2018 Şırnak

Aylin yeni timi için Şırnak'a gidiyordu. Bir önceki görev yerinde pek rahat değildi. Yeni atamayı heyecanla karşılamıştı.fakat kendisine bir tim verildiğini öğrenince heyecanı dört katına çıktı. İnanıyordu. Şırnak ona iyi gelecekti.

otobüste kulaklıklarını takmış camdan dışarıyı izliyordu. Bir hafta önce Kız kardeşi Ayça yanına gelmiş ve Urfa'dan ayrılırken eşyalarını toplamasına yardım etmişti. Aylin Şırnak için otobüse binerken Ayça'da Trabzon uçağına binmişti.

iki kardeşte Urfa'yı sevmiyordu. Anne ve babalarını Urfa'da kaybetmişlerdi. Babaları üsteğmendi. Anneleri ise sınıf öğretmeni. Birlikte evlilik yıl dönümü için yemek yemeye çıkmışlardı. Geri dönerken önlerini kesen teröristler her ikisinide şehit etmişti. Ardlarında bıraktıkları iki çocuk memleketleri Çorum'a dönmüşlerdi.

Ayça ablasının taininin Urfa'ya çıktığını duyduğunda yaygarayı koparmıştı. Elden bir şey gelmez. Emir demiri keserdi. Ahmet'in kardeşi gibi takıntıları yoktu. Onun için Urfa memleketinin güzel şehirlerinden biriydi. Urfa'ya gitmekten hep kaçınır bunu inkar ederdi. Urfa Aylin'i huzursuz ediyordu. Bu şehirde çok mutlulardı eskiden. Arkadaşlarıyla kaldıkları lojmanın bahçesinde oynarlardı. Bir çoğunun yüzünü unutmuştu. Babası eve her geldiğinde yanında çikolata getirirdi. Annesi normal günde kızardı ama babası görevden döndüyse bir şey demezdi. Görevden dönüş günleri en sevdiğiydi evde bayram havası olurdu. Babası aldığı çikolataları verirdi. Ayça ve Aylin kim daha önce sarılacak diye tartışırken Ahmet çoktan babasının kucağına atlardı. Babası sanki sırtındaki çanta daha ağır değilmiş gibi oğluna belini ağrıttığını artık kocaman olduğu için kucağında taşıyamayacağını söylerdi. Babalarıyla abilerini gören ayça ve aylin yaygarayı koparırdı. Annelerinin söylediği türküler yaptığı yemekler bile bir başka olurdu görev dönüş günleri. Bu günler şükür sebebiydi.

Aylin yolculuğunun sonunda otobüsten inerken Ayça'nında Trabzon'a vardığına dair mesaj attığını gördü. Ayça cumhuriyet savcısıydı. Üniversiteyi bitirmiş sınavı kazanmıştı. Staj dönemindeydi.

Aylin komutanının verdiği adrese gidiyordu. Lojmanda kalacaktı. Öğrendiğine göre bu hafta lojmandan kendisi gibi bir üsteğmen mesuldü. Büyük ihtimalle cezalıydı. Normalde bunlarla erlerin ilgilenmesi gerekiyordu. Belkide bu üsteğmen Aylin'den daha kıdemliydi.

adrese ulaştığında kağıdaki güvenklik kulübesine ulaştı. Kimliğini ve asker kimliğini karşısındaki adama uzattı. Sonrada adamı baştan aşağı süzdü. Omzundaki iki yıldıza bakacak olursa cezalı üsteğmen bu olmalıydı.

Üsteğmen kimliği inceleyip Aylin'e bir bakış attı. "Bu lojmanda kalacağım. Dairemi gösterir misin?" üateğmen kimlik bilgilerini sisteme işleyip yeni gelecek komutana dair bilgi var mı diye baktı. Burası sınırdı. Her şey olabilirdi. Üsteğmen kadının zararsız olduğuna emin olduktan sonra çekmeceye burakılan anahtarı aldı. Masa üstünde duran ev telefonu benzeri bir telefonla kısa süre yerine bakacak birini istedi. İkili güvenlik kulübesinden çıktılar. Bir süre beklediler. Kulübeye bakacak er geldiğinde üsteğmen kadını süzdü. İki büyük bir orta boy olmak üzere üç valizi vardı. Birde omuzına astığı dev çanta. Üsteğmen ileri atılıp iki büyük valizi eline aldı. Buraya kadar tek başına getirmiş olmasına şaşırdı. Elindeki anahtara tekrar baktı. E blok 6. daireydi. O tarafa doğru ilerlediler.

Üsteğmen kadının iki örgüsüne baktı. Anladığı kadarıyla saçları çok uzundu. Gece karanlığında tonu belli olmasada gözleri kahveydi. Esmer güzelide denilebilirdi. "Nerelisin?" diye sordu. Aynı yerde çalışacaklardı sonuçta. Boyu 1.60-1.65 arasıydı. "Çorum." diye cevap verdi kadın. "Hiç gitmedim." elleri kendi eline göre çok küçük duruyordu nasıl silah kullanıyordu? Kadın bir şey dememişti. Asker kimliğinden onunda üsteğmen olduğunu görmüştü. "Kaç yaşındasın?" diye sordu. Genç adamın içinde bu kadına dair bir merak oluşmuştu. Normalde umursamazdı. Sessizce evine bırakırdı. Kendisine göre fazla soru sorduğunun farkında değildi. "27 yaşındayım." "kaç kardeşsiniz?" kadın gözlerinin ucuyla bakmıştı yüzüne. Fazla uzatmadan önüne döndü. "Üç kardeşiz iki kız bir erkek ortancayım." Aylin daha fazla soru sormasın diye gelmesi muhtemel soruları cevaplamıştı. Ama bu Ilgazı durdurmamıştı. "Annen baban ne iş yapıyor?" Aylin göz devirdi. "Annem öğretmen babam asker." sonunda E bloğa gelmişlerdi. Üçüncü kata çıkana kadar ikiside konuşmadı. Dairenin önüne geldiğinde Ilgaz dairenin anahtarını ve valizleri Ayline teslim etti. Aylin kapıyı açıp Ilgaz'a döndü. "Ne zaman geleyim?" "Efendim?" "seni istemeye diyorum. Ne zaman geleyim?" Ilgaz boş boş baktığında Aylin tekrar konuştu. "O kadar çok soru sordun ki. Bir an seni evde kalmış kız sandım." Aylin cevap beklemeden kapıyı kapatmıştı. Böyle meraklar erlikte bırakılmalıydı. Burası asker ocağıydı.

Eve girdiğinde koridorda kendisine doğru gelen iki kadını gördü. Bekar olarak lojmanda kalacaksa ev arkadaşını kabul etmeliydi. Kadınlarda

n biri kendisinden küçük diğeri büyük duruyordu. Valizlerini çekiştirirken bir yandanda konuşuyordu. " Merhaba ben Üsteğmen Aylin Alaca." kendisinden büyük duran kadın tebessüm etti. İkiside bugün yeni birinin geleceğini biliyordu. "Bende binbaşı Elmas Aksa. Bu arkadaşta teğmen Hilal Yıldız" Aylin hemen selam durup "emredin komutanım" dedi. "Evin içinde rütbe kullanmıyoruz. Sende kullanma. Bu benim evin içinde geçerli olan tek emrim." dedi Elmas. "Emredersiniz komutanım." "ben sana odanı göstereyim." diyerek eliyle koridoru işaret etti. Hilal önde Aylin arkada ilerlerden Elmas'da valizlerden birini almıştı. Sonunda Aylin'i odada yalnız bıraktıklarında hilal abisine ve kardeşine durum bilgisi yaptı. Yatağına yanında getirdiği çarşafları serip uykuya daldı. Yarın yeni bir dönemin başlangıcıydı.

Timiyle tanışacaktı. Doyalarını okumuştu. Tim komutan yardımcısı teğmen Cihan Denizdi. Aylin kıdem aldığında o da üsteğmen olurdu. Sonra Kartal Emir Bayram ve Orkun geliyordu. Kartal yetmhanede büyümüştü. Babasının adını biliyordu ama annesinin kim olduğu muammaydı. Babası onu kendi nüfuzuna bile almamıştı. Yetimhane görevlileri bu yüzden soyadını öksüz koymuştu. Emir timin çömeziydi. İyi bir aileden geliyordu. Ankaralıydı. Aylin'in içinden bir ses Emir'in timin şaklabanı olacağını söylüyordu. Bayram Ağrı'dan gelmişti. 8 kardeşin 4.süydü. Annesi son kardeşinin doğumunda ölmüştü. Orkun Rizeliydi. Emirden sonra oda çömez sayılırdı. Genel olarak iyi bir tim olacaklarına inanıyordu Aylin.

Sigara içmek için camı açtı. Ve pencerenin pervazına oturdu. İyice yerleşip kafasını kaldırdığında biraz ötedeki bankın üzerine oturup sigara içen üsteğmeni gördü. Hafif kıvırcık katta dalgalı saçları vardı. Mavi gözlüydü. Hatta deniz gözlü. Kumral ve esmer arasıydı. Bir süre öylece üsteğmeni izledi. Üsteğmen yere bakıyordu. Sonra bir anda kafasını kaldırdı. Göz göze geldiler. İkiside öylece baktı. İki yabancıydılar ama birbirlerini hiç yabancılamadılar.