Rick, hapis cezasını doldurduktan sonra hücresinden çıkartıldığında şerif onun yanına gelip konuştu.

"Şimdi beni dinle... Ah... İsmin neydi?"

Rick: "Rick efendim."

Şerif Grace: "Hah... Evet. Seninle ilgili aklımda hala sorular var ancak bunlarla kendimi yormayacağım. Bu kasabayı derhal terk edeceksin."

Rick: "Ama... Koruyucular?"

Şerif Grace: "Gelmeyi başardıysan gitmeyi de başarırsın Rick. Sen bir kovboysun ne de olsa öyle değil mi?"

Rick: "Hayır efendim yanlış anladınız beni ben kovboy falan değilim ben... Ben... Sadece at sürüp kafamı güneşten korumak için şapka takıyorum!"

O sırada hücre cezası biten Clark, Rick'in yanından sıvışıp geçerken mırıldandı.

"Yersen..."

Şerif Grace, Rick'in gözlerinin içine bakarak konuştu.

"Sana yarım saat veriyorum Rick. Bu kasabada görmek istemiyorum seni."

Şerifin son sözünden sonra binadan çıkartılan Rick önce etrafına bakarak bir süre düşündü. Atı Jackie'nin yanına gitmek için bara doğru yürürken bir kulübenin duvarında poster gördü. Bu aranıyor posteriydi. Bir haydutun resmi ve başına koyulan ödül vardı. Ödül olarak 750 doları gördüğünde Rick afalladı. Böyle bir ödül ancak azılı bir suçlunun başına konabilirdi. Haydutun ismi Duke Watson idi. Rick kendi kendine konuştu.

"Tanrım... Bu kasabanın gözüne girebilmek için ne yapılabilir?"

Diye düşündükten sonra etrafında kimsenin olmadığından emin oldu ve posteri duvardan yırtıp cebine koydu. Ardından atının yanına doğru ilerledi.

Rick atının yanına vardığında barmen kız tarafından beslendiğini gördü. Ukala bir yürüyüşle atının yanına geldi ve atını okşayarak kıza bakıp konuştu.

"İyice doyurdun mu kızımı?"

Jackie: "Senin atın olmasıyla bir ilgisi yok. Aç bir at olduğu için besledim. Aptal düşüncelere kapılma yani."

Rick: "Eh tabii... Sonuçta masum bir hayvan. Masum bir insandan daha masum."

Jackie bir süre sessizce Rick'e baktı. Sonrasında atın kafasını okşayarak konuştu.

"Nereye gideceksin?"

Rick: "Hiçbir yere tabii ki. Artık ben de buralıyım."

Jackie: "Anlamadım?"

Rick: "Ah... Şerif anlayışlı birisiymiş. Hoşgörüsü ile beni bu kasabanın bir köylüsü ilan etti."

Jackie: "Ciddi ol artık. İnsanları şaşırtmayı kes."

Rick birkaç saniye duraksadı. Sonrasında atının çitlerdeki bağını çözerek üstüne binip şapkasını kafasına geçirdikten sonra kıza bakarak konuştu.

"Benim bir yurdum yok. Nereye gidersem orayı benimserim. Ve ayrıca..."

Jackie düşünceli şekilde bakındı. Rick konuşmaya devam etti.

"Duke Watson hakkında ne biliyorsun?"

Jackie: "Seni neden ilgilendiriyor Duke Watson?"

Rick: "Tanrım... Şerif beni Duke'u yakalamam için görevlendirdi desem inanmayacaksın zaten. Beni oyalama barmen kız."

Jackie nefret dolu bakışlarıyla Rick'e bakarak konuştu.

"Senin gibi bir beyinsiz Duke'u durdurmaya yetmez. Canını seviyorsan iki şeyden uzak dur. Koruyucular ve Duke."

Rick: "Bana Duke hakkında bilgi ver."

Jackie: "Haydutun teki. Ancak eşi benzeri olmayan bir kansız. Çok acımasızdır. Tek bildiğim bu. Başka bildiklerim olsaydı çoktan yakalanırdı zaten."

Rick ağır ağır atını sürüp çitlerin arasından çıkarırken konuştu.

"Peki... Son bir şey..."

Jackie bıkkın ifadeyle Rick'in arkasından bakındı.

Rick: "Şerifin kızı ne tür erkeklerden hoşlanır?"

Jackie: "Def ol!"