Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. Bölüm

@fatime_alyazova

Her şeye rağmen başaranlara...

 

Otobüs durağında oturmuş otobüs bekliyorudum. Kulağımda Sensiz Ben şarkısı çalıyordu.

 

Ne kâğıt kalemsiz olmayı bilir

Ne de ben sensiz kalmayı

Neden bir dert biter, diğeri gelir?

Ateştir bu, iyi bilir yakmayı

Kuşları anladım da

Senin kanatların yok, nasıl uçtun da gittin?

Kırık cam misali hatalarım acıtır

Seni böyle mi kaybettim?

Bul beni, kaybolmuşum

İzim silinmiş, dilim suskun, susmuşum

Bak bana, mahvolmuşum

Senden kendimi almayı unutmuş...

 

Birisinin bana dokunduğunu hissettim. Şarkıya daldığım için hafif panik oldum. Gözlerimi açtığımda Murat karşımda gördüm.Mavişimm. Cüsseli bir çocuktu. Gözleri deniz gibi masmavi saçları simsiyah oldukça karizmatik yakışıklı bir adamdı. Her gören kadın sanki hayatı boyunca hiç erkek görmemiş gibi öyle dik bakıyorduki ben bile rahatsız oluyordum.Amma o umursamıyordu bile. Murat eski ilişkisi yüzünden artık ciddi ilişki seven bir tip olmuştu. Ve ayrıca benle çok iyi geçiren birisini bulurdu.Şuan çıktığı birisi yoktu . Sebebi bendim. Bunu söylemek istemezdim amma kız arkadaşı bir ilgi bağımlısıydı. Sürekli bir yapışkan sülük gibi yapışıyordu. Ayrıca aldatmıştı abimi. Hemde 1 haftadır.Kızın söylediğine göre istemeden olmuştu amma aldatmak normal diğildi. Murathan aldatıldığını öğrenince hiç umrunda olmamıştı çünkü beni tanıyordu. Bu yüzden ben bunu öğrendiğimde kızı hafif dövmüş olabilirmki ağzı burnu kan içinde saçları yolunmuş hastanelik olmuş beni polislere şikayet etmişti. Amma murathan gelip kızın yediği haltları umursamazca anlatınca hiç bir şey gerçekleşmemişti. Murathanın çift maviş gözlerle beni izlediğini görünce aklım dank etmeyi başardı .Ah tabi ya her gun çalıştığımız kafede Muratla iş çıkışı beraber gidiyorduk amma ben kendimi iyi hissetmediğim için erken çıkmıştım haber vermemiştim ve oda beni takip etmişti.

 

- ''Hoşgeldin ve kusura bakma mavişim haber vermeden ve beklemeden çıktım'' dedim aniden. Murat benim hem çocukluk hemde tek arkadaşım. Hem okul derslerinde hemde çalıştığım kafede para ihtiyacı olmadığı halde sırf benim için bana yardımcı oluyor, her konuda beni destekliyor. Benden 3 yaş büyük olmasına rağmen abim gibi bana sahip çıkıyor.

 

Gülüp ''İyimisin?'' diye sordu. Pek iyi diğildim çünkü girdiğim sınavım iyi geçmemişti oyüzden moralim berbattı. Evet hem çalışıyor hemde okuyordum. İkisi bir arada zor oluyordu amma hallediyorumdum işte yada halletmeye çalışıyordum. Yani sabah saat 8.30 okula gidip 15.00'da çıkıp işe gidiyor ve saat 11.00 yada 12.00'a kadar orda çalışıyordum. Eve geldiğimde ise saat 16.00 kadar ders çalışıyor 4 saatlik uykuyla kalkıp okula gidip ordanda işe gidiyordum. Günlük rutinim bundan ibaretti.

 

-''Sanırım hayır sınavım pek iyi geçmedi '' dedim somurtarak. Güldü.

-Sana dedim sınavdan 1 hafta önce patrondan izin al diye dinlemiyosunki'' dedi. Murat bilmiyordu amma Tarık Bey beni rahatsız ediyordu. sürekli bana çok güzel olduğumu ve ilerde çok canlar yakacağımı söylüyordu. Bana dokunmaya çalışıyor sözleriyle resmen taciz ediyordu.Muratın haberi olsaydı herhalde patrol yaşamazdı. Kaç defa istifa etmek istememe rağmen edemiyordum çünkü para kazanmalıydım. İstifa edersem nerde kalırdım. Kiralık tutuğum bir evim vardı. İyi diğil amma idare ediyordu işte.

-''Amann Murat sanki bilmiyosun o adam ölse birine yardım etmez'' dedim. Gecen gün Tarık Beyden izin almaya çalıştığımda karşılığı ne olucak diyip bana bakıp pis pis sırıtmıştı. Onu nekadarda öldürmek istesemde yapamazdım.

-Lara bugun gel bize çalıştırıyım seni'' dedi. Murat yalnız yaşıyordu Savcıydı ve işinde çok başarılıydı. Amma sırf benı yalnız bırakmamak için oda benle beraber çalışıyordu. Benimde hayalim Avukat olmaktı. Amma böyle giderse avukat olmak bi kenara hukuku asla kazanamazdım. Bu yüzden sadece başımı aşağı yukarı salladım. Gülümsedi içten ve sıcak bir şekilde bir abi gülümsemesiyle bende karşılık verdim. Yaklaşık 2 dakika sonra otobüs geldi beraber bindik. Otobüs gece olduğundan dolayı fazla kalabalık diğidi. Kartımızı bastık ardından yer baktık. Oturacağımız yere doğru yürürken bir adam gördüm. 1.90 boylarında esmer kaslı ,iri vücutlu, bakışları öldürücü sert bakışlıydı. Hafif uzayan sakalları ve hafif uzun saçlarıyla çok güzeldi. Üzerindeki siyah tişört baya yakışmıştı. Altında siyah bir kot vardı.Camdan dışarıya bakarken sanki onu incelediğimi fark etmiş gibi aniden gözleri bana döndü. Gözleri tıpkı bir kömür rengi gibiydi. Simsiyah. Bana baktığı an yutkundum ve gözlerimi kaçırıp keremin yanına oturdum. Birden telefonumdan bildirim geldi açıp baktığımda gülümsedim çünkü annem yazmıştı. Annem ben küçükken babamın öldüğünü söylemişti.Nekadar nefret etsede zorunlu olduğu için ben büyüyene kadar bakmış amma küçükken benim bir hata sonucu olduğumu ve iğrenç bir kız çocuğu olduğumu söylerdi. 15 yaşındayken ise birgün eve gelmiş evde kimsenin olmadığını farketmiştim. Annem bana sadece bir mektup bırakmıştı. Mektubu alıp okuduğumda gözlerim istemesemde dolmuştu, çünkü benden bolca nefret ettiğini ve artık dayanamadığını, hayatını yaşamak istediğini yazmıştı. Beni terk etmişti. Gözlerim dolmuştu amma ağlayamamıştım. Napıcam diye düşünmeden kereme gitmiştim. Evleri bize çok yakındı. O annesi ve babasıyla kalıyordu. Ailesine herşeyi anlattığımda üzülmemem gerektiğini ve onların her daima yanımda olacağını belirtmişlerdi ve gerçekten beni kendi çocuklarıymışım gibi bakmışlardı. 18 yaşıma geldiğimde ise keremle beraber başka bi şehire taşınıp kendimize farklı amma çok yakın evler kiraladık. Murat yaşamayı çok isterdim amma kendi başıma yaşamayıda öğrenmeliydim. O yuzden kendime ev kiraladım. Oda kararıma saygı duydu ve çok yakınımda bir yerde satılık bir ev bulup aldı. Murat daldığımı fark ettiğinde;

 

-''Noldu daldın''

-''Annem yazmış'' dedim

-''Ne yazmış yine'' diye sordu

-''pis bir ucubeymişim arayıp sormuyormuşum hiç'' diye annemin yazdığını tekrar ettim. Murat öfkeyle nefesini verdi ağzının içinde sessizce küfretti sonra sanki camı kırmak istiyormuş gibi ellerini sıkı bir yumruk yaptıki damarları belirginleşti yüzü kızardı. Annemden nefret ederdi. Amma ben üzülürüm diyede bişey diyemezdi. Gözlerim hafif dolduğunda Murat görmesin diye bakışımı diğer tarafa çevirdim dolan gözlerimi sildim ve yeniden kömür gözleri gördüm, gözleri benim dolan gözlerime odaklanmıştı. Sanki ne olduğunu anlamak istermiş gibi. Aynı andan telefon sesi geldi. Kömür gözler benden ayrılıp telefonu açtı ve ''Buyurun Komutanım dedi'' Oha dedim içimden askermiymiş diye sordum kendi kendime yaklaşık 15 saniye sonra ''Emredersiniz Komutanım'' dedi. bi anda kalktı ve sıradaki durakta inmek için otobüsün dur tuşuna bastı.Benim gözlerim ondayken tekrar benimkine döndü gözleri.Baktığı duyguyu tam anlayamadım çok sert aynı zamandada yumuşak bakıyordu. otobüsün durmasıyla gözlerini benden çekti ve havalı havalı indi. Mavişimin beni nereye bakıyorsun sen diye dürtüğünü hissedince kocaman bir ''HİÇÇ'' dedim. Gülümsedi o gülünce bende güldüm. Birazcık daha otobüste kaldıktan sonra bizde indik. Genelde hep murat beni eve bırakırdı yine bıraktı. evin onune gelince hep yaptığımız sarılmayı ve çok dikkat et bişey olursa ara hemen postunu geçtikten sonra nihayet eve ulaşmıştım. eve adımımı atar atmaz kendimi yatağa fırlatmıştım. bugun harbi harbi yorgundum oyüzden kafamı koyduğum gibi uyumuştum. Uyumuştum uyumasına amma hayallerede dalmıştım aynı zamanda.Kömür gözlü çıkmıyordu aklımdan bakışı duruşu asla gitmiyordu gözümün önünden...

 

Hayaller: Arkadaşlarım var bana destek veren hep arkamda duran. Avukat olmuşum güçlü bir avukat hemde ülkecek tanınıyorum ne güzel olurdu diye düşünürken annem geldi aklıma. Küçükken anneme neden benim arkadaşım yok diye sormuştum;

Hayatlar: ''Senin gibi arkadaş kim isterki'' demişti bana. Anneme göre bir kadın çok güzel olmalıymış, amma ben çok çirkinmişim beden utanıyormuş. Hatta birgün komşulardan bir kadın gelip ''kızını benim kızımdan uzak tut'' diye annemle kavga etmişti. Annem o kızgınlıkla bana sert amma hayatım boyunca iz bırakacak bir tokat atmıştı. Bana ''Rezilsin şu haline bak zavallının tekisin'' demişti. Annem bana içtiğinde çok vururdu bi zaman sonra alıştım amma kendime hep şu soruyu soruyordum ''Anne ben sana naptım?'' ''Neden beni sevmedin''. Ona sorsaydım daha çok bağırır, benim bir ucube olduğumu benden utandığını şerefini iki paralık ettiğimi söyler ve hırsını alana kadar döverdi. Hatırlıyorum bir keresinde evden kaçmıştım daha 9 yaşındayken annem o gun çok içmişti beni dövmüştü. Dudağım patlamıştı, çenem morarmıştı, yanağım kızarmıştı bedenim çok ağrıyordu. Sadece açtım ve anneme yemek yaparmısın diye sormuştum amma sonuç kötü sonla bittmişti. Dışardaydım üzerimde sadece bol bir kazak altımda ise yırtık eşorfman vardı.Kıştı çok soğuktu hava amma, bir köşede oturup sessizce gözlerim kıpkırmızı kızarana kadar ağladım, anneler böylemidir diye sordum kendi kendime. Hayır keremin annesi çok güzel bir anneydi, kerem ne isterse alıyordu, ona oğlum ,güzel yavrum, annesinin birtanesi diyordu. Ben o gun gerçeklerle yüzleştim çok acılıydı amma kabullendim. Ben hiçbir zaman annem tarafından sevilmeyecektim.

 

Evet ballarim bıraz kısa oldu amma olsun umarım beğenmişsinizdir sizleri seviyorum. öpüldünüzz. bu arada acıklamaya yanlışlıkla ada diye yazmısımmm o lara olucak haberiniz olsunnn. bundan sonra hep lara diye okuyunnn

 

 

Loading...
0%