yazılı olanı aldı eline.Gözlerini onu taktıktan sonra bir alt çekmecedeki perukları seçmeye başladı Ulaş ve Leyla’nın bakışları arasında.


“Sizce hangi rengi tercih etmeliyim.” Onlara dönüp gülümsedi şirin olmaya çalışarak.


“Siyah.” Ulaş onun yanına gidip dolabın içine göz atmaya başlamıştı.”Manyaksın sen.Kızım bunlar ne?”


“Avukat olmak kolay değil Ulaş bey.” Meriç saçlarını toplayıp siyah peruğu geçirdi kafasına.Üstünede siyah uzun şapkayı geçirdi.Zaten akşam için seçtiği kırmızı uzun dar elbise fazla gösterişliydi.Bir de üstüne dikkat çekmemeliydi.


“Dikkatli ol,bu sefer seni kurtarmaya gelemeyebilirim.” Ulaş kocaman bir kahkaha attı.Her zaman Meriç bir şeyler yapar ve başını belaya sokardı.Onu kaç kez bu durumdan kurtarmaya çalıştığını hatırlayamıyordu bile.


“Öyle mi?” Ona doğru döndü Meriç.Kirpiklerini hızlıca birkaç kez kırptı.”Bir daha düşün.”


Gülerek onun şapkasına hafifçe vurdu genç adam.”Tamam bu sefer son.”


“Zaten yalnız gitmiyorum.” Bunu söylerken gizli dünyaya yönelmişti.Hızlıca çekmeceleri karıştırıp birkaç parça şeyi Leyla’ya doğru fırlattı.”Leylacık da benimle geliyor.”


Leyla deminden beri sessizce izlediği Meriç’e öfkeyle baktı.”Hayır!”


Bu hayır öyle keskin bir şekilde söylenmişti ki Meriç olduğu yerde birkaç saniye kaldı hareketsizce.Yavaş adımlarla Leyla’ya doğru yürürken yüzünün aldığı ifade Leyla’yı ürkütmüştü.


“Hayır mı dedin sen?” Eline beline koydu.Gözlerini yakan lensleri düzeltmek için açıp kapadı.Ardından parmaklarını kıtlattı sakin bir şekilde.


“Duyamadım.” Leyla’dan cevap alamayınca ses tonu biraz daha kısıldı.


“Gelmek istemiyorum.”


“Ne demek gelmek istemiyorum!”


“Ovv!” Ulaş kulaklarını kapattı sese tepki olarak.Meriç evin içinde öyle bağırmıştı ki, Leyla kendisine uzatılan kıyafetleri ve peruğu alıp hızlıca odasına kaçmıştı.


Leyla üstünü değiştirdikten sonra Meriç gülümseyerek ona baktı.


“Harikasın Oya’cığım.” Ardından ellerini birbirine vurarak alkış tuttu birkaç saniye.”Bugün, 1 Ağustos 2016.Oya ve Deniz modern hayatın rutinliğinden sıkılıp kafa dağıtmak için bir resim sergisini seçerler.Deniz’in en sevdiği şey böyle organizasyonları fotoğraflayıp anı biriktirmektir.” Meriç konuşmasını bitirdiği salonda durdu.Önce Leyla’ya ardından Ulaş’a baktı.


“Ama nereden bilebileceklerdi ki burada yanlışlıkla bir aşka şahitlik edeceklerini.” Yanlışlık derken öyle bir sırıtmıştı ki genç kız cümlesinin sonunda dayanayamayıp kahkaha attı.”Bayılıyorum böyle hikayelere.”


“Manyak bu.”Ulaş Meriç’in duyamayacağı şekilde fısıldadı Leyla’ya.Leyla ise taktığı platin rengi kıvırcık peruğa dokundu.Ardından üzerine geçirdiği beyaz elbiseye.”Bari kıyafetleri güzel seçseydi.” Diye mırıldandı.


“Düşün önüme.” Meriç’in otoriter sesine boyun eğerek çıktılar evden.


Sergi salonuna geldiklerinde ister istemez gerilmişti Leyla.Bu geceki piyeste Ulaş’a arabada beklemek düştüğü için şuan onun yerinde olmak istiyordu sadece.Evet Meriç tam bir manyaktı.Bazı davalarda boşanmakta direnen erkeği ikna etmek için onu takip eder,tahmin edilen sevgilisiyle basar ve bunu fotoğraflardı.Ardından makul bir fiyatta anlaşıp onu boşanması için ikna ederdi.Bu seferki kurban ise boşanmakta direnen bir iş adamıydı.Varlığının neredeyse tamamını karısına borçlu olduğu için boşanmak istemiyordu.Meriç’e ise onu ikna etmek kalmıştı her zamanki gibi.


“Bak bak adam bu.” Meriç şapkasını düzeltip fotoğraf makinesinin askını boynuna astı.Bir yandan Leyla’yla konuşurken diğer yandan fotoğraf çekiyordu öylesine.


“Adamın sergisi mi?”


“Hayır.Sezgilerim beni yanıltmaz ,adamın kız arkadaşının sergisi.”


Durdu Leyla.Gözlerini kısarak ona şüpheli bir bakış attı.”Samimi durmuyorlar.”


“Durmazlar.Burada yakınlaşacak kadar aptal değiller.”


“Nasıl yakalayacaksın ki!” İsyankar bir sesle sormuştu Leyla.Bu saçmalığın bir an önce bitmesini eve gidip Kuzey için üzülmek istiyordu.


“Şuan burası bir sergi salonu gibi görünebilir.Fakat normalde kızın atölyesi.Şimdi böyle organizasyonlar moda.Güya daha profesyonel ve samimi oluyormuş.Kızın evi de bunun bir üst katında.Şu merdiveni görüyor musun? Odanın sonunda olan.O kızın evine çıkıyor.Oraya bir şekilde girip delilleri toplamam lazım.”


“Bir dakika! Burası kalabalık değil,özel bir davet gibi.Nasıl davetiye bulabildin?”


Sırıttı Meriç.Leyla’ya dönüp zaferle mırıldandı.”Sosyal medya üzerinden iki haftadır kızla yazışıyorum.Resimlerinin hayranıymışım gibi.Şunun çizdiklerine baksana çok kötü.Adamın desteği olmasa bir hiç.Bu yüzden gerçekten resimlerini beğenen birine karşı koyamadı.Davet etti.”


“Sana inanmıyorum.Ulaş haklı manyaksın sen.”


Omuz silkti Meriç.”Ulaş bir de ne kadar güzel olduğumu görse.” Diye mırıldandı Leyla’nın duyamayacağı bir sesle.


--


Sergi başladıktan ve açılış konuşması yapıldıktan sonra herkes kendi halinde eğlenmeye başlamıştı.Leyla bir köşede durmuş resimleri incelemeye başlamıştı.Bir resmin önünde dakikalarca duruyor ve sadece bakıyordu.O tuvalin içinde Kuzey ile kendisini görüyordu sanki.Bu öğlen yaşadıklarını,Zeren’in ona nasıl dokunduğunu,Kuzey’in bakışlarını.


“Al şunu.” Meriç’in kendisini dürtmesiyle düşüncelerinden sıyrıldı.”Ben kızı oyalayacağım.Sen de herkes kendi halindeyken üst kata çıkıp her şeyi fotoğrafla.”


“Saçmalama.”Makineyi ona geri verdi Leyla.”Aksiyon benim işim değil.Yapamam Meriç.”


“Leyloş lütfen.” Mavi gözlerini üzgünce doldurdu Meriç.”Bu dava çok önemli.Tamam makine bende kalsın telefonunla çek.Hadi 10 dakika ya.”


Onu kıramayıp kabul etti Leyla.Meriç kızın yanına gidip konuşmaya başladığında etrafına baktı titreyerek.Küçük küçük adımlarla merdivene yöneldi.Merdiveni kapatan çiçeklerinden üzerinden atlayıp basamakları hızlıca çıktı.Kapıya yönelip açmaya çalıştı ama yapamadı.Daha sonra kenarda asılı duran anahtarları alıp açmayı denedi.Başarılı olup içeriye girdi hemen.


Cep telefonunu çıkarıp gördüğü her şeyi fotoğraflarken en son tuvalete yöneldi.Meriç’in diğer operasyonlarından burayı da çekmesi gerektiğini öğrenmişti.Birinin olacağını dahi tahmin edemeden kapıyı açtığı sırada birinin olduğunu fark etti.Panikle gözlerini kapatıp kaldı olduğu yerde.


“Çok özür dilerim.” Elleriyle gözlerini kapattı sıkıca.Ardından kapıdan gelen ayak sesleriyle adam onu içeriye çekip kapıyı kapattı.


“Aç gözlerini.” Duyduğu bu ses? Ellerini yüzünden çekerek önce tek gözünü ardından diğerini açtı.Kuzey’i gördüğünde bayılacağını düşündü.Dizleri tir tir titremeye başlamıştı.


“Zamanlaman harika.” Kuzey ona bakmadan yarım bırakıp kapatmadığı kapıya doğru kulak kabartmıştı.”Biraz daha erken gelseydin hoş bir görüntü olmazdı.Tam da çıkmak üzereydim.”


“Özür dilerim.” Diye yeniledi Leyla.Onun son cümlesinden sonra kaşlarını çatarak ona baktı Kuzey.Tanıdık gelen sesle karşılaştığı yüz uyuşmuyordu.Bir adım geri attı Leyla.Sırtında kapıyı hissedince kaçamayacağını anladı.Kuzey ise bir adım atıp aralarındaki mesafeyi kapatmıştı.


“Seni tanıyorum.” Dedi Leyla’nın lensler yüzünden yeşil olan gözlerine bakarak.”Daha önce karşılaştık mı?”


Kaşlarını çatmıştı genç adam.Leyla ise başını salladı hayır anlamında.Konuşup kendini ele vermeye niyeti yoktu.Fakat birkaç dakika inceleme sonucunda gerçeği fark etmişti Kuzey.Eliyle Leyla’nın sarı saçlarına dokunup yavaşça çekti.Eline gelen perukla daha da çatıldı kaşları.


“Ne işin var senin burada?” Sesinin duyulmaması için fısıldamıştı Kuzey.Ayak sesleri yakınlaştıkça etrafa bakındı.Leyla’nın burada bu halde görünmesi başına dert açabilirdi.Tuvaletin içinde olan duşakabine çekti Leyla’yı.Duşakabinin yeşil-beyaz perdesini çekip susması için ona işaret etti.


“Biri görecek.” Adam hızla içeriye girip kapıyı kilitledi.Kadın ise küçük bir kahkaha atmıştı.


“Karın ajanlarını Selma üzerine yoğunlaştırmıştır.Asla bizden şüphelenmezler.”


“Senin için nelere katlanıyorum görüyor musun? O becereksiz arkadaşının sergisine paraları döktüm.Sırf senin için.”


“Değmiyor mu?” Kadın sevgilisinin dudağına küçük bir öpücük bıraktı.


Leyla telefonun ses kaydedici kısmını açarak Kuzey’e mahçup bir bakış atmıştı.


“Hadi içeri geçelim.İkimizin de bu kadar görünmemesi dikkat çekmesin.”


“Biraz daha kal.”


Duyduğu öpüşme seslerine karşın yüzünü buruşturdu Leyla.Meriç tüm bunları duyunca nasıl da şaşıracaktı! Kuzey’e baktı.Hala yüzündeki o ifade silinmemişti.Kafası karışmıştı.Bir an önce Leyla’ya bunların hesabını sormak için can atıyordu.


“Şerefsiz..” diye fısıldadı kendinin bile duymaktan zorlandığı bir sesle.Bu yasak aşkın öpüşme seslerinden rahatsız olup yavaş hareketlerle Leyla’nın kulağını kapattı.


Şaşkınca ona baktı Leyla.Yine Kuzey’in kokusu ciğerlerine dolmuştu.Yine Kuzey ona yakındı yüreğini hareketlendirecek kadar.


Kapı açılıp gittiklerinden emin olduklarında ellerini onun yüzünden çekti Kuzey.Leyla’da telefonunu çantasına atmıştı.


“Tüm bunların bir açıklaması vardır umarım?” Ellerini beline koydu öfkeyle Kuzey.Az önce şahit olduğu şeye Leyla sebep olmuştu.


“Yanlış yer yanlış zaman.” Başını öne eğdi Leyla.Meriç’i ele veremezdi.


“Telefonunu ver.”


“Hayır.”


“Leyla.”


“Kuzey lütfen.”


Kuzey elini geçmeyen siniriyle Leyla’ya uzatmıştı.Ama Leyla telefonu vermemekte direniyordu.


“Vermeyecek misin?Ben alırım.” Leyla’nın çantasına uzandı hızlıca.Leyla’da sıkıca Kuzey’in elini tutmuştu.


“Isırırım elini bırak.”


“Ne?” Kahkaha attı genç adam.”Delirmişsin sen.Bırakmıyorum.”


“Sen kaşındın.” Çantasını biraz havaya kaldırıp Kuzey’in elini ısırdı Leyla.Kuzey can havliyle elini kurtardığında Leyla çoktan telefonu alıp sutyenine sıkıştırmıştı.


“Artık alman imkansız.”


“Amacın ne senin?” Gerçekten amacı neydi bu kızın? Elini ovuşturdu tekrardan.


“Bilmemen yararına olur Kuzey.Hadi çıkalım artık.Meriç ölmüştür meraktan.”


“Demek Meriç’te bu işin içinde.Tahmin etmeliydim.”


Hızlıca evi terk ettiklerinde merdivenin başında durdu Kuzey Leyla’yı.


“Bekle.”


Önce bileğini tutan Kuzey’in eline ardından ona baktı Leyla.İçi ürpermişti.


“Seni evine bırakayım.”


Bir an için evet demek istedi Leyla.Kuzey’le geçireceği bir saniye bile o kadar değerliydi ki! Ama yapmadı.Gülümsedi nazikçe.


“Teşekkür ederim ama gerek yok.” Bileğini çekip kalabalığa karıştı.Meriç’i bulup üstün körü anlattı her şeyi.


“Tabii ya.” Dedi Meriç kafasına vurarak.”Kuzey’in arkadaşı sanırım serginin sahibi.” Ardından Leyla’nın demin atlattığı tehlikeyi es geçerek heyecanla söylendi.”Demek adam karısı anlamasın diye bu ressam kadını kullanıyor.Vay be!İyi prodüksiyon.Ama Meriç’ten kaçmaz.Delil topladın mı?”


“Ses kaydı.” Sırıttı Leyla.Kuzey’i gördüğü için neşesi yerine gelmişti.


“Hadi gidelim o zaman.”


Meriç önden gidip Ulaş’ın arabasına çoktan binmişti.Leyla Kuzey’e göz atıp çıkmak istediği için geride kalmıştı.Serginin çıkışında buldu Kuzey’i.O da gitmek üzereydi.


“Teklifim hala geçerli.” Dedi Kuzey gülerek.”Bu halde evine yalnız gitmeni istemem.”


“Aslında..” Bir an için teslim bayrağını indirecekken Ulaş’ın sesiyle kendine gelmişti Leyla.


“Tatlım hadi geç kalıyoruz.”


“Ulaş bekliyor.”


Kuzey’in değişen yüz ifadesine zaferle bakıp Ulaş’ın arabasına doğru koştu Leyla.


--


Evine girdiğinde üstünü değiştirdikten hemen sonra kütüphanesine koşmuştu Kuzey.Evrakları koyduğu bölümde mezuniyet yıllığını aradı.Bulduktan sonra yanına iliştirdiği defteri aldı eline.İlk sayfasını açtı.


Bugün lise hayatımın ilk günü.Çok garip bir şey oldu.Çıktığımız ikinci tenefüste biriyle karşılaştım.Kumral saçları ve öyle güzel gözleri vardı ki.Bana çarptı.Özür diledi.O an düşmemem için kolumdan tuttu.Göz göze geldik.Zaman durdu.Zaman daha önce hiç böyle durmamıştı.Gözlerimi kapatıyorum.O an hala aklımda.Bir an bile gitmiyor yüzü gözlerimin önünden.Kalbim öyle hızlı atıyor ki onu görünce,midemdeki yumruyu saymıyorum bile.Niye böyle oldum?


Birkaç saat önce içine girdiğim okul bahçesi bir an yeşillendi sanki.Kuş cıvıltılarını şimdi fark etmem ne garip.Etraftaki her şey değişti.Nefes aldığım an bile garip hissediyorum.Hasta oluyorum galiba.Ama bu nasıl hastalık Allah’ım? Niye hep onu görmek istiyorum,sesini duymak istiyorum?!Asıl garip olan bilmem kaç yüz kişi olan okul nüfusu sadece 1 kişi oldu.Ama maalesef tanışamadık.Sanırım karşı sınıfımdaki şubede.O da benim gibi yeni başlamış.Gözlemlediğim kadarıyla hepsi bu kadar.Adını öyle merak ediyorum ki.Ama


yaklaşmaya cesaretim yok.


Bu arada gözlerinin nasıl güzel güldüğünü söylemiş miydim?


Hemen okuyup bitirmek istemediği için diğer sayfalara bakmak yerine üstün körü karıştırdı sayfaları.Bazı günler sadece yazı yazılmıştı,bazı günlerde o günü anlatan karikatürler çizilmişti.Gözü papatyalı sayfayı takıldı.Karikatürde kız taşın üstüne oturmuştu.Bir çocukta onun önünde eğilmiş elindeki papatyayı kıza uzatmıştı.Altında da bir not yazıyordu.


“Sana benziyor.Kalabalıkta yalnız başına,kendi halinde.Sanki buraya ait değilmiş gibi.”


Parmağını sayfanın üzerinde gezdirdi Kuzey.Bu anı hatırlamaya çalıştı ama yapamadı.Hiçbir şey canlanmamıştı.Biraz daha çevirdi sayfaları.Kendi yüzünü karakalemle çizilmiş görünce gülümsedi elinde olmadan.Saçları şimdiye nazaran biraz daha uzundu o zamanlar.Sakalları bile tam çıkmamıştı.Gülümsemesiyle beraber yan sayfada Leyla’nın el yazısıyla yazılmış şiiri okudu seslice.


Yaşamak ağır..Yaşamak zor ..


Yaşamak, en önemlisi yaşamdan kopup seni yaşamak..


Anılarda, hayallerde ve gerçeğin çok uzağında..


Nefes alıp vermek seninle..


Gülmek, ağlamak ve susmak..


Yaşamın çok ötesinde seni yaşamak..


Yaşamak umut, yaşamak sevinç..


ama seni yaşamak ölüm, seni yaşamak yaşayamamak aslında


Sen olmadıktan sonra ..


Loading...
0%