Yeni Üyelik
10.
Bölüm

10. BÖLÜM

@eysanyagmurberber

İyi okumalarr 💚

 

'' Işıkları söndürseler bile. ''

 

 

 

Bölüm On – OPERASYON AHSEN

 

 

 

Bölüm Şarkısı – Manga / Işıkları söndürseler bile

 

ÜSTEĞMEN ARSLAN ÖZTÜRK'DEN

 

 

 

Ne hissediyor ne de düşünebiliyordum. Düşünme yetkimi kaybetmiştim. Sonsuz bir boşlukta gibi hissediyordum. Aklımda olan tek şey beynime kazınmış olan o fotoğraftı.

 

Nasıl böyle bir şey olur diye düşünmeden kendimi alıkoyamıyordum. Teröristler Ahsen 'i dövmüş ve tecavüz etmişti. Terörist bir şeyler demişti fakat hiçbirini algılayamamıştım.

 

O an hiçbir şey umurumda olmadı sadece ne yapmak istiyorsam onu yaptım. Neyi hak ediyorlarsa onu yaptım.

 

Yavaş ve temkinli adımlarla geriye gitmeye başladım. Benimle birlikte tim de geriye doğru gitmeye başladı. Bakışlarımı karşımdaki teröristlerden çekmemiştim.

 

Geriye gittiğimizi görünce biraz rahatlamış gibiydiler. Geri çekildiğimizi düşünüyor olmalıydılar fakat yanılıyorlardı.

 

Üsteğmen Arslan Öztürk yanıltmayı severdi. Teröristlerin bu durumdan faydalanıp ateş etmeye başladım. Birden ateş edeceğimi beklemediklerinden hiçbir tepki verememişlerdi.

 

Yerde yatan teröristlerin silahlarını alıp içeriye girmiştik. Giriş kısmında kimse yoktu. Büyük ihtimal onlar şuan dışarıda yerde yatanlardı.

 

Temkinli bir şekilde ilerliyorduk. Dikkatli olmamız hem bizim hem de Ahsen 'in sağlığı açısından önemliydi.

 

Kim bilir şuan ne haldeydi. Nasıl hissediyordu.

 

Onu bu hale getiren herkesi geberteceğim. Ama acı çektire çektire. Fısıltı sesi duyduğumda durmuş duvara yaslanıp saklanmıştık. İki terörist vardı. Arkaları şuan bize dönüktü ama hareket halindeydiler.

 

Sessizce silahımı kaldırıp nişan aldım. Silahlarımızda susturucu olduğu için ses çıkmazdı ondan rahattım fakat bizi duyabilirlerdi. İlk teröriste ateş edip vurdum. Ne olduğunu anlamadan ikinciyi de vurduğum da burayı temizlemiştik.

 

Burada iki yol ayrımı vardı. Bir merdivenler üst kısma çıkıyordu. Diğer merdivenler ise aşağıya iniyordu.

 

'' Ben, Yusuf, Eymen birlikte yukarı çıkalım. ''

 

'' Senay, Nazlı, Lavin, Bahar ve Yiğit siz de aşağıya inin. '' herkes kafa sallayarak onaylamıştı.

 

Yukarıya çıkmadan önce '' Dikkat edin '' diye fısıldadım. Onlar aşağıya inerken önce ben arkada Yusuf ve Eymen ile merdivenlerden yukarı çıkıyorduk.

 

Yavaş ve temkinliydik. Her an terörist çıkabilir.

 

Merdivenleri bitirdiğimiz de büyük bir alan karşımıza çıkmıştı. Fakat bir sorun vardı. Burada da yollar üçe ayrılıyordu. Ben yukarı çıkacaktım diğer iki yolu da Yusuf ve Eymen halledecekti.

 

Merdivenden çıkarken belli belirsiz bir inleme sesi duymuştum. Ahsen! Sesi duyduğum yere koştum. Tahmin ettiğim gibi Ahsen yerde karnını tutmuş yatıyordu.

 

Sesimi duymuş kafasını zar zor kaldırarak bana doğru bakmıştı. '' Yaklaşma. '' dedi zor çıkan sesiyle.

 

Ahsen 'i dinlemeyip ona doğru yaklaştım. Elleriyle karnını sarmıştı. Ağrıyor olmalıydı. Bacaklarını kendine çekmişti. Formasında kan izleri vardı.

 

Bunu görmüş olmak daha da sinirlendirmişti. Yanına çömeldim. '' Kim yaptı bunu sana. ''

 

'' Arslan git. ''

 

'' Ahsen, gidelim. ''

 

'' Arslan, git. Ne olur '' dedi sessizce ve zorlanarak ardından karnını tuttu.

 

'' Geberteceğim hepsini. '' soludum sinirle. Aniden kafamda bir sertlik hissetim. Silahtı.

 

'' Siz Türkler hep böyle misiniz? Kahramanlık mı taslarsınız? '' dedi arkamdaki ses.

 

'' Sana git demiştim '' dedi Ahsen bir kez daha.

 

'' Evet, sana git demişti komutan. Ama biliyor musun hala vaktin var. Tanıdık indirimi diyelim. ''

 

'' Kim lan o tanıdık. ''

 

'' Sokur 'un sana selamı var komutan. Bir de notu. Onu bulamayacağınıza dair. Şimdi ya buradan kalkıp gidersin-

 

Sözünü tamamlamasını izin vermeden kalkıp ani bir hareketle bileğini büküp silahını elinden aldım. Silahı onlara doğrulttum. Karşımda beş kişi vardı onlarda silahlarını bana doğrultmuşlardı.

 

'' Hala kaçmak için vaktin var komutan. ''

 

Kafama silah doğrultan teröriste baktım. '' Yalnız unuttuğunuz bir şey var, biz siz değiliz kaçmayız. ''

 

'' Kahramanlık taslamayız kahramanız. '' Ahsen ' de benimle birlikte söylemişti. En önde duran teröristin ayağına ateş ettim. Ardından ayak sesleri gelmişti. Arkaya baktığımda bizimkilerdi.

 

'' Dikkat dikkat! Etrafınız askerler tarafından sarıldı teslim olmanız için beş saniyeniz var. ''

 

'' Beş, süre doldu. '' dedi arkadan Eymen. İstemsizce gülmeye başladık. Harekete geçmek için doğru anı bekliyordum.

 

Bizimkilere bakarak gözümü kırptım. Silah kullanmayacaktık dövüşecektik.

 

Öndeki teröristin yanına çevik adımlarla geldim. Yumruk attığım da dengesini kaybetmişti. Bana yumruk atacağı sırada elini tutup büktüm sırtı göğsüme denk gelecek şekilde çevirip tekme atmıştım.

 

Karşı taraftan bana doğru gelen teröriste de tekme atıp onları kendimden uzaklaştırdım. Dışarıdan da sesler geliyordu ekip gelmişti. Bunu fark eden teröristler kaçmaya çalışmaya başlamışlardı.

 

Durmuştuk. Nefes nefese kalmışlardı. Genellikle silahla ya kaçarak tepki verdikleri için bu dövüş onlara ağır gelmişti. O sırada ekipler gelmişti.

 

Aniden kolumda duyduğum acıyla karşı tarafa baktım. Terörist vurmuştu. Eğer biraz daha kenardan vursaydı sıyırıp geçerdi. Ekipler teröristleri alıp götürüyorlardı.

 

Nazlı, Ahsen 'in yanına gelip belindeki ipi çözdü. İlkte kalkmaya çalışsa da dengesini kaybedip sendelemişti.

 

Telaşla kolundan tuttum '' İyi misin? Hastaneye gidiyoruz. ''

 

'' İyim, merak etmeyin gerek yok. '' dedi Ahsen.

 

'' Olmaz komutanım, Arslan komutan haklı gidelim. '' dedi Nazlı'da beni doğrulayarak. Ahsen kafasını salladı sadece.

 

Nazlıyı diğerleri çağırınca Ahsen ile ben kalmıştık. Uzun süre o şekilde kaldığından ve fazlasıyla harap edildiğinden yavaş yürüyordu arada karnına ağrı giriyor olacak ki karnını tutuyordu.

 

'' Kucağıma alabilirim istersen? ''

 

'' Yok, teşekkür ederim yaran var zaten. ''

 

'' Senden önemli değil komutanım. '' diyerek kucağıma aldım. Elleriyle boynumu tutarak destek aldı. O sırada merdivenlerden aşağıya iniyorduk.

 

'' Nazlı, Lavin, Yusuf, Yiğit siz bizimle hastaneye gelin. '' Diğerlerine döndüm. '' Siz de komutanlığa gidin. ''

 

'' Tamam, komutanım. '' helikoptere bindiğimizde hareket etmişti. Telefonla komutanlığı aradım.

 

'' Durum nedir Arslan? '' diye sordu telefonu açan Minel komutan.

 

'' Ahsen 'i bulduk komutanım hastaneye geçiyoruz, bulduğumuz teröristleri ekiplere teslim ettik. ''

 

'' Tamamdır siz geçin bizde geliyoruz. '' dediğinde telefonu kapamıştı. Yaklaşık yarım saat sonra hastanenin pistine inmiştik. Arayıp haber verdiğimiz için hemşireler tekerlekli sandalyeyle bizi bekliyordu.

 

Ahsen 'i müşahede odasına götürüyorduk. Bir yerinde bir şey var mı diye bakılacaktı.

 

Ahsen odadayken komutanlarım gelmişti. '' Ahsen nerede? '' diye sordu endişeyle Minel komutan.

 

'' Odada kontrol yapılıyor. '' kafasını salladı. '' Durumu nasıl? ''

 

'' Fiziken iyi sayılır. Ama ruhsal olarak bilemiyorum biz gittiğimizde kötü haldeydi. O teröristler ona dokunmuş '' dedim zorlanarak.

 

Erdem komutan sessizce küfür etse de duymuştum. Minel komutan ise şaşırmış ve üzülmüştü doğal olarak.

 

Doktor odadan çıktığın da arkasından hemşirelerle birlikte Ahsen 'de çıktı. Minel komutan hızlıca Ahsen 'e sarıldı.

 

'' Normal odaya alacağız serum takılacağız ağrı kesici vereceğiz ona iyi gelir. '' hemşirelere döndü. '' Siz götürün Ahsen Hanımı. ''

 

Onlar gittikten sonra doktor bize döndü.

 

'' Ahsen Hanım ne durumda bilemiyorum çok zor bir şey bu onun için teröristler tarafından yaşamış olmak herkes için zor benim tavsiyem bir süre yanından ayrılmayın.

 

'' İyi gözüküyor ama. '' dedi Minel komutan.

 

'' Bize kendini öyle gösteriyor olabilir. Ahsen Hanım güçlü bir asker. Bu zamana kadar bu acıya dayanabilmiş olması mucize. Kasıklarına defalarca tekme yemiş. ''

 

'' Anlıyorum, biz elimizden gelenin fazlasını yapmaya çalışacağız. '' dedi Erdem komutan.

 

Doktor gitmek üzereydi ki Minel komutan durdurdu. '' Doktor Hanım. ''

 

'' Buyurun komutanım. ''

 

'' Komutanlığımız yakın zamanda teröristler tarafından saldırıya uğradı bizde tadilat için Erdem komutanların yanında kalıyoruz. Orası tamamlandı ve artık geçmemiz gerekiyor. Ahsen için psikolojik olarak bir sorun olur mu ki? ''

 

'' Öncelikle geçmiş olsun, sıkıntı olacağını düşünmüyorum hatta belki de bununla oyalanırsa onun için daha iyi olur. '' dedi doktor.

 

'' Teşekkürler Doktor Hanım. '' doktor gittiğinde Ahsen 'in kaldığı odaya gittik. Serumu bağlamışlardı uyuyordu.

 

'' Benim komutanlığa gitmem gerekiyor dikkat edin. '' dedi Erdem komutan.

 

'' Tamamdır komutanım. ''

 

Minel komutan koltuktan kalktı. '' Sana eşlik edeyim. Arslan hemen gelirim. '' kafamı salladım.

 

Komutanlar çıktığın da koltuğa oturup Ahsen 'i izlemeye başladım. Dudağı patlamıştı, pansuman yapılmış. Gözünü açtı. Doğrulmaya çalıştı inleyerek karnını tuttuğunda kolundan tutup destek verdim.

 

'' İyi misin? '' koluma baktı.

 

'' Neden pansuman yaptırmadın? '' diye sordu kaşlarını çatarak.

 

'' Gerek duymadım. ''

 

'' Ne demek gerek duymadım Arslan, kan kaybettin hemen şimdi hemşireleri çağırıyoruz ve koluna pansuman yapıyorlar. ''

 

'' Gerek yok vall- ''

 

'' Arslan! '' dedi uyarırcasına. Kafamı salladım. Hemşireleri çağırdım odada pansuman yapmaya başlamışlardı. Biraz canım yansa da çok da önemli değildi. Hemşire sarıp gitmişti.

 

'' Canın yandı değil mi? Keşke git dediğim zaman gitseydin. '' diye mırıldandı. Gözleri kapanıyordu. Verdikleri serumdan dolayı. Tamamen gözlerini kapattığında kulağına yaklaşıp o şarkı sözlerini mırıldandım.

 

'' Ben senden vazgeçmem, Işıkları söndürseler bile. ''

 

Uyku sersemliğinin verdiği kadarıyla mırıldandı. '' Ben sensiz pes etmem. ''

 

Bölüm sonu. Umarım beğenmişsinizdir.

 

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınız.

 

Twitter üzerinden #vatansağolsunkitap etiketi ile destek verirseniz çok mutlu olurum.

 

sizleri seviyorum, görüşmek üzere 💚

 

İnstagram - Eysan.yagmur / Eysan.yagmurkitaplari

Loading...
0%