Yeni Üyelik
10.
Bölüm

S1B10 - Şimdilik Umut Dolu (Sezon Finali)

@f4t1hk

Fatih evde birilerinin olduğuna inanmak istiyordu. Ardı ardına kapıyı tıklatmalarının cevapsız kalması onu endişelendirmişti. Savaş ve Gülşen etrafa bakınırken her an atılganların gelebilme ihtimalinden dolayı tedirgindi.

Savaş: "Evin anahtarı yok mu sende? Kimse yoksa girelim içeriye."

Fatih: "Bendeki anahtarı Ferit'e vermiştim."

Savaş: "Ferit kardeşin mi?"

Fatih: "Evet." dedikten sonra daha sert bir şekilde kapıyı çaldı.

Gülşen: "Kıçımız açıkta daha fazla durmak istemiyorum. Artık gitmeliyiz." dediği anda Fatih ona dönerek konuştu.

"Gidebilirsin. Bu eve girmeden bir yere gitmeyeceğim!"

Gülşen: "O zaman gir içeri!"

Fatih öfkeyle beraber kapıyı tekmelemeye başladı. Her vurduğunda kapı daha da sarsılıyordu. En sonunda birkaç adım geri gidip sağ omzu önde olacak şekilde pozisyon aldı ve kapıya doğru koşarak omuz attı.

Kapı hala aynıydı. Bu sırada Savaş evin etrafını dolaşmaya başladı. Gülşen hala Fatih'in yanında duruyordu. Gülşen ve Fatih yalnız kaldıklarında Gülşen konuştu.

"Bazen zorlamamak gerekir."

Fatih: "Senin için demesi kolay. Aile bağların kuvvetli olmayabilir ancak benimki öyle değil."

Gülşen, Fatih'in bu dediği söz ile kırılmıştı ancak belli etmemeye çalışarak sessizleşti. Fatih, Gülşen sustuğunda ona baktı. Dediği sözün yanlış olduğunu anladı ve yere bakarak konuştu.

"Öyle demek istemedim. Sadece... Gerginim."

Tam o sırada evin arka tarafından Savaş'ın sesi duyuldu.

"Buraya gelin! Bir pencere kırılmış!"

Fatih sesi duyduğunda Gülşen ile o tarafa doğru koştu. Arka bahçeye geldiklerinde Gülşen öfke ile konuştu.

"Neden bağırıyorsun?"

Savaş: "Ah... Özür dilerim. Şuna bakın!"

Kişiler kırık pencere camına baktılar. Sonrasında Fatih tek zıplayışta pencereye çıktı ve hızla içeriye girdi. Arkasından Gülşen ve Savaş da girdi.

 

İçeri girdiklerinde evin pek fazla dağılmadığını görmüşlerdi. Sadece bir kanepe ters şekilde yere yatmıştı. Diğer eşyalar dokunulmamış gibiydi. Fatih evi incelerken konuştu.

"Anne! Baba! Burada mısınız? Ferit!"

Bir cevap gelmeyince hızlı adımlarla üst kata doğru çıktı Fatih. Diğerleri de arkasından gitti. Üst kattaki 4 odanın da kapısı açıktı. Tüm odaları aradılar ve hepsi boştu. Fatih'in üzgün halini gördüğünde Gülşen teselli edici şekilde konuştu.

"En azından cesetlerini bulmadık. Bu da bir şeydir."

Savaş garipseyerek Gülşen'e baktı fakat bir şey söylemedi. Fatih kısık sesle konuştu.

"Eğer hayattalarsa nereye gitmiş olabilirler?"

Savaş: "Her insanın gitmek isteyeceği yere. Güvenli bir bölgeye."

Fatih: "Güvenli bölge neresi?"

Gülşen: "Öyle bir yer olduğunu sanmıyorum."

Savaş: "Mutlaka ordunun oluşturduğu bir alan vardır bence. Çoğu insan oralara sığınır. Ailen de orada olabilir."

Gülşen: "O alan neresi peki? Askeriye mi?"

Savaş: "Buradaki askeriyenin harap edildiğini gördüm. Bu şehirde pek güvenli yer kaldığını sanmıyorum. Otoyollarda bir sürü araba birikmişti. İnsanlar şehir dışlarına kaçıyordu. Tek bir alan olabilir... Herkesin bildiği ama bizim bilmediğimiz bir yer..."

Fatih: "Öyle bir yer mi var oğlum?"

Gülşen: "Üçümüzden biri illa bilirdi olsaydı."

Fatih: "Bu gece burada kalalım. Yarın hava aydınlandığında araba ile yola çıkarız."

Savaş: "Nereye?"

Fatih: "Şehir dışına."

Savaş: "Şehir dışında nereye?"

Fatih, bıkkın sesle konuştu.

"Güvenli yere..." dedikten sonra merdivenlerden aşağı kata inerken konuştu. Diğerleri de arkasından geliyordu.

"Şu kırık pencerenin önünü bir şeyle kapatmalıyız. Gece içeri atılgan girebilir."

Gülşen: "Sadece atılgan girerse iyi. Kötü bir insan girerse?"

Fatih: "Neden girsin ki?"

Gülşen: "Asıl neden girmesin? Evin önüne park edilmiş bir araba ve hala sapasağlam duran bir ev. Burada birilerinin kaldığı çok belli oluyor. Kötü niyetli insanlar dolu etrafta. Özellikle bu kargaşa ortamında hapishanelerden kaçan firarileri düşünürsek..."

Fatih: "Şimdilik tek düşündüğüm ailem..."

Kişiler beraberce evdeki bir dolabı kırık pencerenin önüne koyarak sabitlediler. Böylece atılganların girebilme ihtimalini ortadan kaldıracaklarını düşündüler. Sonrasında üst kata çıktıklarında Fatih konuştu.

"Şu sağdaki oda benim odam. Hemen yanındaki Ferit'in odası. Onun yanındaki de anne ve babamın odası. Diğer oda tuvalet. İstediğiniz odada kalabilirsiniz. Ben kendi odamda kalacağım."

Savaş: "Aynı odada uyusak daha güvenli olmaz mı?"

Fatih: "Korkuyor musun?"

Savaş: "Sadece güvenlik. Olur olmadık bir şey olduğunda yan yana oluruz ve birbirimizi koruruz."

Gülşen bunu memnun karşılamadı ve konuştu.

"Tek kalmak istiyorum. Zaten odalar yan yana. Bir şey olduğunda Fatih'in odasında toplanırız. Nasıl?"

Savaş: "Ah... Pekala."

Fatih: "Pekala. Uykunuzu iyi alın. Bu arada... karnın aç mı Savaş?" dediğinde Gülşen çantasından birkaç yiyecek çıkardı. O sırada da Savaş konuştu.

"Biraz."

Savaş yiyeceklerden bir kısmını aldı ve odasına geçti. Fatih de kendisine birkaç kraker aldı ve odasına ilerledi. Sonrasında da Gülşen çantasını alarak kendisine kalan odaya geçti. Yani anne babanın odasına.

Fatih kendi odasına geldiğinde kapıyı arkadan kapattı ve penceresine yaklaşıp dışarıya bakındı. Sokağın bir kısmını görebiliyordu. 2 tane atılganı dolaşırken gördü ve keder dolu bakışlarla kendi kendine konuştu.

"Umarım iyisinizdir..."

 

Loading...
0%