@f4t1hk
|
İkili merdivenleri çıktıktan sonra sağ taraflarında kalan en uzak odadan sektirme sesleri geliyordu. Kapısı kapalıydı. Gülşen sinirlenmeye başlamıştı. Kendi evinde bu insanları ne yaptığını Fatih'e sorgulatırken Fatih cevap verdi. "Belki mecbur kalmışlardır. Ayrıca aynısını biz de yaptık." Gülşen: "O dairenin kapısı açıktı. Bu evin kapısı kapalı. Giremezler." Konuşmaya devam ederlerken odanın kapısına geldiler ve tam içeri girecekleri sırada top sektirme sesi durmuştu. Fatih ve Gülşen birbirlerine baktılar o an. Sonrasında Gülşen hızla kapıyı açtı ve elinde bıçağıyla içeri daldı. Odanın içerisinde Fatih ve Gülşen'in yaşlarında bir erkek elinde pinpon topuyla onları karşıladı. İki taraf da şaşkın şekilde birbirine bakındı. Yabancı erkek Fatih ve Gülşen'in elindeki bıçakları görünce tedirgin olmuştu. Geriye doğru birkaç adım atarken Gülşen konuştu. "Evimde ne arıyorsun! Konuş!" Erkek, elindeki topu yere düşürerek gergin tonda konuştu. "Amacım haneye tecavüz etmek değildi. Ben üzgünüm. O yaratıklardan kaçıyordum. Buraya sığınmak zorunda kaldım. Geldiğimde evin kapısı açıktı zaten. Yemin ederim." Gülşen bir süre düşünüp konuştu. "Evimdeki malzemelerime ve yiyeceklerime dokundun mu?" Erkek: "Bak... Kurcaladım ama hiçbir şey bulamadım. Sanırım çoktan yağmalanmış." Gülşen öfkeli bir şekilde bıçağını karşısındakine doğrultmaya devam etti. Fatih sakinleşmesi için Gülşen'i dürttü. "İndir bıçağını. Zararsız birine benziyor." Gülşen, Fatih'e bakarak kırgın ses tonuyla konuştu. "Evim talan edilmiş..." Fatih: "Yapacak bir şeyimiz yok. Hazırlanıp bizim eve gitmeliyiz bir an önce." O sırada yabancı erkek konuştu. "Sizin ev neresi dostum?" Fatih, tek kaşını çatarak baktı ve konuştu. "Orayı da mı kurcalamak istiyorsun?" Erkek sessiz kaldı bir süre. Sonrasında konuştu. "Adım Savaş. Tekrardan özür dilerim. Buraya sığınmak zorundaydım." Gülşen, Fatih'e bakarak konuştu. "Nasıl gideceğiz sizin eve? Şurdan şuraya gelirken bile canımız tehlikedeydi." Fatih: "Bilmiyorum ancak burada kalamayız. Hava kararmasını hiç bekleyemeyiz. Üstelik gün batımına da az kaldı." Savaş, ikiliye bakındı bir süre. Sonrasında ses tonunu düzelterek konuştu. "Ben tek başımayım. Gidecek bir yerim yok. Aslında sizi bulmak o kadar kötü olmadı benim için. Tek başıma ne yapacağımı bilmiyorum." Gülşen bıçağını indirip beline sokmuştu. Sonrasında odadan ayrılarak evinin diğer odalarını dolaşmaya başladı. Bu sırada Fatih, Savaş'a bakarak konuştu. "Ailen yok mu?" Savaş bir süre sessiz kaldı. Sonrasında konuştu. "Vardır herhalde." Fatih: "Nasıl yani?" Savaş: "Anne ve babamı hiç görmedim. Terk edilen çocuk olmuşum." Fatih: "Yetimhanede mi büyüdün?" Savaş: "Evet." Fatih, Savaş'ı teselli edecek bir bakış attı. Sonrasında sakin ses tonuyla konuşmaya devam etti. "Yalnız dolaşmak iyi olmayabilir. Bizimle gel." Savaş gülümseyerek baktı ve konuştu. "Ne zaman teklif edeceksin diye bekliyordum. Başka çarem yok gibi zaten." diyerek tokalaşmak için elini uzattı. Tokalaştıkları esnada evin alt katından büyük bir yıkılma sesi geldi. Bir şey devrilmiş gibiydi. Savaş ve Fatih hızla alt kata koştular. Mutfağa girdiklerinde Gülşen'in öfkeden yemek masasını devirmiş olduğunu gördüler. Gülşen onları görünce derin nefes alarak konuştu. "Şerefsizler! Her şeyi almışlar!" Fatih: "Endişelenme. Bizim eve de gideceğiz." Gülşen: "Sizin eve gittiğimizde ne olacak? Sıcak bir karşılama ve dolu dolu erzak mı bulacağız? Sana söyleyeyim... İkinci bir harabe bulacağız." Fatih, öfkelenerek konuştu. "Ailem oradadır!" Gülşen: "Sen umutlanmaya devam et. Bu şehir çürümeye başlamış." Savaş ikili arasındaki konuşmada sessiz kalmayı seçmişti. Fatih konuştu. "Ağlayıp sızlanmaya gerek yok artık. Bir an önce buradan çıkıp bizim eve gitmeliyiz. Hava kararmadan önce." Savaş kişilere bakarak konuştu. "O yaratıklar arasında yalın ayak koşmak oldukça tehlikeli. Evin önündeki araçlardan birini kullanabiliriz." Fatih: "Oradan bakınca sanayi ustası gibi mi duruyoruz?" Savaş: "Siz değil. Ben çalıştırabilirim. Yetimhaneden ayrıldıktan sonra motor ustasının yanında çalışmaya başlamıştım bir süre. Arabadan arabaya değişir ancak sizdeki o bıçaklarla çalıştırmayı deneyebilirim." Gülşen: "Yetimhanede mi büyüdün?" Savaş: "Ah... Evet." Fatih: "Pekala. Bir arabaya sahip olabilirsek bizim için harika olur. Bir an evvel gitmeliyiz."
|
0% |