@eysanyagmurberber
|
İyi okumalar dilerimmm ❤
Bölüm Şarkısı / Gündoğdu Marşı
'' Üstümüzden eksilmesin al bayrağın gölgesi ''
Bölüm Yedi – Bayrağın Gölgesi
'' Bir saniye bile göreceksem seni sıyrılıp gelirim o mermilerin içinden. ''
ÜSTEĞMEN AHSEN YILDIRIM' DAN
Kim birinin kalbini göğüs kafesinden çıkacakmışçasına attırabilirdi? Kim bunu başarabilirdi.
Arslan başarıyordu.
Söylediği her kelime, her sözcük beni heyecanlandırmayı başarıyordu. Her boş anımda onun yanında buluyordum kendimi.
Dün saçımı örmüştü, açmadım hala.
Çünkü o örmüştü, o dokunmuştu saçıma.
O hissi söküp atmak istemedim. Kıyamadım. Gece yatarken binlerce kez gözümün önüne gelmişti o sahne. Binlerce kes hissettim o hissi.
Bu kadar güzel bir his var mıydı başka? Çok kez yaşamak istediğim bir his.
'' Başka havalar getir bana. İçinde biraz bahar olsun biraz da sen. ''
Kitaptan alıntı bir şiir cümlesiydi sadece ama o bana öyle gelmiyordu. Bana söylermişçesine bir his uyandırıyordu.
Ne kadar da yakışıyordu ona şiir söylemek.
Otursak hiç susmadan şiir okusa bıkmadan, usanmadan dinlerdim.
Belki de yaşadığım nu hisler, bu duygular tanımadım bir adam için yaşamam akıl karı değildi ama engel olasım gelmiyordu.
Yaşadıkça yaşayası geliyordu insanın.
Bana bakarken kalbinin hızlandığını söylemişti.
Benim gibi.
Onu görünce hızlanan kalbim gibi, beni görünce hızlanıyordu kalbi.
Beynim de dönüp duruyordu bu cümlesi. Onun sesi yankılanıyordu beynimde.
'' Sana baktığımda kalbimin hızlı atmasına mani olamıyorum. ''
Bende, bende. Ah bir bilsen.
Bugün doktorlarla köye ineceklerdi. Hastaneye gidemeyen hastalar için. Örgütler orada da gezindikleri için bizimkiler de onlarla gideceklerdi hem de köylülerin bir ihtiyacı var ise karşılayacaklardı.
Ama gitsin istemiyordum. Ya da gitsin ama beraber gidelim? Bunu o kadar istiyorum ki.
Ama dışarıdan gelen araba sesine bakılırsa çok geçti.
Kafamı dağıtmak hem de zaman geçirmek için kitap okumaya başladım.
Kapı hızla açıldığında okuduğum kitaptan kaldırdım.
'' Komutanım! '' Bahar endişeyle seslenirken yataktan kalktım.
'' Komutanım! Arslan Komutan timi ve gittikleri doktorlar ile beraber örgütler tarafından saldırıya uğramışlar. Bir hastanın evinde mahsur kalmışlar. Diğer ekipler onlardan uzakta olduğu için biz görevlendirildik. ''
Allah ' ım. Ne olur bir şey olmasın.
'' Tamam, çabuk hazırlanın çıkalım. ''
Hızla hazırlanmaya başladım ama içimdeki endişe ve korku elimi – ayağımı titretiyordu.
Silahı elime alırken yere düşürdüm. Derin bir nefes aldım kendime gelmem lazımdı.
Bir şey olmayacak. Arslan güçlü bir asker. Üstesinden gelir. Şimdi gideceksin ve destek olacaksın.
Hepimiz hazırlandıktan sonra hemen yola çıktık.
Bulundukları köye geldiğimiz de silah sesleri havada uçuşuyordu. Örgüt üyelerini bir bir indirirken onlara biraz daha yaklaşmıştık.
Timin sesi duyuluyordu. Marş söylüyorlardı.
Ve hiçbir örgüt üyesi bundan hoşlanmazdı. Bu da onların hoşuna gidiyordu.
'' Gün doğdu, hep uyandık, ''
'' Siperlere dayandık. ''
'' İstiklalin uğruna da, ''
'' Alkanlara boyandık. ''
Bağıra bağıra söylüyorlardı.
Bizimde onlara eşlik etmemiz de bir problem olmazdı bence.
'' Sandılar Türk uyudu ata cenge buyurdu, ''
'' Türk 'ün asker olduğunu dünyalara duyurdu. ''
'' Ülkemiz Türk ülkesi, âşık eder herkesi, ''
Hepimizin sesi silah sesleri ile birlikte birbirimize karışmıştı.
'' Üstümüzden eksilmesin, al bayrağın gölgesi. ''
Bir terörist evin penceresinde asılı olan bayrağı hedef almıştı onu düşmekten kurtaran ise Arslan olmuştu. Aynı zamanda ise o teröristi indirmiştik.
O bayrağı da dalgalanmak üzere yerine asmıştı.
Etraf temizlendiğinde koşarak yanlarına gittik. Bizi gördüğüne şaşırmıştı.
'' İyi misiniz? Bir şey yok değil mi? ''
'' Yok, yok iyiyiz. ''
Köylüler ile birlikte evden çıkmışlardı.
'' Allah hepinizden razı olsun, siz olmasanız biz ne yaparız. '' dedi köylülerden biri.
'' Bizim görevimiz. ''
Doktorlarda buradaki işlerini hallettikten sonra köyden ayrılmıştık.
Arabada giderken aynadan göz göze gelsek de ağzımızı açmamıştık. Sessiz sakin yolun ardından askeriyeye gelmiştik.
Erdem komutan ve Minel komutan kapıda bekliyordu.
Erdem komutan tim ile sarılıp içeri girerken Arslan henüz girmemişti.
'' İyisin değil mi? '' diye sordum endişeyle elimde olmadan.
'' İyiyim, hem sen geldin kurtarırdın beni. '' duadan bahsediyordu.
'' Ya gelmeseydik? O zaman ne olacaktı. ''
'' Olsaydı ne olurdu? ''
'' Allah korusun! ''
'' Hem ne kadar korktuğumdan haberin var mı? '' anlık sinirle söylediğim şeyi fark ettiğim de utançtan yerin dibine girmek istedim.
Gözlerimi kaçırdım. Isındığımız hissettim. Kalp atışım hızlandı.
Ama o inadına yapıyormuş gibi gözünü üzerimden çekmiyordu. Bu da kalbimin göğüs kafesimden çıkacakmışçasına atmasına sebep oluyordu.
İnşallah duymuyordur kalbimin bu sesini.
'' Korktun mu benim için? Bir şey olacak diye. ''
'' Bende korktum seni göremeyeceğim diye ama bir saniye bile göreceksem seni sıyrılıp gelirim o mermilerin içinden. ''
'' Yine aynısını yapıyorsun. '' gülerek bana döndü. Koridordan yürürken.
'' Heyecanlandırıyor muyum seni? Sende bende aynı etkiyi yaratıyorsun ödeştik. ''
'' Hem heyecanlanınca kızarıyorsun. Öyle çok tatlı oluyorsun. ''
Koridor bittiğinde ayrılmamız gerekiyordu.
'' Görüşürüz Ahsen. ''
'' Görüşelim Arslan. ''
Son kez gülümseyip odama gittim. Üstümü değiştirmeden yatağa uzandım.
Elimi şiddetle atan kalbimin üzerine koyup sakinleştirmeye çalıştım lakin başarılı olamadım.
Aklıma o anlar geldikçe gülümsemeden edemedim.
Bölüm Sonu.
Umarım beğenmişsinizdir. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın 🥰
Twitter üzerinden #vatansagolsunkitap etiketiyle destek olabilirsiniz, sizi seviyorum 🫶🏻🫶🏻🩷
Instagram - Eysan.yagmur / Eysan.yagmurkitaplari
|
0% |