@fantastikokur
|
Sarya Aksel'den Mete abim beni okulun önünde bırakıp fakültesine gitmişti. Gözlerimi kapattım ve içimden ona kadar sayıp okul kapısondan içeri ilk adımımı attım. Aslında her şey aynıydı. Ne gibi bir farklılık beklediğimi bilmiyordum ama aynıydı işte. Kol kola girip dedikodu yapan kız gruplaru. Belli bir yerde oturmuş kızlı erkekli - içlerinden bir kaçı kesinlikle sevgiliydi - arkadaş grupları. Elinde sınıf defteriyle sınıfı sıraya sokmaya çalışan sınıf başkanı ve beden dersinde olan sınıf. Okulun kapısının önünde sigara içen üçlü öğretmen grubu. Öğretmenlerin arabaları ve içeri giren öğretmen. Nöbetçi öğrenci. Hepsi aynıydı. "Bakar mısın? Müdürün odası nerede acaba?" nöbetçi öğrenciye yönelttiğim soruyla önce bana baktı. Sonra "üst kata çık merdivenlerin sağında ilk oda." dedi. Teşekkür edip yanından ayrıldum. Merdivenleri çıktım ve sağa döndüm. Müdürün kapsı açıktı ama yinede kapıyı tıklattım. İçerde oturan diğer adamla birlikte bana döndüler. "Hocam merhaba ben yeni öğrenciyim de. Sınıfımı sormak için gelmiştim." "Tabi kızım adın ne?" diye sorarken bana değil önündeki bilgisayara bakıyordu. "Sarya Aksel." dediğimde göz ucuyla bana baktı. Ve sonra kafasını tam kaldırıp "Onur Akyel'le akrabalığın var mı?" dedi. Cevap netti "Babam." bana samimiyetsiz olduğunu düşündüğüm şekilde gülümsedi. Babam bu okulun sahibiydi ve büyük ihtimalle bana bir öğrenciye davranmayacağı şekilde iyi davranacaktı. "Sınıfımı öğrenebilir miyim?" diye sorumu tekrarladım. Bu ortamlar beni rahatsız ediyordu. Kesinlikle buraya tekrar gelmek istemiyordum. Dikkat çekmek istemiyordum. Herkesin gözlerini üzerime toplamak istemiyordum. Havlı olmak büyük arkadaş çevresine sahip olmak hiçbiri benim hayalim değildi. "10/A Sarya" müdürün sesiyle ana geri döndüm. "Teşekkür ederim" deyip müdürün odasından çıktım. 10/A bu kattaydı. Klasik alt sınıflar en altta 10 ve 11 orta 12ler en üste olurdu. Dönem ortası değişen okul hep çok rahatsız ediciydi. Henüz ders başlamamıştı ama öğrencilerin çoğu gelmişti. Sınıfın kapısının önünde durup boş sıra var mı diye baktım. Beni tanımadıkları için hepsi merakla bana bakıyordu. Sınıftan kaçma isteğimi kontrol etmeye çalışıyordum. Cam kenarında en arka olmasada arkalarda bir sırada boş yer vardı sahibi henüz gelmediyse. Sarışın gözlüklü bir kız kitap okuyordu. Soranın önüne geldim "Yanın boşsa oturabilir miyim?" diye sordum. Bana baktı ve mimiksiz yüzüyle sonra kitabına geri döndü. Eliyle oturabilirsin gibi bir işaret yaptı. Umursamamaya çalıştım ama başka boş yer bulursam buradan kalkacaktım. Çantamı sıranın kenarındaki asma yerine astım. Drsin ne olduğunu bilmiyordum. Kitaplarımı Onur bey dün akşam vermişti. Yanımdaki kıza sormak istemiyordum. Bu sırada bana dönük bir şekilde önümdeki sıraya bir kız oturdu. Siyah saçlarını maşa yapmıştı. Kahve gözlerine maskara sürmüştü ve güzel duruyordu. Abartı olmayan bir makyajı vardı. Boyu kesinlikle benden uzundu. Onun yanına yine siyah saçlı ve esmer bir kız oturdu. "Ee yeni kız kendini tanıtsana." dedi ilk oturan. Kendimi geri yasladım. Uzaklaşma ihtiyacı hissediyordum. Yanımdaki kızın homurdandığını duymak benim iyica rahatsız olmama sebep oldu. "Ben Sarya Aksel." dedim. Sakin olmaya ihtiyacım vardı. Kuzey'in burada olmasına ihtiyacım vardı. "Vayy okulun sahibiyle akrabasın yani. Onur Aksel neyin oluyor? Amcan mı? Uzaktan akraba?" tahminlerinin hepsi yanlıştı. "Babam." cevabını verdim. Kızlardan kahkaha sesleri duyuldu. "Bende ingiltere kraliçesiyim bebeğim." dedi ikinci kız gülmelerinin arasından. Buradan gitmek istiyordum. Kimsenin bana böyle gülmesine izin vermemeliydim. Hızlıca oturduğum yerden kalktım "sizi kim olduğuma inandırmak zorunda değilim. Hepiniz def olun yanımdan." tüm sınıfın ilgisini çekecek kadar bağırmıştım. Ama sınıfın ilgisi benden çabuk ayrılmıştı çünkü ilk kız elini sertçe sıraya vurmuş ve benim gibi ayağa kalkmıştı. Üstüme gelmeye başladı. Geriye doğru gidiyordum. Duvara yaslandığımda elini sertçe başımın yanına duvara vurdu. "Bana bak küçük yalancı. Bağırma hakkına sahip değilsin. Eğer bir daha bana sesini yükseltirsen seni tüm okula rezil ederim." kız beni kıstırdığı duvardan çekildi ve sınıfa döndü. "Millet bu kız kendi Onur Aksel'in kızı sanıyor." diye bağırdı. Herkes gülüyordu. Sesleri beynimin içinde yankı yapıyordu. Susturmak istedim. Hepsini susturmak ve buradan gitmek istedim. Kız tekrar bana döndüğünde onu tüm gücümle geriye ittim. Yere düştü. Sınıftan bir kaç kişi kızın başına toplanmışken arkadaşı bana tokat atmak için elini kaldırdı. Yüzü değişiyordu. Bir o kız oluyor bir üvey babam oluyordu. O kız olunca o eli tutabilirmişim gibi geliyordu ama üvey babamı gördüğüm anda içimdeki korkunun esiri oluyordum. Görmezsem geçerdi. Gözlerimi sıkıca yumdum ama yanağımdaki yanma hissiyle başım yana düştü. Titremeye başlamıştım sanırım etraftakileri duymuyordum o buradaydı. 15 yıl elinde olduğum canavar buradaydı. Bağrıyordu bir tek onun sesi geliyordu. Ellerimi kulaklarıma kapattım ama o bağırmaya devam etti. Geri zekalı diyordu sonrada aptal. Keşke ölseydinde senin gibi bir çocuğum olmasaydı. Bas bas bağırıyordu. Kulaklarıma kapattığım ellerim sesini bastırmama yardımcı olmuyordu. Yere çöktüm. Küfürler ediyordu. Susmuyoru. Birinin elime dokunduğunu hissettim. Çığlık atıyordum artık. Benden kurtulacağını haykırıyordu artık üvey babam. Kaçacak yerim yoktu. Üvey annem hiçbir zaman kurtarmak in gelmezdi. Komşular polisi aramazdı. Herkes susardı. Delidir ne yapsa yeridir derlerdi. Aklı noksan onun bağırtısına bakılmaz derlerdi. Kan kusardım duymazlardı. Kuzey'in gücü yetmezdi. Duyduğu kadar duymadığı vardı. Tek vuruşla durmazdı. Sabaha kadar devam edecekti. Evde koltuğun önüne sinmiştim. Dayağın devamını bekliyordum ama kolumdaki yanmayla bedenim uyuşmaya başladı. Uykum geliyordu. Kolarm yavaşça iki yanıma düştü. Başım geriye düşerken birinin tuttuğunu hissettim. Kim olduğuna bakamayacak kadar yorgundum. Gözlerim kapanıyordu. En son havalandığımı hissettim. <3 |
0% |