Tatilden dönmüştüm artık. Yarın işbaşı yapacaktım. Berfu ve Çağrı eve çıkmışlardı. Bende vaktimin çoğunu onların evinde geçirmiştim. Çünkü saygıdeğer abilerim hep askeriyedeydi. Ayrıca Demir ile de karşılaşmak istemiyordum. Çünkü hala ona bir cevap vermemiştim. Bu süreçte bir iki kere de Levent ile karşılaşmış konuşmak istese de ben yolumu değiştirmiştim. Demir'in mesajlarını ise bildirim çubuğundan okumuştum ama hiç cevap vermemiştim. Artık ona da bir cevap vermem gerekiyordu. Ama ben ne diyeceğimi bilmiyorum. Demir'e mesaj atıp konuşmak istediğimi söyledim. Ama cevap vermedi. Bu sefer abimlere mesaj attım.

Bir Çiçek İki Böcek

Gençler Demir ile konuşmam lazım kendisine ulaşamıyorum ama.

Tuğrulcum💙: Kuzu Demir burada değil ki göreve gitti.

Ne demek göreve gitti?

Tuğrulcum💙:Adam asker yüzbaşı tim komutanı daha sayayım mı ne ne demek?

Öyle değil abi ya gidiyorum demedi onu diyorum ben.

Tuğrulcum💙: Adama net bir cevap vermediğin için olabilir mi acaba ?

Ama bana beni bekleyeceğini söylemişti.

Tuğrulcum💙:Evet bekler de seninki de abartı oldu be artık kızım 1 aydır adamı oyalıyorsun. Hem mesajlarına cevap vermedin hemde sırf karşılaşmamak için evde bile kalmıyorsun. Ne yapmasını bekliyorsun. Ayrıca bu gittiği görevde kısa sürmeyecek.

Ne kadar sürecek?

Tuğrulcum💙: Belli değil.

Abi gelir dimi.

Tuğrulcum💙: Öyle ya da böyle gelir. Öyle umalım.

Abi bir haber alırsan bana da haber ver olur mu?

Tuğrulcum💙: Tamam güzelim sen yat uyu artık hem yarın nasıl çalışmayı planlıyorsun saat kaç oldu. İyi geceler meleğim❤️ cevap verme yat uyu

UYumaya çalıştım ama sadece çalıştım. Hiç uyku denen bir şey kalmamıştı. Ona bir şey olacak korkusu ile sabahı bekledim. Peki gelene kadar böyle mi olacaktı? Ya daha sonra...

Sabah hazırlanıp işe gittim. Gittiğimde kargaşa vardı. Ne olduğunu sorduğumda ise bir askerin yaralı bir şekilde geleceğini söylediler. Kalbim sıkıştı. Hiç bir askerin ne yaralanmasını ne de şehit olmasını istemiyordum ama ne olur Demir ya da Deniz olmasın diye dua ettim. Ellerim titreye titreye üstümü giyinip bende beklemeye başladım. Ambulans geldiğinde ilk Deniz indi sağ salim karşımda idi ama sedyeye baktığımda Demir'in orada yattığını gördüm. Sesler uğuldamaya başladı. Kimseyi görmedim ve duymadım o anda sadece Demir.

Yazardan:)

Damla şok olmuş bir şekilde Demir'e bakıyordu. Hemşireler Damla'yı dürtsede bir tepki alamadılar Damla direk Demir'e kitlenmişti. Normalde Demir'in ameliyata Damla girecekti fakat aralarındaki duygusal bağdan Demir'in hayatını riske edebilirdi ki hala kendine gelmemişti. Deniz Damla'yı oradan uzaklaştırıp başka bir doktor çağırmalarını söyledi.

Damla kendine geldiğinde ise Demir'i çoktan ameliyata almışlardı.

'Deniz ona ne oldu?'

'Güzelim bunu sonra konuşuruz ilk komutanımın iyi olduğunu duyalım lütfen.'

'Ben daha ona onu sevdiğimi kabul ettiğimi söyleyecektim. Lütfen bir şey olmasın ona nolur'

'Demir güçlüdür sende güçlü dur biraz.'

Ameliyat başlamıştı. Demir'in timi de gelmişti. Hepsi sessiz bir şekilde ameliyathane kapısında haber bekliyordu. Ne içeri girebilen vardı ne de çıkan. Ameliyat çok zorlu geçti. Doktor dışarı çıktığında her kafadan bir ses çıktı. En sonunda Damla dayanamayıp ''Eeee yeter be bi susun da adam konuşsun. Ne çok konuştunuz beni geçtiniz yemin ederim. Buyrun doktor bey biz sizi dinliyoruz.''

Doktor'' Zorlu bir ameliyattı hasta tam kurtuldu diyemiyorum 24 saat çok önemli uyutuyoruz hastayı. Yoğun bakıma alacağız. 24 saatin sonunda durumuna bakarak bilgi vereceğim tekrar geçmiş olsun. ''

O sırada ameliyathanede çıkan hemşireler kendi aralarında 'hastanın kurtulma şansı çok düşük neden düzgün bilgi vermiyor ki ' diye konuşurken Damla bu konuşmaları duyuyor.

"Abii ne diyor bunlar kurtulmayacak mı Deniz sen güçlü demedin mi bu adam için. Ne demek kurtulmaz? Abi nolur bir şey yap daha kazanamamışken kaybetmeye dayanamam nolur bir şey yapın."

​​​​​​Damla'yı kimse zaptedemeyince sakinleştirici yapıp bir odaya yerleştirdiler. Ama uyanınca yine ortalığı yıktı. Yoğun bakımın önünden ise bir saniye bile ayrılmadı. Yalvar yakar yanına girdi. Hiç bir şey diyemeden öylece elini tutup bekledi. Ağlamak bile ağlayamadı. Artık gözünden yaş gelmedi. Hemşire gelip süresinin dolduğunu söylediğinde tam çıkıyordu ki makinelerden tiz bir ses çıktı. Hemşireler birden"hastayı kaybediyoruz hemen doktoru çağırın!"