Jane atı ile beraber tedirgin bir şekilde oradan uzaklaştıktan sonra Rick ve koruyucu yalnız kaldılar. Koruyucu Jane'in gittiğinden emin olduktan sonra attan inip Rick'e bakarak konuştu.

"Büyük koruyucu senden bir haber bekliyor. Sense hala burada kasaba kızıyla eğleniyorsun."

Rick, atından inerek iki elini beline koydu ve konuştu.

"Büyük koruyucu şerifin kızını istemiyor muydu? Ben de öyle yapıyorum işte."

Koruyucu daha gür bir sesle konuştu.

"Ah... Bu o muydu? Yine de daha çok kızı kendine alıyor gibi duruyorsun Rick. Unutma, seni babanın gazabından büyük koruyucu kurtardı. Seni eğitti ve şimdi de bu kasabaya yolladı. Salak rolünü oynamayı iyi biliyorsun ancak sana bu rolü öğreten de büyük koruyucudur."

Rick bir yandan atını okşayarak konuştu.

"Büyük koruyucudan biraz daha zaman istiyorum. Sadece biraz daha... Görecek ki kız kendi isteğiyle onun yanına gelecek."

Koruyucu ağır ağır atına binerek konuştu.

"Her beklettiğin gün senden silinir Rick. Elini sıkı tut."

Koruyucu gitmek üzereyken Rick arkasından seslendi.

"Bir husus daha..."

Koruyucu: "Nedir?"

Rick: "Bana Duke Watson'ın yerini söyle."

Koruyucu: "Senin görevin Duke'u bulmak değil. Kendi işine bak."

Rick: "Onu bulup şerife teslim edersem beni içlerine alırlar. Bu da süreci hızlandırır."

Koruyucu bir süre sessizce arkası dönük şekilde düşündü. Sonrasında kafasını gün batımına doğru çevirerek konuştu.

"Duke işine karışmayacaksın." diyerek atı ile oradan uzaklaştı. Rick gerilmiş bir şekilde onun gidişini izledi. Arkasından biraz da küfür etti.