"Bir kere de şu aptal yılanları gördüğünde normal davran Jackie."

At sanki Rick'in dediklerini anlıyormuş gibi homurdanıyordu.

Rick: "Bana küfür etme Jackie. En sonki yılan maceramızda beni fırlattığın kaktüsü hatırlatırım."

Sakin ve dikkatli şekilde atı Jackie'nin üstünde ilerlemeye devam ederken karşısında küçük bir kasaba fark etti Rick.

Rick: "Hadi kızım koş! Neler varmış bir bakalım."

Kasabaya ulaştıklarında en işlek mekan olan kasaba barına gözü ilişti. Atını barın yanına getirerek bir çite bağladı ve bar kapısına yürüdü. Bardan içeri girdiği anda burnuna ağır bir ahır kokusu gelmişti.

Rick: "Ağğh... Tanrım, bu gerçek mi?"

Rick'in bu dediğini yan masada yarım metre boylarında bir adam gülerek yanıtladı.

"Kahrolası serseri. Ne bekliyordun?"

Rick etrafa göz attığında az ileride tezgahın arkasındaki barmen kızı gördü. Başında bir kovboy şapkası ve göz alıcı kemeriyle Rick'in dikkatini çekmişti. Rick hızla tezgahın önüne geçti ve tabureye oturdu. Ardından arkası dönük olan kıza seslendi.

"Ben de içeri girdiğimde aldığım bu güzel kokunun sebebini arıyordum. Doğru ya, sarışın bir bombadan geliyormuş."

Kız Rick'e doğru dönüp iğrenir gibi bir ifadeyle baktı. Rick arayı fazla soğutmadan tekrar konuştu.

"Ah... Bira ne kadar?"

Kız bardakları ovalarken konuştu.

"5 cent."

Rick: "Aman Tanrım! Neden bu kadar ucuz?"

Rick elini cebine attı ve cebinden yalnızca 4 cent çıktığını gördü. İyice yutkunarak tekrar konuştu.

"İroni yapıyordum yani..."

Kız Rick'in haline bakıp konuştu.

"Ne işin var bu kasabada?"

Rick: "Ne demek ne işim var? Ben bu kasabanın ileri gelenlerindenim."

Kız bardakları bir kenara koyduktan sonra tezgaha yaklaşıp Rick'i süzerek konuştu.

"Dalga geçmeyi bırak. Kimsin?"

Rick: "Önce sen."

Kız: "Sen."

Rick: "Hayır sen."

Kız: "Adım Jackie."

Rick: "Ah, atımın adı!"

Kız: "Seni domuz!" diyerek Rick'in kafasında bir cam bardak kırar. Bu fırsatı yakalayan bar sakinleri aniden bar kavgası başlatır.