@ezelgezgin
|
Ezel Arslan Sabahın erken saatlerinde Urfa her yaz olduğu gibi güneşiyle kavuruyordu. Koskoca konak ama ona zıt olarak küçük köhne bir odada her zaman ki gibi uyandım. Boyaları akmış duvarlar, paslanmış ve kırık bir demir yatak, iki kapaklı eski tahta bir giyinme dolabı, tam dolabın dibinde kırık dökük bir küçük lavabo, yerde yırtık, eski ve ucuz bir halı. Yatağımdan kalktım ve dişlerimi fırçalayıp elimi yüzümü yıkadım, kırık ve eski aynadan kendime baktım. Eğer gülümsersem dolgun yanaklı yuvarlak yüz ,kocaman ve çekik koyu hatta lacivert mavi gözler ,minik ve hokka bir burun, dolgun dudaklar ve süt beyazı tenim ve kuzguni renkteki uzun ve dalgalı saçlarım omuzlarımdan aşağı dökülüyordu. Kendimi bildim bileli bana cehennem olan bu konakta yaşıyordum, ben daha sadece 2 yaşındayken Arslan aşiretinin eski ağası ve hanımağası yani anne ve babam bir kan davası uğruna öldüler onlar hakkında bildiklerim sınırlı doğdukları gün ve oldükleri gün ve isimleri Ağir Arslan ve Zilan Arslan başka hiç bir şey bilmiyorum zaten babam öldükten sonra aşiretin başına amcam Fırat Arslan geçti ve ağa oldu tabi cadı karısı Nuran Arslan' da hanımağa oldu sözde babamın emanetiydim ama bu konakta bir hizmetçi bile daha değerliydi. Üstüme eski kıyafetlerden giyip saçlarımı tarayıp ördüm ve hemen aşağı inip kahvaltıyı hazirlamaya başladım tabi tek değildim kader ortağım en sevdiğim arkadaşım ve kuzenim olan Esra Arslan' la beraber ikimizde yaşıttık Esra Rıfat amcamın ikinci karısından ilk ve son çocuğuydu Esra daha 5 yaşındayken annesi doğumda karnındaki erkek kardeşi ile birlikte oldü Esra sarışın yeşil gözlü güzel bir kızdı ama tabi ki ikimizde bu konakta istenmeyen ottuk. Ne takdirse yılan yengem bir kaç gündür ikimizede fazla uğraşmıyordu böyle devam etmesi için dua ettik. Hemen kahvaltıyı hazırlayıp avludaki yer masasına kurduk ve etrafına 3 tane sedir koyduk biri amcam için digeri yengem için sonuncusu ise bu evin tek erkek oğlu olan Şervan Arslan için 25 yaşındaydı ve aşiretin gelecekteki agasiydı. Benimde esrarininda sadece lise sona kadar gitmesine izin vermişlerdi buda burdaki kızlara göre büyük bir nimetti bazılar hatta çoğu okuma yazma bile bilmezdi tabi okumak için amcasına esrayla birlikte az yalvarmamis az dayak yememistik ama degmisti en azından öyle degilmi.umarım
Amcamlar gidince kahvaltıyı topladık yemekleri ben ve Esra hallederdik zaten hep ev temizliğini ise hizmetçiler yapardınama yengem sırf bize eziyet olsun diye her gün bizde temizliğe yardım ediyorduk ikindiye doğru evden çıktık ve carsiya geldik ben ve esray düz iki elbise aldı sonra da geri kalan ıvır zıvırları aldik yengem kuyumcuya girdi bizde kapının önündeydik iki adam kuyumcudan çıktılar ve son model spor arabaya bindiler ama gitmediler ikisinide tanıyordum düşman aşiretimizin çoçuklarıydı Biri Kerem Karadağ 28 yaşında Esra'nın sevdiceği diğeri ise Harran Karadağ 30 yaşında abi kardeşler Mardin'in en büyük aşiretinin erkek çoçuklarıydı Kerem uzun süredir kuzenim Esradan hoslaniyordu bir düğünde gizlice açılmıştı ve böyle uzaktan bir ilişki sürdürmeye başladılar eğer düşman olmasak kerem şimdiye kadar esrayi kendine isterdi ki istiyordu da ama Esra korkuyordu. Gitmemişdiler kerem sürücü koltuğun yanındaki koltuktaydı ,abisi Harran ise sürücü koltuğunda ayda bir kere ikiside Mardin'den buraya yani Urfa'ya gelirdi hem İş için hem de kerem uzaktanda olsa esrayi görmek için camı aşağı indirdi kerem esrayi göz kırptı Esra utanarak gülümsedi keremin yanındaki Harran ile göz göze geldim kalbim hızla çarpmaya karnıma anormal kramplar ve daha bir nicesi olmaya başladı hemen bakışlarımı çektim utanarak kafamı eğdim ama o dimdik gözünü bile kırpmadan bana bakıyordu yengem kuyumcudan çıkınca kerem camı kaldırdı zaten arabada çalıştı ve gitti bizde zaten konağa gittik ve akşam için hazırlık yapmaya başladık. Akşam Urfanın en büyük aşiret ağasü gelecekmiş kan davasını çözmek için. Harran Karadağ Arabayı sürmeye başladım ve bir sigara yakıp içime derin bir duman çektim camı açtım ve külü dışarı doğru savurdum aklımda hala meftun olduğum mavi gözler vardı Ezelinin gözleri düşüncelerini bölen ise kardeşi Keremin konuşması oldu "ahhhnah" diye yakınıyordu oda sigara içerken Kerem" ben bu kıza ne zaman kavuşucam " dedi dertli dertli bir kaç gün önce babalarıyla konuşmuştu babası ise aşiretlere haber salmış barış için büyük ihtimalle karşı taraf ta kabul ederse 3 gün sonra Diyarbakırda Hancı aşiretinin ağası Hasan Hancı'nın konağında toplanacaklardı barışı ise kan bağı yani evlilik ile çözeceklerdi peki bu benim umrumdamı hayır sikimde değil tek umrumda olan küçük kızını yani ezelini artık daha çok görecekti. NOT:HER GÜN BÖLÜM VAR.
|
0% |