Yeni Üyelik
2.
Bölüm

1.Bölüm: Yeni Başlangıçlar

@eylulunuz

Hepinize iyi okumalar yıldıza basmayı unutmayalım!

1. Bölüm Yeni başlangıç

Ağrı'daki evimden çıkmış mahallemin sokaklarında yürüyordum. Hüzünlüydüm, 4 yıldır yaşadığım ve çok sevdiğim mahallemden ayrılmak kolay değildi. Bu mahallede hem güzel hem de kötü anılarım da vardı. Fakat ayrılmak zorundaydım. Tayinim Şırnak'a çıkmıştı. Daha önce görev yaptığım yerde kadın asker olduğum için ayıplanmış ve bu onları rahatsız ettiği için bir iftirayla kapı dışarı edilmiştim. Daha sonra tayinimi istemiştim.

Hayatım boyunca hiçbir yere uygun görülmemiştim. Annem gibi... Aynı zamanda annemin kaderini yaşıyordum. Annemde benim gibi hep Kapı dışarı edilmişti, Hem ailesi tarafından hem de mesleği tarafından. Annem babamla evlenmek istemişti fakat annemin ailesi karşı çıkmıştı. "Asker bu adam, Gecesi gündüzü belli değil ya bir gün ölüm haberi gelirse ne olacak?!" demişti annemin babası.

Annem zaten bunu duyar duymaz delirmiş. Babası dayanamayıp valiziyle kapı dışarı etmiş. Annem bir süre sokakta kalmış fakat babamın haberi yokmuş. Öğrendikten sonra hemen annemi evine almış ve diğer gün evlenmişler. Annemin mesleği Hemşirelikti. Babası bir süre gitmesine izin vermemişti. Babam evlendiği gibi Annemi mesleğine kavuşturmuştu.

Evlendikten 3 ay sonra annem bana hamile olduğunu öğrenmiş. Annemle babam bu habere çok sevinmiş. Annemin ailesi annemin hamile kaldığını öğrenince annemin babası kalp krizi geçirmiş. Fakat kurtulamamış, annemin ailesi annemin hamileliği boyunca tehdit etmiş ve kaçırmaya kalkmıştı. Babam bunlara izin vermemiş annemi koruma altına almıştı.

9 ay sonra ben doğmuşum. Annemle babam benim için çok isim aramış ve en sonunda bulmuşlar. Sanki ismimi benim onlardaki yerimi belirtmek istermiş gibi koymuşlardı. İsmimi " Çok değerli, çok kıymetli ve bedeninde izi veya beni olan kimse" anlamına gelen Şeyma koymuşlar.

Ben 4 yaşıma gelince babamın ailesi babamın evlenip, 4 yaşında bir çocuğu olduğunu öğrenmiş. Hemen Kastamonu'ya gelmişler. Tabi geldikten sonra kıyamet kopmuştu, Babamın annesi bağırıyor, azarlıyor ve babama yalvarıyordu. Babam annesinin yalvarmalarını asla dinlemiyor ve evlendiğinden pişman olmadığını hatta küçük bir kızı olduğunu söylüyordu.

/ Eskilerden bu sahne Yıl 2002/

" Kızın demek ha, nerede o oğlumun hayatını mahveden velet" dedi Gülsüm hanım. Etrafta gözlerini gezdirirken birden gözleri kapının yanında korkuyla ona bakan bana kaydı. İstediğini bulmuş gibi sırıttı Gülsüm hanım. " Gel bakalım sen buraya, küçük velet seni!" diye yükselince ben onun yanıma gitmek yerine dolu gözlerle bakıyordum. Tam o sırada sabahtan beri susan annem konuştu.

" Kızıma bağırma, onun hiçbir suçu yok! Bana istediğini yap ama kızıma dokunma o daha çok küçük çok korkuyor. Lütfen bırak o gitsin!" Annemin ilk kez karşısındaki kişiye sesini yükselttiğini duyuyordum. Kadın annemin söyledikleriyle ve sesini yükseltmesiyle afallamıştı. Hemen kendini toparladı. " Sen bana nasıl sesini yükseltirsin! Seni burada öldürürüm!" Diyerek kadın masanın üstündeki bıçağı aldığı gibi annemin karnına saplamıştı. Annem bıçak darbesiyle yere serilmişti. Babam hemen anneme doğru koştu "NESLİHAN" dedi babam.

Tam o an bir mucize oldu ve her kelimeyi söyleyen fakat anne diyemeyen ben annemi o halde görünce kelimeler ağzımdan döküldü "ANNE. annem ne yaptın anneme?!" diyerek öne atılıp kadının bacaklarına vurmaya başladım. " Ne yaptın anneme söylesene? Git buradan rahat bırak annemi nefret ediyorum senden. Görürsün sen ben senin gibi bana bağıran birine zarar vermeyeceğim. Kötüsün sen! Git buradan!"

Kadın şoka girmişti. Ne yaptığını daha yeni idrak ediyordu. O sırada ambulans ve polis sirenleri duyuldu. Polisler eve girip kadını aldılar, Doktorlar anneme bakıyorlardı. Bende babamla birlikte köşede ağlayarak annemi izliyorduk. Babam yüzünü bana çevirip konuşmaya başladı. "Bir tanem, anne iyi olacak tamam mı? Bak ağlama annen senin ona anne dediğini duyunca çok mutlu olacak ve hemen iyileşecek. Güven bana tamam mı?"

göz yaşlarımı silip başımı salladım. Babam kalkıp ambulansla birlikte hastaneye gitti. Evde tek başımaydım. Kendi kendime konuşmaya başladım." Annem gelecek, annem beni bırakmaz. Babalara güvenilir, babam dediyse olur. Annem gelsin annemi istiyorum." bu sözcükleri tekrarlayarak bir yere kıvrıldım.

Nerden bilebilirdi ki bu sözcükleri artık travması olduğunu

ve

Annesinin onu korumak için ölebileceğini...

/Günümüz/ 

Sokaklarda biraz daha yürüdükten sonra evime gelmiştim. Yarın gidiyordum bu yüzden evdeki eşyalarımı toplamıştım. Son hazırlıklarda tamamlandıktan sonra kendime çay yapmış balkonda oturuyordum. Görev yapacağım yer Şırnak Cizre'ydi. Fotoğraflarda yemyeşil yerler gözüküyordu. Keşke insanların hayatı da ovalar kadar yeşil olsaydı. Annem vefat ettikten sonra babam göreve gitmişti. Ama bir daha görememiştim. Babamın şehit haberi geldiğinde bende bir karar almıştım. Babamın mesleğini bende şerefle sürdürecektim. Küçükken bende vatan aşkıyla ölüp bitiyordum. İlk Atatürk'ü öğrenmiştim, sonra ise vatan ve askerlerimizi. Bütün makaleleri ve şehit haberlerini okumuştum.

4 yaşımda devlet beni koruma altına almıştı. Babamın asker arkadaşları, albaylar, komutanlar hep ziyaretime gelmişti. 12 Yaşıma gelince bir tane daha albay gelmişti ziyaretime o gün söylemiştim asker olmak istediğimi, bu vatanı korumak görevini babamdan sonra kendim üstlenmek istediğimi. Albay asker olmak istediğimi duyunca şaşırmıştı ama daha sonra gurur dolu gözlerle bakınca anlamıştım onunda benimle ilgili tereddütleri olduğunu kolay değildi vatan emanet etmek bilirdim. Ve ben o gün kendime ant içmiştim. Ya asker olup bu vatanı koruyacaksın ya da solup gideceksin Şeyma...

Biraz balkonda oturup düşündükten sonra Instagram'a fotoğraf atıp kalktım. Odama gidip yarın Şırnak'a giderken giyeceklerimi hazırlayıp sandalyenin üstüne koydum. Saat 22.00'a geliyordu. Hazırlanıp uyudum.

Yavuz'dan

Askeriye 'den çıkmış eve doğru yürüyordum. Uzun zamandır operasyon yoktu. Sıkıcıydı. Yarın time yeni biri geliyordu, kim olduğunu bilmiyordum ama rütbesi benden düşükmüş. İşime gelirdi ilk günden 40 tur koşuyla bir hoş geldin hediyesi verirdik. Dün annemle konuşmuştum. Bana yine kız bakıyordu. Ne kadar hayır desem de dinlemiyordu. Askerdim ben Gidip gelmemek vardı. Evleneceğim kişiyi de arkamdan sürükleyemezdim. Bu zamana kadar hiç sevdiğim olmamıştı. Olmasındı da

Eve gelmiştim. Kapıyı açıp içeri girdim yine dağınıktı ayda bir temizlerdim. Zaten eve geldiğimde yoktu hep operasyonlardaydım. Ev bir defa kadın temizliği görmüştü o da annem tarafından. Bir yıldır kadın temizliği yoktu ve ev ev değildi. Etrafa bakmayı bırakıp odama ilerledim. Odam sade bir odaydı bir masa, bir çift kişilik yatak, bir dolap ve bir balkon. Üzerimi çıkarıp üzerime siyah bir tişört, altıma gri eşofman giydim. Odadan çıkıp mutfağa girdim. Kendime tek demlik çay yapıp balkona geçtim.

Etraf yine sessizdi. Telefonumu elime aldım ve Instagram'a girdim. Kaç gündür karşıma çıkan bir kız vardı. Ve yine anasayfamda o vardı. Evet doğruyu söylemek gerekirse çok güzel bir kızdı, hoşlanmış olabilirim. Tekrardan kızın hesabına girdim ve fotoğraflarına bakmaya başladım. İstek atamıyordum. Ya benden rahatsız olursa? Bu düşüncelerimi bir kenara bırakıp Instagram'da gezinmeye başladım. Tam çıkacakken sayfa yenilendi ve karşıma o kız çıktı. Yeni fotoğraf atmıştı.


seymaagurennn: Eylül gibiyim, sarı sabrım yeşil umudum...

Fotoğrafa bakakalmıştım. Haddinden fazla güzeldi hele o saçları dokunmaktan sakınacağım kadar güzellerdi. Zaten açıklamadaki sözü beni benden almıştı. Maalesef artık dayanamayarak askeri yollarla kendisini araştıracaktım. Yarın ilk işim bu ne olurdu yani sabahları askeriyede onu görsem. Saçmalama Yavuz ne işi var kızın askeriyede?

Fotoğrafı anasayfa ekranım yaparak telefonu kapattım. Daha fazla uyanık kalamadım ve kendimi uykuya bıraktım.

/Sabah saat 06.00/

Sabah alarmın sesiyle uyandım. Bugün yeni asker geleceği için erken gitmek zorundaydık. Kıyafetlerimi giyip evden çıktım. Çok araba kullanmazdım. Bu yüzden hep askeriye de olurdu. Yürüyerek askeriyeye varmıştım. Kapıdaki askerlerin selamlarını alıp albayın odasına doğru ilerlemeye başladım. Albayın kapısının önüne gelince üstümü düzelterek kapıyı çaldım. İçerden gel komutu gelince içeri girdim.

"Üsteğmen Yavuz Kızıltürk, Ankara emredin komutanım."

"Rahat Üsteğmen, gel otur şöyle sana söyleyeceklerim var" dedi Fatih albay. Gösterdiği sandalyeye oturdum. "Bir sorun mu var komutanım?" dedim. " Hayır bir sorun yok Yavuz, sana şu sizin time yeni gelecek askerle alakalı konuşacağım." dedi Fatih albay. Başımı aşağı yukarı salladım. Fatih albay konuşmaya başladı. " İsmi Şeyma, teğmen 26 yaşında. Ankaralı Babası şehit annesi hakkında bilgi yok biz bile bulamadık. Şeyma'ya buraları gezdir. Alışsın ilk günden kaybolmasını istemeyiz. Evi senin karşı dairen taşınırken timle beraber yardım ederseniz iyi olur." diyerek sözünü bitirdi albay. "Şimdi çıkabilirsin Üsteğmen" Albayın sözüyle ayağa kalkıp asker selamı verip kapıdan çıktım. Demek Şeyma ha acaba benimki kadar güzel misin?

Düşüncelerden sıyrılıp bahçedeki kamelyalarda oturan timin yanına gittim. Hepsi benim geldiğimi görünce hepsi ayağa kalktı. Oturmaları için işaret verdim ve evet bizim timimiz

Üsteğmen Yavuz Kızıltürk

Asteğmen Ege Kaya

Asteğmen Tolga Kan

astsubay başçavuş Ateş Güven

Astsubay Başçavuş Ekim Sarı

Astsubay Çavuş Zafer Sarmaşık

Kıdemli Astsubay Burak Deniz

"SAVAŞ TİMİ"

"Komutanım yeni bir asker geliyormuş askeriyeye" dedi Ege. Olumlu bir şekilde başımı salladım. "Evet, hatta bizim time" dedim. Hepsi aynı anda bana döndü. "Ne demek bizim time geliyor? Komutanım gelmesin, Bir şey yapın gelmesin ha komutanım ha?" Dedi Ekim. Ters bakışlarımı ona çevirdim. "Ekim, sus istersen koçum ha?" dedi Ateş.

"Kimmiş peki komutanım biliyor musunuz?" dedi Tolga. "İsmi Şeyma, soyadını bilmiyorum. Teğmen, 26 yaşında ve bordo bereli yani düzgün konuşun 2. Komutanınız Şeyma" dedim. hepsi şaşkın şaşın göz kırpıştırıyordu. "Nasıl yani kadın asker mi? E bu çok iyi sonunda time bir dişi giriyor!" diyerek kafasıyla hareketler yapmaya başladı Ege.

Ege'nin kafasına bir tane yapıştırdım. "Düzgün dursanıza lan. Gören ilk defa kadın görecek diyecek!" dedim. Zafer kafasını bana doğru çevirdi. " Öyle komutanım. İlk kez timde bir kadın göreceğiz." dedi Zafer. Ters bakışlarımı Zafer'e çevirdim. Tüm tim gülmeye başladı. Bende onlara karşılık hafif tebessüm ettim. Tam o sırada arkadan bir ses duyuldu.

"Selam beyler, konuşmanızı bölüyorum ama bana Albay'ın odasını gösterebilir misiniz?" Arkamı döndüğümde onu gördüm. Instagram'da görüp beğendiğim, her gün fotoğraflarına baktığım Şeyma'm. Hemen kendimi toparlayıp ayağa kalktım. "Üsteğmen Yavuz Kızıltürk, buyurun göstereyim." dedim. Hemen asker selamı vermişti. "Teğmen Şeyma Güren komutanım. Çok sağ olun." Oydu benim Şeyma'mdı. Instagram'da her gün fotoğraflarına baktığım. Daha dün gece keşke askeriyede karşılaşsaydık dediğim kadınla gerçekten de askeriyede karılaşmıştım.

Aynı anda yan yana yürümeye başladık. Yan yana durduğumuz için kokusu bana geliyordu. Menekşe gibi kokuyordu. Kehribar gözleri, Kahverengi saçları ve menekşe kokusuyla baha biçilemezdi. Allah'ım sen affet ben galiba aşık oluyorum.

Şeyma'dan

Gece saat 03.00 da uyanmıştım. Her şeyimi Arabaya yüklemiştim ve şuan havaalanına doğru gidiyordum. Benim yolculuğum 1 saat sürecekti fakat eşyalarım daha geç gelecekti. Havaalanına gelmiştim ve uçağı bekliyordum. Buradan direk Askeriyeye gidecektim o yüzden üstümde üniformam vardı. Gelen geçen ters ters bana bakıyordu.

Sonunda kalkacağım uçağın anosu yapılmıştı tam kalkacakken yanımdaki teyze kolumdan tuttu. " Hele kızım bir dur. Asker misin sen?" teyzenin sorusu karşısında başımı olumlu anlamda salladım " Evet teyzecim, askerim ben" Teyzenin gözleri parlamış ve gururla bana bakıyordu. "Baya rütbeli misin bakim sen" teyzenin sorusu karşısında kıkırdadım. " Evet teyzecim, baya rütbeli fakat bırakmazsan bende askerlik diye bir şey kalmayacak." teyzede bu cevabım karşısında gülmüştü. "Tamam kızım, tamam dikkat et kendine sağ olun var olun" Teyzenin bu sözleri beni çok mutlu etmişti. Valla bu teyzeyle daha sonrada görüşmezsem içimde kalır.

"Teyzem sen bana telefon numarası ver biz seninle sonrada görüşelim. Ben çok sevdim seni" Teyze bu dediklerimin karşısında gözleri dolmuştu. " Tabi ki kızım bu arada ben Gülnaz senin ismin ne bakiyim?" Teyzeye şefkatle bakmaya devam ediyordum. "Benim ismim Şeyma, nineciğim" teyzeyle biraz daha konuştuktan sonra aklıma uçak gelmişti. Tabi ya unuttum ben onu alacağın olsun teyze askerliğimden oluyordum ya. "Ninem benim uçağa geç kalmamam lazım. Ben seni arayacağım tamam mı?" teyze gülmeye başladı. "Tamam deli kız tamam. Dikkatli git" el sallayarak oradan koşarak uzaklaştım

Uçak 1 saatin sonunda inmişti. Uçaktan iner inmez kendimi dışarı attım. "Merhaba sevgili Şırnak, seninle çok güzel günlerimiz olacak hiç merak etme" diyerek havaalanının dış kapısına kadar yürüdüm. Tam çıkıyordum ki arkamda bırakıp geçtiğim alet ses çıkarmaya başladı tüm görevliler yanıma koştu. Biri silahını kaldırmıştı. Tabi ki ötecekti üzerimde silah vardı yani. "Ne var üstünde çıkar çabuk!" diyerek bana bağırdı sağdaki eleman. Ellerimi hemen cüzdanıma attım. İçinden asker kimliğimi çıkardığım gibi bana bağıran elemanın suratına yaklaştırdım.

Eleman askeri kimliği gördüğü anda silahını indirdi. "Özür dileriz komutanım, kusura bakmayın bilmiyorduk." Adam mahcup bir ifadeyle bana bakıyordu. "Eğer bir daha birine bağırmayacağına dair söz verirsen kusura bakmam." Adam afallamış bir biçimde bana bakıyordu. hemen ifadesini düzeltti. "Tamamdır komutanım. Tekrardan kusura bakmayın." Sözü aldıktan sonra başımı sallayarak oradan uzaklaştım.

Askeriyeye gelmiştim. Tam kapıdan gireceğim sırada asker beni sertçe itti. " Ablacım buraya isteyen elini kolunu sallayarak giremez. Kimlik göster." Askerin dedikleri ve yaptığı hareketle kaşlarım havalandı. "Tabi ki" dedim ve cüzdanımdaki Arma ve askeri kimliği gösterdim. "Özel kuvvetler Teğmen Şeyma Güren" asker armayı ve askeri kimliği gördüğü ve benden de duyduğu anda şoka uğradı. Ardından hemen asker selamına geçti. "Özür dilerim komutanım, çok pardon buyurun. Sizi daha önce görmedim o yüzden" başımı aşağı yukarı salladım. "Sorun değil olabilir. İyi nöbetler." Diyerek içeri girdim. Askeriye bahçesi boştu bir masa hariç.

7 tane asker masada gülüyorlardı. Beni birinin Albaya götürmesi lazımdı. Normalde asla bölmezdim ama zorunluydum. Yanlarına gittim ve konuşmaya başladım. "Selam Beyler, konuşmanızı bölüyorum ama bana Albayın odasını gösterir misiniz?" hepsi aynı anda bana döndü içlerinden en yapılı olan bana çok farklı bakıyordu hemen ayağa kalktı. "Üsteğmen Yavuz Kızıltürk, buyurun göstereyim" dedi. Hemen asker selamı verdim. "Teğmen Şeyma Güren komutanım, sağ olun."

Hemen yan yana yürümeye başladık. Yan yana olduğumuz için kokusu bana geliyordu. Çok güzel kokuyordu. Hayatımda hiç böyle bir koku görmemiştim. Kehribar gözleri, kahverengi saçları ve kokusu ile harikaydı. Allah'ım ne oluyor bana ben böyle biri değildim.

Yavuz komutanım beni albayın odasına kadar getirmişti. Albayın odasının önüne gelince ona döndüm. "Çok sağ olun komutanım. İyi günler" dedim. " Ne demek görevim. Bu arada hoş geldin Şeyma, sana söylememişler büyük ihtimalle sen bizim timdensin. Albayla konuşman bitince kamelyaların orada bekliyoruz." dedi Yavuz komutan. Onaylarcasına başımı salladım. "Tamamdır komutanım. Teşekkür ederim."

Albayın odasının kapısını çaldım. Gel emiri geldiğinde kapıyı açıp içeri girdim ve tekmil verdim. "Teğmen Şeyma Güren Kastamonu, emredin komutanım." dedim " Rahat ol teğmen gel buyur otur şöyle" dedi albay. Asker selamımı bozup gösterdiği yere geçtim. "Öncelikle Şırnak'a hoş geldin. Sana timinle ilgili bilgiler veriyim, timinin ismi "Savaş timi" Senin bir üstün Üsteğmen Yavuz ve timin komutanı. Yavuz olmadığı zaman komutan sensin. Diğer bilgileri sana söylerler. Soracağın bir soru var mı Teğmen?"

"Yok komutanım sağ olun. İzninizle" diyerek odadan çıktım. Kapıdan çıkar çıkmaz bir şey sallanma sesi geliyordu. Tam bakacakken üzerime gelen ağırlıkla gözlerim kapandı.


N'aber?

Haftada 2 bölüm atmaya çalışacağım merak etmeyin bu arada Şeyma ve Yavuzun Instagramlarını buraya bırakıyorum.

Şeyma'nınki= seymaagurennn

Yavuz'unki= yavuzkizilturkk

Benim İG= loresimaxx

Yıldıza basalım ve yorum yapalımm


             AH YAVUZZ AGHHH


Loading...
0%