@fantastikokur
|
Not: bir önceki bölümü okuyup okumadığınızdan emin olun. Yağmur Aksel'den Alışıyordu insan. Hem de her şeye. Bazen zorlansa da istemesede alışıyordu. Acılar içinde kıvranmana neden olan olay sadece anı olarak kalıyordu. Gün içerisinde hayatını yaşıyor gülüyor eğleniyor sonra gece yatağa girdiğinde birden aklına geliyordu. Olmamış gibi tüm gününü geçirip gece uykularını kabus ediyordu. Ben ön beş yıl boyunca evlat acısıyla sınanmış gece yatağa girdiğinde bunu görmüştüm. Şimdi ise ön beş yıl boyunca ölü bildiğim yavrumun yaşadığıyla yüzleşiyordum. Koruyamadın diyordu beynimdeki ses. Koruyamamıştım. Peki onu koruyamamamın üstüne bir kere daha hamile olduğumu nasıl söyleyecektim? Ben bir bebeğe sahip çıkamamışken bir tane daha doğurabilir miydim? Sarya Aksel'den Yine uçaktaydık. Tatilimiz bitmiş eve geri dönüyorduk. Annem ve babamı çok özlemiştim. Ama asıl konu Kuzey'de. Ona karşı ne hissediyordum? Neden bu kadar zordu? Bazen hayatım değişmeseydi nasıl olurdu diye düşünüyorum. Abilerimi hiç tanımasaydım. Annem ve babamı bulmasaydım. Hala bana zehir olan o evde her gün dayakla yatıp kalkıp en sonunda da inanan cehennem olan o okula gidip Kuzey'in ardına saklanmaya devam etseydim. Ne olurdu? Ben artık mutluydum. Hemde çok. Korkmuyorum eskisi gibi. Babam bana yaklaştığında aklıma bana vurma ihtimali gelmiyor. Annemle iyi anlaşıyoruz. Abilerimin beni yargılayacağı ihtimali aklımdan geçmiyor. Gerçekten mutluyum. Elbette hala korkularım var. Hala çekiniyorum. Amerika'da edindiğim arkadaş grubu benim için başka bir dönüm noktası oldu. Artık biliyorum ki hata bende değil. Diğerleri bana nasıl yaklaşması gerektiğini bilmiyor. Ben en başından biliyordum özel bir bireyim. Ve yeni ailemle birlikte aslında bununla da barıştım. Geri zekalılık aptallık salaklık olarak algıladığım bu durumla artık barışığım. Tam olarak olmasada bunun hayatımın önüne engel çıkarmayacağını biliyorum. Bazen kendimi senden bir halt olmaz boşuna uğraşıyorsun diyerek üzdüğünü fark ediyorum. Mimar olmak isterken sen mi olacakmışsın diyerek üstüme geldiğimi. Hep istediğim kendi çekirdek ailem aklıma geldiğinde hangi erkek senin gibi birine katlanır dediğimi. Sonra şey oluyor. Birden abilerinden biri geliyor yanıma bambaşka şeyler söylüyor konudan bağımsız ya da annem kahve içmeye çağırıyor. Babam eve gelmiş oluyor. Diyorum ki ben sorunlu biri olabilirim ama yalnız değilim. Ben artık gerçekten mutluyum. Ve şimdi ise yeni aileme geldim geleli ilk defa bu kadar korkuyorum. Tüm bu mutluluğun bedelini Kuzey'de ödemekten korkuyorum. Hayatımda yaşadığım tüm sıkıntılardan yanımda Kuzey varken sıkıntıların geçtiği şu dönemde Kuzey'siz kalmak istemiyordum. İyice bunalınca çantamdan A5 boyutunda eskiz defteri ve kurşun kalem çıkardım. Ruhumun her daraldığında yaptığım gibi çizim yapmaya başladım. ... Resim bittiğinde çizdiğim portre nin Kuzey'e ait olduğunu görmek bilinçaltımdan kısa sürede olsa nefret etmemi sağladı. Kuzey'i ilk çizimim değildi. Daha önce çok modelliği mi yapmıştı. Ama en güzeli bu olmuştu. ... Yine Hostes tarafından uyandırılmıştım. İnişe geçiyordu uçak. Sonunda uçak indi ve bizde uçaktan indik. Valiz lerimizi alıp hava alanından çıktık. Alparslan abimle Attila abimin arabası buradaydı. Ben Attila abimin arabasına bindim. Mete abimde arka koltuğa bindi. Resmen büyükler ve küçükler olarak ikiye ayrılmıştık. Tabi Arya babasından kaynaklı büyükler tarafındaydı. Onlar ilk önce Arya'yı bırakmak için Sibel ablanın evine gitti. Bizde direkt kendi evimize geçtik. Eve geldiğimizde annemin telaşlı bakışını gördüğümde içime korku doldu. "Anneciğim iyi misin?" Diye sordum. "Bir sıkıntı mı var?" Dedi Attila abim. Annemde "abileriniz gelsinde o zaman anlatırım." Dedi. İçimi iyice merak salmışken Mete abimin söylediklerine yok artık dercesine gözlerim açıldı ama annemin sessiz kalışı daha şok edici ydi. "Tamam sıkıntı yok. Annem yine hamile." Ve ölüm sessizliği. "Saçmalama lan! Olur mu öyle şey. Hepimiz kaç yaşına geldik be kardeşi? De mi anne hamile değilsin?" Attila abim bunları söylerken aslında annemin gerçekten hamile olduğunu biliyordu tıpkı benim gibi. "Yok artık hamile misin?" Diye hayrettin getirdiği şekilde bağırmaktan kendini alamadı Attila abim. Bu sırada "kim hamile?" Diye içeri giriş yapan Orhan abim ve Alparslan abim hiçbir şeyi anlamamış görünüyordu. "Annem hamile." Dediğimde suratıma bön bön bakmaya başladılar. Mete abim şoktaydı. Hamile derken gerçek olacağını düşünmüyordu sanırım. "Çocuklar ben..." Annem üzüntülü şekilde açıklama yapacakken birden modu değişti. "Amannn birde size hesap mı vereceğim. Hamileyim evet. Beş tane yetmedi altıncıyı doğuracak evet. Size ne?" Bir anda gelen patlama üzerine hepimiz yerimizden sıçradık. kısa oldu özür dilerim. |
0% |