Yeni Üyelik
15.
Bölüm

15. BÖLÜM

@eysanyagmurberber

Bölüm On Beş – ALINAN İNTİKAMLAR VE TATLI BULUŞMALAR

 

 

 

'' ÜSTEĞMEN ARSLAN ÖZTÜRK'DEN ''

 

ÜÇ GÜN SONRA

 

Üç gün boyunca askeriyeden çıkmamıştık. Yusuf, tekerlekli sandalyede olduğu için bu süre zarfında onunla ilgilenmiştik.

 

Bir yandan da sokurun ya da adamlarının yerini bulmaya çalışıyorduk. İkisinden birini bulmak hepimiz için kâr.

 

Ahsen ile sadece o gün yüz yüze görüşmüştük bir daha görüşmemiş, birkaç defa mesajlaşmıştık.

 

Şimdi komutan ile birlikte teröristlere ait işimize yarayacak en ufak bir iz bulmaya çalışıyorduk. Eren kendi verilerinden bir sinyal almıştı onu doğrulamak için çıkmıştı.

 

Sinyalin doğruluğu kanıtlandığın da hazırlanıp Eren'in olduğu yere gideceğiz. Yusuf 'ta bizimle tekerlekli sandalyesinde çalışıyordu. Bizimle operasyona gelmek çok isterdi ama mümkün değildi üzerine basamıyordu. Basmaya çalıştığın da acıdan kıvranıyor.

 

Yarım saat boyunca bilgisayarın başından ayrılmadık ama biz bir iz bulamamıştık. Tek çare Eren'in tespit etmek için gittiği sinyal kaldı.

 

'' Ara verelim, şimdilik yeter bu kadar çalışmak. '' dedi Erdem komutan. Kafamı sallayıp Yusuf 'u da alıp çıktım.

 

'' Sizi yormak istemem ama odama gitsek komutanım. Ayağımı uzatsam biraz. ''

 

'' Yormak ne demek oğlum, bir daha duymayayım. '' Yusuf'un odasına geldiğim de kapısını açıp sandalyeyi içeriye sürdüm. Yusuf 'u yatağa bıraktıktan sonra ihtiyacı olduğunda söylemesini tembihleyerek odasından çıktım.

 

Zaten onun odasıyla benim odam yan yanaydı. Bende kendi odama geçtim. Masanın üzerindeki telefonumu alıp yatağa geçtim. Mesajlara kısmına girip Ahsen 'e mesaj attım.

 

Gönderilen; Güzel Üsteğmenim.

 

'' Nasılsın güzel üsteğmenim. '' yazdım ve gönder kısmına dokundum. Mesaj saniyesinde giderken heyecanla mesaj kısmından çıktım. Telefonu kapamadan önüme koydum. Ve Ahsen 'den mesaj gelmesini bekledim.

 

1 saniye

 

2 saniye

 

3 saniye

 

4 saniye... İçimden saniyeleri sayarken mesaj hala gelmemişti.

 

5 saniye olurken odayı mesaj sesi doldurdu. Ekrana baktığım da Ahsen 'in adını görmek beni heyecanlandırmıştı.

 

Gönderen; Güzel Üsteğmenim.

 

'' Şimdi daha iyi, sayın üsteğmenim. Sen nasılsın? ''

 

'' Daha iyi olmak için sana yazdım. ''

 

Güzel Üsteğmenim; '' Oldun mu? Daha iyi yani. ''

 

'' Oldum. Daha iyi. ''

 

Kapımın çalmasıyla telefonu kapatıp kucağıma koydum. '' Gel! '' kapı açıldığın da Yiğit gelmişti.

 

'' Komutanım, Eren komutanın gittiği sinyal doğru bizi orada bekliyor. ''

 

'' Hemen geliyorum. '' Yiğit kapıyı kapatıp çıkarken aceleyle yataktan kalktım. Üzerim hazırdı.

 

Telefonu açıp mesajlar kısmına girdim.

 

'' Ben operasyona gidiyorum. Güzel üsteğmenim, dikkat et kendine. ''

 

Güzel Üsteğmenim; '' Dikkat et... Sağ salim dönün. Lütfen gelince haber et. ''

 

'' Artık daha dikkatli olmam için bir sebep var üsteğmenim. '' mesajı yazdıktan sonra aceleyle odadan çıktım.

 

Erenin olduğu yer bize üç saat uzaklıktaydı. Helikopter bizi indirdikten sonra yavaş ve temkinli bir şekilde yürümeye başladık. Büyük bir yerdi. Yeşillik alandan aşağıya iniyorduk. İleride küçük bir ev vardı.

 

Eren ile irtibat kurmak için mikrofona doğru konuştum.

 

'' Vatan 2, vatan 1 tamam. ''

 

'' Vatan iki dinlemede, tamam. '' demişti Erende.

 

'' Alandayız, nerelerdesin? Tamam. ''

 

'' Yığınların arkasında tamam. ''

 

Etraf gereksiz eşya yığını ile doluydu. Sadece çatışırken bizim işimize yarıyordu. Eren 'in de bahsettiği o yığınların arasında durduğunu fark ettim.

 

Üç kişiydik ben, Eren ve Yiğit. Her ihtimale karşı destek ekip hazır da bekliyordu. '' evdeki durum ne? '' diye sordum Eren'e bilgi almak için.

 

'' Son bir saattir bir hareket yok. Evdeler. ''

 

'' Güzel biraz daha bekleyelim. '' dedim.

 

'' Sonra baskın baskın yapanındır. '' diye ekledi Yiğit.

 

Biraz daha bekledikten sonra harekete geçmenin zamanı gelmişti. '' Giriyoruz. ''

 

Komutu verdikten sonra ben önde, sağ arka tarafım da Eren ve onun yanında Yiğit eve doğru ilerliyorduk. Evin girişi bizim bulunduğumuz alanda sağ tarafa kalıyordu. Evin arka duvarına gelip yaslandık.

 

Eren ve Yiğit 'e döndüm. '' Yiğit sen benimle gel, Eren sende sağ taraftan git. '' Eren kafasını sallayıp onayladıktan sonra sol tarafa döndüm pencere vardı.

 

Gözükmemek için eğilmiştik. Çok bir mesafe yoktu. Eren ile aynı vakitte kapının önüne gelmiştik. Kapı önünde ki merdivenden birkaç adım çıkıp bacağımı kaldırdım. Kapıya var gücümle tekme attım. Bir kerede açıldığın da silahlarımızı kaldırıp içeriye geçtik.

 

Gördüğüm ve önüme çıkan teröristleri bir bir vuruyordum. Vurulan teröristin üstünden atlarken sol taraftaki odaya girdim. Terörist pencereden kaçmaya çalışıyordu.

 

'' Pişt! '' dediğimde bir ayağını pencereye atmıştı ama dengesini koruyamayıp evin içerisine doğru düştü. Yanına giderek kıyafetinden tutup kaldırdım.

 

Yüzüme doğru çevirdim. Bu o teröristti.

 

Ahsen kaçırıldığın da fotoğrafını gösteren o terörist. Onu vurmuştuk ama o kaçmıştı hem de iyileşmişti.

 

'' Tüh bu sefer kaçamadın. Çok üzüldüm. '' kıyafetinden tutup hızlıca odadan çıkardım koridora çıktığım da Yiğit'te bir teröristi tutmuş getiriyordu.

 

'' Temiz! '' demişti Yan tarafımda ki odadan çıkan Eren, açık olan kapıdan dışarıya çıkıp tuttuğum teröristi sertçe bıraktım. Dengesini koruyamayıp yere düşmüştü.

 

Üstüne binip suratına yumruk attım. '' bu Ahsen'e vurduğunuz her an için. ''

 

Bir yumruk attım. '' bu dudağını patlattığınız için. ''

 

Bir yumruk daha attım. '' korku dolu gözlerle baktırdığınız için. ''

 

En son yüzüne sert bir yumruk geçirdim. '' bu ben ona bakmaya doyamazken dokunduğunuz için. ''

 

Terörist kendini zorla kaldırmaya çalışmıştı ama müsaade etmedim. '' dur daha bitmedi. ''

 

Suratına kaçıncısı olduğunu bilmediğim yumruğu attım. '' Kardeşimin bacağını kullanamayacağı hale getirdiğiniz için. ''

 

'' Bu da kardeşimizi bizden ayırdığınız için. ''

 

Teröristin burnundan ses gelmişti. Kırılmış olmalıydı. Beter olsun! Kafamı kaldırıp gökyüzüne baktım. '' bu daha başlangıç kardeşim. Sen rahat uyu. ''

 

Diğer teröristi Eren halletmişti. Yiğit evden elinde koliyle çıkmıştı. Eğilip koliye baktım.

 

Tabanca, ses bombası, bolca mermi, sis bombası ve daha niceleri ile doluydu.

 

Teröristler ve koliyle birlikte helikoptere doğru yürüdük. Gelmişti bizi bekliyordu. Helikoptere binip oturduk. Telefonu çıkartıp askeriyeye bağlandım.

 

'' Yuva, vatan 1 ''

 

'' Vatan 1, yuva dinlemede. ''

 

'' Operasyon başarılı, geliyoruz hatta 3 + 3 şekilde. ''

 

Üç saatlik yolculuğun ardından askeriyeye gelmiştik. Helikopter indiğinde bizde indik. Erdem komutan ve teröristleri almak için gelene ekipler bizi karşıladı.

 

Teröristleri ve mühimmatları onlara teslim ettik. '' Tebrikler, aslanlarım. Böyle böyle Sokurun çetesini çökelteceğiz inşallah. ''

 

'' İnşallah komutanım. '' içeriye doğru ilerlemeye başladık.

 

'' Komutanım '' dedi Yiğit.

 

'' Efendim, aslanım. ''

 

'' Komutanım, eğer izniniz olursa çarşıya kadar inebilir miyim? ''

 

'' İn aslanım. ''

 

'' Sağ olun komutanım. ''

 

Askeriyeye girdiğim de kendi odama gitmeden Erdem komutanın odasına gittim kapıyı tıklattım. İçeriden '' Gel! '' dediğini duyunca kapıyı açtım.

 

'' Gelebilir miyim komutanım? ''

 

'' Gel Arslan, gel. '' kapıyı kapatıp içeriye geçtim.

 

'' Gel otur '' dedi sandalyeyi göstererek. Sandalyeye oturduğum da gülümseyerek yüzüme baktı.

 

'' Seni bu timin başına aldığım için verdiğim o karardan çok memnunum bugün üç kişi gittiğiniz o operasyondan başarılı bir şekilde döndünüz. Daha nice başarılarılar elde edeceğinizi düşünüyorum. Beni gururlandırıyorsunuz. ''

 

'' Sağ olun komutanım. Böyle düşünmeniz de beni mutlu etti. ''

 

'' Ben aslında sizden bir rica etmek için geldim. Annemler o olaydan sonra burada kalmaya karar verdiler. Onlara ev bakmamız gerekiyor sizden birkaç saat izin istesem. ''

 

'' Çık Arslan git annenlerle ilgilen. '' ayağa kalkıp selam verdim.

 

'' Sağ olun komutanım. '' kapıya gidip açtım.

 

'' Selam söyle '' dedi Erdem komutan.

 

'' Emredersiniz komutanım! '' kapıyı kapatıp kendi odama geçtim.

 

Masanın üzerindeki telefonumu aldım. Ahsen'den mesaj gelmişti. Ondan mesaj geldiğini görmek gülümsememe neden olmuştu.

 

Ona verdiğim şiir kitabının fotoğrafını atmıştı. Altına ise yazı yazmıştı.

 

Gönderen; Güzel Üsteğmenim

 

'' Sen operasyondayken senin verdiğin kitabı okuyup, seni düşünüyorum... '' yazıyordu.

 

'' Geldim, askeriyedeyim. İyi okumalar üsteğmenim. Sevmişsindir umarım. '' yazıp gönderdim. Birkaç saniye sonra Ahsen 'den de mesaj gelmişti.

 

Güzel Üsteğmenim; Sevindim. Evet, çok sevdim teşekkür ederim. ''

 

'' Aslında dışarıda birkaç saat işim var annemlere ev bakacağım sonra yani sende istersen buluşalım mı? Yazdım ve gönderdim ardından tekrar ekledim.

 

'' Kitap okuruz, kahve içeriz, sohbet ederiz. Yani istersen. '' heyecanla atan kalbim ve heyecandan titreyen ellerimle mesajı gönderdim. Mesajdan çıkıp telefonu bıraktım.

 

İnşallah kabul eder.

 

Ne olur etsin.

 

Bildirim sesiyle ekrana düşen mesaja baktım.

 

Gönderen; Güzel Üsteğmenim

 

'' Olur. Gidelim yeri ve saati sen bildirirsin. ''

 

'' Olur. Güzelim. ''

 

Ahsen'in teklifimi kabul etmenin verdiği mutlulukla askeriyeden çıkıp annem ile daha önce konuşup anlaştığımız yere geldim.

 

Siteden ev bulup bakmıştık. Üç kişilerdi onlar için güzel bir evdi. Emlakçıyla konuşmuştuk ilk o eve bakacaktık. Nerede diye arayacakken annemin ve babamın karşıdan geldiğini gördüm. Yanıma gelince sarıldım.

 

'' Oğlumm, nasılsın. '' dedi annem. Yürümeye başlarken.

 

'' İyim, anne sen. '' karşılık verdim.

 

'' Ece nerede? '' Ece kız kardeşimdi.

 

'' Çarşıya gitti. '' dedi babam eve gelmiştik. Emlakçıda kapıda bizi bekliyordu. Emlakçının yanına gidip selamlaştık müstakil tatlı bir evdi. Dış kapıyı açıp yolu gösterdi. Giriş kattı bahçesi vardı. Evin kapısından girdiğimizde koridor karşıladı. Sol tarafta mutfak vardı. Mutfağın karşısında yatak odası, onun yanında ise de bir oda vardı.

 

O odanın karşısında orta genişlikte bir salon vardı. Balkon da bulunuyordu.

 

'' Bence çok güzel. '' diye fikrimi belirttim. Babamda beğendiğine dair fikrini söylemişti. Annem eve biraz daha bakındıktan sonra babama döndü. Gözlerini kapatıp açtı. Babam emlakçıya dönerek '' alıyoruz. '' dedi.

 

Tahmin ettiğimden de hızlı olmuştu. Diğer evlere de bakarlar diye düşünmüştüm. Emlakçıyla konuşup anlaştılar. Bu bir hafta içinde eve taşınacaklar.

 

Evden çıktıktan sonra annem ve babamla vedalaştım. Şimdilik pansiyonda kalıyorlardı.

 

Telefonumu çıkartıp Ahsen 'e yazdım.

 

Gönderilen; Güzel Üsteğmenim

 

'' Kitapçı da mı yoksa orada ki kafe mi istersin? '' yazıp gönderdim. İki yerde bana yakındı. Kısa bir süre sonra mesaj geldi. Kitapçı demişti Ahsen.

 

Yanıma şuan da okuduğum kitabımı da almıştım. Yaklaşık yirmi dakika sonra Ahsen gelmişti. Geldiğinde sarılıp, selamlaştık. Kalp atışım hızlandı.

 

Ona sarılmak o kadar güzel bir duyduydu ki. Saçlarını açmıştı. Açık hali ona çok yakışıyor.

 

BİZ ŞİMDİ RESMEN BULUŞMUŞTUK!

 

'' Nasılsın? '' diye sordum kitapçıya doğru ilerlerken.

 

'' İyim, sen. ''

 

'' İyim, bende. ''

 

'' Yerleştiniz mi iyice. '' diye sordum askeriyeyi kast ederek.

 

'' Evet, eski düzene geri döndük. ''

 

'' Ne güzel. ''

 

'' Öyle. ''

 

Aynı bahçede yaptığımız antrenmanları özlemiştim.

 

Kitapçıya geldiğimiz de kapıyı açıp yol verdim. Teşekkür ederek içeriye girdi. '' buraya oturalım mı? '' diye sordu cam kenarında ki masayı göstererek.

 

'' Olur, sen nereyi istersen. '' onaylayıp cam kenarına oturdu. Sessizce '' Kahve ister misin? '' diye sordum.

 

'' Olur. ''

 

Kahve ve çay servisi vardı. Çok güzel bir kitapçıydı. Küçüktü ama güzeldi. Kahveleri aldıktan sonra Ahsen'in yanına geldim.

 

'' Teşekkür ederim. ''

 

'' Afiyet olsun. ''

 

Yerime oturduktan sonra kitabımı açıp kahve eşliğine okumaya başladım. Ahsen'e baktığım da arada cümlelerin altını çiziyordu bende istiyordum öyle yapmayı ama pek alışamamıştım kalemi alıp da çizmeye.

 

Sürekli unutuyordum.

 

Bir süre sonra kitabı okumayı bırakıp Ahsen'e odaklandım.

 

Ne güzel kitap okuyordu. Uzun saçları önüne geldiği için eliyle saçının öndeki tutamını tutup elini başına koyup destek alıyordu. Gözleriyle kitapta ki cümleleri takip ediyordu.

 

Beğendi zaman mimikleri ile tepki gösteriyordu. Ses çıkartmamaya özen göstererek yerimden kalkıp onun yanına geldim. Masada üç kişilik koltuklar vardı. O yüzden yanına oturdum.

 

Bileğinde toka vardı neden toplamıyordu bilmiyorum ama onu ben yapacaktım.

 

Bileğinde ki tokayı tuttum ondan onay bekliyordum. Tokayı çıkartıp bana verdi. Onayı almıştım. Saçını üçe ayırıp örmeye başladım.

 

Saçları... Çok güzel kokuyorlardı.

 

Örme işi bittikten sonra saçının uçuna tokayı taktım. İşim bittiğini anlamış olacak ki arkasına yani benim gövdeme yaslanmıştı. Kitabı da benim görebilec

eğim şekilde çevrilmişti.

 

Bilmiyordu ki kitaba odaklanmam şuan çok zordu...

 

 

 

Bölüm Sonu.

 

umarım beğenmişsinizdir. Oy vermeyi ve yorum yapmayı ihmal etmeyin lütfen.

 

sizleri seviyorum, bir sonraki bölüm de görüşmek üzere. ❣

 

İnstagram; Eysan.yagmur / Eysan.yagmurkitaplari

 

Loading...
0%