Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. Bölüm

@falankesss

Herkese merhabalar çok okuyan ilk yazan insanlardanım bende küçük, küçük denemelerim her zaman olurdu ama cesaret edipte bir şeyler paylaşamamıştım

Kısmet bu zamanaymış değer verip başladıysan veya okuduysanız bir selam verin buralardan bir yerden


Ceketimin cebine ellerimi sokmuş insanların tek tük olduğu sokakta yavaş adımlarla ilerliyordum .


Hava kararmış son baharın başlaması ile sokak lambaları daha erken yanmaya başlamıştı kulaklığımdan gelen Cem Adrian' ın sesi içimde ki sıkıntıyı kelimelere döküyordu.


Bir an durdum kafamı gökyüzüne kaldırdım gözlerimi kapatıp derin bir nefes alarak içimde ki sıkıntının az da olsa gitmesi için aldığım nefesi geri verdim.


Aniden müzik durup telefon çaldığında kendime gelip kimin aradığına baktım ekranda 'Nesli' adını gördüğümde ''Efendim Nesli' m'' dedim ''Yavrum nerde kaldın Ceylan ile masayı hazırladık Didem abla bile işten çıkıp geldi sen yoksun.'' Telefonun karşısından söylenmesiyle beraber adımlarımı hızlandırdım onları daha fazla bekletmemek için. ''Beş dakikaya orda olurum çiçeğim eksik bir şey var mı?'' diye teyit etmek için sormuştum.


Arkadan Ceylan'ın sesi duyulmuştu ''Bira al dört tane gece uzun olacak biraz'' diye cevap verdiğin de bende evin olduğu sokağa gelmeden tekel bayiye doğru yolumu çevirdim ''Tamam alıp geliyorum hemen '' diyerek telefonu kapattım.


Renkli ışıkların olduğu olduğu dükkana girip soğutucudan biraları ve yanına aperatif olarak bir kaç çeşit cips, çikolata ve sigara almıştım karşım da ki esmer bıyıklı amca '' 305 lira kızım sen düz 300 ver Ceylan kızıma da selam söyle'' diyerek suratıma gülümsemişti.


Ceylanın adını duyunca kaşlarımı çatmıştım tam ağzımı açıp bir şeyler söyleyecekken benden önce davranıp konuşmaya başladı. ''Yanlış anlama kızım ben onun babasının arkadaşıyım senide yanında sürekli görüyorum sen de beni tanıyorsun zannettim.'' diyerek açıklama yapmıştı adamı umursamadan cüzdanımı çıkartıp ücreti ödeyerek dükkandan çıkıp eve doğru hızlı hızlı ilerledim.


Ceylan'ların aile apartmanın önüne gelmiştim zile basıp otomatik kapının açılmasını bekledim.


Kapının açıldığını belirten ses duyulduğunda ittirerek apartmanın içine girmiştim artık hızla ayakkabılarımı çıkartıp halı kaplı merdivenleri çıkmaya başladım. En üst katta ki dairenin önüne geldiğim de Didem Ablam kapıdaydı ''Nerede kaldın Gülce açlıktan midem sırtıma yapıştı Neslihan da sen olmadan başlatmayınca kan şekerim düştü artık'' sinirli bir şekilde konuşarak içeri girmem için geri çekilmişti. ''Aman abla oturur yeriz şimdi'' konuşurken mutfağa doğru gelmiştik kızlar masa da oturmuş seslere doğru kafalarını çevirmişlerdi.


Bende Neslihan'ın yanına doğru gidip sarılmıştım daha sonra yönümü Ceylan'a doğru çevirip ona da sarılmıştım. ''Hoş geldin kirvem valla bu ablana kalsaydı çoktan yemeği yiyip alkol faslına geçecektik.'' diye söyledi ondan ayrılıp buz dolabına giderken omuzumu silkerek çok da umursamadığımı belirtmiştim.


Elimde ki biraları dolaba koyup tek boş yer olan Nesli' nin yanına oturmuştum , klasik çilingir sofralarımızın mezelerinin yanında fazladan börek, poğaça, sarma vardı.


Yavaştan rakı bardaklarını doldurmaya ve tabaklarımıza mezeleri koymaya başlamıştık Ceylan ''Eeee anlat bakalım nasılsın'' dediğinde kafamı sağa çevirip omuzlarımı düşüren sesli bir nefes verdim.


Rakı bardağını elime alıp bir yudum içtim. ''Bilmem sanırım sevdiği adamın söz gününde nasıl hissedilirse öyle hissediyorum.'' dedim bardağı masaya bırakırken


''Biraz da senin suçundu şimdi Gülce ayrılmanızın nedeni yalan mı '' diye konuşurken bana baktı Ceylan.

''Tamam ilk benim yüzümden ayrıldık evet ama biz bu adamla tekrar sevgili olduk arkadaşlar , biz sevgili olduktan iki yıl sonra sözlendi bu adam ya bu beni aldatmak değil mi ben mi yanlış biliyorum'' diyerek herkesin suratına baktım tek tek.


''Yok zaten o konuda haklısın ona bir şey dediğimiz yok da ilk ayrılmanızdan bahsediyor Ceylan'' diyerek Didem Ablam konuşmaya dahil oldu. ''Yahu tamam ilk seferinde benim korkaklığımdı ben terk ettim bu adamı peki niye hala sözünden bir gece önce bile bana mesaj atıp gel dersen her şeyi bırakır gelirim diyor ben bunu anlayamıyorum'' dedim en çaresiz ses tonuyla ve devam ettirdim cümlemi.


''Ben bu adama bir daha nasıl inanayım gel dersem gelecek dediğine hiç beklemediğim en güven duyduğum anda giderse ben bir daha toparlanmam'' diyerek rakı bardağını tek seferde kafama diktim boğazımda ki yanma hissini ciğerlerimde hissetmeye başladığımda su içerek gidermeye çalıştım.


''Yavaş git Gülce aniden sarhoş olursan göt olursun bak benden söylemesi'' dedi Nesli beni gözlerini açmış bir şekilde uyarırken ''Şarkı açalım biraz kafamız dağılsın bence'' deyince kafamı ablamın olduğu tarafa çevirdim.


Telefonunu eline alıp şarkı açtığında Zeki Müren'in sesi duyuldu odada 'Ah bu şarkıların gözü kör olsun diyordu en içten şekilde ne zaman doldurulduğunu anlamadığım bardağı elime alıp dolan gözlerimi saklama ihtiyacı duymadan eşlik ettim şarkıya benimle birlikte kızlarda eşlik etmeye başladı.


Gözümden akan yaşı Nesli fark ettiğinde onunda gözleri doldu yanağımda ki yaşı avucunun içi ile silip çaresiz bir gülüş vardı suratında.


Ceylan durumu fark ettiğinde elimi tutup destek olmaya çalıştı kendince ama ellerinden bir şey gelmediğinin farkındaydı hepsi ablamın yüzüne baktığımda benim bu halime olan ifadesi daha da acıttı içimi hep neşeli, esprili olan ben şimdi bir aşk uğruna ne hallere düşmüştüm.


Hıçkırarak ağlamaya başladığımda nefes alamaz hale geldim Ceylan ve ablam sandalyelerinden kalkıp benim yanıma ne ara geldiler beni ayağa kaldırıp elimi yüzümü yıkamaya götürdüler fark edemedim bile.


Zaten bu ara hiç bir şeyi fark edemez hale gelmiştim evlenme hayalleri kurduğum adamın sözü vardı bu gece nasıl katlanılırdı bu acıya, nasıl dayanılırdı bilmiyordum ki acemiydim ben bir kere baş edemezdim hayal kırıklıkları ile zaten sırf bundan dolayı da hayal kurmayı sevmezdim. Beni hayal kurmaya o ikna etmişti ama o bizim için diye ev almıştı evlenince beraber oturacağımız ev demişti odaları gösterirken.


Nasıl bu kadar aptal olabildim, aşık olduğum için mi kandım her sözüne bu kadar salak olduğum için kendime kızdım yeniden. Ben bunları düşünürken lavabonun önüne gelmiştik suyu açmıştı ablam yüzümü yıkamak için elini sokacaktı suya elini tutarak engel oldum ona çeşmeye doğru eğildim avucumu su ile doldurup yüzüme suyu vurdum az da olsa kendime geliyordum en azından iç çekmelerim durmuştu tekrar tekrar suyu suratıma vurdum.


Dönüp havlu ile yüzümü sildim kızlara baktığımda endişeli gözlerle bana bakıyorlardı ''Korkmayın geçti bence ağlama krizim'' dedim yalan bir gülümseme ben mutfağa doğru hareket edince onlarda benimle birlikte mutfağa geldi herkes yine aynı yerine yerleşip sessiz bir şekilde oturuyordu elimi sigara paketine uzatıp içinden bir dal aldım çakmağı alıp ucunu tutuşturdum derin bir nefes çektim içime ciğerlerim de ki son nefes olmasını diledim içimden.


''Gülce şu masa da istediğin kadar kendini dağıt gıkımız çıkmaz ama bu gece bu masadan kalktığımız anda o çocuğa dair içinde herhangi bir şey barındırma senden tek istediğim bu''


Sözlerinin etkisiyle kafamı ablama doğru kaldırdım her zaman beni korumak istediğinin farkındaydım ama bu sefer beni kendi hislerimden korumaya çalışıyordu elimde ki sigaradan bir nefes daha çektim ''Ben zaten onun kitabını kendi rafımdan kaldırdım abla bu saatten sonra parmağına kimin yüzüğünü taktıysa onu mutlu etmeye çalışsın ben bu aşkı yüreğime gömdüm benimle işi bitti onun tabi benimde onunla en azından hayatında ki kıza yazık etmesin.''


Dudaklarımdan bu sözler çıkıyordu ama kalbimin üzerin de ki ağırlık dayanılmayacak seviyedeydi ama bitecekti bitirecektim bu saatten sonra bitmek zorundaydı en azından kendi gururumu daha fazla ayaklar altına alamazdım. ''Sen öyle diyorsun da kalbinde aynı şeyleri diyor mu Gülce önemli olan o'' dedi Ceylan bana doğru elinde ki rakı bardağını bana doğru uzatarak, bende kendi önümde yarısı dolu bardağımı onun bardağına doğru uzattım diğerleri de bize katıldı kadeh tokuşturup içmeye başladık. ''Kalbimi zerre önemsememiş olması daha da canımı yakıyor ya zaten sırf o yüzden bile vazgeçerim ondan.'' Bizi bu hale o getirmişti ama onun beni zerre umursamadan sözlenmesinin acısını ben çekiyordum.


Elim de ki rakı bardağından bir yudum daha alıp bildirim sesi ile aklıma ancak gelen telefonuma baktım gece baya ilerlemiş neredeyse gece yarısı olmuştu sosyal medyadan gelen bildirimler ile beraber iş yerinin gruplarından da mesaj vardı ama en önemlisi o mesaj atmıştı 'ORHAN' sefil bir halde olmamın sebebi olan aşık olduğum ve bu gece kalbime gömmek zorunda olduğum kişi.


Elim de telefon öylece ekrana bakılı kalmam kızların dikkatini çekmişti yan tarafım da oturan Nesli kafasını telefonuma doğru uzatıp baktı ''Orospu çocuğu daha hangi yüzle mesaj atıyor ben anlamadım.'' Sinirle ettiği küfür çok haklı bir sebepten dolayıydı ''Orhan mı mesaj atmış?'' dedi Ceylan telefona doğru kafasını uzatırken ellerim titremeye başlamıştı açıp açmamak konusunda kararsızdım mesajı engellemekte o karmaşa da aklıma gelmemişti bir türlü. ''Mesajı açmak konusunda emin değilim okuduğumu görürse saçma bir şey yapar diye korkuyorum'' telefonu masanın üstüne bırakıp görmemiş gibi davranmak en mantıklı hareket olurdu benim için hem zaten her şey bitmişti biz diye bir şey kalmamıştı.


''Açman en mantıklısı olur bence yüzleşmekten kaçarsan yüreğinden atamazsın Gülce onu son defa yüzleş onunla mesaj da veya yüz yüze fark etmez ama yüzleş kendine bunu yapma son bir açıklamayı hak ediyorsun için de ki kini akıtmadan kalbin de ki yarayı kapatamazsın.'' dedi ablam beni son derece şaşırtarak.


''Ne demek yüzleş abla sen daha bir saat önce farklı konuşuyordun'' konuşmam bittiğin de telefon sesi yükseldi bir anda mutfağın ortasın da çalan telefon benim telefonum değildi.


Ceylan'ın telefonu çalıyordu ayağa kalktı telefonunu mutfak tezgahı üstünden alıp arayana baktığı gibi ekranı bize çevirdi Orhan onu arıyordu ''Açayım mı'' son derece panik halinde duruyordum ne diye arıyordu onu ki açmakta da karasızdık.


Ablam Ceylan'ın elin de ki telefona uzanıp telefonu açtı ''Efendim Orhan'' dedi sesi hoparlöre alırken ''Didem abla ben Ceylan'ı aramıştım ama yanlışlık mı oldu'' dedi Orhan sakin bir ses tonuyla sanki bu gece beni mahvetmemiş kendi de sözlenmemiş gibi rahat olması sinirlerimi zorluyordu.


''Yok Orhan onu aradın zaten, oda da değil diye ben açtım ne oldu kısa kes'' ablam son derece gergin konuşuyordu Orhan ile benim üzülmem onun için yıpratıcı bir durumdu her açıdan telefondan Orhan'ın sesi duyuldu tekrar "Didem abla kusura bakma ben Gülce'ye ulaşamadım onunla konuşmam gerek en azından bunu hak ediyoruz ikimiz de" demişti mahcup bir ses tonuyla yada öyle çıkarmıştı sesini bilmiyorum ben tanıyorum dediğim adamı tanıyamadığım için artık bir fikir barındırmak istemiyordum beynimde onunla ilgili "Ne konuşacaksın Orhan aynı anda hem kardeşimi hem o zavallı kızı nasıl idare ettiğini mi hangi palavraları sıralayacaksın" dedi ablam siniri ellerine vurmuş telefonu tutarken elleri titremeye başlamıştı,


"Abla bilmediğin şeyler var izin ver Gülce ile konuşayım Ceylanlar da olduğunuzu biliyorum apartmanın önüne geldim araba ile, rezillik çıkartmak istemiyorum tekrar söylüyorum izin ver" diye tehdit eder bir biçimde konuştu ablamla.


"Ulan puşt sen kimi tehdit ediyo-" ablamın elinden telefonu aldım daha fazla karışmasın ortalık diye "Evin arkasında ki parka gel" dedim telefonu cevap vermesini beklemeden kapattım.


Sandalyeden kalktım masanın etrafından dolaşıp kızlara tek kelime etmeden dış kapıyı açtım ve merdivenlerden sessiz olmaya dikkat ederek aşağı inmeye başladım.


Dış kapıya ulaştığımda ayakkabıları çıkardığım yerden giyip dışarı çıktım "Gülce" diye yukarıdan bir ses duydum kafamı çevirip baktığım da Ceylan'ın anahtarı gösterdiğini gördüm. "Bunu al otomatiğe basınca babaannem uyanıyor sen sessiz bir şekilde dönersin" diyerek anahtarı toprak zemine doğru atmıştı bende sadece kafa sallayıp anahtarı yerden aldım.


Gece çökmüştü artık tam anlamıyla, evden çıkarken üstüme bir şey almak aklıma gelmediği için esen rüzgar beni biraz üşütmüştü ama evin arka tarafına bakan park yakın olduğu için hızlı bir şekilde parka doğru ilerlemeye devam ettim beynimin içinde hep bir şeyler dönüyordu ama en baskın olan sakın onu görünce yumuşama sesiydi sakın Gülce sakın gururunu hiçe sayan seni aldatan bir adam için daha fazla yıkılma sen bunları hak etmedin sakın diye kendimi telkin ediyordum parkın girişine gelmiştim artık girişe yakın olan salıncakların çaprazında ki banka oturmuştu.


Elinde sigarası vardı hoş elinden hiç düşürmezdi sigarayı zaten beni fark etmemişti daha, sigarayı dudaklarına götürdü düşünceli bir şekilde açık kumral saçlarını karıştırdı pantolonun cebine elini sokup çakmağı çıkardı sigarasını yaktı.


Kafasını kaldırıp girişe baktığın da beni fark etti, oturduğu banktan ayağa kalktı ve ben hala olduğum yerde çakılı bir şekilde ona bakıyordum buraya gelene kadar hızlı hızlı gelmiştim ama şimdi kımıldayamıyordum sanki bacaklarımda ki bütün hareket kasları kendini imha etmişti.


Derin bir nefes aldım kendime gelmem lazımdı yoksa bu konuşmayı gerçekleştirmeden döner arkamı giderdim tekrar tekrar derin nefesleri alıp verdim biraz da olsa kendime gelmiştim artık yanına doğru adımlamaya başladım yüzüne bakmadan bankın ona en uzak köşesine geçip oturdum.


Ben oturunca oda benimle beraber oturdu diğer köşeye ikimizde konuşmuyorduk o sigarasını içmeye devam ediyordu bende kollarımı dizlerime yaslayıp ellerime bakıyordum. Aramızdaki sessizlik çakmak sesi duymam ile bozulmuştu kafamı ona çevirdiğimde bir sigara daha yakıyordu "Bana da bir dal versene" demiştim gerginlikten dolayı sigara içme isteği gelmişti ama elimde sadece telefon ve anahtarlık vardı.


Kafasını bana cevirdi bankın üstünde olan paketi bana doğru uzattı içinden bir dal alıp çakmak için elimi ona doğru uzattım elime çakmağı vermek yerine kendi ateşleyip eliyle siper yaparak sigaranın ucunu yakmak için bana doğru yaklaştı bu her zaman yaptığımız bir şey olduğu için otomatik olarak bende çakmağa doğru hareket etmiştim.


Derin bir nefes çektim sigaradan gözlerim ona kaydı sigara dumanını dışarı üflerken oda zaten bana bakıyordu "Konuşmayacak mısın Gülce?" dedi bana bakarken elimde ki sigaraya bir fiske vurup külünün düşmesini sağladım "Ne sorma mı istersin mesela şeyden başlayayım mı daha geçen gün seni ablanlardan istemeye geleceğiz Gülce bana tarih verin ona göre hazırlık yapalım bizde demenden başlayabiliriz veya aldığın evi bana gösterirken yatak odasını buraya koyalım isterim çocuk odası da yanda ki oda olsun eğer nasip olur da çocuğumuz olursa onlardan çok uzak kalmayalım demeni mi yada onları boş ver ya gerçekten soruyorum bunu eğlenebildin mi bari bu gerizekalı her dediğime kanıyor benim oynar oynar atarım kenara mı dedin cevap ver bana şimdi hangisi."


Sonlara doğru sesim yükselmişti artık yüzüne bakmaya tahammül edemeyecek hale geliyordum ben bunları söylerken o bir duvar gibi suratıma bakıyordu sonra dudağını sağ tarafı acı çeker bir şekilde yukarı çekildi "Gözünde ne kadar iğrenç bir adam olmuşum senin öyle yoksa bana bu kadar nefretle bakamazdın sen" diyerek derin bir nefes aldı ne zaman bitirdiğini fark etmediğim sigarasının peşine paketinden bir tane daha çıkartıp yaktı o sigarasını yakarken ben tek nefes aldığım sigaraya baktığımda söndüğünü anladım. Elinde ki paketten bir dal daha alıp bana doğru uzattı bu gecenin stresini sigara içmeden atlatamazdım bu imkansızdı en azından psikolojik olarak kendimi rahatlatacak bişey lazımdı o çakmağı ile bana yaklaşırken elini ona doğru uzatıp çakmağı istedim bir önceki hareketi tekrarlamak istemedim bana yaklaşmasını ve onun kokusunu duymayı istemedim.


Çakmağı bana doğru uzattı bu sefer ben sigaramı yakıp yanıma koydum çakmağı yine bir sessizlik cereyan olmuştu aramızda ben konuşmuyordum ama oda bunun için bir adım atmıyordu en sonunda dayanamayıp bağıra bağıra ağlayacaktım düşündükçe beynimin içinde daha fazla yankı buluyordu herşey "Babamın nasıl biri olduğunu az çok bilirsin mahallede karşılaştığınız da falan görürdü hep seni de sever ablanlar ile tek başınıza verdiğiniz hayat mücadelesini bütün mahalle biliyoruz babama açtım ilişkimizi ablalarından isteyeceğiz baba dedim tamam oğlum dedi ama üzülmüş sizin bu halinize sizin akrabaları falan soruşturmuş amcanları bulmuş onunla konuşmaya gittiğinde amcan kötü şeyler söylemiş senin hakkında, ablanlar hakkında.


" Elini yüzüne götürdü gözleri dolmuştu bana fark ettirmeden sildi gözlerini ama ben anlamıştım sigarasından bir nefes daha çekti konuşmadan önce "Satıyor onlar kendileri demiş amcan sizin için" sözleri ile beynimden vurulmuşa döndüm gözlerim büyüdü ona bakarken, yutkunamadım donup kaldım "Babamda amcana kızmış nasıl böyle şeyler konuşuyorsun sen diye ama amcan kanıtlarım sana deyince terk etmiş orayı.


Ertesi gün babamın dükkana birileri gelmiş senin hakkında konuşmuşlar ne geceydi ama kız ne eğlendirdi bizi diye babamda sinirlenmiş kovmuş bunları dükkandan geldi bana anlattı olanları olmaz o kızla dedi, karşı çıktım Gülce yemin ederim karşı çıktım babama."


Ellerime uzandı tuttu hareket edemiyordum bu gece ne yaşadığıma dair hiç bir fikrim yoktu resmen bir elini yüzüme doğru uzatıp kafamı ona doğru çevirdi" Bana bak Gülce gözlerime bak seni hala seviyorum bitireceğim bu söz işini de sana söz veriyorum kavuşacağız biz."


Ellerimi ayırdım ondan sinirle ayağa kalktım ne yapacağımı bilmiyordum ona döndüm "Baban bunları söylerken sen nasıl" kelimeler dilimden dökülmüyordu. "Nasıl ablamlar ile yaşadığımız zor hayatı anlatmazsın herşeyi sen biliyorsun amcamın nasıl bir düzenbaz olduğunu sen biliyorsun sana anlattım sen beni savunmayacak kadar aciz bir insan mısın."


Ellerim titriyordu sinirden beynime ağrılar giriyordu ağlamak istiyordum ama gözümden yaş akmıyordu anın etkisi ile ayağa kalktı oda beni tutmaya çalıştı "Bana bak Gülce yüzüme bak sence seni savunmadım mı sanıyorsun he" kollarımdan tutmuştu beni kendine çevirdi ve bağırarak kelimeleri sarf etmeye başladı.


"Kendimden çok seni düşünüyorum ben sen zarar görme diye uğraşıyorum 27 senelik babamdan senin için tokat yedim ben be sen ne anlatıyorsun."


Söylediğim sözler onu sinirlendirmişti ama benim öfkemin yanından dahi geçemeyecek bir yerdeydi o adrenalinle kollarımı ondan kurtarıp yüzüne bir tokat attım."Al o zaman kaç yıllık eski sevgilinden de bir tokat yemiş ol sen hala nasıl yüzüme bakıyorsun eminim baban seni para ile bile tehdit etmiştir de sen o yüzden kabul etmişsindir sözlenmeyi, ben senin babanın parası olmadan bir şey yapamayacağını da biliyorum sen korkak bir adamsın artık benim gözümde."


İşaret parmağımı ona doğru kaldırıp yüzüne doğru sallayarak konuşmama devam ettim "Sakın bir daha karşıma çıkma sakın senin adın bile aklımdan geçmeyecek bu saatten sonra, senden sil beni yoksa rezil ederim seni ahtım olsun yaparım bunu."


Arkamı dönüp gitmek için hareket ettiğimde kolumdan tutup kendine çevirdi beni gözlerinde ki öfke başka zaman olsa ikimizi de yakardı burada ama benimde gözlerim de hiç görmediği bir öfke vardı. "Sen bensiz yapamazsın ben de sensiz bunu bilmiyor musun en başta kaçmaya çalıştın benden becerebildin mi bari hayır yapma bunu sabret düzelteceğim diyorum sen beni dinlemiyor musun Gülce çocukluğu bırak artık."


Sözleri öfkemi daha da perçinliyordu ne zannediyordu beni gurursuz bir fahişe falan mı "Orhan SİKTİR GİT hayatımdan yok artık bitti bir daha karşıma çıkma tekrar söylüyorum rezil ederim seni benim Laz damarıma basma sakın."


Kollarımı ondan kurtarıp hızlı bir şekilde parktan çıkarken arkamdan hala bağırıyordu bir şeyler ama kulaklarım da bir uğultu vardı dinlediğim sözlerin etkisi artık çarpıcı bir şekilde hissediliyordu ellerim de bir uyuşma vardı.


Bu şekilde kızların yanına gidemezdim ablam durumu hemen fark ederdi anlatamazdım ona olanları yoksa benim çıkaramadığım olayı o çıkarırdı daha büyük şeyler yaşamaya takatim yoktu ne ara apartmanın önüne geldiğimi bile fark edememiştim apartmanın önünde ki merdivenlere oturup biraz soluklanmam lazımdı en azından sakinleşene kadar duracaktım.


Amcamın dedikleri beni şaşırtacak derece de iğrenç şeylerdi biz onun yeğenleriydik onun ölen kardeşinin emanetleri, nasıl bunları yapabiliyordu hoş geçmişte yaptıklarının yanın da bu sadece kelimelere dökülmüş şeylerdi ama bu kadar alçalması beni daha da sarsmıştı.


Annemle babamın ölmüş olması bizi her zaman yıpratan bir olaydı ama bu şekilde hiç aşağılanmamıştık. Bunlar aklıma geldikçe ağlamaya başlamıştım elimi ağzıma kapatıp hıçkıra hıçkıra ağlamamak için üstün bir çaba sarf ediyordum artık, sesim duyulmamalıydı yoksa kimseye derdimi anlatamazdım ki bunlar nasıl anlatılırdı onu da bilmiyorum ya toparlanması ve eve gidip üstün körü kızlara olayları anlatmalıydım.


Ellerimle göz yaşlarımı silip derin bir nefes aldım elim de ki anahtar ile apartman kapısını sessiz bir şekilde açarak içeri girdim ayakkabılarımı çıkartıp hızlı bir şekilde merdivenleri çıkmaya başladım. Ceylan'ların kapısına geldiğimde elim de ki anahtarlıkla kapıyı açmıştım yavaş adımlarla mutfağa doğru ilerledim onları yanına geldiğim de herkes aynı yerin de oturuyordu hepsi benim geldiğimi anladığın da kafalarını bana doğru çevirmişti masanın etrafından geçip eski yerime oturmuştum.


"Bana bir bardak rakı doldurur musunuz?" Zihnimi bir şekilde durdurmam lazımdı ve bunun için uyuşması gerekliydi Neslihan benim bardağını doldurup bana uzatmıştı hepsi meraklı gözlerle bana bakıyorlardı ama anlatmak istemiyordum. "Bana bu gece bir şey sormayın olur mu şunu içip yatıp zıbarıcam ve bu gece her şey bitmiş olacak söz veriyorum." diyerek kafamı bardağıma doğru çevirmiştim "Sen nasıl istersen öyle olsun" dedi Neslihan "Üstüne gelmeyelim dinlen sende" anlayışla gülümsedi.


Elim deki bardağı kafama dikip ayağı kalktım "Ben yatıyorum yarın sabah konuşuruz olur mu?" demiştim yanlarından geçerken arkadan onaylayan sesler geldiğinde Ceylan' ın iki kişilik yatağına uzanmıştım bu gece uyuyup herşeyi unutacak yarın daha sağlam uyanacaktım bunu kendi kendime bir söz olarak veriyordum artık.


Loading...
0%