Argun:ellerin çok yumuşak

Bi tokat attım,yana kaydı yüzü

Farah:sandığın kadar yumuşak değilmiş,demi?

Argun:doğru söylüyosun

Dedi ve kucağına aldı gene

Argun:parka mı gidelim eve mi?

Aslında parka gitsek kaçabilirim

Farah:parka

Argun:çok mu seviyorsun parkı?,sende benim gibi

Farah:he yaw he he

Böyle yola devam ettik arabaya bindirdi,ben organizasyon yapıyordum kafamda,nasıl kaçarım diye

En sonunda parka vardık,tahmin ettiğim gibi elimden tutuyordu,ama ben yermiyim tabikide zekiyim, organizasyonumda yakalanmazsam hayırlısıyla kaçıcaktım

Farah:elim acıyo ama

Argun:farketmemişim

Tabi fark etmezsin,planım prefect işliyor yalnız

Farah:ben bir tuvalete mi gitsem?

Argun:tamam kapıda bekleyim

Farah:e çüş ama sende gel iki kişilik yapalım ne dersin

Argun:hayır demem valla,beraber sıkışırız

Farah:bana bak 12 den çakarım bi tane 360 derece dönersin olm

Argun:tamam tamam

Tuvalete girdim

Argun:çantayı napacaksın?

Farah:bu sorulur mu hiç?,tabikide peçetesiz bir tuvalete peçete ile gireceğim

Argun:doğru

Girdim tuvalete,açtım musluğu kısık bir şekilde,ben buraya tuvaletimi yapıyorum sansın diye,çok zekiyim demi?

Sonra çıkardım çantadan maket bıçağını,dün polenle küçük bir maket ev yaparken kalmıştı çantamda,pencerenin kağıtla sarılı olduğunu biliyordum burası bizim mahalle(adres sağa bağa neğ LWMXMDSKKS)Sonra kare şeklinde bir kaçış yeri kestim ordan,lavabonun üstüne(çeşmenin üstüne)çıkarak(tırmanmakta iyiyimdir demiş miydim?)

Yavaşça önce çantayı salladım, sonrada kendini attım

Ama yumuşak bir yere düştüm