"Aslında çok istemiştim o kitabın içinde olmayı. Fakat ölme riskim çok fazlaydı. Kendi dünyamı özlemiştim. Annemi ve babamı da...
Toprak o gece uyumadan önce tekrardan söylendi. "Çeşke bu kitabın içinde olsaydım" dedi kendince. Daha sonra uyudu. Bir portaladan geçti o gece ve istediği kitabın içindeydi artık.
Kandırılmak nasıl bir duyguydu en iyi ben bilirdim. çocukluğumdan beri kandırılıyor, ihanet ediliyor ve zorbalık görüyordum. Neden mi? Sosyal anksiyetem olduğu için ses çıkaramıyordum, bu yüzden bana her istediklerini yapıyorlardı.
şuan ise en güvendiğim o insan beni mahvetmişti. Yapabildiğim tek şey ise ağlamaktı.
Kimse tarafından sevilmemek kırıcı oluyordu...
"Rüyanda beni görmüşsün merak ettim." Dedi sırıtarak. İğrenç suratının aldığı ifadeyi taklit ettim.
"
Neyini merak ettin?"
"Rüyanda da şuan ki gibi karizmatik miydim?" Diye sordu. Bunu ciddiyetle sormuştu bir de. Kocaman bir kahkaha attım.
"Hayır gerizekalı salya sümük ağlıyordun." Dedim ve onu iterek önümü açtım. Daha sonrasın da konferans salonuna indim.
"Herkes toplansın!" diyen sese odaklandım. okulda elektrikler kesilmiş, kapılar sonuna kadar kapanmıştı. Bunun bir açıklaması olmalıydı.
"Çocuklar!" dedi müdür derin bir nefes alarak.
"kapana kısıldık!" diyerek devam etti.
"Birileri bizimle oyun oynuyor. telefon çekmiyor, ışıklar çalışmıyor. Anlayacağınız kimseye haber veremiyorum." uğultu ve itiraz sesleri yükseldi.
"Lütfen dikkatli olun. Uzun bir süre burada kalacak gibi duruyoruz."
Herkes bağırarak kapılara hücüm etti. Hayır ya büyün okul gerizekalı olamaz dı. Kapı kilitli diyeli iki dakika olmamıştı.
Müdür tekrar bağırdı "lütfen sakin olun." Dedi ama nafile. Kimsenin umurunda olmamıştı.
Onca kalabalığın arasından süzülüp sınıfa doğru yol aldım. Bu kadar kaos yeterliydi!