Yeni Üyelik
2.
Bölüm

1.Bölüm

@eylulunuz


Selamlar! Kumsalın Hanımefendisi 'ne ilk bölümüyle başlıyorum. Vatana millete uğurlu olsun. Şunu söylemek istiyorum. Arkadaşlar ben bölüm biriktirmiyorum. 1 bölümü zaten 2-3 günde anca yazıyorum. Bu yüzden bölüm, bölüm diye sıkıştırmayın beni. İyi Okumalar<3

Başlama tarihleri> 29.07.2024

Güneş'ten

Ben Cumhuriyet Savcısı Güneş Parla Adıgüzel. Evet ismim Güneş. Her gün doğup battığını gördüğümüz en parlak gökcismi...

Normal bir aileye sahibim. Ne baskıcı ne de umursamaz. En değer verdiğim kişilerin başında ailem gelir. Bilirsiniz çoğu kişi ailelerini sevmezler. Fakat benim ailemle aramda çok farklı bir bağ var.

Cumhuriyet savcısı olduğum için işlerim yoğun oluyordu. Şuan Antalya da yaşıyorum. Fakat tayinimin çıkmasıyla buradan da ayrılmak zorundaydım. Tayinim Çanakkale'ye çıkmıştı. Ailem gidecek olmamdan dolayı üzülüyordu.

Bu vatana hizmet edeceksen ailenden vazgeçeceksin. Annem aşçıydı. Çok güzel yemekler yapardı. Bana da öğretmişti. Babam polis memuruydu. Bana polis olmam için çok ısrar etmişti. Fakat ben dinlemeyerek hukuk okudum.

Babam bana zorla silah dersleri aldırmıştı. Savcı olduğum için okul tarafından silah dersi almıştım. Babamda ek olarak aldırmıştı. Hepsi çok korkuyordu. Sefa annemin izinden gitmiş ve gastronomi okuyordu.

Şuan ailecek hazırlanmış, ev bakmak için Çanakkale'ye gidiyorduk. Ne kadar ben hallederim diye ısrar etsem de beni asla dinlememiştiler. Şuan odamda kombin yapmaya çalışıyordum. Yatağım dolaptan çıktığı gibi fırlatılan kıyafetlerle doluydu. Umursamadan kıyafet seçmeye devam ettim.

Aradan 20 dk geçmişti. Bana kombin yapamamaktan gına gelmişti. Yapacak bir şey yoktu. Mecbur Sefa'yı çağıracaktım. Sefa'nın zevki çok güzeldi. Kızların erkek versiyonu diyebilirdim. Fakat bu giyim ve zevk için geçerliydi. Zamanla zevkini bana da bulaştırmıştı.

Sefa'yla çok iyi anlaşırdık. Beraber gezer, beraber yer ve içerdik. Bazen insanlar bizi sevgili sanıyordu. Hem Sefa'nın hareketlerinden dolayı hem de bana kullandığı sözcüklerden dolayı. Aslında Sefa'yla çok benziyorduk. Fakat o babama çekmişti, kumraldı. Ben anneme çekmiştim. Sarışındım.

"Sefoş, gelsene bir." diye Sefa'ya seslendim. Koridordan adım sesleri geliyordu. Kapım açıldı ve beklediğim kişi geldi. "Yettim kalbimin içindeki yaşamama neden olan odacıkların kraliçesi." diye odaya daldı Sefa. Güldüm. Çok farklı iltifatları vardı."Sefo kombin seçmeme yardım etsene ya." dedim. Hemen göğsünü kabarttı. "Tabi ki de, zevkimi çok beğeniyorsunuz Güneş hanım değil mi?" dedi Sefa.

"Tabi ne demezsiniz. Asla kendi kombinimle dışarı çıkamam." dedim. Sırıttı Sefa. "Kıskanma kız. Belki hayat bir gün zevk konusunda sana da güler." dedi. Alem çocuktu. Evdeyken benimle hep böyle konuşurdu. Dışarı da ve büyüklerine saygılı davranıyordu. Ailemizin yanında bile ciddi bir çocuktu. Beyefendi sadece alayını bana kullanıyordu.

"Neyse bak şimdi şu krem rengi pantolonu giy, üstüne de şu beyaz tişörtü. Omuzlarına da çizgili hırkayı attık mı tamamdır." dedi Sefo. Bu çocuğun gerçekten ayrı bir zevki vardı. Normalde hep resmi giyinirdim fakat böyle gündelik günlerde sportif takılırdım. Elbise asla giyemezdim. Hoşlanmıyordum. Sefa ve annem bile ne kadar dil dökse de boşunaydı.


"Tamam sen çık. Ben giyinip geliyorum. Annemler hazır mı?" dedim. "Hazırlar. Seni bekliyorlar." dedi Sefa ve odadan çıktı. Hızlıca üstümü giyindim. Çantamı da aldıktan sonra odadan ayrıldım. Annem, babam ve Sefa salonda koltukta oturmuş beni bekliyorlardı.

"Hazırım çıkabiliriz." dedim. Babam sesimi duyunca başını bana doğru çevirdi. "Vay Sayın savcım. Bu ne güzellik." dedi babam. Tebessüm ettim. "Teşekkür ederim memur bey siz de yakıyorsunuz." dedi. Annem alayla güldü. "Kızım babanın neresi yakıyor? Kaç yaşına gelmiş." dedi Annem. Ben de güldüm.

"Uğraşmayın benim babamla hem benim babam kel olsa bile yakışıklı. E o oğlu kim." Dedi Sefa. Babam sert bakışlarıyla Safa'ya döndü. "Ne keli lan? Sensin kel." dedi babam. Kahkaha attım. Annemde gülüyordu. "Baba Allah'a şükür benim saçım var. Hem ben seni korumak için öyle dedim. Sen beni gömüyorsun." dedi Sefa saf bir hüzünle.

"Tamam lan sağ ol eşek sıpası." dedi Babam. "Baba kendine hakaret etmesen m-" diyemeden babam Sefa'nın ensesine şamarı çakmıştı. "Sus lan zevzek." dedi Babam.

"Of sizin didişmelerinizle uğraşamam. Geç kalacağız. Hadi yürüyün." dedi Annem ve son noktayı koydu. İdol kadın ya. Babam hemen ayağa kalktı ve hazır ola geçti. Annem sırıttı.

"yalnız baba burada ki en üst rütbe ablam değil mi? Koskoca savcı." dedi Sefa. E yani anlamında başımı salladım. Babamın bakışları bana döndü. "Anneniz bu evin Albay'ı" dedi babam.

"Baba ablam Albay'dan da üst rütbe." dedi Sefa. Kıkırdadım. "Eh yeter be susun. Vermiyorum selam falan." dedi babam ve asker selamını bozdu.

Annem hepimizi yaka paça evden çıkardı. Uçakla gidecektik. Havaalanına geldiğimizde sakince içeri girdik. Havaalanına geçiş kısmında uzun bir sıra vardı ve ilerlemiyordu. Babamla bakışlarımız buluştu. "Siz burada kalın biz Güneşle bir ne olduğuna bakıp gelelim." dedi babam ve aradan yürümeye başladı. Bende arkasındaydım. Ceplerimi yokladım. Kimliğim yanımdaydı.

Sıranın en başına geldiğimizde Bir kadınla görevlinin tartıştığını gördük. "Bana bak! Sana askerim diyorum. Silahım tabi ki olacak. Taşla vurmuyoruz insanları." diyordu kadın. Babam araya girdi. "Ne oluyor kardeşim burada?" dedi babam.

"Sen karışma bey amca." dedi Kadın. Babam kimliğini çıkardı ve gösterdi. "Başkomiser Ozan Adıgüzel. Şimdi sorun ne?" dedi babam. "Komiserim Hanımefendinin çantasından silah çıktı. Asker olduğunu söylüyor kanıt istedik fakat cüzdanının arkadaşının yanında olduğunu ve arkadaşının birazdan geleceğini söylüyor." dedi görevli.

"Tamam hanımefendi kenarda beklesin. Arkadaşı geldiğinde alırsınız. Sıradaki insanlar uçaklarını kaçırmak istemiyorlar." dedi. İkisinin de bakışları bana döndü. "Pardon da siz kimsiniz?" dedi kadın ateş saçan gözlerle. Kimliğimi çıkardım ve gösterdim. "Cumhuriyet Savcısı Güneş Parla Adıgüzel." dedim. Görevli hemen hazır ola geçti. Kadında hemen asker selamı verdi.

"Rahat" dedim. "Tamadır. Sayın savcımın dediği gibi olsun. Beklerim." dedi kadın. Görevliye döndüm. "Bende hanımefendi ile bekleyeceğim. Üzerimde sadece silahım var aramak isterseniz buyurun." dedim. "Savcım üstten cihazla ararım. Rahatsızlık vermeyelim." dedi. Başımla onayladım

Görevli cihazla üstümü aradı ve çantam öttü. "Silahım var. Şuan çıkaramam." dedim. "Sıkıntı yok savcım silah olduğu belli zaten buyurun geçebilirsiniz." dedi adam. Kadınla beraber köşeye geçtik. "Kızım biz seni bekleyelim mi?" dedi babam. "Yok baba. beklemeyin. Uçak kaçarsa kaçsın benlik sıkıntı yok ama siz gidin. Şu ev işini halledin ve bana haber verin." dedim.

"Tamam kızım merak etme. Sen asker hanıma yardımcı ol." dedi babam. Sıra hızla ilerliyordu. Annemlere az kalmıştı. Babamda yanlarına gitmişti.

"Nereye gidiyorsunuz savcım?" dedi kadın. "Çanakkale." dedim. "Bende oraya gidiyorum." dedi. "İsmin neydi?" dedim. "Astsubay çavuş Deniz Su Yıldırım." dedi. "Tanıştığımıza memnun oldum Deniz çavuşum. Görev yeriniz Çanakkale mi?" dedim.

"Evet sayın savcım. Antalya'ya annemi görmeye geldim." dedi. "Ne güzel." dedim. Bakışlarım ayakkabılarıma kaydı. Öyle düşünürken birden kafam dank etti. Ben neden savcılıktan kadına bakmıyordum ki? Hemen telefonumu çıkardım. Savcılığa girdim ve kadının ismini arattım.

(Yazar notu: Böyle bir uygulama var mı bilmiyorum.)

Evet kadın askerdi ve bana dediği gibi Astsubay Çavuştu. Deniz'e döndüm. "İşimiz bitti." dedim. deniz bana anlamaz gözlerle baktı. Telefonu ona çevirdim. baktı. "Doğru ya bu neden önceden aklımıza gelmedi. Siz harikasınız savcım." dedi. Tebessüm ettim. "Uçağı kaçırmadan seni geçirmemiz lazım." dedim ve görevliye doğru ilerledim.

Görevli beni fark edince hemen bize döndü. Telefonu ona çevirdim. "Kadın asker. Şimdi geçebilir mi?" dedim. "tabi ki savcım. Kusura bakmayın komutanım." dedi adam. Deniz kafasıyla özrünü aldı. Hemen ikimizde hızla uçak kapılarına ilerledik.

"Senin arkadaşın getirmeyecek mi çantanı?" dedim. "Bilmiyorum komutanım ama şuan uçak daha önemli. Oradan alırım onu." dedi. Telefonumun rehberini açtım ve ona uzattım. "Arkadaşını arayıp haber verebilirsin." dedim. "Sağ olun savcım." dedi ve telefonumu aldı.

"Alo Nisa neredesin?"

"Ne demek yokum?"

"Ne?"

"Sen bunu nasıl yaparsın? Yazıklar olsun sana. "

Denizin konuşmalarına şahit olmuştum fakat karşı tarafın sesi gelmiyordu. Deniz telefonu kapattı. "Ne oldu?" dedim. "Kaçmış. Her şeyimi alıp kaçmış." dedi. şokla ona döndüm. Elimi omzuna koydum ve okşadım. "Merak etme gittiğimizde savcılığa gel. Ben sana yardımcı olacağım." dedim.

"Sağ olun savcım. Size de zahmet veriyorum." dedi Deniz. "Önemli değil. Görevim." dedim. "Hangi şehirde olacaksınız Savcım?" dedi Deniz. "Biga" dedim. "Bende oradayım savcım. Şansa bakın." dedi. Gülümsedim.

Uçağa yetişmiştik. Deniz bir arkamda oturuyordu. Cam kenarında ben, yanımda Sefa, Sefa'nın yanında ise Annem vardı. Babam bir önümüzdeydi. Uçağın inmesine az kalmıştı. Birazdan Çanakkale toprakların da olacaktım.

-1.Bölüm sonu-

Size yepyeni bir kurguyla geldim.

!YOUTUBE HESABIM Eylulunuz2 HESABINDA BİR OYLAMA YAPICAM LÜTFEN SEÇİN!


Işıkla Kalın..<3


Loading...
0%