Yeni Üyelik
12.
Bölüm

11.Bölüm

@fatma_uygun

Yorum yapmayı ve beğeni atmayı unutmayın. Yanımda olup destek olanlara teşekkür ediyorum.♥️

 

Sizden ricam okuyup boş geçmeyin.

 

İyi okumalar canlarım 🥰

 

Mardin

 

Son baharın esen rüzgarı konağın taş duvarlarına çarpıyordu. Bu konak daha sert esen rüzgara şahitlik edecekti. Konağın her bir taşı içinde yanan ateşi hoyratça esen rüzgarın harlayacak ve içinde yanacak olan kalplere ev sahipliği edecekti .

 

Taştan kale gibi olan büyük konak nelere şahitlik etmişti etmeyede devam edecekti. Barlas'ın,Aden ile evlenmek istediğini söylemesinin üzerinden tam üç gün geçmişti. Bu üçgün içerisinde Agâh ağa , Behram bey ile defalarca telefon görüşmesi yapmıştı Barlas'ın aldığı evlilik kararı üzerine. Ama yaptığı her telefon görüşmesinde olumsuz yanıt almıştı. Behram bey , Savaştan korktuğu için paçaları tutuşmuş tu.

 

Savaş tan korktuğu için ona verdiği sözden geri adım atmıyor du. Agâh ağa ise ısrar etmeye devam ediyor du bu iş çıkılmaz bir hal almasın diye . Biliyordu Agah ağa Barlas'ın kendisine söylediği sözleri şüphesiz yapardı ve bu iş çıkılmaz bir hal alırdı en çok yara alacak olanda Aden olurdu ve öyle olmaması içindi bu kadar çabası.

 

Cebindeki telefonunu çıkarıp Behram bey'in numarasını aradı Agâh ağa.

İki gündür yaptığı gibi bugün yine evlilik konusunu açacaktı. Ama bugün öyle bir teklif sunacaktı ki Behram bey hayır diyemeyecek ti. Barlas herşeyi anlattıktan sonra Agâh ağa , Behram bey ne işler karıştırıyor diye adamını yollamıştı Antep'e ve ne iş karıştırdığını da öğrenmişti edeceği teklifi asla reddemeyeceğinden emindi Agâh ağa.Sunacağı teklifi Barlas duysa tufan gibi eser hiç kimseden tek bir iz bile bırakmaz yok ederdi. Agâh ağa herkesin selameti için böyle bir karara varmıştı en çokta dostu İlyas'ın emanetini iki vicdansızın eline bırakmamak için.

 

Telefon açılması ile sesi duyuldu Behram beyin.

 

"Alo."

 

"Nasılsın Behram?"

 

"İyidir Agâh da yine aynı konu için aradıysan benim kararım aynıdır değişen birşey yok önden belirteyim. Verilmiş bir sözüm var bir kaç gün sonra istemeye gelecekler buyur ettim sözümden dönemem!" İki gündür Agâh ağa sık sık arayıp aynı konuyu açıyordu. Behram bey yine aynı konunun açılacağını bildiği için önden kararını belirtti konu uzamaması adına .Sanki bir kullanılmayan eşyadan bahsedermiş gibi bahsetti Aden den. Kullanmadığı bir eşyasını başkasına vereceğine söz vermiş gibi. Bir genç kızın hayatı bukadar basit olmamalıy dı bir eşya kadar basit görülmemeliy di.

 

Ve Behram bey'in bahsettiği görücülerden Aden'in haberi dahi yoktu tıpkı Barlas'ın kendisi ile evlenmek istediğinden haberi olmadığı gibi.

 

" Bu kadar çabuk kestirip atma bi yüz yüze görüşelim Behram ." Bu konu çok uzamıştı. Agâh ağa ilk Aden'e oğlu için talip olduğunu söylediğinde olumsuz cevap almışlardı ve Barlas bunu duyunca katıksız bir öfkeye bürünmüştü. Agâh ağa üç gündür oğlunu zor zapdediyordu kendi bildiğini okumak istiyor du. İstanbul'a gidip zorlada olsa Aden'i Mardin'e getirmek istiyordu Barlas iki vicdansızın eline bırakmamak için. Sabırsız bir adamdı zaten Savaş ve Behram bey'in konuşmalarını duyması ile de sabrı tükenmiş ti Barlas'ın. Savaş ve Behram bey'in konuşmalarını duymamış olsaydı eğer zorda olsa sabredecekti sevdiği kadının kendisine gelmesini bekleyecek ti. İşler tam tersine dönmüş freni patlamış kamyon gibi yokuş aşağı gidiyor du. Önünde kim dursa ezilecek ti. Kimi hafif yara alırken kimiside ağır yara alacaktı belki büyük hasar bile bırakacaktı.

 

" Bu konu hakkında konuşacak birşeyim yoktur benim Agâh! Gel misafirim ol başım gözüm üstüne ama oğlun için yeğenime talip olma. " Savaş'ın bu konuyu duymasından ödü kopuyor du Behram bey'in. Biliyordu Savaş ,Aden için gözünü iyice karartmıştı hiç çekinmeden kafasına sıkardı Behram bey'in. Savaş,Behram bey ile Aden için pazarlığa oturmasa bile Aden'i sessiz ce kimsenin ruhu duymadan alır giderdi. Savaşı durduran sebepte neydi orası muamma.

 

" Dostluğumuzun da mı hatrı yok ." Agâh ağa oğlunun anlattıklarından sonra bu adama dostum demeye bile tiksinmişti ama şimdi el mecburdu . Şimdilik dostu gibi görünüyor gibi yapmaya devam edecekti. " Hem yüz yüze konuşacaklarım senide memnun edecek kararını değiştirmeye yetecek ."

 

" Buyur gel ozaman Agâh neymiş beni memnun edecek olan ." İt gibi korkuyordu yinede kendi çıkarının peşine düşmektende geri durmuyordu.

 

" Bu akşam görüşelim ozaman ."

 

Behram beyi yüz yüze görüşmeye ikna ettikten sonra telefonu kapatıp ceketinin iç cebine koyup konağın üst katında ki avlusunda Mardin'in eşsiz manzarasını izlemeye devam etti.

 

"Baba?"

 

Barlas'ın sesini duyunca gözlerini Mardin'in eşsiz manzarasından oğluna çevirdi keyifli bir şekilde. İstediğini almıştı Agâh ağa yapacağı şeyin yanlış olmasını bilmesine rağmen. Hem onyıl sonra oğlu ilk defa birşey istemişti isteğini yerine getiriyor du. Oğluna olan vicdan azabını böyle dindirmeye çalışıyordu. Oğlun da bıraktığı geçmişin izlerini böyle silmeye çalışıyor du kendi nazarında. Hemde Aden ağır darbeler almadan bu evlilik işini tatlıya bağlamanın rahatlığını yaşıyordu.

 

Biliyordu Agah ağa bu evlilik te Aden darbe alacak tı ama bu iş tatlıya bağlanmaz sa Savaş ve Behram bey'in çekişmesi arasında kalacaktı birde buna Barlas dahil olacaktı cansız bir varlık gibi ordan oraya sürüklenecekti . Agâh ağa nın kendince aldığı kararda Aden bu olasılık lardan aldığı darbeden daha az yaralanacaktı. Bugün kendine bir söz verdi Agâh ağa hakiki dostunun kızını emaneti bilecekti . Bu eve gelin geldiği gün onu koruyup kollayacaktı gerekirse Barlas tan bile koruyacaktı Aden'e bunu borçluydu oğlunun aldığı karardan dolayı. Aden'e bir hayat borcu olduğunun bilincindeydi Agâh ağa ve kendi öz kızından Aden'i ayırt etmiyordu etmeyecekti de bu saatten sonra.

 

Ne kadar Aden'i bu evlilik yıkacak olsada Savaş seçeneğinden daha hayırlıydı gen kız için. En azından Barlas incitmekten kaçınacaktı Aden'i . Aklıselim bir adamdı sağ duyuluydu. Koruyup kollayacak adamdı kendi gözünden sakınır ken kimsenin zarar vermesine izin vermezdi Barlas.Savaş ise madde bağımlısı takıntılı,akıl sağlığı pekte yerinde olmayan bir adamdı . Aden'i yaşayan bir ölüye çevirdi. Belkide seviyorum dediği kadın ona boyun eğmiyor diye maddenin etkisiyle sonu olup bir avuç toprağa bile koyabilirdi.

 

" Gel oğlum ."

 

" Hayırdır pek keyifli sin bugün. " Babası ile en son çalışma odasında konuştukların dan bu yana babası keyifsiz ve huzursuz du. Agâh Ağa'nın keyfili olduğunu görünce sormadan edemedi.

 

" Hayır, hayır. Behram ile konuştum. Bugün bu işi halledeceğim Allah'ın izni ile."

 

" Kabul etti mi sonunda şerefsiz?" Behram bey'in adı geçmesi bile Barlas'ın sinirlerini bozuyor du. Sabredeceti Aden ile evlenene kadar sonrası ise Behram beye hakettiğini verecekti.

 

"Yüz yüze konuşmayı kabul etti. Sen merak etme oğlum bugün hallolacak ." Kendinde okadar emin konuştu ki Agâh ağa ,Behram bey'in olumsuz cevap verme olasılığı bile yokmuş gibi .

 

" Kesin diyorsun yani." Babasının bukadar emin konuşması kafasını karışmasına sebep olsa da birşey demedi.

 

" Kesin oğul kesin ." Yıllar sonra sonra Barlas'ın gözünde bir parıltı gördü Agâh ağa . Kendi elleri ile oğlunun gözündeki ışığı dahil yok etmişken şimdi oğlunun mutluluktan gözleri ışıldıyor du hemde bir kadın için.

Oğlu altı ay içerisinde gözünü bukadar karartacak bir sevdaya tutulmuştu. Barlas'ı ilk defa böyle görüyordu Agâh ağa.

 

Oğlu yirmi sekiz yaşındaydı ve bir gün olsun konakta bir kadının adını dahil zikretmemişti. Konakta ilk defa adını zikrettiği kadın Aden idi. İlk ve son olacak tek kadın dı .Mardin'de girdiği ortamda hiç bir kadına o gözle bakmamıştı okadar kız göstermişlerdi evlenmesi için hangisini isterse onu alacaklardı ama Barlas'ın gönlü okadar kızın içerisinde Aden'e katmıştı. Kader derler onun kaderinde Aden vardı. Kaderi Antep güzeli idi . Barlas,Aden'i ilk gördüğü gün Agâh Ağa'nın zoru ile gitmişti Antep'e. İşte o gün kader ikisininde adını birbirine yazmıştı. Bu güne kadar da ilmek ilmek işlemişti iki gencin adını .

 

" Baba konuştuğumuz gibi kimse gerçekleri bilmeyecek . Ne Aden'in abileri nede bizimkiler . İki tarafta bu evliliği ikimiz istediği için gerçekleşti bilecek. " Aden'in abilerine amcası duyurmazdı bunu biliyordu Barlas. Geri kalanıda umrunda değildi. Kendi ailesi içerisinde Aden'in isteği dışında evliliğin gerçekleştiği duyulursa en başta halası ayağını kaydırmak için elinden geleni yapardı. Bir diğeri Barlas'ın babaannesi Hesna Xanım bu evlilikte Aden'in rızasının olmadığını öğrenirse eğer kesinlikle müsade etmezdi.Bu yüzden iki tarafta da belli başlı insanlar bilecekti Aden'in rızası olmadığını.

 

" Peki Aden ne diyecek bu duruma onu nasıl ikna edeceksin rızası olmayan bu evliliğe ." Agâh ağa bir gerçeği sözleri ile oğlunun yüzüne vurmuştu. Rızası olmayan bir evlilik can yakacak bir evlilik iki gence azap olacak bir evlilik. Behram bey tamda bunu söylemeye çalışmıştı oğluna .

 

" Halledeceğim sen sadece amcasını ikna et yeter gerisi bende . " Barlas Aden'i istemediği hâlde ikna edecekti ama istemeyerek te olsa sevdiği kadını yaralayacaktı. Adenden gizlediği karanlık yüzü baş gösterecek zoraki evlilik iki gence azap verecekti. Kadın sevmediği adamın karısı olacak tüm hayalleri yarım kalacak hayatı başına yıkılacak tı. Adam ise sevdiği kadına acı çektirdiği için hergün kendine lanet edecek sevgisine karşılık bulmadıkça kalbi her geçen gün yara alacaktı.

 

 

G.Antep

 

İçini kötülükle karartmış insanlar yaptıklarının gün yüzüne çıkmayacağını düşünürler. Oysaki toprağın altındaki küçük bir tohum tanesi bile yağmurun yağması ile zamanı geldiğinde filizlenir gün yüzüne çıkar varlığını belli ederdi .

 

Hiç bir gerçek saklı kalmaz elbet birgün günyüzüne çıkardı .Saklanılan hiçbir sır da masum değildir . Ve her sırın da bir bedeli vardı.Bazı bedeller öyle kolay ödenmez di her bedelin ağırlığı farklıydı ve Behram bey ve Eyşan hanımın ödeyeceği bedel gün geçtikçe artıyor du.

 

Yan tarafında ki oturan kocasına memnuniyetsiz bakışlarını çevirdi Eyşan hanım.

 

" Ne diyor yine ? Üç gündür huzur bırakmadı bizde." Agâh Ağa'nın üç gündür aynı konu için arayıp ısrar etmesi huzurlarını kaçırıyordu Savaş'ın duyacağından ödleri kopuyordu.

 

" Yine aynı konu oğlu için Aden'i istiyor." Sıkıntılı bir şekilde yerinden rahatsızca kıpırdandı Behram bey . Üç gündür rahat bir uyku uyuyamıyordu Agâh Ağa'nın oğlu için Aden'i istemesinin altında bir neden olduğundan şüpheleniyordu. Aklından geçirdiği şeyler ise pek iyi değil di.

 

" Aynı konuyu açıyor ve sen gel misafirim ol başımla gözüm üstüne diyorsun öylemi Behram ! Savaş duyarsa ne yapar sana biliyorsun değil mi? " Ateş saçan gözleri kocasını yakmaya hazırdı Eyşan hanımın.

 

" Felaket tallalı gibi kötüyü çağırıp durma be kadın ! Yüz yüze konuşacaklarım var dedi bende buyur ettim . Keyfimden değil." Haddinden fazla yüksek çıkan sesi Eyşan hanımın korku ile yerinden sıçraması na sebep oldu.

 

" Bana birdaha sakın ola sesini yükseltme Behram ." Öfkenin fink attığı bakışları kocasını öldücekmiş gibiydi adeta. " Sana Aden'i ortadan kaldır dedim sen ne dedin . Deva , Aden'in evine yerleşsin halledeceğim dedin . Deva , eve yerleşti zamanı var dedin kimse bizden bilmeyecek Karahan lardan bilecek dedin tamam dedim sustum . Zamanı geldi beceremedin yüzüne gözüne bulaştırdığın yetmezmiş gibi Karahan ları başımıza bela ettin. " Her detayını kusursuzca yaptıkları planları ellerinde patlamasının öfkesini çıkarıyordu Eyşan hanım.

 

Aylardır en ince detayına kadar düşündükleri ilmek ilmek ördükleri plan çöp olmuştu Barlas'ın sayesinde.

 

Peki ne uğruna yapılıyordu bunca plan . Genç bir kızın ölümünü isteyecek kadar ne olabilir di?

Aç olan gözlerini paranın doyurmaması daha da fazlasını istemeleri mi ? Yoksa gizledikleri sırrın meydana çıkaracak olan Aden'in olması korkusumu? Belkide her ikisi idi zaman tüm gerçekliği çıplaklığı ile gösterecekti.

 

" Barlas'ın, Aden'in arkasını kollayacağını nerden bile bilirdim . Kendi kan davaları vardı gözü bizimkini görmez dedim bekledim işte." Barlas'ın, Aden'i sahiplenip koruyup kollaması tüm herşeyi mahvetmişti. Behram beyin aklına geldikçe sinirleri bozuluyor du.

 

" Beceriksizliğim deme onu bunu bahane et dur sen ." Aşağılayıcı bakışlarını kocasının üstünde küçümseyerek gezdirdi.

 

" Eyşan ,Eyşan! " Bir hışımla yan tarafına dönüp karısının boğazını yapıştı vücudunun ağırlığı ile hareket etmesini engelledi . Eyşan hanımın boğazına doladığı parmakları baskısını arttırdı. " Bir sıkımlık canın var nefesini kesmeyeyim senin kadın o yılan diline hakim ol üzerime uzatıp durma . " Bedeninin altında nefesi kesilmiş vaziyette çırpınan karısını umursamadan tehditlerini savurmaya devam etti . " Bir kere daha benimle bu şekilde konuşursan öldürürüm seni. Birini öldürmekten çekin mem biliyorsun bunu ." Buğazına yapıştığı karısını hışımla oturduğu koltuğa savurup üzerinden kalktı.

 

Adeta gözü dönmüştü Behram bey'in. Karısını nefessiz bıraktığını bile umursamamıştı. Belki bir kaç saniye daha Eyşan hanımın boğazını sıkmaya devam etse oracıkta ölecekti.

 

Saniyelerdir alamadığı nefesi ciğerlerine ulaşınca ciğerlerini yaktı. Şidetli bir şekilde öksürüp alamadığı nefesini derin derin aldı Eyşan hanım gözlerinden yaşlar süzülerek. Bir kaç dakika kendine gelmeyi bekledi Eyşan hanım. Kendine geldiği gibi de söylediği sözün bahanesini kocasına sundu .

 

" Be-ben senin kötülüğünü istermiyim hiç Behram . Aden'e olan öfkemle bir anda ağzımdan çıkı verdi. " İnsanın canı tatlı gelirdi Eyşan hanımın kide öyle olmuştu . Kocasını beceriksiz diye aşağılayan kadın bir anda u dönüşü yapmıştı can korkusu ile . Biliyordu kocası için can almak kolaydı ve bu durum Eyşan hanımın korkmasına sebep oldu.

 

Sırtını döndüğü karısına omzunun üzerinden bakarak. " Bir daha olursa affetmem Eyşan ben senin küçümseyip aşağılaya bileceğin biri değilim. Beni o sünepe ailenle karıştırma."

 

" Kusuruma bakma Behram birdaha olmaz . " Gözünden akan yaşları öfke ile sert bir şekilde sildi kendisine arkası dönük olan kocasını öldürmek ister gibi bakışlarını arkası dönük adama sırtına sabitleyerek .

Kocası daha fazla üstüne gelmesin diye hemen konuyu yine Aden'e getirdi.

 

" O küçük yılan İstanbul'a kaçtığı gün ölüm emrini ver demiştim sana ozaman beni dinleseydin şimdi ne Barlas nede Savaş ile uğraşmak zorunda kalmayacaktın. Bu ailede seni en çok ben düşünüyorum . Bu çıkılmazdan çıkman için en çok ben çabalarken yeğenine olan öfkemle söylediğim iki kelime için beni öldürecektin." Yere ağdiği bakışlarını arada bir kaldırıp göz ucu ile kocasının tepkisini ölçüyor du.

 

Behram bey az önce kalktığı yere ağır adımlarla gelip oturdu. Karısının yaptığı duygu sömürüsü nü izledi. Karısının ciğerini bilirdi köşeye sıkıştığı zaman ya tırnaklarını çıkarır saldırıya geçerdi yada süt dökmüş kedi gibi duygu sömürüsü yapıp kendini acındırırdı. Ama Behram bey'in bu hareketlere karnı toktu.

 

" Savaş'ın bir hamle yapmasını bekledim ozamanlar. Aden korumasız ve savunmasız dı İstanbul'a ilk gittiği zamanlarda. "

 

" Senin haberin varmıydı Savaş tan ? " Biraz önceki halinden silkelenip kendine geldi Eyşan hanım. Beş yıldır Aden'in , Savaş tan neler çektiğini biliyordu ve kocasından gizlemişti. Sırf Aden'in canı daha çok yansın diye.

 

" Beş yıldır var hemde . " Göz ucuyla kendisinden bu durumu gizleyen karısına baktı. Korkudan renkten renge giriyordu. Behram bey bu konuyu karısı ondan gizlediği için şimdilik ses etmeyecekti ama sonrası ne olurdu bilinmez. " Biliyordum ama görmezden geldim belki alır gider diye yada öldürüp bir köşeye atar diye düşündüm. Ama Ferman ve senin o salak oğlun Murat , Savaş'a açtığım tüm yolları kapattılar. " Merakala kendisini izleyen karısına baktı. "Savaş ne zamandır sessizliğe gömülünce iki yıl sonra Aden'in Antep'e gelmesine müsade ettim aklına tekrar düşsün diye başarılı oldum ama bu defada Barlas başıma bela oldu . " Durumun gittikçe karışması öfkesini ikiye katılıyordu.

 

Ne plan kuruyorsa Aden haberi dahil olmadan plan dışı kalmayı başarıyordu. Bu durum Behram bey'in sabrının son demlerini yaşamasına sebebiyet veriyordu.

 

" Behram ? " Eyşan hanım aklını kurcalayan soruyu kocasına yöneltti. " Bu Barlas niye evlilik diye tutturdu bir anda ? "

 

Bu soru sadece Eyşan hanımın aklını kurcalamıyordu. İki ailenin birden aklını kurcalıyor du. Seneler dir okadar baskıya rağmen evlenmem diyen Barlas bir anda evlenmek istiyorum demişti . Akılları kurcalayan sorunun cevabını sadece Barlas ve Agâh ağa biliyordu öylede kalacaktı.

 

" O konu benim de kafamı kurcalıyor. Agâh ağa üç gündür ısrarla aynı konuyu açıp üsteliyor. Bu konuda neden bu kadar ısrarcı onu anlamadım. Bu akşam buraya gelecek onuda bu gece çözeceğim inşallah."

 

" Behram bişey diyeceğim ama nasıl söylesem. " Aklına getirdiği pis düşünce insanın midesini bulandırıcak cinsten di.

 

" Söyle Eyşan lafı kıvırıp çevirme ."

 

" Aden , Barlas la birlikte olmuş olmasın . " Zihninden geçen pis düşüncesini dile getirmekten çekinmedi .

 

Behram bey duyduğu sözlerle bir anda dumura uğramış gibi bedeni kas katı kesildi.

 

"Aden yapmaz öyle birşey." Yeğenin den okadar emin bir şekilde cevap verdi karısına. Biliyordu Aden öyle bir kız değil di karısının sözlerinden dolayı yeğeninden hiç şüphe duymadı.

 

Ama Eyşan hanım bu düşünceyi kocasının kafasına sokmak için elinden geleni yapacaktı.

 

" Ne diye Aden diye tutturdu ozaman ? Bes belli koynuna girmiş Barlas'ın adamın aklını çelmiş işte yılan . Yoksa başka türlü Barlas gibi bir adamı avuçları arasına alamazdı." Yılanın zehrini akıttığı gibi yavaş yavaş zehirli dili ile kocasının aklını karıştırmaya başladı.

 

" Yapmaz öyle birşey. Hem Aden öyle bir kız değil hemde Ferman ve Aras tan çekinir öyle birşeye cesaret edemez . " Yeğenini ne kadar iyi tanısada yılandan bir farkı olmayan karısı aklını zehirlemeye başlamıştı ve başarılıda oluyordu. Behram bey öyle birşeye ihtimal vermesede karısı fütursuzca söylediği sözlerle acaba düşüncesini kafasına soktu.

 

" Nerden biliyorsun yapmayacağını altı aydır görüşüyorlar . Bir birbirlerinin evinde kalıp girip çıkıyorlar . Aden güzel kız insanı günaha davet edecek cinsten hemde. Başında bi büyük yok abileride Türkiye'de değil başı boş kaldı ne yapmak isterse serbest yapar karışan yok eden yok . Kimse ne görür ne duyar İstanbul'da yaptıklarını" Kocasının aklını nasıl karıştıracağını iyi biliyordu. " Bi erkeği avucuna iki tabak yemekle iki tatlı sözle alamazsın . Koynuna girip gönlünü hoş etmiş işte Barlas'ın bu kadar Aden diye tuturması bu yüzden bunun başka açıklaması yok Behram sen ister yapmaz ister etmez de. " Zamanında bu eve gelin gele bilmek için Behram beye yaptıklarını Aden de yapmış gibi göstermeye çalışıyordu Eyşan hanım.

 

Behram bey'in aklını kadınlığını kullanarak çelmişti ve Behram'ın da bunun farkında olduğunu biliyordu. Pis düşüncesini bu şekilde Behram beye aşılıyordu.

 

"Yapmış mıdır dersin? " Karısı da aynı şekilde aklını çekmişti bunun bilincindey di ilk günkü gibi. Kafası okadar karışmıştı ki ne düşüneceğini bilmiyordu Behram bey . Bir yandan Savaş diğer yandan Barlas ve babası şimdide karısı aklını karıştırıyordu.

 

" Bence yapmıştır. Gençler akılları akar suya benzer . Sen onu bunu bırak ta eğer öyle birşey olmuş sa aralarında kimsede almaz kızı. Defolu malı kim alır . Savaş bile kabul etmez. " Kocasının aklına sokmayı başarmıştı şimdi ise iki gündür kurduğu planın devamını aklına sokacak tı Behram bey'in. " Beni dinlersen Savaş ile yaptığın anlaşmadan vazgeç. Barlas'a ver Aden'i. Hem o Savaş bunca yıl etmediğini bırakmadığı halde Aden le baş edemedi şimdimi edecek . Ama Barlas baş eder bizim yılanla o sünepe Savaş gibi değil. "

 

" Savaş la yaptığım anlaşmayı bozduğum gün kafama sıkar. Kafama sıkmakla kalmaz sülalemin kökünü kurutur manyak. "

 

" Seninle ilgili bilmemesi gereken birşeyi biliyor mu? "

 

" Sanmıyorum. Bilseydi benimle Aden için pazarlığa oturmaz direk tehdit ederdi . "

 

" Korkmamızı gerektirecek bir durum yok ozaman. Sen Aden'i , Barlas'a ver bak ozaman nasıl arkanda duruyor gör. Barlas'ın yeraltında karanlık işler çevirdiğini ikimizde biliyoruz ne kadar güçlü olduğunu da Barlas arkanda durursa o sünepe Savaş hiç birşey yapamaz ."

 

Konuşmalarının en başından beri iki gündür yaptığı planın bir parçasıydı. Eyşan hanım önce Barlas'akarşı duruyor gibi davrandı kocası şüphelenmesin diye sonrada Aden ve Barlas'ın birlikte olduğu düşüncesini soktu Behram bey'in aklına . Namus meselesi rezil oluruz gibisinden. Bunları yapmasının tek sebebi Savaş'ın verdiği hiç bir söze güvememesi idi . Aden tekrar başlarına bela olsun istemedi bu defa Behram beye bırakmayacaktı . Saman altından su yürütür gibi halledecekti bu işi . Eyşan hanım da biliyordu Aden'in öyle birşey yapmayacağını. Ama yapmış gibi göstermek zorundaydı kocasının aklını karıştırmak için. Aden'in, Barlas ile evlenmek istemeyeceğinide çok iyi biliyordu.

 

Aden'in başına Barlas'ı musallat edecek kendi derdine yanmaktan gözü üstü kapalı sırları görmeyecekti. Bir taşla iki kuş vuracaktı. Karı , koca konuşuyorlardı ama konuşmaların sonlarına doğru Dila 'nın kendilerini duyduğundan habersizlerdi.

 

Dila babası ve annesinin konuşmalarının sonunu duymuştu ama ne olduğunu anlamamıştı. Anladığı tek şey kardeş gibi bildiği Aden ile ilgili yine bir işler çeviriyor lardı her zamanki gibi bir kaç defa yine böyle konuşmalarına şahit olmuştu. Dile getirdiğinde ise babasının gazabına uğramış canını yakmıştı abileri ve yengesi olmasa Dila yı bu evde barındırmazdı annesi ve babası. Dila'nın da yaraları vardı içinde taşıdığı. Babası kız çocuğu olsun istememişti Dila doğduğundan beri sevmemişti istememişti Behram bey ve Eyşan hanıma göre kız çocuğu başa bela idi dertten başka birşey değil di.

 

Babası ve annesi tarafından bir türlü kabullenilemeyen sevgisiz büyümüş kız çocuğu idi. Dila annesinden ve babasından göremediği sevgiyi Eslem hanım ,Aden ve Aden'in abilerinden görmüştü birde kendi abilerinden . Bu yüzden Aden'in yeri Dila için çok farklıydı. Annesi ve babasının ne dolap çevirdiğini bilmiyordu ama Aden'i arayıp uyaracaktı.

 

Kimseye görünmeden sesizce odasına gitti Dila. Yatağının yan tarafında ki komidinin üzerindeki duran telefonunu alıp hızlı bir şekilde Aden'i aradı.

 

İstanbul

 

Bazen huzur kalıcı değildir uzun süre kalmaz gelir misafirlik eder ve bir anda gider. Aden içinde huzur bukadar kısaydı abisi Ferman gelmiş herşey yoluna girmişti abisi gidince yoluna giren herşey rayından çıkmaya başladı .

 

Aden'i artık huzur değil cehennemi aratmayacak günler bekliyordu. Deva , Barlas'ın Mardin'e dönmesi ile tekrar Aden ile kalmaya başlamışlardı. İki genç kız abilerinin yokluğunda gününü gün edip dört gündür gezip eğlenmişlerdi .

 

Şimdi ise yaptıkları alışverişten yeni dönmüş kahve eşliğinde sohbet ediyorlardı.

 

 

" Yanlız aldığın siyah elbise muhteşemdi Aden ."

 

" Sanada beyaz elbiseyi al dedim almadın çok zarifti ."

 

 

" Ben o elbiseyi alsaydım Barlas abim onu bana kefen yapardı kefenlede aynı renk zaten der direk beni mezara koyardı." Vücudu sımsıkı saran ince askılı dizin dört parmak altında elbisenin ön kısmında derin yırtmaç detaylı elbiseyi alsaydı şüphesizki dile getirdiklerini Barlas şüphesiz yapardı . Kıskançlıkta level atlamış biriydi.

 

Aden tam devaya cevap verecektiki çalan telefonu ile söze girmeden sustu. Yan tarafında duran telefonu alıp kimin aradığına baktı . Arayanın Dila olduğunu görünce içtenlikle gülümsedi . Dilayı daha fazla bekletmemek için telefonu açıp kulağına yasladı.

 

 

 

 

"Alo"

 

"Efendim Diloşum "

 

" Napıyorsun kuzum müsait misin ." Dila , Aden'i aradı ama ne söyleyeceğini bilmiyordu. Annesi ve babasını Aden ile ilgili konuşurken duymuştu ama yarım yamalaktı elle tutulur birşey yok.

 

" Deva ile oturuyoruz evet müsaitim canım birşeymi oldu? " Dila nın sesinden de birşey olduğunu anlamıştı.

 

 

" Müsait bir yere geçsene canım birşey söyleyeceğim . "

 

 

" Tamam ." Dilanın sözleri ile Deva ya hemen geleceğini belirtip evin bahçesine çıktı. Bahçe adın atması ile Cihangir ile burun buruna geldi .

 

" Birşey mi istedin yen- " ağzından kaçırmak üzere olduğu kelimeyi son anda fark edip hemen lafı değiştirdi . " Hava serin birşey istediysen biz halledelim ." Barla ile birlikte Mardin'e dönmüştü Cihangir. Barlas'ın emri ile güvenilir adamları ile İstanbul'a geri dönmüşlerdi.

 

Aden içten içe evinin bahçesinde küçük bir ordu gibi duran adamlardan rahatsız olsada başına gelen son olaydan sonra ses etmemişti. İstemediğini dile getirsede değişen birşey olmazdı Barlas'ın inadı yüzümden.

 

" Hava alacağım sadece müsade ederseniz." Nereye gitse Barlas'ın emri ile peşinde kuyruk gibi dolanan Cihangir den rahatsız oluyordu. Cihangir'in varlığını umursamadan telefonda beklettiği kuzenine geri döndü.

 

" Şimdi söyle kuzum ne oldu ? "

 

"'Nasıl söylesem ki sana bende pek birşey anlamadım . Ben annem ve babam konuşurken duydum pek birşey de duyamadım ama seninle ilgili konuşuyorlardı."

 

" Benimle ilgili mi? "

 

" Evet konuşmalarından pek birşey anlamadım senin adın geçti birde Barlas'ın. Aden babam yine bir işler karışıyor annemle birlikte dikkat et kendine ." Konuşmaları tam duymasada annesi ve babasının birşeykerin peşinde olduğunu ve bu durum Aden ile ilgili olduğunu söylüyordu içinden bir ses. Bu güne kadar hislerinden hiç yanılmamıştı farkında değil di ama hisleri yine doğru kapıya çıkıyordu .

 

" Benimle ilgili bir şeyeler karıştırdıkları nı nerden çıkardın ? Pek birşey duyamadım dedin."

 

" Üç gündür Agâh amca babamı arıyor ne için arıyorsa artık bilmiyorum. Sonra annemle gizli gizli konuşuyorlar . Bu akşamda Agâh amca bize gelecekmiş. Biraz önceki konuşmalarında senin ve Barlas'ın adı geçti birde annem babama Aden yapmıştır diye birşeyler söyledi. Offf bilmiyorum işte dikkat et sen kendine babamın yine canını yakmasını istemiyorum kuzum." Aklındakileri zorda olsa toparlayıp dile getirdi. Eğer on dakika daha önce orda olsaydı tüm gerçekleri duymuş olacaktı.

 

 

 

" Agâh amca bize sık sık gelirdi zaten normal bu. Yoğun telefon görüşmeleri de iş için falandır belki beraber iş yapacaklardır. " Dila nın söyledikleri ile içinde bir huzursuzluk yer edindi ister istemez ama bunu Dila ya belli etmemeye çalıştı.

 

" Hadi telefon görüşmeleri ve Agâh amcanın buraya geliş nedeni iş diyelim. Peki annem sen ve Barlas hakında birşeyler söykemesi of işte orada ne dediğini duyamadım birde Aden yapmıştır demesi buna ne diyeceksin peki benim saf kuzenim. "

 

" Yengemin her zamanki hali diyeceğim ne diye bilirimki bulduğu her fırsatta ya beni çekiştiriyor yada amcamı bana karşı dolduruyor alıştık artık yengemin bu hallerine ."

 

" Bilmiyorum ama içim hiç rahat değil sen yinede dikkat et olurmu . Yine canın yansın istemiyorum. "

 

" Tamam canım dikkat ederim ama sende kafaya takma bu konuyu amcam la yengemin herzamanki halleri işte. " İçindeki huzursuzluk dahada arttı. Tam herşey yolunda giderken amcasının huzurunu kaçırmasından korkuyordu. Biraz önceki neşeli halinden eser kalmamış üzerine bir durgunluk düşmüştü. Yine aynı şeyleri yaşamak istemiyordu. Aden için huzur işte bu kadar kısaydı. Feleğin çemverinden darbeler alarak tekrar geçecekti. Düşe ,kalka ,acı çekip yara alarak .

 

 

 

Birde bilseydi Aden son iyi günleri olacağını. Cehennemin kapısı bugünden sonra genç kadın için yavaş yavaş açılmaya başlayacaktı. Kapının anahtarını da çeverin kişi Barlas olması daha çok canını yakacaktı. Geçmişte aldığı darbeden dolayı hiç bir erkeğe güveni yoktu canım dediği adam en yakın arkadaşı ile ihanet etmişti ona. Canını yakmıştı. Barlas'a karşı bu yüzden bir adım aranıyordu. Bu yüzden cehennemin kilidini ilk açan Barlas olması canını daha çok yakma sebebi olacaktı. Ve genç adamdan nefret etmesi için iyi bir sebep olacaktı. Barlas'a belli etmesede ona hem güvenip inanıyor hemde yanında güvende hissediyordu kendini .

 

 

Sanki yıllar sonra yaşamayı tekrar öğrenmiş gibiydi Barlas'ın yanında. Ama bugün satranç taki taşlar yeniden dizilecek oyun yeni başlayacaktı. Aden oynanan oyuna boyun eğmek zorunda kalacaktı babasından sonra kendisine babalık yapan Ferman için . Oyunu başlatan ilk kişi ise Barlas olacaktı.

 

Bölüm sonu 🥰

Loading...
0%