Yerdeki desen çok hoşuma gitmişti kırmızının ahengiyle resmen büyülenmiştim. Eğildiğim yerden doğrularak kocaman gülümsedim eserimle gurur duyuyordum ama daha işi bitmemişdi. Parçalar çok güzel olmuştu ama toplaması uğraştırıcıydı. İğnemi derinin üstünden kutunun içine attım sonra parçaları toplamaya başladım. Göz, tırnak, diş, kulak gibi uzuvları alıp kezzabın içine attım.

" Kolları, bacakları ve kafayı da at" dedi kadim sanki o söylemese yapmayacaktım. Hemen onlarıda alıp kezzabın içine attım onlar eriyene kadar etrafı temizleyecek tim. Oksijenli su ile kurumuş kan lekelerini çıkardım en sevdiğim aletim olan bıçağımıda temizlemeyi ihmal etmedim.

Yerleride hallettikten sonra sandalyenin üstündeki kanları unuttuğumu fark ettim ve hızlıca onu da hallettim. " Sende iyice unutkan olmaya başladın " dedi kadim, söylediği şey beni güldürmüştü " unutkan olsam bile sen bana hatırlatırsın. " Bu dünyada tek değer verdiğim ve duygularına inandığım kadim 'di.

Plastik maşa ile kezzabın içindeki parçaları kontrol ettim parçaların etlerinin eridiğine emin olunca olanları çıkarıp büyük bir poşete koydum. Elime alıp merdivenleri çıkmaya başladım bazen yer altı boğucu olabiliyordu, poşeti bı kenara indirip banyonun yolunu tuttum. Soğuk duşun ardından dinlenmek için kendimi yatağa attım " madem kezzaba atacaktın neden diktin gözleri?"

Kadim aklımdan geçenleri bilmiyormuş gibi konuşması tek kaşımı kaldırmama sebep olmuştu.

" Tabi eğlenmek için bilmiyormuş gibi konuşma " dediğim şey onu gülümsetmişti benimle uğraşmayı seviyordu. " Sence bir şey unutmadın mı?" " Hayır unutmadım " dedim. Elini alnına vurup ofladı, bende ona anlamaz gözlerle bakmaya başladım. " Kemikleri hallermeyecek mısın?" bıkkınlıkla bir nefes verdim. " Sonra hallederim,dinlenmek istiyorum " kadim birden kaşları çatık bir şekilde üstüme yürümeye başladı. " İşlerini erteleyecek misin Tolgay ?" bakışları kafayı yememi sağlayacak derecede derindi.

" Hayır, ertelemek değil,dinlenmek istiyorum " dedim gerçekten vücudu küçük parçalara ayırmak beni yormuştu." Şimdi kalkıp o kemikleri hallet " dedi uyarıcı bı ses tonu ile.

" Yorgunum diyorum " eğlence isteğimi yorgunluk bastırıyordu. " Sana nasıl olduğunu sormadım, kalk şimdi " bazen kadim çok ısrarcı oluyordu ama ona hayır diyemiyordum. Yataktan kalkıp üstümü değiştirdim ve poşeti yerden alıp dışarıya çıktım. Kadim beni sinirlendirdiği için hızlı yürüyordum. " Özür dilerim Tolgay " duyduğum ses ile yavaşlayıp durmamı sağladı.

Arkamı döndüğümde Kadim bana bakıyordu sonra parmağıyla toprağın üstünde ki ipi işaret etti. " İp ile bağlada kemikler dağılmasın" söylediği mantıklı gelince yanına gittim ve yerden ipi aldım. " Özürümü kabul etmeyecek misin?" İç çektim Kadim benim herşeyimdi. " Özürünü kabul ediyorum "

Bu onu gülümsetmişti arkamı dönüp poşeti tekrar elime aldım,o da arkadan sırıta sırıta geliyordu.

İp ile poşetin ağız kısmını bağladım ve elime bir dal parçası alarak poşete delikler açmaya başladım. Sonra poşeti kucaklayıp nehirin kenarına attım, kenara inip poşeti iyice suyun içine soktum poşete suyun girdiğine emin olunca tekrar yukarı çıktım. " Şimdi mutlumusun?" dedim Kadim 'e imalı bir şekilde bana gözlerini devirip konuşmaya başladı " evet mutluyum." Eve gelip direk kendimi yatağa attım " yarın başka biri daha istermisin?" dedim "hayır şimdilik değil " başımı sallayıp onu onayladım.

Gözlerim kapanmaya yakın Kadimin sinsice gülümsediğini gördüm " dinlen iyice çünkü sonraki için aklıma çok eğlenceli şeyler geldi." Fikri onu güldürmüştü, beni de güldüren şey ise onun eğlence fikirleri idi. " İyi uykular Tolgay "
ben ona cevap veremeyecek kadar mayışmıştım. Sonra etraf karanlığa büründü ve kendimi uykuya bıraktım.

Bölüm sonu umarım beğenmişsinizdir, yazılarda bir hatam olduysa kusura bakmayın. Sizce kadim kim? Tahminlerinizi bekliyorum haftaya görüşmek üzere babyslerim ❤️

​​​​​​