@eysanyagmurberber
|
Bölüm On Yedi - ÖZLEM ARZUSU VE KATLİAMLAR
YAZAR ANLATIMINDAN
( İKİ GÜN SONRA )
Arslan iki gün boyunca Ahsen ile konuşamamıştı. Operasyona gittiklerinden ve gittikleri yerde sinyal çekmediği için Ahsen, Arslan ile iletişim kuramamıştı.
Operasyondan döndükten sonra yazma fırsatı olmuştu. Şimdi ise Albaylarının ayarlamalarıyla hep birlikte İstanbul'da düzenlenecek olan kermese gideceklerdi.
İki gün sürecek olan bu kermeste ilk gün görev için gideceklerdi. İkinci gün ise gezme amaçlı kermesi dolaşacaklardı. Görev için bir sürü askerler, polisler kermeste yer alacaktı.
Araba ile Ahsenlerin olduğu askeriyenin önüne gelmiş onları bekliyorlardı. İki araç olarak gideceklerdi.
Bir asker aracı kullanıyordu. Onun yan koltuğu iki kişilikti dolayısıyla Erdem Albay ve Minel Albay oturacaktı.
Vatan timinden Arslan ile birlikte yiğit ve Eren vardı. Yusuf, askeriyeden onlarla gelecek olan askerler ile diğer arabadaydı. Ahsen ve Minel komutan Arslan 'ın olduğu arabaya binecekti.
Diğerleri ise arkadaki araba.
İki araba ile birlikte onları koruma amaçlı arkadan üç, dört araç daha gelecekti.
Birinci gün eğer yetişir ise Yarbay da onlara eşlik edecekti.
Minel komutan ve timi arabaya yerleştiğin de araba hareket etmeye başlamıştı.
Ahsen, Arslan'ın yanına oturmuştu.
'' Nasılsın? '' diye sordu Ahsen göz ucuyla Arslan'a bakarak.
'' İyim, sen nasılsın? ''
'' İyim. '' diye yanıtladı. Ahsen daha sonra elindeki küçük poşeti Arslan 'a uzattı.
Arslan elinden poşeti alırken '' Kitapçıdan çıkarken unutmuştun, ben aldım. '' diyerek açıklama da bulundu.
'' Evet, ben de daha sonra hatırladım. ''
'' Aslında daha önce getirecektim ama anlık operasyon çıkınca bugüne kaldı. '' çantasından kitap çıkarıp Arslan'a gösterdi.
'' Ben de getirdim belki beraber okuruz giderken. ''
'' Olur, okuruz. '' dedi Arslan.
Herkes kendi halindeydi. Önde Minel ve Erdem komutan birlikte sohbet ediyorlardı.
Orta koltukta Yiğit, Eren, Senay, Nazlı beraberlerdi. En arka koltukta Ahsen ve Arslan oturuyordu.
Yarım saat kadar yol gitmişlerdi. Ahsen açık saçlarını toplama kararı aldığın da çantasından tokasını çıkarmıştı.
Arslan bunu gördüğünde kolundan tuttu. '' Ben örebilir miyim? ''
'' Olur. ''
Ahsen, sırtını Arslan'a döndü. Saçından üç tutam ayırıp örmeye başladı.
'' Sizin askeriyenin bahçesin de daha önce olduğu gibi. '' diye fısıldadı. Ahsen.
'' Daha önce olduğu gibi. '' Arslan, Ahsen'in saçını örmüş tokasını takmıştı. Kulağına doğru yaklaştı.
'' Daha önce yaptığımız bir şey daha var. İstersen onu da tekrarlayabiliriz. Tabi kimse görmeseydi. '' diye fısıldadı kulağına.
Ahsen'in bedenin titrediğini hissetti. Boynuna hafif öpücük kondurduktan sonra geri çekilmişti. Yola devam ederken geldikleri benzin istasyonun da ara vermişlerdi.
Aralıksız devam ederlerdi fakat Yusuf 'un bacağı buna engel oluyordu. Artık yavaştan yürüme çalışmaları yapmaya başlamıştı.
İlk gün görev yapamayacaktı ama ikinci gün kermesi gezecekti.
Arslan ve Ahsen hariç herkes arabadan inmişti. Ahsen yanında ki pencereyi perdeyle kapadı. '' Artık kimse göremez. '' diye fısıldadı.
Arslan, Ahsen'e yaklaştı. '' Haklısın kimse göremez. '' dudağına yaklaşıp dudaklarını Ahsen'in dudaklarına bastırdı. Ahsen'in elleri, Arslan'ın boynuna giderken, Ahsen'in belini elleriyle sarmıştı.
Ahsen'in tarafında ki pencere iki kere tıklatılırken hızlıca birbirlerinden ayrıldılar. Kapı açılırken Yiğit kafasını içeriye doğru uzattı.
'' Kraker veya su gibi istediğiniz bir şey var mı komutanım? ''
'' Yo- Y- '' Arslan 'ın sesi çıkmazken boğazını temizledi. Ahsen ise gülmemek için zor tutuyordu.
'' Yok, aslanım. '' Yiğit, Ahsen'e döndü.
'' Yok, Yiğit sağ ol. ''
'' Peki, komutanım, gideyim ben. '' Arslan sadece kafasını sallayabilmişti.
Yiğit gittikten iki dakika sonra herkes arabaya yerleşmiş, yolculuğa devam etmişlerdi.
Ahsen ve Arslan ise yolun geri kalanını kitap okuyarak geçirmişlerdi.
...
Dört saatlik yolculuğun ardından İstanbul'a gelmişlerdi. Askeriyeleri İstanbul'daydı ama şehre oldukça uzaktı o yüzden yol uzun sürmüştü. Kermese yakın üç, dört yıldızlı pansiyon tarzı yer ayarlanmıştı devlet tarafından.
Arabaları otoparka park edip korumalarla birlikte içeriye girdiler. Oda anahtarları verilip bavulları ile birlikte odalarına çıkartıldılar. Herkes ayrı odalarda kalacakları. Birinci kat ve ikinci kat onlara ayarlanmıştı.
Bu çevrede kermes alanına yakın buraya benzer yerler vardı diğer askerler ve kermeste görev yapacak görevliler oralarda kalacaklardı.
Odalarına yerleşip dinlendiklerin de yemek için restoranda inmişlerdi. Saat akşam sekiz buçuğu bulduğun da herkes odalarına geri dönmüştü.
Arslan yemekten sonra duş almış, kitap okumaya başlamıştı. Yaklaşık iki saat sonra kitabını bitirmişti.
Telefonunu eline aldı. Mesaj kısmına girdi. Ahsen'e yazacaktı fakat o anda Ahsen'den mesaj gelmişti.
Gönderen; Güzel Üsteğmenim
'' Müsait misin? ''
Arslan ise '' Evet, gel '' yazdı ve gönderdi. Odaları aynı kattaydı. İki dakika sonra kapısı çalmıştı. Yataktan kalkıp üzerini düzelterek kapıya gitti.
Kapıyı açtığın da Ahsen, siyah kumaş pantolon ve üstü açık saçlarıyla karşısındaydı. Ahsen içeriye girip kapıyı kapattı. Ellerini Arslan 'ın ensesine koydu. Dudaklarını Arslan'ın dudaklarıyla buluşturdu.
Arslan geri çekilip fısıldadı. '' Çok güzelsin. '' birkaç adım geri giderek Ahsen'den uzaklaştı. Ahsen, Arslan'ın geri çekildiğine üzülerek ne yaptığını izlemeye başladı.
Arslan televizyon ünitesinin çekmecesinden bulduğu mumları yakıp ışıkları söndürdü. Ortamı mum aydınlatarak loş bir ortam oluşturmuştu. Yavaş adımlarla Ahsen 'e yaklaştı.
Ellerinden tutup kendine yaklaştırdı. '' Arslan... '' diye fısıldadı Ahsen sessizce.
'' Ahsen... '' diye fısıldayarak karşılık verdi Arslan. Ellerini Ahsen'in kollarından sürterek beline geldi. Kendine çektiğin de Ahsen ellerini, Arslan'ın boynuna doladı.
Alınlarını birleştirmiş bir süre öyle kalmışlardı. Arslan dudaklarını birleştirdiğin de arabadaki gibi yavaş ve sakin değil aksine hızlı ve sert bir şekilde öpüşüyorlardı.
Ahsen bacaklarını, Arslan 'ın beline dolayarak kucağına almasını sağlamıştı. Ahsen, Arslan'ın kucağın da öpüşmeye devam ederken ileriye doğru gitmeye başladılar.
Sertçe bir şeye çarptıklarında birbirinden ayrılıp soluklandılar. Bu soluklanma kısa sürdüğünde dudaklarını birleştirip yatağa doğru yöneldiler.
Yatağın önüne geldiklerin de bir şeyin düşme ve kırılma sesi gelmişti. Ayrılıp sesin olduğu yere baktıkların da yere düşenin ve kırılanın boy aynası olduğunu gördüler.
Gülümseyip Ahsen, yatağa oturmuş Arslan 'ı da kendine çekerek yatağa uzanmıştı. Arslan, Ahsen'in dudaklarından ayrılıp boynuna yöneldi. Küçük küçük öpücükler kondurarak aşağıya doğru yöneldi.
Göğüs kısmına geldiğin de Ahsen'in gözlerinin içine baktı. Ahsen, ellerini Arslan'dan çekip üzerini çıkardı. Arslan 'ın karşısın da sutyen ve pantolon ile kalmıştı.
Arslan yüzünü Ahsen'in göğsüne yaklaştırarak sutyenin üzerinden ve açık bıraktığı yerleri öpmeye başladı. Ahsen zevkten inlerken elleri Arslan'ın tişört uçlarına gitti.
Arslan 'ın tişörtünü çıkartıp odanın herhangi bir noktasına attı. Elleri Arslan'ın vücudun da dolaşmaya başladı. Ellerini Arslan'ın beline dolayarak kendine çekti.
Arslan, Ahsen'in sutyen askını düşürerek çıkardı. Göğüs uçlarına yaklaşarak öpmeye ve emmeye başladı. Bir eliyle ise diğer göğsünü yoğuruyordu.
O sırada Ahsen'in elleri, Arslan'ın pantolonuna yöneldi. Bir hışımla onu da çıkartıp odanın bir köşesine attılar.
'' Ahsen... '' diye fısıldadı Arslan.
'' Seni seviyorum. ''
'' Arslan... Bende, bende seni seviyorum. ''
Arslan aşağıya inip Ahsen'in özel bölgesine geldi. İç çamaşırı çıkartıp oraya yöneldi. Ahsen elleriyle, Arslan'ın kafasını daha çok oraya bastırdı.
Arslan iç çamaşırını çıkarıp yukarı yöneldi. Ahsen ile yüz yüze geldi. '' Benim olur musun? Benim ile sevgili olur musun? ''
'' Evet, Arslan. Seninle sevgili olurum. '' dedikten sonra Arslan'ı yatağa itip üzerine çıktı. Artık duramazlardı. Hiçbir şekilde, birbirlerine olan özlem arzusu bedenlerini sarmıştı.
Özel bölgeleri birleştiğin de Ahsen ileri geri hareket etmeye başladı. İkisi de inlemeye başlamışlardı.
İki saatin sonun da ikisi de hissettikleri yoğunlukla rahatlamıştı.
....
Arslan, gözüne gelen güneş ışınlarıyla uyanmıştı. Gözlerini açarak etrafına baktı. Sol tarafın da Ahsen uyuyordu. Dün akşam gelmişti gözlerini önüne. Birbirlerine aşklarını itiraf edişleri.
Birleşmeleri.
Daha sonra aklına gelenle yataktan doğruldu. Yere baktı.
Dün akşam otelin boy aynasını kırmışlardı. Arslan kendini tutamayarak gülmeye başladı. Ahsen gerinerek kalktığın da kaşlarını çattı.
'' Günaydın, ne oldu? '' Arslan yeri gösterdi.
Ahsen yere baktığın da oda kendisini tutamamıştı. '' Nasıl hissediyorsun kendini? Pişm- ''
'' Saçmalama Arslan! Niye pişman olayım. Sevdiğim adamlayım daha ne isteyeyim. ''
Ahsen'in bu cevabı, Arslan'ı gülümsetmişti. '' Saat dokuz buçuk olmuş, hazırlanalım kahvaltıya yetişelim sonra göreve gideceğiz. '' dedi Arslan.
'' Sevgili olarak ilk görevimiz. ''
'' Evet, o zaman kahvaltı da görüşürüz, sevgilim. '' Ahsen giyinmiş Arslan'ı yanağından öperek odadan çıkmıştı.
Odadan çıkarken Ahsen 'in, onun Arkasından bakarken Arslan'ın kalbi; küt küt atıyordu.
Herkes hazırlanmış kahvaltı için aşağıya inmişti.
Keyifli bir kahvaltıdan sonra görev için formalarını giymiş, hazırlıklarını yapmışlardı. Kermes alanına geldiklerin de hazırlıklar tamamlanmıştı. Birkaç kişi vardı alanda.
Tezgâhtaki ürünleri inceliyordu.
El yapımı bileklik, kolye, halhal, ev yemekleri, oyuncaklar. Çeşit çeşit ürünler vardı. Belediyenin düzenlendiği bir organizasyondu.
Saatler geçtikçe insan sayısı artıyor, kermes alanı gittikçe kalabalıklaşıyordu.
Öğlen saati kalabalık sıcak olduğu için dağılmıştı. Tim bu fırsatta gölgede oturmuş çay içiyordu.
Kermes alanının dışındaydılar. Öğlen saati geçtikçe kalabalık tekrardan nüksetmişti. Akşamüzeriydi. Her şey yolunda giderken ileride bulunan alışveriş merkezinden şiddetli seste patlama sesi yükselmiş, ardından dumanlar etrafını sarmıştı.
Herkes etrafa kaçışırken, tim insanları kontrol etmeye çalışıyor, bir yandan olay yerine bakıyorlardı. Görevliler ambulansı arayıp gelmelerini söylediklerinde bir patlama sesi daha duyuldu.
Ama bu seferki kermes alanından gelmişti.
Tim alışveriş merkezinin oraya gittiğinden pek bu patlamadan etkilenmemişti. Kermes alanına baktıklarından yoğun dumandan başka bir şey gözükmüyordu.
Bölüm Sonu.
Oy vermeyi ve yorum yapmayı lütfen unutmayınız.
İnstagram; Eysan.yagmurkitaplari
|
0% |