Yeni Üyelik
7.
Bölüm

6.Bölüm; Yanlışlar

@eylulunuz

Selamlar. Bir kaç aksaklıktan dolayı bölüm geç geldi. Tekrardan özürlerimi iletiyorum. Nasılsınız? Umarım iyi sinizdir. İyi okumalar<3

6.Bölüm: Yanlışlar

Parka gelmiştim. Bir banka oturmuş düşünüyordum. Bugün neler olmuştu. Timimde operasyonlarda sırt sırta verdiğim, dostum kardeşim dediğim kişi bana sırnaşmıştı. Bana sevdiğini söylemişti. Oysa ki benim Burak'a karşı bir duygum yoktu ki.

Ama en çokta Yavuz komutanın yaptığı tavırlar canımı yakmıştı. Tamam yani aramızda asker- Komutan ilişkisinden başka bir ilişki görmüyorsa neden umut verdi. Neden benim ona kanmama izin verdi? Güvenmiştim. Ben ona hayatımı anlatacak kadar güvenmiştim.

Hayatımda ilk kez birini sevmiştim. Ama o bana sırtını dönmüştü. Gözlerim dolmaya başlayınca sıkıca gözlerimi yumdum. Telefonum çalmaya başlayınca hemen gözlerimi açtım ve telefonumu aldım. Albay arıyordu. "Teğmen Şeyma Güren Kastamonu emredin komutanım" dedim. "Şeyma özel görev var. Yarın gideceksin yarın sabah geldiğinde yanıma gel detaylı konuşalım." dedi. "Emredersiniz komutanım." dedim ve telefon kapandı.

Görev vardı. Bu sefer tektim olması gerektiği gibi. Toparlandım ve eve doğru yürümeye başladım. Sitenin önüne geldiğimde derin bir nefes aldım ve içeri girdim. Ahmet amca kapıda duruyordu. Geldiğimi gördüğünde sıcak bir gülümseme sundu. "Hoş geldin kızım. Ben de seni bekliyordum." dedi. Kaşlarım çatıldı.

"Hoş bulduk Ahmet amca da neden beni bekliyordun?" dedim. "Bizim şu deli oğlan seni sordu. Geldiğinde bana haber ver dedi." dedi Ahmet amca. Sinirli bir nefes verdim. "Sen benimle ilgili kimseye bir şey söyleme Ahmet amca. Eğer zorlarsa o zaman Şeyma teğmenin kesin talimatı dersin." dedim. Başını salladı. "Tamam kızım merak etme demem kimseye bir şey." dedi. Gülümsedim ve başımı salladım. "Görüşürüz Ahmet amca" dedim ve apartmana girdim.

Sessiz bir şekilde yukarı çıktım. Yavuz beye karşı bir oyunumuz vardı tabi ki. Karşı dairemde oturduğu için kapısının deliğinden göremeyeceği şekilde eğildim ve kendi dairemin önüne geldim. Sessiz bir şekilde kapıyı açtım ve kapattım. Kapıya yakın yerlerde normal bir şekilde yürürsem sesimi duyar plan bozulurdu.

Planım şuydu. Yavuz ilk önce Ahmet amcaya gidecekti. Ahmet amca benim gelmediğimi söyleyecekti. Yavuz bu sefer timdekileri arayacaktı ama onu da ben halledecektim. Oradan da ulaşamayınca benim evime gelecekti. Fakat ben kapıyı açmayacaktım. Bu sefer meraktan delirecekti. Biraz olsun intikamımı alacaktım.

Hemen timdekileri aradım. Yavuzun beni sorarsa bilmediklerini söylemelerini istedim. Planımı kurduktan sonra yukarı çıktım ve üzerimi değiştirdim.

Üstümü değiştirdikten sonra laptopumu ve telefonumu alarak salona geçtim

Yavuz'dan

Öğlen sinirle askeriyeden çıktıktan sonra eve dönmemiş sokaklarda yürümüştüm. Kafam gerçekten çok karışıktı. Askeriyede Şeyma'ya öyle davrandığım için kendime kızıyordum. Kızın hiç bir suçu yokken sanki bütün suç onunmuş gibi ona patlamıştım.

O kadar aptaldım ki kızı arabamla eve bırakmamış yürümesine zorunlu bırakmıştım. Gerçekten kadınların demesini beklemeden ben kendim kendime odun diyorum.

Kendi kendime konuşarak siteye girdim. Ahmet amca oturuyordu. Beni gördüğünde gülümsedi. "Hoş geldin oğlum." dedi. Başımı salladım. "Hoş bulduk Ahmet amca. Senden bir şey isteyebilir miyim?" dedim. Ahmet amcanın kaşları havalandı. "Tabi oğlum buyur söyle" dedi.

"Teğmen Şeyma hani geçen gün yanımda gelen kız. O geldiğinde bana haber eder misin?" dedim. "Tabi oğlum söylerim. Merak etme tanıyoruz onu da." dedi. Başımı salladım. "Allah'a emanet Ahmet amca" dedim ve siteden çıktım. Bir kafeye gittim ve oturdum.

Aradan yarım saat geçtikten sonra eve doğru yürümeye başladım. Siteye geldiğimde Ahmet amcaya doğru ilerledim. "Ahmet amca Şeyma geldi mi?" dedim. "Oğlum söyleyemem. Şeyma'nın komutanın kesin emri var." dedi. Kaşlarım çatıldı. "Of tamam Ahmet amca. Allah'a emanet dedim ve bahçede ki kamelyalara ilerledim.

Hemen Ege'yi aradım. "Emredin komutanım" dedi. "Ege Şeyma teğmenle hiç iletişim kurdunuz mu?" dedim. "Yok komutanım" dedi. Derin bir nefes verdim. "Tamam sağ ol" dedim ve kapattım. Bir yandan endişeleniyor bir yandan da sinirleniyordum. Ya o Ekimin yanındaysa?

Son çare Şeyma'nın evine gidecektim. Kamelyalardan kalktım ve eve doğru yola koyuldum. Hızlı adımlarla apartmana girdim. Asansöre bastım fakat çok yavaş iniyordu hemen merdivenlere doğru atıldım.

Merdivenleri koşa koşa çıktım. Şeyma'nın evinin önüne gelince derin bir nefes aldım ve kapıyı çaldım. 1 dk sonunda kapıyı kimse açmadı. Bir kere daha bastım ve mırıldandım. "Şeyma kapıyı açar mısın?" dedim. Tekrar çaldım fakat yine kimse açmadı. "Peki, bende burada sabaha kadar beklerim. Sıkıntı yok." dedim ve yere çömeldim. Hava kararma noktasındaydı. Benimde adlandıramadığım şekilde uykum gelmişti.

Daha fazla dayanamadım ve gözlerim kapandı. Aradan 1 saat geçtikten sonra burnuma gelen kokularla uyandım. Şeyma karşımda battaniye ile üzerimi örtüyordu. Uyandığımı görünce geri çekildi. Kalkmasına izin vermeden bileğinden tuttum ve yanıma oturttum. Afallamış bir şekilde bana bakıyordu.

"Konuşmadan gitmene izin vermeyeceğimi biliyorsun." dedim. Bileğini geri çekti ve ayağa kalktı. Gözleri bana artık afallamış bir şekilde değil. Sinirli ve kırgın...

"Özür falan dileyecekseniz hiç gerek yok. Alışkınım. Hem istediğinizi yapabilirsiniz. Kırabilirsiniz, hırsınızı çıkarabilirsiniz ne de olsa komutanımsınız. Ben bir mal olduğum için istediğiniz gibi davranın. Ben olsam ben de geçmişini öğrendiğim birine güven verdikten sonra onu yarı yolda bırakırdım." dedi. Gözlerim şaşkınlıkla büyüdü. Benim öğlenki çıkışmamı geçmişi için sanmıştı.

"Hayır Alaca yanlış anladın. Benim öğlenki çıkışmam bu sebepten dolayı değildi. Gerçekten değildi beni sakince dinler misin? Aynı zamanda asla komutanım diye böyle şeyler yapmam. Beni böyle biri olarak görme lütfen." dedim.

"Ya bu yüzden değildi de ne içindi?" dedi. "Ekim seni seviyormuş" dedim pat diye. Derin bir nefes verdi. "Biliyorum" dedi. "Ne demek biliyorum? Neden söylemedin." dedim. Ya Ekim'in dedikleri doğruysa? "Eğer öğlen beni de yanınızda götürseydiniz öğrenmeyecektim. Siz gittikten sonra öğrendim. Pislik sapık herif" dedi. Kaşlarım çatıldı. Şeyma Ekim'e sapık dediyse biz gittikten sonra ona bir şey mi yapmıştı?

"Merak etme bana bir şey yapmadı. Askerim ya hani bende o kadar çabuk bana dokunamaz. Sözlü taciz diyelim" dedi. Tek kaşını kaldırdı. "Fakat bu neden seni rahatsız etti? Tamam senin askerin olabilirim ama bu trip atmayla olmuyor." dedi.

"Seviyorum" dedim.

"Kimi? Ekim'i mi?" dedi.

Şokla ona döndüm. "Ne Ekim'i be gay miyim ben?" dedim.

"E kimi o zaman?" dedi.

Güldüm. "Seni seviyorum Alaca" dedim.

Gözleri dolmuştu. Gözlerinden bir damla yaş düştü. Hemen kalktım ve yanına gittim. "Yanlış bir şey mi söyledim?" dedim. Cevap olarak tebessüm etti ve boynuma sarıldı. Dona kalmıştım. 1 dk'lık donma sürecinden sonra bende ellerimi beline doladım ve kendime çektim.

Bu benim için 'Bende seni seviyorum' demekti. Öyle de olmalıydı.

"Seviyorum Yavuz. Ekim'i falan değil. Seni..." dedi. Kıkırdadım. Alaca da kıkırdadı.

Ellerimi belinden çektim ve saçlarına götürdüm. Yumuşacıklardı. Ön taraftaki saçlarını arkaya attım. Tebessümle bana bakıyordu. "Daha fazla binada kalmayalım. Komşular rahatsız olur." dedi. "Karşı komşun zaten benim Alaca" dedim. Kaşları çatıldı. "Olsun! Çapraz komşu var." dedi. Güldüm. "E o halde ben evime mi gideyim?" dedim.

"Başka nereye gideceksin Yavuz?" dedi. "Tamamdır. Yarın görüşürüz o halde." dedim. "bakarız" dedi. "Bakarız mı?" dedim. Derin bir nefes verdi. "Yarından sonra uzun bir süre görüşemeyeceğiz." dedi.

"Özel göreve gidiyorum." dedi. O an yüzüm düştü. "Ne? Albay mı dedi?" dedim. Başını salladı. "2 saat önce söylediler." dedi. Yani tamam vatan görevi bekletilmez ama daha bu akşam sevgili olduk be insana yapılmaz bu. Alaca'yı kendime çektim ve sarıldım. Yanağından ve anlından öptüm. Evet ilk kez Alaca'yı öpmüştüm. "Ben eminim sağ salim gidip geleceksin. Yarın vedalaşırız." dedim.

"İnşallah" dedi. Kolları bedenimden ayrıldı. "Neyse böyle giderse ağlayacağım. Artık eve geçeyim." dedi. "Tamamdır. Bir şey olursa söyle hani olurda tuz falan biter maazallah." dedim. Güldü. "Tabi tabi sizin de şekeriniz falan biterse maazallah buyur söyle" dedi. Gerçekten çok iyi bir anlaşma şekli. Tuz ve Şekerin dillere destan aşkı.

İkimizde evlerimize geçtik ve aynı anda kapılarımızı kapattık. Ama bu günkü yaşanan duygular açık bir pencere gibi kaldı.

Şeyma'dan

Şuan evde bildiğiniz tepiniyordum. Yavuz bana aşkını, sevgisini itiraf etmişti! Şuan benim sevgilim vardı. Hayatımda bir ilkti. Benim ilk aşkım Yavuzdu. Benim ilk sevgilim Yavuz'du. içimdeki neşeyle odama gittim. Tam ışığı söndürecektim ki telefonum çalmaya başladı. Kaşlarım çatıldı ve telefona baktım. Fatih Albay arıyordu.

"Teğmen Şeyma Güren, emredin komutanım" dedim. "Teğmen görev erkene çekildi. 2 saat içinde askeriye de ol yola çıkacaksın." dedi albay. "Emredersiniz komutanım." dedim ve telefon kapandı. Bu gece gidiyordum. Time bile veda edemeyecektim. Fazla oyalanmadan üniformamı ve kamuflajımı giydim.

 

Üzerimi değiştirdikten sonra telefonumu ve anahtarımı alarak evden çıktım. Kapımı kilitledim ve karşı daireye yürüdüm. Yavuz'un yatacağını sanmıyordum. Kapıyı çaldıktan sonra açıldı. Yavuz meraklı bir şekilde bana bakıyordu.

"Görev erkene çekilmiş. Askeriyeye çağırdılar. Time veda edemeyeceğim bu yüzden sadece sana haber verebilirim. Yarın ki okula gidin. Ebrar hocanın numarası Ege de vardı iletişim halinde olun." dedim ve elimdeki anahtarı uzattım. "Bu da sende dursun. Benim kendi anahtarım. Teyzemler falan evde ama ara sıra gidiyorlar. Onlara ben yokken sahip çık olur mu?" dedim.

"O nasıl söz Alaca? Tabi ki sahip çıkacağım merak etme. Sende sağ salim evine ve bana geri dön olur mu? Allah'a emanetsin." dedi. Gülümsedim. Yavuz beni kendine çekti sarıldı. "Kendime sarılıyor gibiyim." dedi. Güldüm. "E tabi biz de askeriz" dedim. "Öyle mi?" dedi. Bedenlerimiz birbirinden ayrıldı. "Dikkat et kendine. Sakın kurşunların önüne atlama!" dedi. Asker selamı verdim. "Emredersiniz Komutanım." dedim.

"Okey komutan-asker ilişkisine döndük." dedi. "Az vaktim kaldı. Gitmem gerek" dedim. Başını salladı. "Görüşürüz Sevgili Askerim" dedi. "Görüşürüz sevgili komutanım." dedim ve merdivenlerden inmeye başladım.

      ***

Askeriyeye gelmiştim. Albay yapacağım görevi söylemişti. Teröristlerin içine sızacaktım ve orada öğrendiğim tüm bilgileri sayfaya dökecek. 2 ayın sonunda ne kadar bilgi topladıysam hepsini TSK'ya sunacaktım. Zordu. Yakalanmamam lazımdı.

Helikopterin önüne gelmiştim. Teyzemlere Yavuz haber verecekti. Şuan sadece görevime odaklanmam gerekiyordu. Helikopterin önünde Albayın gelmesini bekliyordum.

1-2 dk sonra albay geldi. "Allah yar ve yardımcın olsun" dedi. Gür bir sesle "Sağ ol" dedim. "Teğmen Şeyma Güren Helikoptere bin!" emiri gelince Helikoptere atladım ve oturdum.

Helikopter beni ineceğim yere getirmişti. Üzerimde yırtık kıyafetler vardı. Bu şekilde teröristler pek yabancılık çekmezlerdi.

Bu gece nöbetteydim yarın sabaha karşı teröristlerin olduğu bölgeye inecektim...

-6. Bölüm Sonu-

Ayyyy Şeyma ve Yavuz olduu artık pek uzatmak istemedim ve zaten bu olaydan sonra arkadaşta kalamazlardı.

Bölümlerim artık 1500 kelime falan çünkü bölümlerin sayılarını ilerletmek istiyordum ve bu bölümü 2 kere yazdım gına geldi bana anlayış gösterin.

 

Diğer bölümde baya başınız ağrıyacak geçmiş olsun diliyorum ehehe

Oy kullanmayı, Yorum yapmayı vee beni takip etmeyi de unutmayınn!!!

Yt: Eylulunuz2

Instagram: loresimaxx

TT: eylulskoom_

pint: Eylulunuz2

Şeyma Instagram: Seymaagurenn

Ebrar Instagram: ebrarrsezerr

 

 

Loading...
0%