@ezmoce
|
Timur bey Damla'yı kendi evine götürdü. Tuğrul ve Deniz'i de oraya çağırdı. Demir zaten Damla'yı yalnız bırakmak istemediği için git deseler gitmedi. Ardından kardeşi ile konuştu ve onu tek başına kimse olmadan evine davet etti. Artık çocuklarına olan bu anlamsız kine bir son vermesi gerekiyordu. Gerçi son verse bile yeğenleri babalarını affedecek gibi değildi. En azından gördükleri yerde canlarını sıkmazlardı. O anneleri olacak kadının da gelmesini söyleyecekti ama yeğenleri buna ne tepki verecek kestiremiyordu. Ne olacaksa olsun diyerek o kadını da çağırdı. Ama yeğenlerine hiç bir şey demedi. Tamer bey ve Alev hanım kapıda karşılaştı. İkisi de birbirine ölümcül bakışlar atarken Timur bey kapıyıaçıp içeri davet etti. Herkes salona geçince; "Hadi bakalım şimdi birbirinizi mi yiyorsunuz yoksa güzel güzel konuşup tatlıya mı bağlıyorsunuz bilmiyorum ama bu çocukların gözünden bir daha sizin yüzünüzden gözyaşı akmayacak. Ben size diyeceğimi dedim artık gerisi size kalmış ki eğer yine bu çocukların gözünden yaş akarsa size uzaklaştırma kararı çıkartırım. Sonrasında da olacaklardan ben sorumlu değilim." Herkes sus pus olmuş oturuyordu. En sonunda Damla dayanamayıp konuşmaya başladı. "Alev hanım neden geldin? Sizin bizi özleyerek gelmeyeceğinizi biliyoruz. Özleseniz 25 yıl boyunca bir kez olsun karşımıza çıkardınız. Ne oldu ? Tamer bey ya siz. Biz sizden babalık yapmanızı istemedik sizinle yaşamak istemedik sadece tanımak istedik. Biz şimdiye kadar nasıl geldiysek o şekilde yine yaşarız. Biz bize yetiyorduk zaten. Abimiz var bizim dağ gibi arkamızda. Bizim anne babamızda var. Abimden hiç bir zaman ayrı tutmadılar. Her zaman öz evlatları gibi sevdiler. O yüzden bizden uzak durun bizim bir ailemiz var zaten başka kimseyi istemiyoruz. Yani Tamer bey sizin düşündüğünüz gibi sizi ne paranız için istiyoruz ne de babalık yapmanız için. Bilmem anlatabildim mi?" Deniz bu konularda daha duygusal davranırdı. Ondandır bu tarz konuşmaları hep ikizine bırakırdı. Çünkü Damla artık dolup taşmıştı. Hiç bir şeyi içinde tutmuyordu. Son olan olaylar da herşeyin tuzu biberi olmuştu. Salondaki herkes de Damla'nın haklılığını biliyordu. Kimseden ses çıkmayınca Damla kalkıp gidiyordu ki salonun girişinde onları büyüten anne ve babasını gördü. "Annem,babam sizin ne işiniz var burada? Nasıl özlemişim sizi." Hem anne hemde babasına öyle sıkı sarılıyor ki sanki sanki bıraksa onları elinden alacaklar gibi hissediyordu. Tamer beyde durumlar değişmeye başlamıştı. Damla anne babasına sarıldığında Tamer beyin en derinlerinde bir yerde sızı hissetti ama artık geri dönülemez noktada olduğunu anladı. Alev hanım ise umursamaz bir halde duruyordu. Çünkü anlamıştı çocuklarının onu kabul etmeyeceğini. Onların hiç bir şekilde duygu sömürüsüne kanmayacağını para koparamayacağını anlamıştı. Hiç ağzını açmadan oradan çekip gitmişti. Kimse de neden gidiyorsun dememişti. Öte yandan diğer evde Furkan kara kara düşünüyordu acaba çok mu ileri gittim diye. İkizleri araştırdığında aslında anneleri ile alakalarının olmadığını biliyordu ama zamanında annesi ile babasının boşanma aşamasına geldikleri için hep onları suçlamıştı. Evden bir hışımla çıkıp evlerine gitti ama kapı duvardı. Evde kimse yoktu. Beklemeye karar verdi. Tam üç saatin sonunda eve gelmişlerdi. Kendilerini görmeden sesleri geliyordu merdivenden. Damla"Bir tanecik abim nolur izin versen hem bak annem de istiyor. Alt tarafı alt tarafı sadece tanışacaksın." Tuğrul "Birincisi tabiki Bir tanecik abinim. Benden başka abin yok ikincisi en son tanıştırdığınızı gördük yakamı az daha kurtaramadım." Furkan içinden hayır dedi onun abisi benim. Ben kendimi affettireceğim bana abi diyecek diye düşündü. Damla ve Deniz, Furkan'ı görmemezlikten gelerek eve girdi. Tuğrul Furkan'a baktı ve "eğer olay çıkarmaya geldiysen şuan hiç sırası değil daha yeni kendine geldi sırayla gelin. Bu kız artık daha fazla hiç bir şeyi kaldıramaz." " Aslında sadece konuşmaya gelmiştim." "Şu an hiç sırası değil şimdi git. " Furkan el mahkum gitmek zorunda kaldı. Eve gittiğinde ise annesi ve babası tekrar eskisi gibi kavga etmeye başlamıştı. Odasına çekilmişti fakat kavga sesi kesilmeyince el atması gerektiğini farketti. "Anne baba yeter artık sanki kavganız bir yere varacakmış gübü uzatmayın artık. Ne Deniz ne de Damla bizi artık hiç bir şekilde görmek istemiyor ailesi ile gayet de mutlu yani anne korkacağın hiç bir şey yok. Artık bizi dolduruşa getirmeye de çalışma artık hiç birimiz dolduruşa gelmeyiz. Sende bence biraz daha geniş bir pencereden bak onların anneleri ile alakaları yok. Çok yanlış yaptınız. Baba senin hiç için yanmıyor mu senden başkasına baba diyorlar, benim içim yanıyor benden başkasına abi dedikleri için. Anne ben seni dinleyip onları görmediğim için o kadar pişmanım ki kendimi nasıl affettireceğim bilmiyorum gerçi affedecekler mi o bile meçhul." Ama karar verdi Furkan kardeşlerine uzaktan da olsa desteğini eksik etmeyecekti. En azından bu şekilde vicdanını susturmayı deneyecekti. İlerleyen günlerde Furkan kardeşlerinin annesini araştırdı. Yıllar sonra özledim diye gelmesi onu şüpheye düşürmüştü. Kardeşleri annelerini kabul etmese de onlara zarar vermesini istememişti. Düşündüğü gibi olmuş, Alev hanım tefecilere borçlanmıştı. Nasıl bir anne dedi kendi kendine ama önce sen kendine bak sen nasıl bir abisin dedi. El birliği ile hayatlarını mahvetmeye adamışız kendimizi ama onlar bütün zorlukların içinden el birliği ile çıkmayı başarmışlar hep. İkizlerin cephesinde ise mutlu bir sabah kahvaltısı hakimdi. Üç kardeş eskisi gibi erkenden kalkıp kahvaltısı hazırlamış, daha sonra anne babasını uyandırmış güzel bir kahvaltı yapmışlardı. Damla sevgilisine mesaj atmayı da ihmal etmemişti.
Günaydın sevgilim.
Kahvaltıya gelmek ister misin? Askerciğim: Günaydın yavrum bir dahaki sefere geleyim.sen şimdi ailenle hasret gider. Ayrıca benimde annem geliyor otogara gidip onu almam lazım bebeğim öpüyorum seni ❤️
😘❤️ Abisi Tuğrul karargahtan gelen telefon ile çıkmak zorunda kaldı. Göreve gidecekti. Aynı zamanda Deniz de öyle. Demir ise raporlu olduğu için burada kalmak zorunda kalmıştı. Ama içi içini yiyordu. Arkadaşları oradayken Demir'e evde oturmak çok zor gelmişti. Raporlu da olsa askeriyeye gitmeyi ihmal etmemişti. Ama gittiğine pişman olmuştu. Albay habire sudan sebeplerle yanına çağırmıştı. Demir ve albay Timur askeriyeden çıkarken yanlarına Furkan geldi ve "Amca Damla tehlikede ben söylersem bana inanmaz ki haklıda sizin onu korumanız gerekiyor." Demir" Ne oldu abilik damarların mı kabardı. Hem bizim yanımızda Damla'ya kim zarar verebilir?" Furkan "Haklısın en başından beri abilik yapsaydım sen onun yanına adımını atamazdın. Ama şimdiden sonra elimden geldiğince abilik yapacağım beni kabul etmese de ve evet sizin yanınızda zarar gelmez ama her dakika sizinle değil. Annesi tefecilere borçlanmış. Ödeyemeyince kızını söylemiş onlara Damla verecek size demiş o yüzden tefeciler Damla'yı arıyorlar. " Demir hemen Damla'yı aradı ama ulaşamadı. Tekrar aradı, defalarca aradı. Hiç birine cevap alamadı. Hastaneyi aradıklarında yarım saat önce çıktığını söylediler. Demir kafayı yiyecek gibi oldu. Arabasına atlayıp hemen evine gitti. Kapıyı kıracak gibi çaldı ama açan olmadı. Damla'nın anne babasını aradı ama onlarda açmadı telefonu. Albayı aradı. "Komutanım kimseye ulaşamıyorum evde değiller. Anne babası da yok telefonları da açmıyorlar sinyallerine bakalım . " "Demir noldu birine bir şey mi oldu??"
|
0% |