@f4t1hk
|
Fatih: "Ne yapacağız?" Gülşen: "Sadece bir tane. Ayrıca akılsız... Başa çıkabiliriz!" diyerek belinden bıçağını çıkardı ve kapının dürbününden atılgana baktı. Arkasında ya da çevresinde başka atılganın olmadığından emin oldu. Sonrasında Fatih'e baktı ve konuştu. "Kapıyı açacağım. Sen biraz geride dur. Ben önde olacağım. Üstüme doğru geldiğinde ona çelmeyi takarak yere düşüreceğim. Sonra sen de kafasına bıçağı saplayacaksın. Tamam mı?" Fatih bir süre telaşlı şekilde Gülşen'e baktı. Sonrasında belinden bıçağı çıkarıp bakındı. Derin bir yutkunmadan sonra birkaç adım geri giderek konuştu. "Pekala. Ben hazırım." Gülşen kapıya doğru yaklaşıp elini kapının kulpuna koydu. Birkaç saniye duraksayıp gözlerini kapayarak kendini hazır hissetti. Sonrasında hızla kapıyı açıp geriye çekildi. Atılgan Gülşen'in üstüne doğru koşmaya başladığında Gülşen ani bir refleks ile sol tarafa doğru yöneldi ve sağ ayağıyla atılgana çelme takıp düşürdü. Fatih o anı izlerken atılgan düşünce yerden kalkmasına fırsat vermeden ayağıyla ardı ardına kafasını ezdi. Sanki öfkesini çıkarıyordu atılgandan. Gülşen onu izlerken hala ölü atılganın kafasını ezdiğini görünce kolundan tutarak kendine çekip konuştu. "Yeter." Fatih: "Oh..." Gülşen: "Ayrıca sana bıçağını kullanmanı söyledim." Fatih: "Bu daha iyiydi." Gülşen: "Fark ettim." Gülşen daireden çıkmak için yürürken arkasından Fatih konuştu. "Bu yaptığım cinayet sayılır mı?" Gülşen: "Benim için sinek öldürmekten farkı yok. Bir haşere gibi düşün." Fatih: "Nasıl bu kadar hızlı uyum sağlayabiliyorsun?" Gülşen: "Zaman kimseyi beklemiyor. Hele ki ölümlüleri." Fatih: "Ölümlü olan biziz... Ölümsüz?" Gülşen: "Ölümsüz olan da onlar." Fatih: "Çok saçma."
İkili binadan çıkmak için basamaklara doğru yürüdü. İlk kata kadar sakin ve sessiz bir şekilde ilerledi. Binanın girişine indiklerinde dış kapının ardında yere uzanmış yaralı bir adam gördüler. 40 ila 45 yaşlarında birisiydi. Fatih ve Gülşen hızla adamın yanına gidip ona baktılar. Can çekişiyor gibiydi. Fatih adama bakarak konuştu. "Bayım ne oldu size?" Adam, kesik kesik konuşarak Fatih'e baktı. "Beni burada bır... Bırakma... Lütfen... Ah... Beni de götürün..." Gülşen, adama soğukkanlı bir şekilde bakındı ve bir şey demedi. Fatih tam adamı yerinden kaldırmak için yeltenirken Gülşen onu engelledi ve adamın omzundaki ısırık izini gösterdi. Sonrasında konuştu. "Bize yük olmaktan başka bir işe yaramayacak." Fatih: "Farkındayım! Yine de onu burada bırakamam." Gülşen: "Bırakacaksın! Onu götüremeyiz!" Adam yalvaran bakışlarla Fatih'e bakıyordu. Gülşen dış kapının ardında gizlice dışarıyı kontrol etti. Binanın tam karşısında bir ara sokak vardı. Oradan ilerleyerek kendi evine gidebileceklerini düşündü. Fatih, yaralı adama bakarak konuştu. "Adın ne?" Adam kısa bir duraksamadan sonra konuştu. "Halit." Fatih, Gülşen'e dönüp bakarak konuştu. "Onu burada bırakmayacağım. İstersen gidebilirsin." |
0% |