@fatma_uygun
|
Selam canlarım
Beğeni atıp yorum yapmayı unutmayın.
İyi okumalar 😘🌹♥️
Tam hole girmek üzereydiler acı dolu bi inilti koptu. Ortam adeta savaş alanı gibiydi ve silah sesleri sanki gittikçe artıyordu. Hayince kurulan pusuda kimden geldiği belli olmayan mermi iki gençten birine isabet etmiş kan damlacıkları zemin ile buluştmuştu.
Bazen zamanın hatta saniyeler bile durduğunu hissederiz şuan tamda Aden ve Barlas öyle bir durumdaydılar . İkisi için de saniyeler durmuştu.
Barlas hızlı bir hamle yapıp sevdiği kadını güvenli olduğunu düşündüğü noktaya çekti hızlıca. Gözleri uğruna öleceği uğruna öldüreceği kadının tüm bedenini taradı kendice sevdiği kadının bedeninde hasar tespiti yaptı. Gözleri korku ile titreyen kadının bedeninden yavaşça ayrılıp bir ömür bakmak istediği gözlerine çıkardı siyahı anımsatan harelerini. Aden'in gözlerindeki korkuyu ve korkudan bembeyaz olan tenini görünce sertçe yutkundu.
Bu hayatta görmek isteyeceği en son şeydi sevdiği kadını bu halde görmekti. Birde kendisi yüzünden bu hale geldiğini bilmesi genç adamın içindeki tüm öfke kendilerine bu hayin pusuyu kuranlara olduğu kadar kendineydi de.
Aden önce ağlamaktan kızaran korku dolu gözlerini Barlas'ın kör kuyunun karanlığını aratmayacak siyahı anımsatan kahvelerine değindi daha sonra kan akan bedenden zemin ile buluşan yoğun kan damlacıklarına çevirdi bakışlarını.
" Barlas." Dedi zarzor bulduğu sesi titriyordu.
"Şşşş korkma birşey yok ." Dedi canın acısını umursamadan .Ama çok geçti Aden'in bedenini büyük bir korku sarmış titriyordu. Genç kadın çoktan gözlerini zemine sabitlemiş donuk bakışları zeminde yer alan kırmızı sıvıya donuk bir şekilde bakıyordu.
Gördüğü kan ile sertçe yutkundu genç kadın. Yoğun kan damlacıklarının arasına geçen her saniye yenisi ekleniyodu ve bu durum genç kadının midesine kıramplar girmesine sebebiyet veriyordu. Genç kadının zihni bulanıklaştı hala olayın şokundaydı. Bu şoku daha atlatamadan zihni kendisine gördüğü görüntü ile oyun oynamaya başladı. Zihnine doluşan görüntülerden kurtulmak için kafasını iki yana sallıyordu sanki zihnine üşüşen görüntüleri yok etmek istercesine.
Bu arada dışarıdan gelen silah sesleri bir anda kesilmiş yerine arabaların teker sesleri gelmeye başlamıştı. Cihangir den hala bir ses yaşam belirtisi yoktu. Ve bu durum da Barlas'ın ayrı canını sıkıyordu.
Barlas kendi canının acısını unutmuş sevdiği kadının korku ile başını sallayıp ellerine birşey bulaşmış gibi sürekli üzerindeki pantolonuna silip duvara doğru geri adımlar attığını gördü. Barlas bir kere daha kendine içinden küfürler savurup lanet etti. Şimdiden sevdiği kadın ile evlenmeden karanlığının tehlikesine çekmiş korkmasına sebep olmuştu.
Aden'in geriye doğru attığı adımları sırtını duvara çarpması ile son buldu. Sırtı duvar ile temas etmesiyle titreyen bacakları genç kadını daha fazla taşıyamadı olduğu yere sert bir şekilde kendisini bırakması bir oldu . Barlas merminin isabet ettiği kolunu tutup acısını bastıra bilmek için dişlerini sıkıyordu aradaki bir kaç adımı kapatıp Aden'in yanı ulaştı sağ dizini bükerek yanın çömeldi . Bir kaç defa adını zikretti ama genç kadın adeta sağır olmuş gibi kendini kilitlemiş ve genç adamın adını zikretmesini dahi duymuyordu.
Gecmişten gelen travması zihnine doluşan görüntüler ile birleşti genç kadının kafasında. Bir şoku atladamadan geçmişteki kötü anıları da üşüştü zihnine .Barlas'ın yaralı olduğunu bile unutturmuştu Aden'e. Ondör yıl önce de böyle bir saldırıya uğramıştı genç kadın . Ogün sekiz yaşındaydı bugün yirmi iki. O gece yanında babası vardı bugün Barlas Karahan. Ondör yıl önceki bedenini saran o korkunun aynısını bugünde iliklerine kadar hissetti Aden .
On dört yıldır uykularını haram kılan görüntüler ve kulağında hâlâ o günkü sesler uğulduyordu genç kadını delirtmek istermişcesine. Aden sesiz akan göz yaşları hıçkırıklara boğuyordu. Gözünde canlanan o görüntüler her geçen saniye azalmak yerine artıyor her bir ana yenisi ekleniyordu. Genç kadın ellerine bir şey bulaşmış gibi hâlâ pantolunana sürüp kafasını iki yana sallayarak olduğu yerde bedenini ağır ağır sallıyordu . Sesizce ağlamaları bir anda yükseldi Aden kendini şuandaki zaman diliminde değilde on dört yıl önceki zaman diliminin içinde bulmuş gibiydi adeta .
Zemindeki kanın yanı başında babasının heybetli bedeni babasının bedenin yanında kendi çocukluğunu görüyordu . Zihni kendisine oyun oynadığı yetmezmiş gibi birde halüsinasyon görmesine sebep oluyordu. Ellerinde babasının kanı varmış gibi hissediyordu tıpkı o gece babasının kanı ellerine bulaştığı gibi. Sekiz yaşındaki bir çocuk için çok ağır bir travmaydı ve Aden onca yıl gördüğü okadar tedaviyi okadar ilacı boşa kullanmış gibi bugün herşey başa sarmış zaman ön dört yıl geriye gitmişti genç kadın için.
Barlas genç kadının ağlamasının şiddetlendiğini farkedince yine kendini kaybettiğini gördü. Tıpkı aylar önce evine kim olduğu ve bir türlü öğrenemedikleri adamlar girdiği gecede böyle olmuştu Barlas sevdiği kadının bu haline ikinci defa şahit olmuştu. O gece Aden'in evine girenleri bulup cezasını kesememişti ama bu gün hayince saldıranları bulup cezasını en ağır şekilde kesecekti. Aden yanında iken böyle birşeye kim cüret ettiyse onu bulup önce emri verdiği için dilini kesecek sonrada silah tutan elinin her gün bir parmağını alacak ibreti alem olsun diye de başını gövdesinden ayıracaktı .Kimse Barlas Karahan'ın sevdiği kadına zarar verme gafletinde bulunamaz buna cesaret edenlerde cezasını ödetecekti. Barlas Karahan bu defa yer altında değil dünyaya sözettirecekti adını.
Bir kıymık parçası gibi yüreğine batan sevdasının sızısını hissettiği kadını bugün kaybetmekten ölesiye korktu Barlas ağa . Daha önce bu kadar korkmuşmuydu hatırlamıyordu bu başkaydı bu korkunun tarifi yoktu. Genç ağa sevdiği kadının içi sökülürcesine ağlamasına daha fazla kayıtsız kalmadı. Canı acıyordu isabet eden kurşundan dolayı ama şuanda Aden daha önemliydi kendi canını es geçip ruhu yaralı olan kadına yoğunlaştı . Yaralı olan kolunu hareket ettirmekte zorlanıyordu kan kaybından dolayı bir uyuşukluk ve şiddetli bir ağrı vardı ve kendini zorlayarak genç kadının iki kolunu omuzlarından kavradı.
" Aden bana bak güzelim ." Olduğu yerde sallanan kadının bedenini sabit tutmaya çalıştı.
Aden hala ellerini pantolonuna sürüp kafasını iki yana sallamaya devam ediyordu. Bedenin sallanması genç adamın iki kolunun omzuna uyguladığı güç ile durmuş ama hâlâ Barlas'ı duymuyordu. Nasıl duya bilirdiki minicik bedene on dört yıl önce ağır bir yük yüklemişlerdi çocuk olduğunu umursamadan. Aden geçmişte güçlü bir çocuk şimdilerde güçlü bir kadın dı. Onun yerinde başkası olsa belki akli dengesini çoktan kaybetmiş olurdu . Hangi can dayanırdı ki küçücük yaşta kollarının arasında babasının ölümüne şahitlik etmeye hangi akıl sağ çıkardı böyle bir olaydan. Nitekin Aden sağ çıkmıştı ağır bedeller ödemiş zor günler geçirmişti ve bir şekilde hayatın akışına ayak uydurmayı başarmıştı. Genç kadın sadece gecelerden korkar olmuş geceleri sevmez olmuştu. O gece babasının iri bedeni minik kollarının arasında can verdiği o anlar her gece Aden'e kabus olup geri dönmüştü. Uzun bir süredir kabuslardan kurtulmuştu ama bu geceden sonra o kabusları göreceği kesindi
Bazen tam herşey yoluna girdi derken tüm yaşanmışlıklar tekrar başa sarar ve edilen o kadar gayret o kadar çaba boşa gider. Herşey bir anda tepe takla olur freni patlamış bir kamyon gibi yokuş aşağı yuvarlanır.Aden geçmişinden kaçtıkça geçmişi bir şekilde pıranga olup ayağına dolanıyor zorluklar ile tırmandığı basamaklardan geri yuvarlanıyordu adeta.
Barlas genç kadının kendisini duymayıp gözlerini zemindeki kan lekesinden bir saniye ayırmadığını farkedince canı acımasına rağmen Aden'in narin bedenini iki kolunun arasına alarak göğsüne hapsetti.
"Aden kendine gel güzelim . Korkulacak birşey yok. " Halbuki korkulacak çok şey vardı. Kan kaybetmeye devam ediyor her geçen saniye Barlas ağanın aleyhine işliyordu. Birde hâlâ oratalıkta görünmeyen Cihangir vardı . Aden'in şoka girmesi ve kendini kaybetmesini de göz önünde bulunduracak olursa korkulacak çok şey vardı.
Barlas şoka girmiş kadını kendine getirmeye çalışırken genç kadın hâlâ zihninin oynadığı oyundan dolayı çırpınmaya devam ediyordu. Kollarının arasına aldığı kadın Barlas'ı zorluyordu. Bir yandan kan kaybediyor bir yandan kollarının arasındaki Aden'in çırpınışlarına hükmetmeye çalışıyordu. Aden genç adamın kollarının arasından kurtulup sanki saatlerce kaybettiği nefesini almak için Barlas'ın yaralı koluna sert bir temasta bulundu. Hal böyle olunca bastırmaya çalıştığı acısı gün yüzüne çıkmış Barlas'ın ağzindan acı dolu bir inilti ile birlikte bir küfür firar etmişti.
" Ahh Sikeyim böyle işi. " Dişleri kırılırcasına sıkıyordu acısını bastırmak için.
Barlas'ın acı dolu iniltisi genç kadının kulaklarına ilişince bir anda çırpınması ve hıçkırarak ağlaması durdu. Ağlamaktan buğulanan gözlerini kollarının arasındaki adamın yüzüne çevirdi. Acı ile kasılan çenesi ve sertleşen yüz hatları kararan bakışları ile kendisine bakıyordu. Aden endişeli bakışlarını Barlas'ın koluna doğru çevirmek istedi ama genç adam buna müsade etmedi .
" Bakma o tarafa birşey yok ." Diyerek genç kadının merminin sıyırıp geçtiği koluna bakmasını engellemek için sağlam olan eli genç kadının omuzundan indirip Aden'in çenesini avuçları içine alıp yüzüne bakmasını sağladı.
" Barlas . " Dedi acı dolu bir ses ile . Barlas'ın yaralandığını yeni idrak etmiş ve bu defada bedenini bunun korkusu sarmıştı.
" Şşşt bir şey yok . " Diyere avuçları arasındaki yüze doğru eğilip gözlerine baktı iyi olduğunu görüp korkmasın istedi . Genç kadının endişesini almak istedi. Aden , genç adamın kasılan yüz hatları ve acısını gizlemeye çalıştığı gözlerine baktı. Genç kadının gözleri bu defa Barlas'ın anlında biriken tere kaydı . Boncuk tanesi gibi biriken ter taneleri Aden'in korkusunun büyümesine sebep oldu .
Genç kadının gözleri hâlâ bir sorun olmadığını göstermeye çalışan Barlas'ın yüzünde gezinirken gürültü ile kapı açıldı. Holde oldukları için görüş açılarına giren kapıya aynı anda baktılar Barlas ve Aden . Aden kapının gürültü bir şekilde açılması ile korku ile yerinden sıçramış küçük bedenini Barlas'a doğru kaydırmıştı ve genç adam kadının korktuğunu görmüş sağlam olan kolunun altına çekmişti korumacı bir şekilde .
Nefes nefese içeri giren Cihangir abi bildiği Barlas ve Aden'in üzerinde endişeli bakışlarını gezdirdi . İkisinde birşey oldu diye büyük bir endişeye kapılmıştı. Gözleri Barlas'ın üzerindeki beyaz gömleğin sol koluna kayınca kapıldığı endişede haklıydı. Cihangir hızlı ve attığı büyük adımlar ile Barlas'ın yanına adımlayıp yanına ulaştı.
" Abi iyimisin kolun ." Dedi endişeli bakışlarını Barlas'ın koluna sabitleyerek .
" Neredesin lan sen ? Bir şeyin varmı? " Yaralı olmasına rağmen Cihangir'e sert çıkışmayı ihmal etmedi kardeşi gibi bildiği adamın dışarıda olup o korşunların hedefi olduğunu düşünmüştü. Kendileri evin içinde iken bu hale gelmişken Cihangir'i daha kötü bir halde bulacağını düşünmeden edememişti.
Cihangir, Barlas'ın sorusuna yanıt vermeden hızlı adımlarla bulundukları kattaki banyoya girip ilk yardım malzemelerinin içindeki sargı bezlerini alıp hızlı adımlarla banyodan çıkıp Barlas'ın yanına geldi . Barlas ne kadar belli etmemeye çalışsa da bakışları ve alnından şerit halinde süzülen terin iyi olmadığının göstergesiydi . Kan kaybetmişti ve hâlâ kaybetmeyede devam ediyordu.
Cihangir yerde oturan Barlas'ın yanına çömelip elindeki sargı bezini yarasına bastırdı.
" Yenge ile konuşacakların vardı rahatsız olmayın diye uzaklaşayım dedim. Silah seslerini duyunca koşup geldim. Ben yetiştiğim de ortaklık savaş alanı gibiydi. Şerefini siktiğim Çetiner'in yeğenini vurdum diye arabalara doluşup gitti piçler." Son sözlerini söylerken Aden ile göz göze gelince. "Pardon yenge . " Dedi ettiği küfürden dolayı. Ama Aden onun ettiği küfürün bile farkına varamayacak durumdaydı.
Cihangir genç kadının herşeyi öğrenip hesap sormaya geldiğini bildiği için ikiliyi rahatsız etmemek için evden baya uzaklaşmış ormana doğru gitmişti. Silah seslerini duyar duymaz koşarak eve doğru gelmişti ama geldiğinde iş işten geçmişti. O an tereddüt etmeden belindeki silahını çıkartıp bir kaç el ateş ederek varlığını beli etmiş ve Asaf Çetiner'in yeğenini vurmuştu kendisine de sıkılan mermilerin hedefi olmaktan son anda kurtulup arabanın arkasına sığınmıştı. Asaf Çetiner de yeraltı dünyasından güçlü isimlerden di ve yıllardır da Barlas ile husumetleri vardı.
" Abi kanaman çok yaran derin hastaneye gitmemiz gerek . " Dedi Barlas'a. Oldukça soğuk kanlı hareket ediyordu Cihangir. Bu Barlas ile uğradıkları ilk saldırı değildi ve sonda olmayacağını iyi biliyordu. Onlar ne yaralar görmüş ne yaralar açmışlardı. Aden de yanlarında olduğu için oldukça sakin kalmaya da önem gösteri yordu . Genç kadının ne halde olduğunun farkındaydı.
" Yenge yardım et abimi kaldıralım yerden ." Diyerek hâlâ şok içinde sesi içine kaçmış gibi kendilerini izleyen Aden'e çevirdi gözlerini .
Aden , Cihangir'in kendisini yönlendirmesi ile ayağa kalkıp Barlas'ı oturduğu yerden kaldırmaya çalışan Cihangir'e yardım etti. Genç kadın olanları yeni yeni idrak ediyordu ve ne yapacağını bilmiyordu panik oluyordu. Barlas'ı olduğu yerden kaldırdıklarında Cihangir." Yenge sen bu tarafa gel ben abimi arabaya kadar yürümesine yardım ederken sende tampon uygula yarasına . "
Aden'in gözleri ilk defa Barlas'ın yaralı olan koluna değdi . Kolundan akan yoğun kanı görünce sertçe yutkunup sım sıkı gözlerini kapatıp açtı birkaç saniye içerisinde . Göz yaşlarına her saniye yenisi ekleniyordu. Titreyen göz bebekleri ile Barlas'a baktı. Kandan ne kadar korkup dokunmak istemesede Barlas'ın acıdan kasılan yüzünü gördükten sonra buna yapmak zorundaydı.
Mecburdu Barlas ,Aden'i kendisine getirmek için zaman kaybetmiş kendi canını unutmuştu . Buda daha çok kan kaybetmesine sebep olmuştu. Aden , Barlas'ın yüzündeki bakışları çekip Cihangir'e döndü .
" Tamam . Ne yapmam gerekiyorsa yaparım ." Dedi hâlâ korku ile titreyen sesi ile.
" Arabaya kadar idare ederim ." Aden'in kandan korktuğunu görüyordu ve bu yüzden Aden'in yardım etmesini istemedi . Bir defa daha kendini kaybetmesini istemedi gözü önünde.
Aden'in bakışları Barlas'ın sözleri ile genç adama döndü. Bu halde iken bile sarsılmaz duruşunu korumaya çalışan Barlas'ı umursamadan genç adamın sağ kolunu bırakıp Cihangir'in yanına geçti.
Cihangir genç kadının yüzüne bakarak ne yapması gerektiğini söyledi.
" Şimdi ben elimi kaldırır kaldırmaz elini benim bastırdığım yere koy elini bastır . " Dedi bakışları korku ile titreyen Aden'in yüzünde gezinerek.
" Tamam "
" Yenge elini koyduktan sonra sakın çekme korktuğunun farkındayım ama yara derin ve kanaması çok . Şehirin dışındayız en yakın hastaneye üç saat uzaklıktayız tabi trafiğe takılmazsak . Tarafiğe takılır sak saat farkı değişir o yüzden sakın elini çekmeki kanamayı azalta bilelim." İstanbul'un baya bir dışındalardı ve hastane uzaktı Barlas'ın kanaması çoktu ayakta duruyordu ama her an yığılıp kalabilrdi . Kolundan vurulmuştu ama yarası derindi . O an Cihangir bile fark etmemişti Barlas'ın kolunun iki ayrı yerinden vurulduğunu.
Aden gözünden akmaya devam eden yaşlar ile tamam anlamında başını salladı. Cihangir yavaş ça elini çekmeye başladığında genç kadın elini koydu. Eline bulaşan sıvı ile gözlerini sım sıkı kapattı ve ağlamaları şiddetlendi.
" Yenge hadi." Diyerek genç kadının sakinleşip kendisine yardımcı olmasını istedi Cihangir. Aden sımsıkı yumduğu gözlerini aralayıp acı içinde kendisine bakan Barlas'a baktı. Sakin olması gerekiyordu bir insanın hayatı söz konusu idi ve Barlas'ın koluna uyguladığı baskının canını yaktığını görüyordu ve istem dışı genç kadının da canı acıyordu Barlas'ın bu halini görünce.
Cihangir , Barlas'ın sağ kolunun altına girerek tüm ağırlığını kendi bedenine yaslanmasını sağladı ki hem rahat yürüye bilsin hemde Aden yaraya rahat baskı uygulaya bilsin diye. Ağır adımlar ile yakın oldukları kapıya ilerleyip Bahçeye çıktılar Cihangir bir yandan Barlas'ın yürümesini sağlayıp bir yandan da etrafı kolaçan ediyordu bakışları ile herhangi bir tehlikeye karşı. Ağır adımlar ile sonunda arabaya ulaştılar. Cihangir , Barlas'ı arabaya yaslayıp arabanın kapısını açtı. Açtığı kapı ile birlikte Barlas'ın arabaya binmesini sağlayıp geri çekildi genç kadını da arabaya bindirip kapıyı kapattı. Hızlı bir şekilde kendi kapısını da açıp şoför koltuğuna oturup arabayı çalıştırıp yola koyuldu .
Barlas'ın kanaması oldukça fazla olduğu için oturmakta zorlanıyor göz kapakları ağırlaşıyordu başını genç kadının omzuna doğru yasladı. Aden aracın sağ tarafında oturuyordu Barlas'ın yarası sol taraftaydı ve yaraya daha rahat bastırması gerekiyordu. Aden genç adamın başını omzuna koyması ile yaralı olan kolundan gözlerini çekip Barlas'ın yüzüne çıkardı bakışlarını. Gördüğü görüntü ile sertçe yutkundu. Barlas'ın anlında biriken ter damlaları artmış şerit şeklinde bir birini takip ederek şakaklarına doğru iniyordu . Acı dan kasılan yüzü ve her an bayılacak mış gibi duran baygın bakışları Aden'i daha çok korkutuyordu.
Az önce yaşadıkları saldırının şokunu atlatamadan geçmişin travması ile karşı karşıya gelmişti. Oda yetmezmiş gibi yoğun kan gördüğü zaman bakmaya korkan genç kadının elleri şuanda kan içerisindeydi ve bu durumda ona bir travma olarak geri dönecekti. Barlas'ın koluna baskı uyguladığı eli titriyor ve her an bir sinir krizi geçirecek miş gibi duruyordu. Genç kadının tüm dengesi alt üst olmuştu. Hem korku,hem panik,hemde sinir hepsi bir anda vücuduna akın etmişti.
Aden kendi korku ve paniğini bastırmaya çalışıyordu çünkü Barlas'ın ona ihtiyacı vardı. Yaraya yeterli baskı uygulamaz ise kanaması daha da artacak ve genç adamın hayatını riske atmış olacaktı. Elinde daha yoğun bir ıslaklık hissedince bakışlarını tekrar genç adamın yaralı koluna indirdi . Gördüğü manzara ile göz bebekleri titreyip akması durmayan göz yaşları daha yoğun akmaya başladı .Barlas'ın bu haline daha fazla dayanamadı.
" Cihangir daha hızlı sür şu arabayı kanaması arttı durumu hiç iyi değil. " Diyerek hıçkırıklar arasında zar zor kelimeleri toparlayıp söyledi.
Cihangir dikiz aynasından Barlas'ı konturol etti ve oda farkındaydı durumu gittikçe ağırlasıyordu. Kolundaki yaranın birine baskı uygulanıyordu altındaki santim farkı olan sıyrık kan akışı tampon yapılmadığı için artıyordu. Merminin biri üste isabet etmişti ve gömleğine yayılan kandan dolayı ikinci yara kendini gizli yordu.Evde çok zaman kaybetmişlerdi ve şuanda kaybedecek zamanları yoktu . Barlas Karahan ne yaralar almıştı en ağır yara aldığı gün bile kendinden ödün vermemiş yıkılacakmış gibi görünmemişti. Cihangir biliyordu bu yaranın Barlas Karahan'ı yıkamayacağını ama yinede içinde bir yerlerde kaybetme korkusu vardı ufacık ta olasa. Çünkü Cihangir ailesini hayin bir saldırıda kaybetmişti ve o günden sonra ailesi Karahan lar olmuştu.
Barlas, Cihangir'e hem abi olmuş tu ,hem arkadaş ,hemde gözü kapalı sırtını dayaya bileceği tek dostu olmuştu. Cihangir iyi bilirdi sevdiklerini kaybetmenin ne olduğunu .
Aden'in göz yaşları durmak yerine yenisi ekleniyordu. Aden sağ eli Barlas'ın yarasına baskı uygular iken sol kolunu genç adamın kafasının arkasından dolayarak omzundaki başını göğsüne yasladı .korku ile titreyen göz bebekleri ile genç adamın acı çeken çehresinde gezindirdi bakışlarını. Aden genç adamın sağ kolunun arasına aldığı başını şefkati ile Barlas'ın anlında biriken ter damlacıklarını titreyen parmakları ile sildi.
İçten içe Barlas'a birşey olmasından korkuyordu. Narin parmakları genç adamın sert çehresinde gezindi acısını almak istermişcesine.
Barlas genç kadının tüm hareketlerini yarı baygın bir şekildede olsa kendisine göğsünde yer açan şefkat ile yüzünde bakışlarını gezindiren kadının hareketlerini izledi . Aden'in gözünden akan her bir damla yaş Barlas'ın canını kolunu sıyıran kurşundan daha çok yakıyordu .
Bir saniye bile gözünü üzerinden ayırmayan kadın ile göz göze geldiler. Aden , Barlas'ın canının yandığını kanamasının arttığını görünce ağlaması dahada şiddetlendi . Bir türlü korkusunu ve ağlamasını bastıramıyordu. Elinde hissettiği ıslaklığın kan olduğunu bilmesi bile bir ağlama sebebiydi. On dört yıldır kandan korkup kimsenin yarasına dokunmamıştı ama bugün farklıydı ve göğsüne başını yaslayan Barlas'a birşey olmasından korkuyordu hemde kendi kolları arasında birşey olmasından daha da çok korkuyordu.
Aden'in babası ile uğradığı saldırıda tıpkı bugün ki gibiydi ve Aden , Barlas'ın babası ile aynı kaderi yaşamasından ölesiye korkuyordu. Eğer Barlas'a birşey olur ise İki adam da aynı kadının kolları arasında can vermiş olacaktı . Tek fark Aden babasını kaybettiğinde seki yaşında bir çocuktu bugün ise yirmi iki yaşında genç bir kadındı. Aden'in korktuğu başına gelir ise bu kadın için büyük bir travma olurdu.
Aden gözlerini sım sıkı kapatarak." Allah'ım nolur ona birşey olmasın." Diye sessiz bir şekilde defalarca tekrarlayarak dua ediyordu. Elinden hiç birşey gelmiyor Allah'tan başka sığınacak ve yardım isteyeceği kimsesi yoktu .
Barlas'ın kapanmak üzere olan gözleri Aden'in kendisi için ettiği duayı duyunca gözlerinin kapanmaması için diretti. Kolunun yaralı olamasını umursamadan güç bela kolunu kaldırarak hâlâ gözleri kapalı bir şekilde dua eden kadının çenesine ulaşan yaşlara dokundu .
" Birşey olmayacak korkma . Ağlama artık." Bitkin düşen bedeni ile sesi kısılmış bir vaziyette Aden'in korkusunu almaya çalışıyor du. Göğsüne başını yasladığı kadın ağlamaktan bitap durumda idi ve Barlas aşık olduğu kadını bu halde görmeye dayanamıyordu. Ve Barlas'ın hesaba katmadığı bir durum daha vardı. Şimdi ağlamasına bile dayanamayan kadının kaç gece , kaç gün ağlamasına sebep olacaktı evlilik kararından dolayı.
Aden çenesinde hissettiği soğuk el ve Barlas'ın sesinin kulağına dolması ile . Sımsıkı yumduğu gözlerini aralayarak Barlas'a baktı.
" Kanaman çok kolunu harket ettirme ." Dedi göz yaşları arasında.
" Senin göz yaşların aktığı sürece kanamamın fazla olmasının bir önemi yok . Akıtma inci tanelerini ." Bu halde bile hâlâ Aden'i düşünüyordu. Kısacık zamanda ne kadarda büyütmüştü bu küçük kadını içinde. Kendisi bile fark edememişti.
Hâlâ çenesini okşayan Barlas'a. "Barlas lütfen hareket ettirme kolunu. " Aden'in de gücü kalmamıştı ve her geçen saniye zorlanıyordu genç adamın yarasına baskı uygularken. Yol okadar uzamıştıki ne kadar zamandır yolda olduklarını bile aklında tutamamıştı. Cihangir'in yaptığı telefon görüşmelerinde bile kime ne söylediğini kimin ile konuştuğunu bile duymuyordu kendini Barlas'a okadar odaklamiştiki . Sanki gözlerini ondan ayırsa ona birşey olacakmış gibi korkuyordu.
" Ağlama ." Dedi Aden'in ağlamaktan kızaran gözlerinden gözlerini çekmeden . Kolundaki yara derindi ama Barlas için ufak bir sıyırıktan başka birşey değildi. Çok yara almıştı ölümcül onların yanında bu sıyrık hiç birşeydi.
" Korkuyorum. Ya sana birşey olursa ?" Titreyen sesi ile korkusunu dile getirdi.
Barlas genç kadının çenesinde ki elini usulca aşağı doğru kaydırıp başnı koyduğu Aden'in omuzlarına dökülen saç tutamlarını parmaklarının arasına alarak okşadı. Bulduğu her fırsatta yaptığı gibi bu halde bile genç kadının saç tutamlarını sevdi Aden'in kendisine karşı hiç birşey hissetmediğini bile bile. Aden Eroğlu, Barlas Karahan'ın gönlüne düşen tek kadındı ve Barlas şuanda son nefesini vereceğini de bilse ne Aden'i sevmekten vaz geçecekti nede saçlarını.
Aden'in kendisi için kurduğu cümle Barlas'ın dudağının kenarının kıvrılmasına sebep oldu.
" Korkma ." Dedi yatıştırıcı ve yumuşak bir sestonu ile . " Bu ilk yediğim kurşun değil . Kolumdaki yara ufak bir sıyrık öldürmez beni . Ağlama bu yüzden. Sadece vücudum olması gerektiği tepkiyi veriyor bedenimin bitkin düşmesi kolumda hissettiğim ağrı ve uyuşukluk hissi falan filan işte . Önemsiz şeyler bir iki saat sonra ayaklanırım sinek ısırığından bir farkı yok kolumdaki yaranın." Tecrübeli olduğu için Barlas hiç panik yapmıyordu ve kolundaki sıyrık bir sinek ısırığından farkı yoktu onun için . Altı yıl önce verdiği kayıptan sonrada vücuduna bile isteye acı çektirmişti . Verdiği kayıp içinde kor ateşti ve o acıyı bastırabilmek adına kendi canına eziyet eder olmuştu . Ama şuanda vücudunun verdiği tepkiye bile öfkeleniyordu Aden'in ağlama sebebi olduğu için.
Aden ,Barlas'ın söylediği sözleri şaşkınlık ile dinledi . Aden kendini harap etmişken Barlas'ın bu denli sakin olması ve umursamazlığı Aden'in sinirlenmesine sebep oldu.
" Delisin sen gerçekten delisin. Sinek ısırığından farkı yokmuş ne halde olduğunu görmüyor musun be adam? Bari bugün egondan ödün ver ." Kaşları çatılmış bir şekilde Barlas'a baktı. Bu adam gerçekten deliy di. Bu halini bile ciddiye almayacak kadar deliy di hemde . Aden , Barlas'a ağzının içinden söylenirken dikiz aynasından arada bir kendilerine bakan Cihangir ile göz göze geldi bir iki saniye kadar Cihangir araç kullandığı için göz temasını kesmek zorunda kaldı.
" Duydun mu Cihangir abin kan kaybından öbür tarafı boylayacak ama hâlâ egosu tavan bu yara onu öldürmez miş sinek ısırığından farkı yokmuş bir iki saate kadar ayaklanırmış beyfendi." Diyerek sitem etti.
Cihangir aynadan Aden'e kısa bir bakış attı.
" Duydum yenge . Abim ne yaralar gördü doğru söylüyor bu yara abimi öldürmez . Aksine dahada güçlendirir ." Dedi oldukça sakin bir şekilde. Barlas hayatı boyunca aldığı her yara sonrası daha da güçlenmişti etrafındaki çürük işe yaramaz insanları tek tek toprağın altına koymak için.
Aden bir Cihangir'e baktı birde başını göğsüne yaslayan hâlâ kendisini izleyen Barlas'a baktı tuhaf birşey görmüş gibi .
" Valla siz ikinizde delisiniz . Evet evet delisiniz ." Sanki iki genç adamı deli olduğuna ikna etmeye çalışıyor gibiydi. "Ya sanki yaşadığım şey günlük hayatta sürekli karşılaştığım normal birşeymiş gibi davranıyorsunuz. Sanki olanlar normalmişte ben abartıyormuşum gibi cevaplar veriyorsunuz . Sanki siz normal ben ise anormalmişim gibi . " Yaşadığı olay ve korktuğu yetmezmiş gibi birde bu iki adama maruz kalıyordu. " Bu günü atlatayım bi birdaha ikiniz ile bir araya gelmeye tövbe edeceğim hatta adım attığınız yere ayak basmayacağım . " Biraz önce hıçkırıklar içinde ağlayan kadının ağlamaları durmuştu ama bu defada sinirden ağlayacaktı.
"Bence sorun bizde değil sende . Asıl biz senin adım attığın yere adım atmamalıyız da her neyse. " Aden'in sinirleneceğini bildiği halde sözlerini dile getirmekten geri durmadı Cihangir.
"O ne demek ? " Çattığı kaşları ile arkası kendisine dönük şoför koltuğunda oturan Cihangir'e ters bakışlar atmaktan geri durmadı.
Bu sırada Barlas sessizliğini koruyordu. Cihangir'in ne yapmaya çalıştığını biliyordu ve bu yüzden ses etmiyordu . Aden'in ağlamasını durdurmak için Cihangir'in konuyu dağıttığının farkındaydı.
" Asıl seninle tanıştığımızdan beri gökten başımıza mermi yağıyor . Hedef sen misin bizmiyiz belli değil. " Dedi ama söylediklerinde citti değildi amacı Aden'in korkusunu alıp kafasındakilerden kurtulmasını sağlamaktı ve oldukça başarılı olmuştu.
" Doğru söylüyorsun ikiniz ile tanıştığımdan beri sürekli başıma bir iş geliyor yürüyen bela gibisiniz . Bu günü atlatayım bir daha ikinizin yüzünü de görmeyeceğim gerekirse şehir değiştireceğim " Bir yandan Cihangir'e cevap verirken diğer yandan sık sık Barlas'ın durumunu kontrol ediyordu . Ve şehir değiştirme fikri de aklından geçmiyor değildi . Amcasının söyledikleri , Barlas'ın söyledikleri ve son olarak başına bugün gelen şey şehir değiştirme fikri bir anda aklına düşsede mantıklı gelmişti .
Dakikalardır sese çıkmayan Barlas, genç kadının şehir değiştirme fikrini duyunca sessizliğini bozdu.
" Ben müsade edersem yüzümüzü de görmezsin şehirde değiştirirsin . Ama ben müsade edersem . " Sesi bitkin çıksada söylediklerinde oldukça kararlıydı. Durumu gittikçe kötüleşiyordu ama Barlas bunu umursamadan hâlâ Aden'e olacakları söylüyordu.
" Hayırdır sen kimsinki senden müsade alayım. Şu haline bak biraz daha geç kalırsak kan kaybından beyaz ışığı göreceksin ve hâlâ kendinden ve o dilinden ödün vermiyorsun . " Diyerek Barlas'ın yarasına sert bir şekilde bastırdı hâlâ elinin altından gelen oluk oluk akan kan korkutuyordu Aden'i. Ve Barlas'ın kendisini yatıştırmaya çalıştığınında farkındaydı. İki adam ile ne kadar laf dalaşına girsede hâlâ korkusu diriydi ve kalbi deli gibi çarpıyordu ve Barlas elinin tersi ile genç kadının saçlarında olan elinin tersin de kalbinin atışlarını korku ile nasıl dövüldüğünü hissediyordu .
Barlas,Aden'e cevep verecekti ama artık vücudu kan kaybettiği için konuşmaya mecali kalmamıştı. Sesizliğe bürünerek sevdiği kadının hâlâ çehresinde dolaştırdığı şevkatli ellerine bıraktı. Göz kapakları sanki kendine düşman mış gibi ağır ağır kapanmak üzereydi . Ama Aden den gelen o büyülü koku burnuna doldukça gözleri kapanmasın diye diretiyordu.
" Cihangir daha ne kadar yolumuz var . " Barlas'ın gözlerini kapanmaması için verdiği savaşı görüyordu ve sol göğsünün üzerindeki elinin soğukluğunu hissediyordu. Gözünün içine aşk ile bakan adamın acı ile kasılan yüzü ve kapanmaya yüz tutan göz kapakları gücünün kalmadığını hissettiriyordu Aden'e.
" Az kaldı yenge . En geç beş dakikaya hastanede oluruz ." Dedi tamı tamına üç saattir yoldalardı . Şehirden uzak olan yerden şehre girmeleri ve şehrin yoğun trafiğini aşamaları uzun sürmüştü ve Cihangir arabanın dörtlü ikaz flaşörlerini yakmış ve elinden geldiğince hiç bir trafik ışığında durmamıştı . Cihangir ne kadar rahat görünmeye çalışsada içinde korku ve endişe vardı. Oldukça soğuk kanlı davranmak zorundaydı Aden'in durumu ortadaydı panik yaparsa ve korku ile bir atak geçirirse bu defa onunla uğraşmak zorunda kalırdı ve ne abisine nede Aden'e ikisine de aynı anda yetişemezdi . Bu yüzden oldukça soğuk kanlı hareket ediyordu .
Aden ağlamaya hazır dolan gözler ile Barlas'ın yüzüne bakıyordu. Titreyen eli ile yine genç adamın anlında biriken terleri parmakları ile sildi .
" Korkma birşey olamayacak . " Dedi Barlas zar zor çıkan sesi ile . Aden'in kendisi ile böyle ilgileneceğini hiç düşünmemişti . Ve kendisi için göz yaşı döken kadının göz yaşlarının sebebi olmak Barlas Karahan'a ağır geliyordu .
Aden gözünden aka bir birini takip eden iki damla göz yaşı ile Barlas'ın gözlerine bakarak. " Birşey olmayacak. Birşey olmayacak. Birşey olmayacak. " Diye arka arkaya tekrar etti söylediği sözü aklına kazıyıp birşey olmayacağına inandırmak istiyordu kendini. Bir anda arabanın durması ile Aden ,Barlas ta olan bakışlarını ayırıp etrafa bakındı nihayet hastaneye gelmişlerdi .
Cihangir yolda gelirken hastaneyi aramış haber vermişti hastane Barlas'ın yakın arkadaşınındı. Arabanın durması ile hızlı bir şekilde kapısı açıldı. Hastane görevlisi ve doktor dikkatli bir şekilde Barlas'ı araçtan indirip sedyeye yatırdılar . Aden , Barlas'ın araçtan indirilmesi ile hızlı bir şekilde araçtan inip sedye ile hastaneye giriş yapan Barlas'ın arkasından hızlı adımlar ile ilerledi Cihangir ile birlikte .
Genç kadının vücudunda derman kalmamıştı yürümekte bile zorlanıyordu. Cihangir genç kadının adım atacak durumda olmadığını görünce koluna girerek yürümesinde yardımcı oldu. Kolay değildi sayısız mermi yağmıştı üzerlerine ve Aden bugünki yaşadığı korkuyu nasıl unutacaktı. Barlas acil müdahale odasına alındı kapanan kapı ile Cihangir ve Aden acil müdahale odasının kapısının önünde beklemeye başladılar.
Cihangir genç kadının daha fazla ayakta duracak gücünün olmadığının farkındaydı ve Aden'i bulundukları koridordaki sandalye ye oturttu. Aden'in hâlâ saatler önce olanların şokunu yaşıyordu. Sol omzundaki boşluk Aden'i bir boşluğa ittiyor du adeta . Hastaneye yetişmelerine rağmen Barlas'a birşey olur korkusunu atamıyordu içinden. Aden'in artık gücü bitmiş oturduğu sandalye de cansız bir varlık mış gibi duruyordu.
Hâlâ ellerinde bulunan kan oldukça rahatsız ediyor ve korkutuyordu genç kadı. Ellerindeki yoğun kan lekesine kayıyordu gözleri istemsice her baktıkça midesine kıramplar giriyor ve mide bulantısı yaşamasına sebep oluyordu. Cihangir sesizce göz yaşı döküp ellerindeki kan lekesine bakan kadının önünde durup yavaşça çömeldi . Ellerindeki kan izini görmesin diyerek Aden'in ellerinin üzerine iri ellerini koyarak elindeki lekenin görüş açısını kapattı.
" Aden korktun farkınfayım abim içinde korkuyorsun onuda görüyorum . Ağlama be kızım . " Diyerek dolu dolu kendisine bakan kadının gözlerine baktı. " Abime birsey olmayacak . Sen onu daha tam tanıyamamışsın. Onun bünye sağlam ve inat bir adam. Bir iki saat sonra kim ne yaparsa yapsın onu hastanede kalması gerektiği için ikna edemez ."
" Kanaması çoktu . " Diyerek tekrar ellerine bulaşan kan lekesine kaydı ama Cihangir'in elleri o görüntüyü kapatıyordu .
" Barlas güçlü adamdır bunuda atlatacak . Kurşun farklı bir yerinede isabet edebilidi yaranın içindede kalabilirdi ama sıyırıp geçti daha kötüsü olabilirdi ." Aden'e olabilecek kötü olmadıkları söyledi.
" Ona birşey olmaz demi . " Birinin kendisini iyi yönden ikna etmesini istiyordu .
" Ona birşey olmaz . Ama biraz sonra senin yüzünden olanlar bana olacak . Senin yüzünden yine azar işitmeye meraklı değilim . Hadi kalk elini yüzünü yıka . " Diyerek oturduğu yerden kalkıp ellerinin altındaki genç kadının ellerinden tutarak ayağa kaldırdı bir abi gibi ama Barlas Cihangir'in yaptığı bu hareketi görseydi ondan bile kıskanır bu hareketi yüzünden Cihangir'in burnundan fitil getirirdi .
Aden , Cihangir'in desteği ile oturduğu yerden kalkıp koridorun sonundaki lavaboya doğru ilerlediler. Cihangir yan tarafında yürüyen genç kadına yandan bir bakış attıp . " Bende seni güçlü bir kadın sanırdım Barlas Karahan'ı kolundan tutup kapıya atın kimse böyle birşeye cesaret edemez iken . Ama sen sümüklünün teki çıktın . " Bu halde bile Aden ile uğraşmaktan geri durmadı ama bu defa amacı Aden'in kafasını dağıtmaktı.
" Gerçekten sana cevap vere bilecek takatim yok uğraşma benimle. " Wc nin kapısının önüne gelmişlerdi ve Aden Cihangir'in birşey demesine fırsat vermeden içeriye girip kapıyı örttü. Ağır adımlar ile lavabonun önüne geldi. Gözleri aynadaki yansımasına takıldı bir anda . Yanağının yan tarafına bulaşan kan lekesi takıldı bakışlarına. Barlas'ın elinden bulaşmıştı .Solgun görünen teninde kırmızı leke kendini dahada çok belli ediyordu. Genç kadının gözleri tekrar dolmaya başladı. Midesinde hissettiği sancı kendini belli ediyordu ne midesindekileri boşalta biliyordu nede bulantısı geçiyordu.
Bu defa bakışlarını ellerine indirdi . Sağ eli kan lekesinden görülmeyecek vaziyetti ve Aden'in artık gücü bitmişti elindeki kırmızı lekeye bakarak göz yaşlarını serbest bıraktı ve sesli bir şekilde ağlamaya başladı. Aden için kolay bir durum değildi travması olan bir kadındı ve yaşadığı olay oldukça sarsmıştı genç kadını . Musluğu açıp ellerini suyun altına tuttu daha fazla bu görüntüyü görmek istemiyordu. Üzerindeki kıyafete bulaşan kan lekesine çaresi yoktu. Elindeki kan lekesi donmuştu ve suyun altındaki elinin bir kısmında temizlenmiş diğer kısmında hâlâ kendini belli eden donmuş kan lekesi kendini belli ediyordu. Genç kadın eline sıvı sabun kullanarak elindeki kan lekesini ovup duruladı. Aden aynı işlemi göz yaşları ve hıçkırıkları arasın da defalarca tekrarladı. Elindeki kan lekesi gitmişti ama genç kadın hâlâ elinde Barlas'ın kanı var gibi hissediyordu.
Yaklaşık yarım saat boyunca ağlamış ve ellerine aynı işlemi uygulamaya devam etmişti taki kapıyı tıklatıp kendisine seslenen Cihangir'in sesini duyana kadar.
" Aden çıkacakmısın yoksa orda ağlamaya devam mı edeceksin . Devam edeceksen içeri gireceğim artık. " Genç kadının yaklaşık yarım saattir ağlama sesi kulaklarına doluyordu. Ağlayıp rahatlasın diye beklemişti ancak genç kadının ne ağlaması kesilmiş nede lavabodan çıkmıştı. Ve budurum Cihangir'i endişelendirmişti.
Aden , Cihangir'in sesini duyunca avuçları arasına aldığı su ile yüzündeki kan lekesinide temizleyip yan tarafında duran otomatik havlu dispensiyerinden kağıt havlu alıp ellerini ve yüzünü kurlayıp lavabodan dışarı çıktı.
Ağlamaktan kızaran gözleri ile Cihangir'e baktı.
" Ben ne diyorum sen ne yapıyorsun Aden."Diye genç kadına ters bakışlar attı.
Aden kendisine ters bakışlar atan Cihangir'e omuz silkeyerek . " Bakma öyle beni dövesekmiş gibi elimde olan birşey değil. Her gün başıma mermi yağmıyor korku insani bir duygu ve ben o duyguyu en yoğun şekilde yaşadım . Ama sizde o insani duygu belirtisini göremedim . " Cihangir'in sürekli ağlama diyip laf sokmaları genç kadını bunaltmıştı ve Cihangir'i sustura bilmek adına laf sokmadan duramadı Aden. Korkusu ve göz yaşlarını konturol edemiyordu ve Cihangir de bunu görmüyordu . Şuanda ağlaması durmuştu ama bugünden sonra göz yaşları hiç kurumayacaktı yarın amcası ile Antep'e guttiğinde başına geleceklerden habersizdi.
" Aden hanımın dili açıldığına göre sorun yok demek . Lafta sokuyorsun iyisin iyi." Diyerek hafif bir şekilde genç kadının omzuna iki defa vurdu canını acımayacak şekilde.
Aden , Cihangir'in yaptığı harekete göz devirerek cevap vermeden az önce kalktığı sandalyeye doğru ilerleyip oturdu. Hâlâ doktor bir bilgi vermemişti ve gözünü diktiği kapının arkasında neler oluyor Barlas'ın durumu ne merak ediyor du.
Cihangir de gelip Aden'in yan tarafında duran sandalyeye oturdu. " Deva gelecek senden ricam onun yanında ağlama . Senle uğraşıp konuştuğuma bakma farkındayım yaşadığın şey normal değil korktun ama Deva geldiğinde de ağlarsan onu sakinleştirmek kolay olmaz . Abisinin kardeşi yaygarayı koparır Barlas'ın durumunu öğrenmek için . " Yan tarafında oturan kadını anlaya biliyordu. Aden ile nekadar uğraşıyor gibi görünsede aklındaki kötü düşüncelerden uzaklaştırmaya çalışıyordu. Aden'i uyarma sebebi de Deva duyduğu dakika bile korku ve panik yaşamıştı telefonda ne kadar sakinleştirmeye çalışsa da başarılı olamamıştı. Hastaneye de geldiğinde sakinleştirmesi kolay olmayacaktı Deva'yı.
Aden tamam anlamında başını salladı. Bu gün gözünü kavga ve gürültüye açmıştı genç kadın amcası ile aralarında geçen konuşmanın harareti ise cehennemi aratmayacak cinstendi . Herşey üst üste gelmiş ve Aden'i oldukça yıpratmıştı. Şuanda tek isteği Barlas'ın iyi olduğunu duyup biran önce eve gitmek istiyordu daha fazla ayakta durmaya takati kalmamıştı.
Aradan geçen bir saatin ardından hastane koridorlarunda ağlayarak gelen Deva 'nın sesi yankılandı.
"Abiii."
" Abim nerede İyimi? " Diyerek Cihangir ve Aden'in yanına geldi hızlı adımlar ile .
Cihangir oturduğu yerden kalkıp hızlı adımlar ile gelen Deva'nın tam karşısında durdu. " Deva sakin ol korkulacak birşey yok müdahale odasında . " Barlas'ın durumu nasıl olduğunu bile bilmiyordu hastaneye geldiklerinden beri kimse birşey dememişti . Cihangir bir kaç defa odaya girme girişiminde bulunmuştu ama odaya girip çıkan hemşireler ve doktor izin vermemişti. Hastanenin sahibi olan Barlas'ın arkadaşı da gelmiş Cihangir ile gerekenleri konuşmuş emin ellerde olduğunu belirtmiş korkulacak birşey olmadığını gerekli kanı Cihangir aradığında temin ettiklerini doktorların müdahale ettiğini belirtmişti. Ama doktortordan bir bilgi almamışlardı.
Deva , Cihangir'e tam cevap verecekken Barlas'ın bulunduğu odanın kapısı açıldı içeriden doktor çıktı bilgi vermek adına. Aden doktoru görür görmez oturduğu yerden hızlı bir şekilde ayaklanıp doktorun yanına gitti. Genç kadın ile birlikte Cihangir ve Deva da doktorun yanına ilerlediler.
" Doktor abimin durumu nasıl. " Diye direk sordu Cihangir .
" Barlas bey hastaneye geldiğinde çok kan kaybetmişti . Kurşunun sıyırıp geçtiği yaranın birine müdahale ederek kanamasını azaltmışsınız ama diğer yaraya müdahalede bulunulmadığı için kanaması oldukça fazlaydı. Kanmayı konturol altına almamız biraz zor oldu kurşunun sıyırıp geçtiği yerin birisi derindi . Barlas bey şanslıymış ki santim farkı ile kolunun sinir ve ana damarı teyet geçmiş bir iki santim daha derinden isabet etseymiş hayati riski dahada fazla olurdu." Kimsenin bilmediği ikinci yarasının da bilgisini verdi doktor.
Aden ve Cihangir, Barlas'ın kolunu bir kurşun sıyırıp geçti sanıyorlardı ve ikinci ve derin olan yarasını duyduklarında ufak çaplı bir şok yaşadılar.
" Ne demek iki yerinden yaralanmış? Ben kendim baktım sol kolunun dört parmak kadar altından yaralanmıştı." Şaşkınlığını gizleyemedi Cihangir çünkü ilk müdahaleyi yaptığında o bile fark etmemişti.
" Fark etmemeniz normal iki yaranın arasında üç dör santim var . Üstteki yaranın kanaması kolun diğer tarafına yayıldığı için bu yüzden farketmemeniz gayet normal . " Diyerek doktor Cihangir'i aydınlattı .
" Şimdi durumu nasıl? " Diye sordu Cihangir.
" Abim iyimi ? Ne zaman göre biliriz? " Deva göz yaşları arasında abisini görme isteği ile yanıp tutuşuyor du . Daha önce Barlas defalarca yaralanmış ağır ameliyatlar geçirmişti ve Deva her seferinde olduğu gibi bugünde büyük bir korku yaşamıştı . Kaybetme korkusu. Bu korku ile yaşamak çok zordu Deva için . Geçmişte Barlas ağırda olsa yarası hafifte olsa kurtulmuştu ama bir gün kurtulamaz onuda kaybederim korkusu Deva'nın peşini hiçbir zaman bırakmamıştı. Bırakmayacaktıda abisinin on sekiz yaşından beri normal bir hayatı yoktu .
Barlas beyin durumu şuanda biraz daha iyi. Çok kan kaybettiği için kan transfüzyonu yapılıyor bu gece hastanede kalması gerek. Gerekli kan transfüzyonu tamamlaması için. "
Doktor sözünü bitirir bitirmez doktorun arkasındaki odanın aralık olan kapısından Barlas'ın sesi duyuldu.
" Bu gece hastanede kalmaya hiç niyetim yok iyi yim ben . " Arkasından " Barlas bey ne yapıyorsunuz lütfen yatağa uzanın . " Diyen hemşireyi umursamadan uzandığı yataktan kalktı. Vücudun da bir ağırlık vardı kan kaybettiği için bedeni hâlâ birkin ve yorgundu ama kendinden emin dik duruşu ile bunu belli etmemeye çalışıyordu.
Doktor ve diğerleri Barlas'ın hastanede kalmayacağını ve hemşireye zorluk çıkardığını görünce odaya girdiler.
" Barlas bey lütfen kalktığınız yatağa geri uzanır mısınız bu gece hastanede kalmanız gerek . " Dedi doktor damar yolunu çıkarmaya çalışan Barlas'a.
" Ufak bir sıyrık mühim birşey değil ." Dedi kararlı ses tonu ile damar yolunu çıkarmasına izin vermeyen hemşire ile kolunu çekiştirip duruyordu.
" Abi lütfen zorluk çıkarma bir gece ya bir gece kalacaksın . " Abisini görmesine rağmen hâlâ korkusu geçmemişti Deva'nın. Abisi bu gece hastanede kalması için ikna etmeye çalışıyor du.
" İyiyim abim bir şeyim yok ufak bir sıyrık büyütükecek birşey yok . " Deva'nın sorusuna cevap verirken yan tarafında duran hâlâ beti benzi kireç gibi olan Aden'e kaydı bakışları. Aden'in bu halde olmasının sebebi kendisiydi . Genç kadın ile gözleri birleştiğinde hâlâ korkusunu ve endişesini atlatamamış olduğunu gördü. Doktorun sesini duyunca Aden deki bakışlarını istemsizce doktora çevirdi.
" Barlas bey kolunuzdan iki kurşun sıyırıp geçmiş. Ateşli silah yaralanmaları, ayakta tedavi edilebilecek basit bir sıyrıktan, önemli sinir merkezlerinden birinin tahrip olması veya ana damarlardan birinin yırtılmasıyla başlayan, hızlı bir kanama olayının getirdiği ani veya kısa bir süre içinde ölüm gibi ciddilik derecesi çok çeşitli olan sonuçlar doğurabilir. Ne kadar sıyrık diye adlandırsakta kurşun deriyi parçalayıp geçmiş.Yani demem o ki basit bir sıyrık diye adlandıramazsınız . Yaranızın biri oldukça derin dikiş atıldı ama durum biraz sıkıntı kanamanız ola bilir veya en ufak yaptığınız ani harekt ile kol sinir merkezinize zarar vere bilirsiniz. Konturol ettiğim kadarı ile ana damar ve sinir merkezinde bir sorun görünmüyor ama görünmeyecek anlamınada gelmez . En azından hastanede yatışınız yapılır ise oluşabilecek komplikasyonları daha çabuk önleyip mr çekerek müdahalede buluna biliriz."
Barlas dakikalardır nefes almadan konuşan doktorun konuşmasının bitmesini sabır ile bekledi . Ve sonunda doktorun konuşması nihayet bitti . Biraz daha konuşmaya devam etseydi eğer yan tarafında bulunan tıbbi eşyaların içinde duran iğne ve iplik ile ağzını dike bilirdi.
Ters ve sabırsız bakışlarını doktora sabitleyerek . " Söyleyeceklerin bittimi doktor." Dedi kurduğu cümle ile doktorun affallayan bakışlarını görünce . " Eğer bitti ise evime gidip evim de dinleneceğim . Hastanelerden hiç haz etmem de. " Doktorun şaşkın bakışlarını umursamadan söylemek istediklerini rahat bir şekilde söyledi.
" Abi bu gece kal . Sadece bir gece biliyorum hastaneleri sevmiyorsun am- " Deva daha sözünü tamamlayamadan Barlas'ın ters bakışlarını üzerine çekti.
" Kalmayacağım dediysem kalmayacağım Deva uzatma." Diye kardeşine çıkıştı.
" Abi . " Cihangir, Devaya ters bakışlar atan Barlas'ın bakışlarını kendisine çevirmesine sebep oldu.
" Sende hiç konuşma Cihangir! " Tok sesi ve ters bakışları ile bu defada Cihangir'i kestirip attı birşey söylemsini engelledi.
Aden , Barlas'ın bu tavırlarına daha fazla dayanamayıp bu defada araya girme gereksinimi duydu . Hasta yatağında bile dili durmayan adama hayretler içerisinde bakıyordu.
" Bari bu haldeyken o dilin dursun be adam . Çocuk azarlar gibi önüne geleni azarlayıp durma . Hepimiz korktuk senin için şu halimize baksan . " Diyerek iki kolunu açarak kendisini ve Deva ile Cihangir'i de gösterdi. "O diline sahip çık ve rahat dur bari nakil edilen şu kanın bitmesini bekle. " Az önce doktordan tut odada kim var ise hepsini terleyip atan Barlas'ı adeta çocuk azarlar gibi azarladı odadakilerin varlığını umursamadan ve Barlas'ın ne tepki göstereceğini takmadı. Artk dolmuştu herkes kendisi için endişeleniyor du ve Barlas'ın hal ve hareketleri de sabrının son noktasıydı ve Barlas'a patlamıştı.
Barlas odaya girdiğinden beri sessizliğini koruyan genç kadının bir anda patlamasına kısa bir süre affalladı.
" Ulan hepiniz bir oldunuz benibl delirtmeyemi çalışıyorsunuz. İyiyim diyorum niye anlamamakta ısrar ediyorsunuz . Sanki beğin ameliyatı operasyonu geçirmişim gibi muamele yapıyorsunuz doktorda sizde . Yaralanan benim siz değilsiniz İyiyim diyorsam iyiyim . Bu yediğim ilk kurşun değil. " Aden'e diğerlerine çıkıştığı gibi sert çıkışmadı ses düzeyi daha oldukça normal bir seviyede tutuyor ve bakışları daha yumuşaktı. Şuanda söylediği sözleri Aden'e değil di diğerleriney di ve Aden de bunun farkındaydı.
" Barlas biraz daha konuşmaya devam edersen az önce doktor konuşurken bakış attığın iğine ile ağzını dikerim senin." Az önce doktor konuşurken Barlas'ın gözü yan tarafındaki tıbbi malzemelerin bulunduğu yerdeki iğneye kaydığı gözünden kaçmadı.
Barlas genç kadının bitap düşmüş ve hâlâ kendisi için korktuğunu ve kendisi için çırpındığını görebiliyordu ve daha fazla yormak istemedi .
" Sadece yarım saat daha kalırım daha fazla kalmam . Sırf sen istedin diye. " Aden'in isteği üzerine kaldığını da açık açık belirtti bilsin istedi .
Aden yorgunluk dolu bakışları ile . " Tamam Barlas tamam." Yorgunluğu sesinden bile belli oluyordu.
Cihangir, Deva ve doktor okadar dil dönmelerine rağmen bir dakika kalması için bile ikna edememişlerdi ve Aden çocuk azarlar gibi konuşması ile ikna etmişti hepsi şaşkın bakışlarını gizlemeden ikiliye bakıyordu. Hastanenin sahibi olan Barlas'ın arkadaşı varlığını bile ederek odaya girdi. Doktor ve hemşireye baş işareti ederek odadan çıkmalarını istedi. Doktor ve hemşire odadan ayrıldı.
" Bunca yıl neredeydiniz yenge hanım . Ağamız az uğraştırmadı bizi daha önceleride." Diyerek varlığını kendisine arkası dönük olan Aden ve diğerlerine belli etti. Aden duyduğu sözle arkasını döndüğünde bir kaç saat önce Cihangir ile konuşan uzun boylu kumral yeşil gözlü adamın gülümseyerek kendisine baktığını gördü.
" Az önce tanışamadık ben Hakan. " Diyerek Aden'e elini uzattı . Bir kaç saat önce Cihangir ile konuşmuştu ve o telaşın içerisinde genç kadın ile tanışmaya fırsatı olmamıştı.Aden önce kendisine uzanan ele bakıp sonra bakışlarını Hakan'ın yüzüne çıkardı . Eli havada kalan adama nezaketen elini uzatarak tokalaştı. " Barlas'ın arkadaşıym ." Diyerek bu rahat tavırların nereden geldiğini belli etti.
Memnun oldum bende Aden . "
" Demekki Barlas ağamızı yola getiren bir kadın varmış." Sözlerini söyler ikin hala genç kadın ile tokalaştı yordu. Barlas arkadaşının Aden ile tokalaşmasını bile kıskandı. Ölümcül bakışları Hakan ve Aden'in eli ve Hakan'ın yüzü arasında git gel yapıyordu.
Sert ve uyarıcı bir ses tonu ile kendisini bile isteye sinir eden Hakan'a ölümcül bakışları ile birlikte. " Hakan ! " Diye dişleri kırılacakmış gibi gerilmiş çenesi ile tısladı.
Hakan söylediği söz için değil Aden ile temas kurduğu için Barlas'ın öfkelendiğini biliyordu.Ve hızlıca elini çekerek." Tamam ağam sinirlenmeyin . Nasıl oldun iyimisin diye görmeye geldim . Yine her zamanki gibi hastanede durmam diye tuturduğuna göre iyisin ." Dedi oda biliyordu Barlas'ın gözü döndüğü zaman içindeki şeytanın gün yüzüne çıktığını bu yüzden Barlas'ın bambteline basmaktan vazgeçti. Hakan , Barlas'ın uzandığı hasta yağının gitmeden Aden'e dönüp . " Allah yardımcın olsun yenge ." Diyerek Barlas'ın yanına doğru adımladı.
Aden bugün yeterince yenge sözüne maruz kalmıştı ve daha fazla böyle saçma bir yakıştırmaya maruz kalmak istemiyordu . Hâlâ sabah amcasının söylediği sözler kulağında uğuldayıp duruyordu . Barlas'ın ailesinin görücü olarak geleceğini ve amcasının Barlas ile evleneceksin diye kestirip atmasını sindirememiş . Hatta Barlas'a bile tam olarak hesap soramamışken herkesin yenge diye hitap etmesi sinirlerini bozuyordu. Bugün Aden için resmen cehennem kapısı aralanmış istemediği halde yavaş yavaş o kapıdan içeriye giriyordu farkında bile değildi.
" Ne yengesi . Yenge falan demeyin bana ben kimsenin yengesi değilim olmayacağımda . "Son sözlerini Barlas'ın gözlerine bakarak söyledi . Bu bir meydan okumaydı . Barlas'a senin ile evlenmeyeceğim diyordu .
Hakan sinirlenen kadına ellerini havaya teslim oldum dercesine hafif bir şekilde kaldırarak . " Tamam birşey demedim yenge . Pardon ağzımdan çıktı bir anda Aden . " Bilerek söylediği sözü laf cambazlığı yaparak toparladı. Hâlâ kendisini öldürmek istermiş gibi bakan Aden den bakışlarını çekip Barlas'a çevirdi hafif Barlas'a doğru eğilip.
" Senin yanınada böylesi bir kadın yakışırdı. Tıpkı senin gibi sinirli." Diye takılmadan edemedi Barlas'a.
" Normalde sessiz ve sakin bugün yaşadığı olayın etkisinde ondan böyle gergin . " Diye Deva ile konuşan genç kadından bakışlarını çekmeyerek gerçeği söyledi . Hâlâ yan tarafında durup soytarı gibi sesli sırıtmaya devam eden Hakan'ın varlığını hatırlayınca yine sinirli haline bürünüp. " Ben sana niye açıklama yapıyorum amına koyıyım sanane ister sinirli olur ister sakin olur . " Diye sesi kızlara ulaşamayacak şekilde Hakanı payladı.
" Senin yanında dura dura kız cağızın ayarları bozulmuştur sende haklısın." Diye sırıtmaya devam etti .
Dişleri kırılırcasına sıkarak " Hakan benim ayarlarım ile oynama seni bu yatağa yatırır ölmeden otopsini yaparım . "
Hakan birşey demedim dercesine bir fermuar çeker gibi sağ elinin işaret parmağı ve baş parmağını birleştirip dudağının bir kenarından diğer tarafına doğru götürdü.
Bu esnada Deva ,Aden'i bu gece kendilerin de kalması için ikna etmeye çalışıyordu. Biliyordu ki eve geçtiklerinde abisi kendisini eve bırakıp eve bile girmeden kendisine kim saldırdı ise onun peşine düşecekti ve Deva'nın, Barlas'ı durdurmaya gücü yetmeyecekti.
" Aden bir gece kalacaksın ya lütfen. Abim beni eve bıraktığı gibi kendisine bunu yapanların peşine düşecek . Abimi durdurmaya benim gücüm yetmez . Dikişleride var doktoru duydun. " Aden'i ikna etmekten başka çaresi yoktu Deva'nın. Az önce okadar dil dökmüşler idi hepsi ters tepmişti ama Aden tek kelimesi ile yarım saatte olsa kalmasına ikna etmişti hastanede. Barlas'ın gitmesini sadece Aden dur dura bilirdi ve Deva da bunun farkında idi elinde başka bir seçenek yoktu.
" Senin dur durmaya gücünün yetmediği deli abini ben nasıl durdurayı Deva ." Kendisine kedi yavrusu gibi masum masum bakan Devaya dikti bakışlarını. Nasıl bir kızdı karşısındaki genç kadın bir bakıyor çok ciddi oluyor bir bakıyor deli cesareti geliyor bir bakıyor kedi yavrusu kadar masum oluyordu resmen şekilden şekile giriyordu. Bu kızda tam bir şeytan tüyü vardı ve Aden bunun farkındaydı seviyordu bu deli kızı. Tıpkı Dila'nın farklı versiyonu idi.
" Aden beni kandırmayı bıraksan iyi edersin. Abim ile sevgilisinin ve bunu gizliyorsun . Az öncede gördüğümüz gibi bizi kale almayan esip gürleyen adam sana gelince pamuk gibi oluyor senin sözünü dinliyor . " Deva bu tanıya akşam yemeğine çıktıkları gün abisinin kucağında Aden'i gördüğünde varmıştı. Olay bam başka idi Ogün ama Deva'nın hiç birşeyden haberi yoktu çünkü Barlas sert bir dille uyarmıştı Aden'e hiç birşey sorup konuyu üstelemesin diye. Barlas ,Hakan ile konuşurken bile kulağı kızların konuşmasındaydı ve aralarında geçen konuşmayı gayet iyi duyuyordu.
Aden'in kaşları bir anda çatıldı. " Deva ne dediğinin farkında mısın? Yo- " Aden daha sözünü bitirmeden Deva sözünü kesti.
" Saklamana gerek yok biliyorum herşeyi. Hatta bugün Mardin'den de haber aldım . Niye sakladın onuda bilmiyorum ama onun için de senin ile ayrı görüşeceğim." Dedi sahte bir kızgınlık ile . En başından beri abisi ve Aden'i yakıştırıyordu ve ikilinin sevgili olduğunu düşünüyordu. Aden çekindiği için kimseye duyurmadıklarını düşünüyordu . Bu gün abisinin vurulma haberini almadan önce abisi Mirza ile konuşmuştu abisi olanları anlatınca aklından geçenlerin gerçek olduğunu düşünmüştü.
Aden ,Dila'nın söylediği sözle affalladı. Mardin den haber aldım demesi genç kadının vücudunu kas katı kesilemsine sebep olmuştu. Herkesin herşeyden haberi vardı ve en son Aden'in haberi olması genç kadını yıkıma uğrattı. Birde Mardin dekiler ne diye biliyordu kendisini Barlas ile aralarında birşey olduğunu mu düşünüyorlardı. Barlas'a olan güven duygusu bugün amcasının sözleri ile sarılmıştı ve şimdide aralarında hiç birşey yokken sevgilisi diye tanıtmışsa eğer bir kere daha güvenini sarsmış olacaktı Barlas.
Barlas genç kadının affallamış halini görünce Deva ya aralarında birşey olmadığını söylemesin diye direk araya girdi .
"Cihangir nereye kaybodu Deva ." Eğer Deva, Aden'in, Barlas ile zorla evleneceğini öğrenir ise sessiz kalmazdı. Barlas için problem Deva'nın sessiz kalıp kalmaması değildi gerçekleri bilmesi umrunda da olmazdı. Problem Deva ,Aden'in abisi ile zorla evlendirileceğini öğrenir ise soluğu Hesna xanımın yanında alırdı. İşte Barlas için sıkıntıda buydu . Babaannesi gerçekleri öğrenir ise bu evlilik olmasın diye elinden geleni yapardı bir genç kızın hayatı yanmasın diye .
Babaannesi dağ olsa onuda yıkardı Barlas ama Hesna xanım küçümsenecek bir kadın değildi araya girdiği için evlilik adına atılacak olan adın ileri tarihe atılırdı ve ortalık savaş alanına dönerdi . Ama Barlas yinede sevdiği kadını alırdı. Bu yüzden Deva'nın şimdilik hiç birşey bilmemesi gerekiyordu. Abisinin kendisine seslenmesi ile Aden de olan bakışlarını Barlas'a çevirdi Deva .
" Doktorun yanına gitti ilaç reçeteni almak için. Birşey mi isteyecektin ? "
"Hayır birşey istemiyorum bir anda kayboldu onun için sordum da siz tartışıyor muydunuz? " Sanki hiç birşey duymamış gibi iki genç kadının üzerinde bakışlarını gezindirdi.
" Aden'e bu gece bizde kal dedim hayır falan dedi de ısrar edince kabul etti tartışmıyorduk yani ." Diye Aden'e yandan bir bakış atarak gülümsedi. Aden kabul etmemesine rağmen onun adına karar vermişti Aden kendi adına verilen bu karara içten içe sinirleniyordu haklı olarak. Ama Deva'nın da bundan başka bir çaresi yoktu abisini durdurmaya gücü yetmezdi mecbur kaldığı için bunu yapmıştı.
Aden çatılmış kaşları ile kendi adına karar verip Barlas'a o kararı söyleyen Deva ya ters bakışları ile. " Ben kalırım de- " Diyemeden Deva yine Aden'in sözünü kesti.
" Sen Dila tek kalıyor diye kalmak istemiyorsun . Dila yı arayıp haber veririz isterse oda gelir . " Bir yalanına bir yalan daha ekledi Deva . Ama bilmediği birşey vardı abisi konuşmalarını çok net bir şekilde duymuştu ve şuanda kardeşinin ustaca nasıl yalan söylediğini izliyordu. Başka zaman olsa Dila'nın burnundan getirirdi gazabı ile ama şuanda bu durum Barlas'ın işine geliyordu. Uğradıkları saldırıdan dakikalar önce Aden'in hesap sormaya geldiği evlilik konusunu bu gece Aden ile konuşup çözmeliydi .
Aden , Barlas'ın ve Hakan'ın varlığını umursamadan Deva'nın kulağına doğru eğilip . " Bunun hesabını soracağım sana bundan emin ol ." Diye fısıldayıp hiç birşey demesine bile fırsat vermeden odadan hışımla çıktı. Sesi olduğundan daha sert ve kararlıydı ve Deva bunu çok iyi hissetmişti. Aden'in zor durumda kalmasına sebep oldu Deva bunda farkındaydı ama abisini durdura bilmek adına Aden den başka biri yoktu.
Aden az önce kalktığı hastane koridorunda bulunan sandalyeye yorgun bedenini bıraktı.Kafasında bir çok şey dönüp duruyordu. En basiti bugünden sonra Barlas'ın yüzünü görmeyi bırak sesini bile duymak istemiyor du. Diğer yanda amcası vardı yarın onun ile Antep'e gitmesini istiyordu ve bu gece Aden'in evine gelir ise hele birde Aden'in evde olmadığını Barlas'ın evinde kaldığını öğrenir ise eğer bir anda ortaya atılan isteme olayına karşı durup direnmesine engel olurdu. İstemiyor isen Barlas'ın evinde neden kaldın diyerek baskı kurar ve genç kadın istemdiğini belirtse bile anlamadan dinlemeden kestirip atardı işi namusa getirerek.
Aden başını iki elinin arasına almış kolunun dirseklerinide dizlerine yaslamış bir şekilde oturuyordu. Kafasından geçenleri doluya koyuyor almıyor boşa koyuyor dolmuyordu. Nasıl bir şeyin içine düşmüştü bir anda . Bir kaç gün öncesine kadar herşey yolunda gidiyordu bir anda herşeyin tepe takla olmasına şaşırmıyordu artık . Çünkü Aden'in hayatı ne zaman yolunda gitse uzun sürmüyor daha ne ola bilir ki derken daha kötüsü ile karşı karşıya geliyor zemine daha sert çakılırken buluyordu kendisini.
Bu işin içinden nasıl sağ çıkacağını düşünüyordu. Bazen insan bedenen ölmese bile ruhen ölür . Ruhen ölmüş bir insanın bedenin sağ olmasının bir önemi kalmazdı. Aden defalarca ruhen ölmenin eşiğine gelmiş pes edecek iken annesinin varlığı ile inat edep hayata tutunmuştu. Ama bu defa konu bambaşkaydı. İstemdiği bir adam ile evlenmek onun için ölüm gibiydi. Birde Barlas'a güvenirken bir anda bozguna uğrayıp güvenini sarsması bu da ayrı canını yakıyordu. Amcasının sözleri ile bugün Barlas tan nefret Aden vicdanlı bir kadın olmasaydı eğer Barlas'ın yaralı olmasını dahi umursamadı. Ama Aden vicdanlı bir kadındı taşıyamayacağı vicdan azabının altına giripte ezilemzdi. Belki bugün Barlas'ın yerinde düşmanı olsa onada el uzatır merhamet ederdi. Zaten Barlas'ın Aden'e olan duygularını tetikleyen unsurlardan biride bu değil miydi zaten genç kadının merhametiydi.
Barlas şu kısacık zamanda Aden'in güzelliğine değil ruhunun güzelliğine kalbinin temizliğine merhametine vurulmuştu. Bazen dış güzelliğin bir önemi yoktur içi pis olan bir şeyin dışı güzel olmuş neye yarardıki. Dışı güzel olupta içi pis olanın dış güzelliği sadece içinin pisliğini örtmek için sadece bir kamuflaj olurdu . İçini gören dışını umursamadan kalkardı. Aden içi pis kalbi bar tutmuş insanlardan değildi . Dışının güzel olduğu kadar içide güzel ve temizdi . Mayası güzel olanın sözü ağır olsada onlardan zarar gelmez Aden'in bazı sözleri ağır olsada Barlas genç kadının özünü biliyordu.
Aden ne kadar zamandır orda öylece oturdu hiç bilmiyordu başındaki ellerini çekip yere eğdiği başkanı kaldırdığı gibi Barlas ile göz göze geldi.Gözünü kırpmadan kendisini izliyordu nezamandır izlediğinden bi haberdi Aden . Bakışlarındaki derinliği ve hissiyatı görmemek mümkün değil di. Siyahı anımsatan koyu kavelerde bir bilinmezlik ve bir karanlık vardı ve bu genç kadını korkutuyordu. Ne kadar sevda ile baksada genç kadın o karanlığı göre biliyordu yada Aden'in hayatına dahil olmak istediği için öyle hissediyordu.
Aden yavaşça Barlas ta olan bakışlarını çekti . Bu gün amcası ve Barlastan duyduğu sözlerden sonra Barlas'ı görmeye bile tahammülü yoktu genç kadının . Hastanede bile Barlas'ı görmeye tahammülü yok iken bu gece genç adam ile aynı evde nasıl kalacaktı. Aden'in kafasında bir bilinmezlikte bu günden sonra yarın ona ne getirecekti,olaylar hangi yöne ilerleyecekti ve sağ çıka bilmeye gücü yetecek miydi Aden'in .
Barlas genç kadının kendisinden gözlerini kaçırmasın dan ne kadar hoşlanma masada şuanda yapa bileceği birşey yoktu ama o günlede gelecekti . Sevdiği kadın kendisinden bakışlarını bile esirgemesin diye elinden geleni yapacaktı. Hâlâ yanında bulunan arkadaşından kolundaki damar yolunu çıkartılmasını istedi . Bir saniye bile hastanede durmak istemiyordu. Barlas'ın da yaraları vardı kimsenin görmediği. Merhametini kaybettiği acımasız bir adam olmasınında sebepleri vardı elbet. Canından can bildiği birini kendi elleri ile toprağa vermişti . Tamda böyle bir hastane odasında almıştı ölüm haberini . Mezara kendi eli ile koymuş toprağı kendi eli ile atmıştı . Onu o mezara koyup üstüne toprak attıktan sonra birdaha hiç mezarına gitmemişti.
Toprağa koyduğu canın yarısının o mezarda çürümesin den kendini sorumlu tutuyordu. Ve altı yıldır o mezara birkez olsun gitmemişti. Gide bildiği tek yer mezarlığın kapısıydı ve vicadan azabı yüzünden o kapıdan içeriye birgün olsun gitmemişti. Barlas kendini sorumlu tutuyordu o ölümden ama o ölümden en az kendisi kadar babası ve dedesi de sorumluydu. O günden sonra vicdanını kaybetmişti Barlas. Gözünü intikam ve kan bürümüş eski Barlastan eser bırakmamıştı. Altı yıldır içinde yas tutuyordu. .
Barlas'ın isteği üzerine hemşire gelmiş damar yolu çıkartılmıştı. Hakan ne kadar kalması için ısrarda bulunsa da Barlas kabul etmemiş en sonunda Hakan'a sert çıkışmıştı . Sessizce kenarda bekleyen Deva ve odaya ne zaman geldiğini görmediği Cihangir ile odadan çıktı. Barlas'ın da kafasının içi savaş alanı gibiydi tıpkı Aden gibi . Sevdiği kadının çaresizce başını iki elinin arasına alıp kara kara düşündüğünü görünce gözlerini bir türlü sevdiği kadından alamamıştı. Barlas ta böyle olsun istememişti sevdiği kadının kendisine bir adım atıp sevmesini bekleyecek ti ama Behram bey ve Savaş herşeyi mahvetmişti.
Barlas'ın odadan çıkması ile Aden de oturduğu yerden ayaklandı. Aden de Barlas'ın ne kadar inat dediğim dedik bir adam olduğunu bugün öğrenmiş oldu . Kim ne derse desin kendi bildiğini okuyordu ve Aden bu yüzden tek kelime etmeden Barlas ve diğerleri ile hastaneden çıkıp bahçe de park halindeki aracın yanına geldiler. Deva ve Aden arka koltuğa geçti Barlas ön koltuğa oturdu Cihangir şoför koltuğuna geçip arabayı çalıştırıp eve doğru yola çıktılar.
Arabanın içinde ölüm sessizliği kol geziyordu. Saat artık akşam saatini gösteriyor hava kava kararmıştı.Aden'in gözüne arabada unuttuğu çantası çarptı. Ayağının dibinde duran çantasını alıp hızlıca fermuarını açıp telefonunu aldı. Saatlerdir ortada yoktu ve Dila muhakkak aramıştı tabi birde Ferman ve Aras vardı eğer onlarda aramışsa Aden yandı demekti. Abileri canını okurdu.
Eline aldığı telefonun aceleci bir şekilde şifresini girdi . Tam da tahmin ettiği gibiydi elli iki cevapsız arama sayısız mesaj vardı. Aramaların ve mesajların bir kısmı Dila dan idi diger aramalar ve mesajlar Ferman ve Aras tan dı. Ve Aden şuanda ne yapacağını bilmeyecek kadar kötü bir durumda idi kafası karman çorman aklından geçenler başına ağır geliyor ve şiddetli baş ağrısı yapıyordu.
Dila ya gerçekleri anlata bilirdi ama Ferman ve Arasa hiç birşey anlatamazdı yine susması ve bu yükü tek başına yüklenmesi gerekiyordu. Bu defa yükü ağırdı altında kalmaktan korkuyordu genç kadın.
"Abimler bu defa beni öldürecek . " Diye kendi kendine endişe ile mırıldandı.
Yan tarafında oturan Deva duymuştu genç kadının kendi kendine mırıldanmalarını.
" Ne oldu ? " Diye Aden'e sorma gereksinimi duydu Deva . Yanında oturan Aden'in yüz ifadesi oldukça endişeli görünüyordu.
" Abimler aramış ve sayısız mesaj atmışlar. Ne diyeceğim ben şimdi dün geceki vukatımın arasından saatler sonra yine başka bir olayın içine düştüm . Bu defa kesin bittim ben . " Diye Deva'nın duya bileceği ses tonunda konuştu.
" Dur panik yapma eve gidelim bir Dila yı ararız . Dila'nın yanında olduğunu biliyorlar muhakkak onu aramışlardır Dila bir bahane uydurmuştur. "
Barlas arka koltukta fısır fısır harareti bir şekilde konuşan iki genç kadına döndü aniden . Barlas'ın bir anda arkasını dönmesi ile iki genç kadının fısıltıları kesildi . Barlas'ın şüpheli bakışları Aden ve Deva'nın arasında gidip geliyordu.
" Hayırdır kafa kafaya vermiş ne iş karıştırıyorsunuz bu defa ? " Diye imada bulundu. Deva ele avuca sığmayan bir kızdı ve Aden'i de kendisine benzetmesinden korktu Barlas. Bir Deva ile uğraştığı yetmezmiş gibi Aden de Deva'nın ya huyuna ya suyuna gider ise Barlas sinir hastası iken tımarhanelik olurdu .
Aden ve Deva aynı anda .
" Hiç birşey."
" Hiç birşey." Diye Barlas'ı cevapladılar . Barlas'ın herşeyi bilmesine gerek yoktu iki genç kadının nazarında .
İkilinin aynı anda verdiği cevap Barlas'ı daha çok şüphelendirdi.
" Umarım öyledir. " Diyerek gözlerini Deva ya sabitledi. " Deva , Aden'i de kendine benzetme yakarım seni uslu dur ." Uyarı da bulundu kardeşini iyi tanıyordu. Barlas tan hem korkuyordu Deva hemde bildiğini yapmaktan geri durmuyordu. Aden yaşına göre olgun bir kadındı hem Devadan hemde Dila dan daha olgun bir yapıya sahipti.
Deva şaşkınlık ile ayırdığı kocaman gözler ile abisine bakarak . " Kimi kendime benzetmişim ben ya . Hem bana benzese ne olacak canım keşke herkes benim gibi olsa akıllı, zeki ,güzel ." Elinin birini hafif yukarıya kaldırarak salladı." Daha ne güzel huylar var bende ."
" Ya ne demeli delinin önünde gidenisin . Senin gizlice saman altından yürüttüğün suları görseler ruh sağlığı ve hastalıkları hastanesi görse direk seni içeriye alır . Yaptığın şeyler akla mantığa sığacak cinsten değiller çükü. "
" Yok devanin papucu . Sen benden bahsettiğine emin misin ? " Abisine alıngan bir şekilde bakış atmayı ihmal etmedi . Aden abi kardeşin atışmalarını sessiz bir şekilde izledi . Bu gün aynı atışmayı abisi ile kendiside yapacaktı. Barlas ve Deva'nın atışmaları normal düzeydeydi ama Aden abilerinin gazabından kaçmak için kaçacak delik arayacaktı . Şimdiden abilerine ne açıklama yapacağını düşünüyordu kara kara.
Cihangir ise alışıktı abi kardeşin bu hallerine . Önce didişirler sonra ise Deva ,Barlas tan azar işitene kadar susmazdı .
Barlas arka tarafta oturan kardeşine doğru bedenin büyük bir kısmını çevirerek sert bakışları ve gerilen çenesi sinirlendiğinin göstergesi idi .
" Senin dilin çok uzamış kesmek lazım . " Ateş saçan bakışlarını Deva dan çekmedi . "Devenin papucunu gösterceğim sana . Daha dün gecenin de hesabını soracağım sizi eve bırakıp işimi halledeyim döndüğümde görüşeceğiz seninle." Dün geceden sonra Aden'e bile hesap sormuştu ama eve uğramadığı için Deva arada kaynamıştı .
Deva abisinin sinirli bakışlarından gözünü kaçırarak ." Nereye gideceksin bu halde ? " Barlas'ın ters tepki vereceğini bilmesine rağmen sormaktan geri durmadı.
" Sanane Deva ne zamandan beri sana hesap verir oldum ? " Kolundaki ağrıyı hissettiği için normal oturma pozisyonuna döndü Barlas.
Deva sessizliğe bürünmüş kendilerini dinleyen Aden'i kolu ile dürttü. Aden Deva'nın kendisine temas etmesi ile anlamayan bakışlarını Devaya çevirdi . Deva ön koltukta oturan abisini kafası ile işaret etti Aden de birşeyler söylesin abisinin gitmesine engel olsun diye . Bir kaç dakika kaş göz işareti ile Deva ve Aden sesiz atışmalarını sürdürdü. Deva birşey söyle dercesine kaş göz yapıyordu Aden ise banane der gibi omuz silkiyordu.
Aden , Deva'nın kaş göz hareketlerine göz devirerek söze girdi.
" Gidemezsin hiç bir yere ." Diyerek Deva'nın ısrarlarından dilayı bir anda paldır küldür ağzından çıktı sözleri. Ne söylediğinin sonradan farkına vardı ama iş işten geçmişti. Sanki evli çiftlermiş gibi bir izlenim verdi.
Barlas oturduğu ön koltuktan bu defa bedenini Aden'e çevirerek tek kaşını kaldırarak . " Sebep ? " Diyerek sol gözünü kırptı Aden den gelecek cevabı bekledi.
Aden , Barlas'ın bir anda kendine dönüp haklı olarak sorduğu soruya ne cevap vereceğini bekledi hızlı bir şekilde düşünmeye çalıştı. Kafası okadar doluyduki ne bahane üreteceğini bile bilmiyordu.
" Şey ."
" Ney ." Dedi aslında Aden'in şuan sorduğu soruda hoşuna gitmedi değildi. Bu kadını hayatının her köşesinde istiyordu müdahale etmesini bile istiyordu . Aden , Barlas'ı sevseydi eğer onun sevdiği kadar tüm hayatını sevdiği kadının ayakları altına serer istediği adama dönüşmeye bile gayret ederdi .
Barlas ile bugün bir araya neden geldikleri gekdi aklına .
" Senin ile konuşmamız yarım kaldı. Yarım kalan konuşmamızı tamamlamak istiyorum açılmamak üzere . Bu yüzden bir yere gitme ." Aklına amcasının ve saatler önce Barlas'ın söyledikleri geldikçe gözleri doluyordu . Hayatı başkasının elindeydi ve hiç bir şey yapamıyordu . Gözlerine dolan yaş çaresizliğinden di . Elinden geldiğince çaresizliğini Barlas'a göstermemek istiyordu ama nafile Barlas bunu çok net görüyordu.
Aden'in çaresizliği Barlas'ın canını yakıyordu ama başka çözüm yolu yoktu. Sevdiği kadını ne başkası ile evlenmesine tahammülü vardı nede onu o cehenneme göndermeye niyeti vardı. Ferman ile şuanda araları ne kadar kötü olsada eskiden gelen baki bir dostlukları vardı. Ne Ferman'ı nede Aras'ı bir faciaya sürükleyemezdi. İkisininde haberi olur ise eğer bir aile faciası yaşanırdı ve Ferman amcasının ve yengesinin canını almadan durmadı. Bu yüzden Barlas herşeyi kendi yöntemi ile halledecekti ona göre başka çözüm yolu yoktu çünkü zamanı kısıtlıydı. Aden'in parmağına bir defa kendi yüzüğünü takar ise kimse karışamaz Aden'in saçının teline dahi dokunamazdı. Barlas'ın koruması altına girerdi . Ve Barlas'ın ne kadar gözü kara bulaşılmaması gerekilen bir adam olduğunu herkes biliyor du.
Zaten Barlas'a bulaşanlarda aklı selim olmayan canına susamış adamlar idi . Canını seven Barlas ile düşman olmazdı . Düşmanına karşı ne vicdanı nede acıması vardı.
Barlas aldığı cevap ile ." Konuşalım ama benim kararım aynı değişen birşey yok olmayacakta." Sestonu oldukça kararlıydı. Aden den asla vaz geçmeyecekti . Evlilik konusu bir defa açılmış ve Aden'in kendisini nasıl geri çektiğini görüyordu. Bakışları ve konuşur iken ses tonundaki o soğukluğu Barlas çok net göre biliyordu. Bu saatten sonra Savaş geri adım atıp yapılan planlar alt üst olsa herşey normale dönse bile Barlas , Aden den vaz geçmeyecekti onu şimdiden kaybetmeye başlamıştı.
Aden , aracın ön koltuğundan vücudunun yarısını kendine çevirmiş gözlerine kararlı bir şekilde bakan adamdan bugün bir kez daha nefret etti . Hayatında hiç bir sıfata sahip olmayan adam bugün hayatı ile ilgili karar veriyordu adaletsiz bir şekilde. Barlas'ın dudağından dökülecek iki kelime Aden'in hayatını kaydıracaktı . Ve bunu gölenç kadının gözlerinin en derinine bakarak sessizce haykırıyorsu adeta. Aden dolmaya hazır bakışlarını Barlastan çekip aracın camına çevirdi . Barlas genç kadının dolan gözlerini kendisinden kaçırınca sert bir soluk vererek önüne döndü.
Aden gözünde biriken yaşları Barlas'ın görmesini istemedi . Akan her bir yaşında güçsüz bir kadın gibi görünmek istemedi . Sahi Aden'in gözlerinden ne çok yaş akmıştı bugün. Oysa ağlayan bir kadın güçsüz değildir tam tersi hayatın acısı ile dem almış insani olarak duygusunu sesli dile getiremediği için göz yaşı ile haykırırışlarını sessizce göstergesi idi . Bazen dil lal olur ama göz yaşları ile canhıraş göz yaşı ile atılırdı. Oysa insan içinde tuttuklarını yürek parçalayan feryatlarını çığlıklar ile dile getirseydi tüyler ürperten çığlıklardan kulaklarımız sağır olsun istersik. Bazen bir çok acıyı içimizde yaşayıp hergün biraz biraz ruhumuzu katletmiyormuyuz zaten .Ne garip ti hayat denen bu döngü. Hayat bizimdir ama bazen bizden çok herkesinmiş gibi bir urgun dolanır boynumuza ordan oraya çekiştirip dururlar sanki yeterince canımız yanmamış gibi . Bu yüzdendi günümüzdeki bir çok kadının zemine sağlam basamayışı . Sanki poyraz yeline kapılmışızda ordan oraya sürüklenmekten bitap düşmüşüz gibi yorgunluk vardır bedenimizde bu yüzdendi zemine sağlam basmaya takatimiz kalmamış gibi. Aden de öyle bir durumdaydı şuanda . Yılların yorgunluğunu omuzları ev sahipliği etmişti ve hâlâ da etmeye devam ediyordu yaşı çok genç olmasına rağmen.
Aden bugün bir kez daha babasının eksikliğini hissetti. Bugün babası yaşasa idi eğer geçmişte ne amcasının zorbalıklarına maruz kalırdı nede şimdi istemediği bir hayata sürüklenir di. Sırtımızı dayadığımız gölgesine sığındığı dağ yıkılınca ite çakala gün doğar mış. Aden'in ki de tam böyle olmuştu babası gidince hayatına burnunu sokan çok olmuştu. Ailede tek birine hesap vermek zorunda iken babasını kaybettikten sonra bir çok kişiye hesap vermek zorunda kalmıştı bunların en başında Behram bey vardı.
Barlas'ın son cümlesinden sonra aracın içinde sessizlik hüküm sürmüştü eve varana kadar . Araç evin bahçesine girş yaptı Cihangir arabayı her zaman parkettiği yere park edip kontağı kapattı.
Hepsi arabadan indiler Deva abisinin eve doğru yürümesini beklerken .
" Siz geçin eve ben geleceğim." Dedi Barlas madem bu gece gidemiyordu Asaf Çetiner'in canını almaya Cihangir'in edindiği bilgileri duymak istiyordu.
Aden , Barlas'ın sözleri ile yerdeki bakışlarını kaladırıp genç adamın yüzüne baktı . Daha dakikalar önce bu adam tamam gitmeyeceğim demişti şimdi ne yapmaya çalışıyor du.
" Abi- " Deva cümlesinin devamını getirmeden Barlas söze girdi.
Araba daki konuşmadan bu yana yüzüne bakmayan Aden ' siz eve girin ben geleceğim' sözünü duyunca yüzüne bakmıştı . Aynı şekilde Barlasta genç kadının gözlerine bakarak .
" Gitmeyeceğim bir yere . Cihangir ile konuşacaklarım var burdayım." Aden'in biran önce evlilik konusunu konuşup kapatıp gitmek istediğinin farkıda idi Barlas . Ama Aden ne derse desin kararı değişmeyecekti.
Deva tamam anlamında başını sallar iken Barlas pantolonunun cebindeki sigaradan bir dal çıkarıp dudaklarının arasına yerleştirerek giden kızların arakasından bakarak yaktı.
Aden ve Deva yavaş adımlar ile eve yürüyorlardı. İkiside oldukça yorgundu. Deva dün gece fazla kaçırdığı alkolden dolayı midesi rahatsızdı. Hem bünyesi hassastı hemde alışık değildi alkole içtikleri alkolde oldukça sert olunca Deva yı fena çarpmış ara ara mide bulantısı yaşamasına sebep oluyordu. Üstelik bugün Barlas'ın vuruldu haberinde aldığında adeta deliye dönmüştü Barlas'ı gözleri ile görene kadar.
Aden ise bir savaşın içinden çıkmış bir başka savaşa girmiş gibiydi. Üzerindeki t-shirt üne bulaşan kan lekesini gördükçe kötü oluyordu. Bugün çok ağladığı için gözleri kızarmış ve şişmişti. Göz kapakları kendisine ihanet etmiş gibi uyanmamak üzere uyumak istiyordu.
Evin kapısına yaklaştıkça Aden'in adımları ağırlaşıyordu. Allah biliyordu ya bu evden içiriye adım atmak istemiyordu. Bir anda genç kadın olduğu yerde durup önündeki büyük eve baktı. Sanki bu eve girdiğinde birdaha aynı Aden olup çıkamayacakmış gibi hissediyordu genç kadın. Saniyelerce evin her katında göz gezdirdi . Daha sonra arkasını dönüp az ileride arkasında duran bir eli pantolonun cebinde diğer elinde sigaranın gri dumanını ciğerlerine çeken Barlas'a baktı . Barlas sigaranın zehrini ciğerlerinin en derinine çekip bir anda duraksayan kadından gözünü ayırmadı.
Sanki bakışları ile Barlas'a birşey söylüyor gibiydi. Bakışlarında kırgınlık ve güvensizlik vardı genç kadının gözlerinde . Eve girmeye korkar gibi bir hali vardı ve bu durum Barlas'ın canını sıkıyordu . Genç kadının tek kelime etmesini bekledi ama Aden tek kelime etmedi . Öylece baktı Barlas'a güvenmişti ve bugün duydukları ile büyük bir hayal kırıklığı yaşamıştı. Sanki Barlas'ın evine girdiğinde birdaha kendi hayatına dönemeyecek gibi hissediyordu Barlas'ın gri dumanın arkasındaki parlayan irisleri genç kadını karanlığa çekip hapsedecek gibiydi.
Deva açtığı kapı ile dönüp arkasından geldiğini sandığı Aden'e baktığında olduğu yerde durmuş abisine bakarken gördü.
" Aden ." Diye seslendi varlığını hissettirmek için.
Aden , Deva'nın sesi ile gözlerini Barlas tan çekip Devaya çevirdi.
" Gel hadi bi duş al kendine gelirsin . Abim şimdi gelir dışarıda bekleme ." Aden'in abisinin gitmesinden endişe duyup beklediğini düşündü Deva ama yanılıyordu.
Oysa Aden bakışları ile bu kötülüğü bana yapma dercesine bakıyordu. Bu gece konuşacaklardı ve bu konuyu kendi aralarında konuşup halletmeden kimseye birşey söylemeyeckti eğer genç kadının istediği olur ise yine kimseye birşey söylemeyecekti. Sessiz bakışları ile konuşmadan önce Barlas'ın kendisini anlamasını istedi. Ama Barlas'ın gözlerinde gördüğü okararlı bakışlar umudunu yitiriyor du genç kadının.
Deva'nın sözleri ile durdurduğu adımlarını harek ettirip eve doğru yürüyüp açık kapıdan içeriye girdi.
" Hadi gel odama çıkalım sana eşofman , t-shirt vereyim duş al rahatlarsın. "
Aden tek kelime etmeden tamam anlamında başını salladı. Bedenini okadar yorgun hissediyordu ki Deva'nın teklifini geri çevirmedi. Bu gece oldukça uzun geçecekti ve vücudunun ılık su ile rahatlamasını istedi . Üzerindeki korkuyu gerginliği atıp Barlas'ın karşısında dim dik durmak istedi şuanki gibi canı bedeninden çekilmiş gibi değil .
Üst kata çıkan Deva yı takip ederek üst kata çıkıp Deva'nın odasının kapısına geldiler. Deva kapıyı açıp önce Aden'in girmesini istedi ardından kendisigirdi odaya kapısını kapattı.
" İstediğin birşe var ise ala bilirsin ne ile rahat ediyorsan sen seç sağ bölmede etiketi üzerinde iç çamaşırı ve kıyafet var ben de havlu ayarlayayım sana . " Diyerek gardıropu gösterdi Aden'e .
Aden yorgunluk ile yatağın kenarına oturdu. " Fark etmez bana sen versen olurmu.? " Banyoya doğru giden Deva ya seslendi .
" Tamam canım. " Diyerek banyoda Aden'e temiz havlu getirdi Aden'e . Altı ayı geçmişti tanışmaları ve daha öncede Aden ile aynı evi paylaşmış oldukları için yabancılık çekiyorlardı ama Aden birazda olsa çekiniyordu bu eve her geldiğinde.
Aden gözlerini t-shirt ünde ki kan lekesine indirdi bakışlarını biran önce bu görüntüden kurtulmak istiyordu. Üzerindeki kanlekesine her gözü takılmasında zihnine o anlar doluşuyordu . Resmen yağmur gibi mermi yağmıştı üzerlerine ve Aden o evden sağ çıka bildiklerine inanamıyordu.
Deva , Aden'in t-shirt ünde ki kan lekesine baktığını fark etti . Bir yandan Aden için temiz kıyafet ayarlar iken bir yandan da genç kadın ile konuşmaya başladı.
" Çok rahatsız edici bir görüntü demi ?" Diyerek Aden'in bakışları kendine değinmesini sağladı. "Birde sevdiğin birinin kanı lekeleri üzerine bulaşması dahada kötü. " Diyerek elindeki etiketi üzerinde olan iç çamaşırları ve beyaz bir t-shirt siyah düz bir eşofman ile yatağın kenarına oturan Aden'in yanına adımlayıp elindekikeri yatağın üzerine koyup genç kadının yanına oturdu .
Hâlâ kendisine bakan Aden'in çevirdi acı dolu bakışlarını. Aden'in şuandaki kötü ve kendini berbat hissetmesini çok iyi anlırdu . Çünkü bu durum ile sürekli karşı karşıya geliyordu Deva . Aden sessizliğini bozmadan Deva nın kederli bakışlarına bakıyordu. Deva sessizliğini bozmayan Aden ile konuşmasına devam etti.
" Sen alışık değilsin bu görüntüye o yüzden bu kadar etkilendin. " Dedi Aden'e ama genç kadının anlattığı kadarı ile biliyordu bildiğide pek birşe değildi ama bilmediği çok şey vardı Aden ondört yıl önce bu durumun bire bir aynısını yaşamıştı. Ne kadar evin içinde bu durum ile karşı karşıya kalmasada evlerinin arka bahçesinde yaşamıştı ve o gün gölgesine sığındığı babasının kanı üstüne başına bulanmıştı. O gün o gece babasını birdaha hiç görmemek üzere kaybetmişti.
Deva'nın sözleri ile kabuk tutmayan yarası yine kanamaya başlamıştı Aden'in içinde . Acı dolu bakışları ile. "Evet alışık değilim ama ben o anı tek bir defa yaşadım ve o gün çocukluğumu orda o dakikada bıraktım ben . " Diyerek genç kadının sözüne itafen konuştu Aden.
" Pek birşey bilmiyorum baban konusun da pek birşey anlatmadın birgün anlatmak istersin diye üstelemiyorum ama kolay değil ne kadar zaman geçerse geçsin acı hep taze kalıyor Allah sabrını arttırsın ." Aileler ne kadar yakın olsada Deva da o dönemde çocuktu ve Aden'in babasının kollarında öldüğünden haberi yoktu. Deva dolu dolu gözleri ile Aden'e baktı hem ona üzülüyordu hemde o acıyı biliyordu oda altı yıl önce ona benze bir acı ile imtihan olmuşlardı."Biliyormusun ben o anı çok yaşadım." İki elini hafif sağa sola açarak bak dercesine . "Hâlâ da yaşıyorum da gördüğün gibi biliyorum yaşamayada devam edeceğim ." Diyerek acılı bir iç çekti . " Ben kaç defa abilerimin kanlı gömleklerini gördüm kaç defa kan lekesi olan gömleklerini yıkadım annem ile birlikte . En çokta Barlas abimin kanlı gömleklerine şahit oldum . Ve abilerimi kaybetmekten korkuyorum en çokta Barlas abimi kaybetmekten korkuyorum bugün ki halini gördün zaten . " Diyerek sağ gözünden firar eden göz yaşını elinin tersi ile silip iki elini dizlerinin üzerinde birleştirdi .
Ağlamak istemediği için gözlerini ellerine sabitledi . Oda biliyordu Aden'e bakar ise ağlayacağını ikiside yaralıydı ama Deva Aden gibi değildi acısını gizlemeyi iyi bilirdi Karahan kızı. Düşmanları çoktu Barlas'ın yeraltı dünyasının karanlığına gömülmesinden dolayı dostları olduğu kadar düşmanları vardı bu yüzden acısını kimseye göstermezdi. Acısını ulu orta yaşasa düşmanları o yaranın kapanmasına izin vermez o yarayı bıçak ile deşerlerdi . Deve abisinin verdiği taktiği uyguluyordu. 'Zaafını ne dostuna ne düşmanına gösterme acını gizleki düşüşün kolay olmasın . Kapalı bir kutu gibi ol içini göremesinler asla izin verme ayağına çerme takmak isteyenler o kutuyu açıp içini göremeden kendi kendilerini yok etsinler. ' demişti Barlas ve Deva o günden sonra abisinin dediğini yapmıştı bunu yapmak zorundaydı çünkü Barlas'ın belkemiğiydi Deva zaafıydı. Deva da biliyordu kendisine birşey olur ise abisi yerle bir olurdu . Bu yüzden güçlü durması gerekiyordu.
Deva titreyen sesi ile . " Abim siyahı sevmezdi sevmek zorunda kaldı bazen gömleğine bulaşa kan lekesi ile gelirdi eve kan lekesini görmeyelim diye beyaz gömlek giymez oldu ve yıllar sonra ben abimin bu gün beyaz giydiğini gördüm oda yine kanlı bir şekilde. " Ellerindeki bakışlarını Aden'e çevirdi ve Aden'in anlamaz bakışları ile karşı karşıya kaldı. Ve bir pot kırdığını anladı . Aden abisi ile ilgili hiç birşey bilmediği ve abisinin Aden'e kendisi ile ilgili gerçekleri anlatamadığını anladı.
Ne yaptığını idrak edince panikle oturduğu yerden ayaklandı. " Hadi kalk sen üzerindekilerden kurtul duşunu al rahatka . Banyoda gerekli olan şeyleri koydum havlu da yatağın üzerinde . " Diyerek hızlı adımlarla ile odanın kapısına adımladı Aden'in sesi ile adımlarını durdurmak zorunda kaldı.
" Deva ne oldu ? " Barlas ile ilgili bu kadar şey anlatmışken bir anda susup odadan çıkma isteği Aden'i şaşırtmıştı.
" Birşey olmadı . Midem kötü bugün midem bulandı o yüzden kalktım birde abime bakayım. Hadi sende al duşunu rahatlarsın." Diyerek odadan çıktı midesi kötüydü gerçekten ama bunun için odadan apar topar çıkmamıştı ve Aden'i bir bilinmezliğe ittiğinin farkında bile değildi.
Aden yatağın köşesinde dakikalarca oturdu giden Deva'nın ardından. Deva'nın söyledikleri kafasını karıştırmıştı. Herşey kafasının içinde karman çorman olmuş birbirine karışmıştı. Neyi düşüneceğini bile bilmiyordu bugün okadar çok şey yaşamıştı. Önce sabah murat tan azar işitmiş sonra Barlas ile tartışmış daha sonra amcası gelmişti ve evlilik konusunu açmıştı en sonda Barlas'ın yanına hesap sormaya gittiğinde adeta savaşın ortasında kalmış gibi üzerlerine yağmur gibi mermi yağmıştı. Şimdide Deva'nın, Barlas ile ilgili söylediği şeyler kafasının dahada karışmasını sağlamıştı. Barlas kendisinin tanıdığı gibi bir adam değilmiydi . Aden Barlas'ı eli kolu uzun ünlü bir iş adamı olarak biliyordu ve Deva'nın söylediklerinden sonra yanılgıya düştü. Gömleğine bulaşan kan lekelerini ailesi görmesin diye siyah giyinen bir adam ne iş yapa bilirki diye düşünüyor du Aden .
İşin kötü tarafı da Aden az da olsa tanıyorum diye düşündüğü Barlas hakkında bugün farklı şeyler duymuştu hem hastanede Hakan dan duydukları hem Barlas'ın bu ilk yaralanmam değil demişti ve bu adam ile evlenmesi söz konusu idi Aden bu evlilik olmasın diye elinden geleni ardına koymayacaktı. Tabi gücü yeter ise . Ama Barlas tan neden ise duydukları ile korkmaya başlamıştı . Aden'in gözünde Barlas agrasif bir adam dı çabuk parlayan dediğim dedik biriydi aklından hiç katil potansiyeli geçirmemiş ti bu dakikaya kadar.
Ne kadar zamandır oturup düşünceye daldığının farkında değil. Daldığı düşünceden başını iki yana sallayarak. "Yok daha neler Aden ne katili Barlas işte çabuk sinirlenen egoist Barlas." Diyerek aklından geçenleri yoketmeye çalışarak ayağa kalktı.
Deva'nın kendisi için yatağın üzerine bıraktığı temiz banyo havlusunu alarak banyoya girdi kafasından geçen bin bir düşünce ile .
Aden'in kaderi bugün yeniden yazılacaktı. Yarından sonra bu zamana kadar çektiği çile hiç birşey kalacaktı yaşayacaklarının yanında. O adı gibi bu dünyada cennetgibi bir hayat yaşamamıştı yaşayamayacaktı da . Babası koymuştu Aden'in adını iki oğlundan sonra kızı olunca bu yalan dünyama cenneti getirdin kızım diyerek sağ kulağına ezan sol kulağına kâmet okuyup adını Aden koymuştu . Adının anlamı cennet bahçesi idi ama Aden bu dünyada cehennemi yaşıyordu ve bugün o cehennemin kapısı aralanacak yarın cehenneme ilk adımını atacaktı . Başına gelecek bir çok şey için susup yalan söylemek zorunda kalacaktı yalan söylemeyi bilmez sevmez iken . En başta da abilerine yalan söyleyecekti bugün kendi evinde olduğuna dair.
Aldığı duştan sonra eline aldığı havluyu bedenine sarıp banyodan çıktı . Bedenini hızlı bir şekilde kurulayıp Deva'nın yatağın üzerine bıraktığı iç çamaşırlarını eşofman ve t-shirtü giydi. Mevsim son bahardı dışarda hafif esen rüzgar insanı üşütüyordu ama evin içi sıcaktı ve Aden'in bedenini de ayrı bir sıcaklık basıyordu endişelerinden dolayı. Üzerini giyindikten sonra tekrar banyoya girip elindeki banyo havlusunu kirli sepetine attı Deva'nın kendisi için banyo aynasının önündeki lavaboya bıraktığı saç kurutma makinesi ile saçlarını hızlı bir şekilde kurutup gelişi güzel tepeden toplayıp bağladı. İşi biter bitmez banyodan çıkıp oyalanma dan odadan çıkıp bir alt kata indi.
Salona geldiğinde beti benzi atmış bitkin bir şekilde oturan Deva yı gördü. Az önce yorgun görünüyordu ama bu kadar bitkin bir hali yoktu . Deva'nın oturduğu koltuğa ilerleyip yanına oturdu.
" Biran da ne oldu sana az önce iyiydin yüzün kireç gibi olmuş." Diyerek gerçekten kötü bir halde oturduğu yerde kıvranan Deva ya endişe ile baktı.
" Midem kötü bugün senden eve geldiğimden beri ne yesem çıkarıyorum . " Aden lerden geldiğinden beri midesi kötüydü birde Barlas'ın vurulma haberini aldığında hastaneye gidene kadar kendini harap etmişti stresten dolayı daha da kötü olmuştu.
" Hastaneye gidelim istersen gerçekten iyi görünmüyor sun ."
" Gerek yok biraz kendime geleyim ilaç alırım. "
" Emin misin gitmek istemediğine . "
" Eminim canım . " Oturduğu yerden dik bir konum alarak yan tarafında oturan Aden'e döndü. " Ya abim odasına çıktı baya oldu çıkalı bi bakar mısın abime senden rica etsem . Ben çıkacaktım ama kendimi iyi hissetmiyorum. " Diye bekletili bakışları ile Aden'in gözlerine baktı.
Aden , Deva'nın isteği ile oturduğu yerden rahatsızca yerinden kıpırdandı . Zaten bu eve geldiği için pişmanlık yaşıyordu ve şimdide Deva'nın isteği geriyordu genç kadını. Deva'nın bitkin hali ve beklenti dolu bakışlarını görünce istemesede . "Tamam bakarım odası nerde ? "
" En son senin gelip kaldığın oda . " Diyerek Aden'e bir şok daha yaşattı. Aden duyduğu söz ile affalladı. En son bu evde kaldığında evine saldırı olmuştu Barlastan yardım istemişti ve o gece Barlas kendisini bu eve getirip kucağında bir odaya çıkarmıştı Deva ise o odaya misafir odası demişti. O gece odaya dikkatli bir şekilde bakmamıştı bile eğer dikkatli bir şekilde baksaydı odanın Barlas'a ait olduğunu anlardı ve kesinlikle o odada kalmazdı. Aylar önce Barlas'ın yatağında uyumuştu ve şuanda bu durumdan oldukça rahatsızdı.
Hiç birşey demeden merdivenlerden üst kata çıkmaya başladı ayakları ne kadar geri geri gitse de Deva ya tamam dediği için geri adım atamıyordu. Aden nankör bir kadın değildi ne zaman başı sıkış sa Barlas yardımına koşmuştu ve bugün de kendisi yardım etmeliydi .Barlas'ın odasının kapısına geldiğinde Barlas'ın homurdanma seslerini duydu yarı anlaşılır yarı anlaşılmaz küfürler savunuyordu. Durup birkaç saniye bekledikten sonra derin bir nefes çekip iki defa kapıyı tıklattı içeriden gelecek komutu fazla beklemek zorunda kalmadı.
" Gel ! " Barlas arkası dönük bir şekilde hâlâ homurdanarak gömleğinin düğmelerini açıyordu. Kolundaki sızı kendini belli ettiği yetmiyormuş gibi birde kanıyordu homurdanarak pervasızca savurduğu küfürler bu yüzdendi. " Sikeyim böyle işi ." Gelenin Aden olduğundan bi haberdi . Gömleğinin tüm düğmelerini açmış hâlâ arkası dönük bir şekilde bedeninden canının acısı ile sıyırdı.
Aden , Barlas'ın çıplak sırtı ile karşı karşıya kalınca . " Pardon üzerini değiştiğini bilmiyordum Şey beni Deva gönderdi iyimisin diye bakmamı istedi o da pek iyi değil midesi kötüymüş. " Lafı uzatmadan hemen konuştu iyi olduğunu duyup hemen alt kata inmek istiyordu Barlas'ın bedeninin üst kısmının çıplaklığını görünce utanmıştı. Kendine de içten içe kızmadan edemedi önce seslenip odaya girmediği için. Deva rahatsız olduğu için kendisinden rica ettiğini de belirtmeyi unutmadı Barlas kendisinin merak ettiği için geldiği düşüncesine kapılmasını da istemedi . Bu evde bir saniye bile durmak istemiyordu .
Barlas genç kadının sesi ile sırtı dönük olan bedenini Aden'e çevirdi .
" Sen miydin Deva sandım. " Arkası dönük olduğu kadına bedenini çevirdiği gibi zemin ile bakışan Aden'e baktı
Aden yüzüne yarı çıplak bakan adamdan gözlerini kaçırıp bakışlarını zemine sabitledi utanç ile. Böyle bir manzara beklemiyordu . " Deva iyimisin diye bakmamı istedi o yüzden geldim . " Kaçırdığı gözleri tekrar Barlas'a değinince çıkarttığı gömleğini tekrar giymeye çalıştığını gördü . Gözleri bir an yarasına kayınca kolundaki bandajdaki kanı ve Barlas'ın acı ile yüzünün gerildiğini fark etti. "Napıyorsun sen yaran kanıyor." Diye panikledi Barlas'ın arabadaki o hali doluştu zihnine .
" Farkındayım. Sen rahatsız olma diye giyiyorum tekrar. " Aden'in bu hâlinden rahatsız olduğunun farkındaydı ve kendisinin yanında rahat olsun istedi . Her zerresini aklına kazıdığı yüzü zemine değil kendisine baksın istedi . Barlas ne kadar belli etmese de kolundaki uyuşukluk geçtikçe acısı gün yüzüne çıkıyordu.
Aden, Barlas'ın çıkarttığı gömleği tekrar giymeye çalıtığını canın acısı ile çattığı kaşları ve gerilen yüz hatlarını görünce gözlerini kapatıp sıkıntılı bir nefes verdi sabır dilercesine. " İlk yardım malzemesi var mı? " Barlas'ı bu halde bırakıp gitmeye vicdanı el vermedi . Barlas'a hem öfke dolu hemde kırgın dı ama Aden merhametli bir kadındı. Onu bu halde bırakmazdı biraz daha gömleği giymek için kendini zorlar ise dikişlerinin açılmasına sebep olacaktı.
" Banyoda. "
Aden kapının önünde beklemeyi bırakıp daha önce kaldığı odaya girip banyoya ilerledi .
Aden'in odaya girmesi ile Barlas kapıyı kapatıp boydan camın önündeki büyük gri berjere ilerleyip oturdu. Aden elinde ilk yardım kutusu ile odaya tekrar döndüğünde berjer de oturan Barlas'ın yanına gelip elindeki kutuyu yan genç adamın yanı başına bırakarak kapağını açtı içine göz gezdirdi gerekli olan malzemeler tamamı diyerek . İhtiyacı olan herşeyin olduğunu görünce ilk yardım kutusundaki bakışlarını kendine bakan Barlas'a çevirdiğinde göz göze geldiler .Aden kendisinden bir saniye bile gözlerini çekmeyen adamdan gözlerini kaçırarak . " Gömleğini çıkaralım . " Dedi utanç ile Barlas çıkarttığı gömleği tekrar giymişti düğmelerini iliklememişti. Kaslı esmer kavruk teni görsel bir şölenmiş gibi kendini belli ediyordu dikkat çekmemesi mümkün değil di.
Barlas genç kadının sözünü ikiletmeden sırtını yasladığı berjerden ayırıp bedenini hafif öne doğru eğdi bunu yaparken bele gözlerini bir saniye bile genç kadından ayırmadı. Sağlam olan kolundan gömleği sıyırırken yaralı olan kolunu zorlandığı için duraksadı dişlerini sıkarak. " Sikeyim böyle işi ." Diye yaralı kolunun acısının dinmesini bekledi .
Acı ile yüzü kasılan adam ile genç kadının da yüzünü buruşturdu. " İyimisin ? Yardım edeyim. " Diyerek Barlas'ın berjere bıraktığı iri bedenine doğru eğlip sağ omzundan gömleği sıyırdı. Barlas'ın üzerine doğru biraz daha eğilip gömleğin sırt kısmını sola doğru yavaşça çekti .
Bu sırada Barlas'a zor anlar yaşattığının farkında bile değildi. Teninden yayılan güzel koku genç adamın burnuna dolduğu yetmezmiş gibi sağ omzundan sırtına doğru yol çizen parmakları ayrı işkince ediyordu Barlas'a. Aden'in sırtında gezinen parmakları ve burnuna dolan kokusu adeta canının acısını unutturmuş bedenini bir alev topu sarmış gibi bedeni gerildikçe geriliyordu genç kadının daha fazla yaklaşması.
Sağlam kolu ile genç kadının ince beline sarıp kendine doğru çekip kucağına oturtup o dolgun dudaklarına yumulmak istedi. Aylardır o dudakları aşkla sevgi ile öpmek için yanıp tutuşuyor du. Aden'e karşı bu hareketi yapamazdı onunda istemesi gerekiyordu bunun bilincindeydi Barlas .Bu hâlde bile Aden'e karşı libidosu yüksekti. Tabi aklından geçeni şimdi uygular ise Aden yüzünü hasret bırakacağını bildiği için uygulamaktan vaz geçti.
Aden ise Barlas'ın kendisine duyduğu arzudan habersiz yavaş hareketler ile yaralı kolunu gömlekten kurtarmaya çalışıyordu. "Sen ilk günden böyle yapmaya devam eder isen yaranın iğleşeceği varsada iğleşmez . Söz dinlemiyor Sun bi durdum durağın yok aklın estiği gibi hareket ediyorsun . Yaralısın bunu idrak etsen iyi olur artık . " Diye sert çıkışmayı da unutmadı.Gömleğin tamamını genç adamın vücudundan çıkarttıktan sonra geri çekilip berjerin yan tarafına koydu.
Bakışları tekrar Barlas'ı bulduğunda alev alev arzuyla parlayan gözleri ile karşılaştı. Barlas'a zor dakikalar yaşatmıştı bunun farkında bile değildi. Barlas'ın bakışkarındaki arzuya bir ad veremedi .
Barlas'ın alev alev bakan bakışlarını umursamadan tekrar üzerine doğru eğilip yaralı koluna baktı Aden genç adamın kolundaki bandajdaki kanı yakından görünce yüzünü buruşturdu acı çeker gibi istemsizce sanki kanayan yara kendisinin miş gibi. Barlas ise genç kadının yüz ifadesine dudağının kenarı kıvıldı . Aden'e bugün açık açık ailemi ben gönderdim deyip istesende istemesende hayatına dahil olacağını söylemesine rağmen Aden merhametinden ödün vermiyordu ve Barlas'ı genç kadına çeken en büyük özelliğiydi merhametli olmasıydı. Merhameti olan insanın sevgiside güzel olurdu incitmeye korkardı ve Barlas bu yüzden Aden den vaz geçmek istemiyordu. Bakışları ne kadar buz gibi olsada genç kadının merhametli dokunuşlarını hissediyordu.
Dünya kötülükler ile doluydu merhamet unutulmuş herkes menfaatleri peşine düşmüştü. Kötünün iyiyi yok ettiği bir dünyaydı . Mesele dünyada değildi içinde yaşayan insanlar düzeni bozuyor kötülüklerini saçıp herkesi zehirliyorlardı .
Aden , Barlas'ın yavaş hareketler ile yarasının üzerini kapatan bandajı çıkarttı . Elleri titriyor yüzü acı çeker gibi geriliyordu bu gün yeterice kan görmüştü korkmasına rağmen temas etmişti. Bandajın altındaki dikişler ile göz göze geldiğinde gözlerini kapatıp derin bir nefes çekti ciğerlerine.
Belki basit gibi görünse de Aden için şuandaki durumu kolay değildi. Çocuk yaşta öyle bir acı ile terbiye edilmiştiki toprağa girene kadar da o acı bedenin terk etmeyecekti . Her kan gördüğünde kafasında aynı sahneler canlanıyordu uğradıkları saldırı ve babasının ölüm anı ellerine bulaşan babasının kanı . On dört yıldır kan gördüğü zaman o an kafasının içinde dönüp duruyordu bozuk pir plak gibi başa sarıyordu.
" Pansuman yapacağım diye kendini zorlayıp eziyet etme kandan korkuyorsun." Üzerine doğru eğilmiş bir vaziyette duran nefesini teninde hissettiği kadının zorlandığını görüyordu . Bugün yeterince zorlanmıştı Aden kendisi yüzünden ve genç kadının bu haline dayanamıyordu.
Aden , Barlas'ın sessi ile yumduğu gözlerini açıp titreyen göz bebekleri ile Barlas'a baktı. " Önemli değil yaparım ." Kendini toparlayıp ilk yardım kutusunun içindeki gerekli malzemeler ile dikkatli bir şekilde pansumanı yapmaya başladı.
Şimdiden kıyamıyordu Barlas sevdiği kadına biraz sonra söyleyecekrini nasıl dile getirecekti . Ya genç kadını istemediği evliliğe sürükler iken nasıl kıyacaktı. Bunun yükü şimdiden sırtına bir ağırlık olduk Barlas'ın .Barlas'ın unuttuğu vicdanını tekrar hatırlatıyordu genç kadın. Göz yaşının akmasına kıyamadığı kadının günlerce ağlamasına sebep olacaktı . Bakmaya kıyamadığı gözler kendisi yüzünden yaş dolacaktı. Barlas Karahan altı yıl önce bir vicdan azabının yükünü sırtlanmıştı ve bugün den sonrada Aden'e duyduyacağı vicdanın yükünü sırtlanacaktı. Genç kadını istemediği bir hayata sürükleyip söz hakkı tanımadan haytını , hayallerini çıkacaktı.
Barlasta istedi sevdiği kadını Savaş tan ve Beharam beyden korunmanın başka bir yolu olmasını ama yoktu ne bir yol ne bir çözüm zamanda yoktu . Savaş'ın bu evlilik habrini duyması an meselesiydi Barlas her türlü sevdiği kadını korurdu ondan ama arada Aden kalır ve daha çok zarar götürdü. Biran önce nişan takılması gerekti Savaş'ın attığı adımlardan önceden haberdar olmalıydı. Savaş normal bir adam değildi hem saplantılıydı genç kadına hemde madde bağımlısı bir adamdı. Sağlıklı düşünemeyecek kadarda ruh hastasıydı.
Aden'in bakışlarındaki kırgınlığın bir süre sonra neferete dönüşeceğini bile bile onu korumaktan vaz geçmeyecekti. Hangi adam kurak topraklarına baharı getiren kadının kendinden nefret etmesini isterdi ki hele bir de sevdaya ilk defa tutulmuşken . Taştan duvarını yıkıp senin sen olduğunu hatırlatan bir kadın düşmüşse gönlüne onun nefretini kazanmayı asla istemezdi bir erkek. Barlas ilk defa bir kadını hayatının merkezine koymuş hayatında olsun isterken onun payına düşen de sevdiği kadının nefreti olmasını istemzedi .
İki yürek ayrı acılar ile terbiye edilecekti bu günden sonra. Biri sevdasının acısını çekerken diğeri sevmediğ bir adama eş olmamak için kapanmak bilmeyen yarası deşilecekti ve o andan sonra Barlas yüzünden yüreğinde açılacak yara ile yaşamak zorunda kalacaktı.
Aden yaptığı pansumanı bandaj ile kapatır iken Barlas sevdiği kadının her zerresini aklına kazırcasına izliyordu.
" Tamamdır bitti . " Bakışlarını genç adamın kolundan çekip yüzüne çıkardı. Barlas'ın odasında olmaktan rahatsız olduğu yetmezmiş gibi bedenin üst kısmının çıplaklığı utanmasına sebep oluyordu.
" Giyinme odasından t-shirt getire bilirmisin ? " Bilerek t-shirtü bahane ediyordu bir kaç saat sonra bugün ki yarım kalan konuşmalarını devam ettireceklerdi ve Barlas, Aden'i bu kadar sakin göremeyecekti . Aden'i biraz daha göre bilmek için t-shirt te bahanesiydi .
" Tamam getiririm . " Diyerek genç adamdan yine bakışlarını kaçırdı. Barlas'a yardım etme sebebi merhameti ve zor durumda kaldığı her an Barlas'ın ona tutunacak dal olmasıydı. Yoksa bugün ki duyduklarından sonra Barlas'a beslediği tek duygu kırgınlık ve öfkeden öteye gidemezdi .
İlk yardım kutusunun kapağını kapatıp Barlas'ın yantarafın da duran gömleği ve kolundan çıkardığı bandajı eline alarak banyoya ilerledi. Banyoya girdiğinde önce ilk yardım kutusunu aldığı banyo dolabına koydu daha sonra elindeki bandajı lavabonun alt kısmındaki çöpe atı. Elinde kalan gömleğe baktığında üzerindeki kan lekesini gördükçe bugün yaşadığı olay canlanıyor du gözünde . Birde Barlas'ın vurulduğu o an gözünün önünden gitmiyordu ona birşey olacak diye çok korkmuştu ne kadar kırgın ve kızgın olsada .
Elindeki gömlek ile bakışmayı kesip kirli sepetinin kapağını açıp içine attı. Ellerini hızlı bir şekilde yıkayıp kuruladıktan sonra odadan çıktı. Biraz önce önünden geçtiği kapısı açık olan giyinme odasına girdi . Geniş oda yatak odası gibi gri tonlarından oluşuyordu. Tüm duvarlar cam kapaklı dolaplar ile kaplıydı. Dolabın sol bölmesininde takım elbiseler ve gömlekler bir kısmında spor kıyafetler ve t-shirt ile doluydu. Sağ kısmında ise ayakkabılar dolabın bir kısmı ise kat bölme ile ayrılmış marka saatler ile bölmeleredizilmişti . Bir kısmında ise aynı marka olan parfümler yerleştirilmişti. Odanın ortasında uzun bir puf vardı oda oldukça modern ve şık dizayn edilmişti. Aden'in odada dikkatini çeken kendi gardrobu gibi siyah gisiler ile doluydu farklı renkler renklerin yok denilecek kadar az olduğunu fark etti.
Aden t-shirt olan dolaba doğru adımlayıp camdan oluşan kapağını açıp eline gelen ilk t-shirtü alıp odadan çıktı. Odaya geri döndüğünde Barlas hâlâ aynı yerinde oturuyordu genç adamın görüş açısına girdiği gibi yoğun bakışlarını yine genç kadının üzerine sabitledi .
" Biraz dik otur giyinmene yardım edeyim."
Barlas'ın bakışları hâlâ genç kadının suretinde gezinmeye devam ediyordu. Oturduğu berjerde sırtını yasladığı yerden hafif öne doğru eğdi. Aden ise oturan Barlas'ın üstüne doğru eğilerek dikkatli bir şekilde önce yaralı kolundan geçirdi t-shirtün kolunu yavaş hareketlerle devamını giydirerek t-shirt ün uç kısımlarından sert göğsünden aşağıya doğru indirmeye başladı. Genç kadının narin parmaklarının sert göğsünden aşağıya doğru çıldırtacak yavaşlıkta sürterek aşağıya doğru yol alması genç adamı adeta delirtiyordu . Aden'in kol bileğini narince kavrayıp.
" Gerisini ben hallederim ." Bu işkenceye daha fazla maruz kalmak istemedi . Evet genç kadının dokunuşları Barlas'a bir işkence gibi geliyordu çünkü genç kadının yaptığı harekete karşı durmakta zorlanıyordu . Aden t-shirtün eteklerinden elini çekerek üzerine eğildiği adamdan geri çekilip dik konuma getirdi bedenini.
Barlas'ın giyinmesine yardım ederken gözüne sol göğsünde, sağ omzunda ve karın boşluğundaki izleri çarpmıştı . Genç kadının daha göremediği izlerde vardı genç adamın iri bedeninde.
Aden'in geri çekilmesi ile Barlas t-shirt ünü düzeltip oturduğu yerden kalkıp genç kadın ile arasındaki iki adımlık mesafeyi kapattı.
" Bugün sana yeterince zahmet verdim. " Başını aralarındaki boy farkından dolayı aşağıya doğru eğerek bakışları genç kadının yüzünü talan ediyordu . Ağlamaktan hâlâ kızarıkları geçmeyen yorgun gözleri soluk teninde dolanıyordu . Şuanda genç kadını kolları arasına alıp sarıp sarmalamak istedi kendisi için harap olmuştu sevdiği kadın . Kendisi için akıttığı her bir göz yaşı için göz kapaklarına sayısız öpücük kondurmak istiyordu. Ama ne yazık ki bunu yapamıyordu ve bunun için delirtiyordu.
"Son konuşmamız dan sonra benimle bu kadar ilgileneceğini hiç düşünmemiştim. Herşey için teşekkürler ederim. " Alttan alttan sözünü bitmesini bekleyen kadına umut ile baktı kendisine bir şans vere bilmesi için.
Aden duyduğu sözle çenesini dikkeştirip dudaklarında gerçek olmayan yapmacık bir gülümseme ile birlikte. " Üzerine alınma ." Uzun kipriklerinin altında genç adama bakarak . " Ben bana yapılan iyiliğide kötülüğü de asla unutmam Barlas Karahan. " Soğuk bakışları ile genç adama kışı yaşatmaya yeminliymiş gibi soğuktu bakışları karşısındaki adamı donduracak kadar hissiz ve soğuktu. Barlas tan bir kaç adım uzaklaşıp . " Bilmem anlata bildim mi ? " Barlas'a bana yaptığın iyiliği unutmadığım gibi yapacağın kötülüğüde unutmam demişti dolaylı bir şekilde. Genç adamın tek kelime etmemesi ile birlikte arkasını dönüp hızlı bir şekilde odadan çıktı.
Barlas ise genç kadının neyden bahsettiğini çok iyi anladı bu odada daha önce Aden'in dizine pansuman yapmıştı. O gece sevdiği kadını hem savaştan hemde genç kadının evine giren adamlardan korumuştu. Üstüne basa basa söylediği kötülük ise bu evlilik kararından vaz geç diyordu dolaylı bir şekilde. Bu kötülüğü bana yaparsan asla unutmam diyordu ve Barlas bunu çok net anlamıştı . Anlamıştı anlamasına ama çok geçti ne amcası ne Savaş tan şu dakikadan sonra korumak zorunda kalmasa bile vaz geçemezdi . Vaz geçer ise Aden'in ona birdaha gelmeyeceğini çok iyi biliyordu. Sevdam dediği kadını sonsuza dek kay bedemezdi.
Aradan geçen dakikalar sonra Barlas odasından çıkıp salona indi . Deva bitkin bir şekilde koltuğa başını yaslamış oturuyor Aden ise salonun bahçeye bakan boydan camın önünde telefon ile konuşuyordu.
" Deva neyin var ." Diyerek kardeşinin yanına oturdu genç adam .
" Midem kötü . " Başını yasladığı koltuktan kaldırıp Barlas'a döndü yönünü. " Sen nasıl oldun ağrın varmı? " Bugün kendisine aynı korkuyu yine yaşatan abisine baktı .
" İyiyim ben . " Deva ya ters bakışlar atarak. " Aklını başına getirir belki midenin kötü olması belki gizli saklı içmezsin. "
" Daha yaptığım hata için kaç defa fırça atacaksın . Birdaha aynı şeyi yapmayacağım için söz verdim daha kaç defa söz vermem gerek . " Masum bakışları ile abisine doğru sırnaşıp başını yaralı olmayan sağ omzuna koydu .
Kardeşinin başını omzuna koyması ile kolunu kaldırıp göğsüne yaşlanmasını sağladı başını . " Bunun hesabını soracağım daha sana . Bu olaydan kolay sıyrıla bileceğini düşünme . " Kolunun altına aldığı Deva yı sarıp sarmaladı tek eli ile . Deva yı ne kadar korkuttuğunun farkındaydı . Ne yaparsa yapsın kardeşine kıyamıyordu Barlas. Bu hayatta Deva'nın sahip olduğu en değerli şey abileri olmalıydı . Evin tek kızı ve göz bebeğiydi . Barlas'ın ise kıymetlisiydi.
" Abi ya. "
" Sus Deva sus." Diyerek kardeşinin saçlarına öpücükler kondurup bugün ki yaşattığı korkuyu telefi etmeye çalışıyor du genç adam. Deva abisinin saçlarını öpmesi ile şımarık kız çocuğu gibi dahada sokulup susmayı tercih etti.
Ortamdaki tek ses Aden'in telefon ile konuşma sesiydi.
" Dila gelince anlatırım dedim ya . "
Arada bir sessizleşiyor karşı tarafın konuşmalarını dinliyordu genç kadın. Barlas ise istem dışı konuşmaları duyuyordu evin içinde ki sessizlikten dolayı.
" Başka birşey dedimi abim ? Uyuduğumu söyleyince şüphelenmedimi ? "
" Aden bu saatte uyumaz başka birşeymi var dedi . Başı ağrıyor o yüzden uyudu dedim . Dün geceden yana biraz söylendi ama inandı. " Bugün Aden'in ortadan kaybolmasından dolayı bütün gün Ferman ve Aras'ı oyalamak zorunda kalmıştı daha ne kadar oyalaya bilecek ise .
" Tamam ben abimleri arar konuşurum da amcam bu gece eve gelirde beni bulamazsa asıl ozaman yandım ben . " Abileri yurt dışında olduğu için bir nebze rahat hissetse bile amcasının bu gece eve gelmesi genç kadını korkutuyordu.
" Merak etme sen o iş bende . " Diye rahatlık ile dile getirdi Dila.
" Ne demek merak etme Dila . Benim bu gece evde olmadığımı öğrenirse hele birde Barlas'ın evinde kaldığımı duyarsa ikimize ne yapar biliyorsun değilmi ?" Amcası bir öğrense gece evde olmadığını Barlas'ın evinde kaldığını bugün yağmur gibi üzerlerine yağan kurşunlardan sağ çıkmıştı ama amcasının elinden kurtulamazdı .
" Merak etme dediysem merak etme aklın bende kalmasın ."
"Kusura bakma Dila hanım alışık değilim rahat rahat yalan söylemeye merakımı maruz görün ." Tek ayak üzerinde bin tane entrika çeviren Dila ya ayak uydurmak zordu. Aden burada ecel teri döküyordu abileri veya amcası duyar Barlas'ın evinde kaldığını ama Dila oldukça rahat bir şekilde merak etme diyordu.
" Bence telefonu kapat saatlerdir seninle konuşmak için dokuz doğuran abilerini ara . " Diyerek telefonu Aden'in yüzüne kapattı. Aden şaşkınlık ile yüzüne kapatılan telefona baktı bu kızın rahatlığı Aden'i kalpten getürecekti.
Aden elindeki telefon ile bakısmayı kesip son atamalardaki Ferman'ı arayıp telefonu kulaklığına götürdü aramanın cevaplanmasınını bekler iken tedirginlik ile etrafta göz gezdirirken Barlas ile göz göze geldi ama bu defa gözlerini kaçırmadı . Şimdiden hayatını karmaşıklaştırmayı başarmıştı Barlas ağa . Senin yüzünden ne hale düştüm dercesine bakıyordu . Karşı tarafın aramayı cevaplaması ile birlikte bakışlarını çekip telefonun diğer ucundaki Ferman'a odaklandı.
Barlas her zaman ortadaki büyük sehpanın üzerinde bulundurduğu sigarasını sessiz bir şekilde Deva dan istedi . Deva'nın verdiği çakmak ve sigara paketini alıp içinden bir dal sigara çıkarıp dudaklarının arasına yerleştirerek yaktı.
Yaktığı sigarasının zehrini derince ciğerlerine çekerek derin düşüncelere daldı . Bakışlarını sevdiği kadından ayırmadan . Böyle olmamalıydılar Barlas sevdiği kadın için sabır gösterirken böyle olmaları haksızlıktı genç adam için. Barlas ağa ilmek ilmek işleyecekti sevdiği kadının yüreğine emek verecekti ,savaşacaktı ama sevdiği kadının gönlüne usul usul girecekti . Aden'in de kendisine karşı bir toz tanesi kadarda olsa birşeyler hissettiğini düşünmüştü. Ama hiç birşey umduğu gibi olmamıştı Behram bey ve Savaş herşeyi mahvetmişti.
Araları bu kadar iyiyken sevdiği kadının gözünde düşmandan farkı kalmayacaktı . Bu sebep için Behram bey ve Savaş'ı öldüre bilirdi. İlk defa sevdaya düşmüştü ve hayatının diğer tarafı gibi önüne engebeli yollar çıkmıştı . En çokta bu koyuyordu Barlas'a . Elindeki sigardan son bir nefes daha çekti derince elinde biten sigarayı söndürüp gri dumanı havaya bıraktı sıkıntılı bir şekilde .
Aden , Ferman ile olan telefon konuşmasını bitirip Deva ve Barlas'ın karşısındaki koltuğa geçip oturdu düşünceli bir şekilde. Aradan kaç saat geçti bilinmez saatler gece yarısını gösteriyordu . Saatlerdir kimsenin ağzından tek kelime çıkmamıştı. Aden saatlerdir zemine sabitlediği bakışlarını birkez olsun Barlas'a değdirmemişti Barlas ise saatlerdir bakışlarını bir saniye bile Aden den çekmemişti. Biri hayatı için kara kara düşünürken diğeri sevdiği kadını evlenmeden ne hale getirdiğini düşünüyordu. Aden elinden almaya çalıştıkları hayatına yanarken Barlas sevdiği kadına yanıyordu .
Deva ise abisi ve Aden'in arasında birşey olduğunu düşünüyordu hâlâ sadece bugün ki yaşanılanlardan dolayı Aden'in abisine tavırlı olduğunu düşündü. Odasına çıkıp abisi ve Aden'i yanlız bırakmak istiyordu ama abisi yaralı olduğu için gidemiyordu korkuyordu kendisi odasına gittikten sonra kendilerine bunu yapanların peşine düşmek için gideceğinden .
Aden saatlerdir zemine sabitlediği bakışlarını kaldırdı nihayet. Başını koltuğa yaslamış göz kapakları kapandıkça uyumamak için direnen Deva'yı görünce .
" Deva istersen odana çık uyu dinlen canım. " Deva'nın iki büklüm olmuş haline dayanamadı.
" Abimi bu haldeyken uyuyamam . "
" Ben burdayım merak etme ." Bu gecede uykunun haram kılındığı bir geceydi Aden için . Uyuyamayacaktı Deva rahatsızdı ve onun uykusuz kalmasını istemedi.
Barlas , Aden telefon ile konuşurken defalarca Deva ya odasına çıkıp uyuyup dinlenmesini söylesede Deva gitmek istememişti . Barlas ta ısrar etmeyi bırakmıştı Deva ne kadar korkusunu ve endişesini belli etmesede genç adam anlamıştı.
" Ben iyiyim endişeleneceğin bir durum yok hadi güzelim odana çık. " Diye yan tarafında oturan kardeşinin saçlarını okşadı şefkatle .
Deva gitmek istemediğini gösteren bakışları ile abisinin gözlerine baktı.
" Merak etme bir yere gitmeyeceğim ve gayet iyiyim hadi abim odana çık." Dedi Barlas kardeşinin gitmek istemeyen bakışlarından endişeli olduğunu görebiliyordu.
Deve istemsiz bir şekilde oturduğu yerden ayaklandı. " Dikkat et kendine olurmu ? İyi geceler . " Diyerek eğilip Barlas'ı yanağından öpüp geri çekildi .
" İyi geceler güzelim ."
Deva, abisindeki bakışlarını karşı koltukta oturan Aden'e çevirdi. "Abim sende hadi İyi gecel. " Abisinin gitmesine engel olacak tek kişiye abisini emanet etti.
" İyi geceler."
Deva bitkin ve halsiz bir şekilde ağır adımlar ile salondan çıkıp merdivenlere yöneldi üst kattaki odasına gitmek için.
Deva'nın salondan ayrılması ile Barlas ile Aden yanlız kaldılar. Barlas ile yanlız kalmak Aden'i geriyordu . Bugün duydukları olmasa böyle bir gerginlik olmazdı. Daha önce defalarca yanlız kalmışlardı ama ilk defa korku ve gerginliği bir arada yaşıyordu. Aynı duyguyu saatler önce Barlas'ın odasına çıktığındada hissetmişti genç kadın. Kaderi Barlas'ın iki dudağının arasına bağlıydı. Bu evlilik olmaması için Barlas'ı ikna edememekten korkuyordu. Barlas geri adım atmazsa hayatı elinden kayıp gidecekti . Amcasına ne kadar dil döker ise döksün boş olacağını biliyordu . Çünkü Behram Eroğlu birdefa kafaya birşey koyduysa geri dönmezdi verdiği karardan karşı taraf ne düşünür ne eder diye hiç bir şekilde umursamaz bencil bir adam dı.
Aradan dakikalar geçmişti ama ne Aden'in ağzından tek kelime çıktı ne Barlas'ın. Dakikalardır yerinde rahatsızca kıvranıp konuya nasıl gireceğini bilmiyordu Aden. Barlas , Aden'in kıvranışlarını görüyordu Deva odasına çıktığından beri bakışlarını bir saniye bile kendine bakmayan kadından ayırmamıştı.
Barlas için de kolay bir durum değildi bu geceki konuşmalardan sonra sevdiği kadın ile arasına uçurumlar girecekti. Hem biran önce konuyu konuşup Aden'in söyleyeceklerini duymak istiyordu hemde konu hiç açılmasın sevdiği kadının bakışlarındaki öfke nefrete dönüşmesin istiyordu . Her hâlükârda bu konu bu gece açılacaktı. Ve Barlas bu geceden sonra sevdiği kadının gözünde kendine dair göre bileceği tek şey nefret olacaktı. Haklı da buluyordu genç kadını.
Aden'in daha fazla kıvranışlarını izlemek istemedi Barlas. Kendinden başka heryere bakan gözleri artık kendisini bulsun istedi.
" Kıvran mayı bırak ne söylemek istiyorsan söylede kurtul Karahan gelini." Aden'in kıvranışlarının konuya nasıl gireceğini bilmediğinin farkındaydı aslında konuya nasıl gireceğinden çok alacağı cevaplardan korktuğunun da farkındaydı genç kadının. Ama Aden daha konu hakkında tek kelime etmeden konuyu ne kadar konuşurlarsa konuşsunlar genç kadına Karahan gelini diyerek değişmeyeceğini şimdiden tek kelime ile mühürledi Barlas.
Aden duyduğu son söz ile öfke ile harmanlanan bakışlarını Barlas'a çevirdi.
" Bana birdaha Karahan gelini deme ." Öfkeden alev almaya başlayan bakışları Barlas'ı yakmak istiyordu. Barlas ise genç kadının ilk defa kendine öfkeyle baktığını gördü. Buda demek oluyorduki öfkenin yerini nefrete bırakması yakındı. Aden kararlı duruşunu bozmadan sözüne devam etti. " Ben Karahan ların hiç birşeyi değilim olmayacağımda . " Son söylediği sözlerini vurgulayarak söyledi . O Karahan ların hiç birşeyi olmak istemiyordu tek isteği zor bela kurduğu düzenin bozulmamasıydı.
Genç kadının söylediği söz Barlas'ın yüreğindeki büyüttüğü sevdayı kanatmaya hazırdı. Ama Barlas ağa yinede duruşundan ödün göstermedi . Rahatsız olsada genç kadının sözlerinden rahat görünmek için oturduğu koltuğa dahada yaylanıp iki bacağını hifif ayırarak kolunun birini koltuğun kenarına yaslayıp daha raha bir pozisyon aldı.
Aden'in ateş saçan bakışları bugün ilk defa bu kadar kendine bakıyordu. Sürekli görmek istediği gözler öfke ile harmanlanmış yakmaya hazır bakıyordu. Barlas bu bakışları haketmediğini düşünüyordu ama Aden gerçekleri bilmediği için onuda halı görüyordu.
Araladığı dudakları ile tam birşey söyleyecektiki salonun ortasına konumlandırılan büyük sehpanın üzerindeki telefonu çalmaya başlayınca söyleyeceği şeyi söyleyemedi Barlas .Barlas çalan telefonu ile Aden de olan bakışlarını çevir sehpanın üzerindeki telefona baktı arayanı görünce hafif bir tebessüm etti. Arayan hem asker arkadaşı hemde Antep'in en büyük aşıretinin ağası Yavuz Miroğlu idi . Ve Barlas'ın en yakın kadim dostu idi.
Sehpanın üzerindeki telefona uzanıp aramayı cevaplayarak hoparlörü açtı. "Alo." Telefonun yan tarafında duran sigara paketinden bir dal alıp dudaklarının arasına yerleştirerek yaktı.
"O Barlas ağa duyduğuma göre karizmayı çizdirmişsin. " Diyerek telefondan Yavuz Miroğlu'nun sesi sessizliğe bürünen salonda yankılandı.
Dostunun sözleri ile Barlas gülümsedi. Kimse Barlas ile böyle rahat konuşmazdı Yavuz hariç onların dostluğunun samimiyeti başkaydı. Barlasta dostuna aynı şekilde de samimiyet ile cevap verdi. "Minare yıkılmış ama miharap hala yerinde boş yapma yavuz ağa ." Sarsılmaz duruşunu kimsenin yıkamayacağını sadece yık tıklarını sandıklarını düşünsünler beni kimse yıkamaz manasına getirdi sözlerini " Sen benim karizmamı bırakta senin bir yemek sözün vardı onu düşün ." Yavuz'u nasıl yıldıracağını iyi biliyordu zamanında az çektirmemişti yemek konusunda.
Yavuz'un da cevabı gecikmedi. "Ulan vurulmuşsun hâlâ yemek düşünü yorsun sana yaptığım yemek kadar karıma yemek yapmadım ben ." Diye sitemde bulundu yavuz Miroğlu. Askerde dağda Barlas'a az yemek yapmamakıştı. " Ne doymak bilmeyen bir adamsın ne askerde iken doyura bildim seni ne şimdi. Allah Aden bacıma yardım etsin kadının ömrünün yarısı mutfakta geçecek senin yüzünden. " Barlas'ın yemek yapma gibi bir becerisi yoktu sadece yemekle meşguldü. Yavuzu az delirtmemişti zamanında. Daha önce de Aden'e dediği gibi Barlas mutfağa yemek yemek için giriyordu onun haricinde girmiyordu.
Genç kadın Barlas'ın telefonu çalması ile sessizliğe bürünmüş kırgınlık ile öfke dolu bakışları genç adamın üzerinde dolanıyordu.Bir anda adının geçmesi ile şok olup dumura uğramıştı.Barlas'ın tek başına verdiği evlilik kararını Aden den önce herkes biliyordu ve en son duyan Aden olmuştu. Arkadaşı bile onların evleneceğinden emin konuşuyordu . Ve bu ihtimal Aden'in nefesini kesiyordu. Titreşen göz bebeklerini genç adamın yüzüne çıkardı.
Barlas , Yavuz'un sözlerine gür bir kahkaha attı . Tabi Aden'in kendisine nasıl baktığını görmüyordu. " Niye benim evimde mutfakta yardımcı yok mu da karıma yemek yaptırayım . "Bakışları sevdiği kadını tekrar bulduğunda titreyen göz beberini gördü. Canını yakıyordu sevdiği kadının canını yaktığı kadar canıda yanıyordu Aden'in bu halleri.
" Senin garazin sadece bana kardeşim."
" Nazımızı niyazımızı bir tek sen çekiyorsun. " Bakışları hâlâ karşısında ki koltukta oturan genç kadın dayadı.Genç kadının içten içe kötü olduğunu göre biliyordu ama gardını düşürmüyor dugenç adam gardını bir defa düşürürse ne sevdiği kadını koruya bilirdi nede onu birdaha kazana bilirdi. Barlas'ın içi rahat değildi ama rahat mış gibi görünmek zorundaydı.
Barlas'ın herşey normal miş gibi konuşması Aden'in sinirlerini Had safaha çıkarıyordu . Bilmiyordu ki içinde tufan kopuyordu Barlas'ın sevdiği kadının üzülmesine sebep olduğu için.
"Başka kime geçecekti . " Diyerek barlas gibi Yavuz da gür bir kahkaha attı. " Sen onu bunu geç te nasıl oldun ciddi birşey yoktur umarım." Diye az önceki halinden sıyrılıp ciddiyete büründü.
" Ciddi birşey yok sıyırık sadece . İyiyim merak etme benden kurtuluşun yok yani yavuz ağa . " Diye dalgaya aldı son sözlerini . Yanında Aden vardı ve genç kadının yaşadığı olay basit değildi. O anları tekrar düşünmesini istemediği için konuyu geçiştirdi .
Yavuz da aynı şekilde karşılık vermeyi ihmal etmedi . " Tüh şansıma küseyim ozaman . Boşa gitti desene mermiler." Dostu ile uğraşmaya devam etti.
" Aynen öyle kardeşim ."
" Kimin yaptığı bellimi peki ? " Diye sormadan edemedi Yavuz.
" Belli ." Bunu yapan kişi aklına geldikçe gözü kararıyordu adeta Barlas'ın. Şuanda yine sinirleri gerilmiş yüzü gerilmişti öfkeden .
" Kimiş benim kardeşime kurşun sıkan it ? Eceline susamış her kim ise sana kurşun sıkmakla ölüme erken koşuyor." Barlas'ın vurulduğunu duyduğunda ilk uçak ile İstanbul'a gelmeyi düşünmüştü yavuz ağa. Gözü kararmıştı Barlas değer verdiği kadim dostuydu Yavuz'un tıpkı Barlas için Yavuz'un da değerli olduğu gibi . Onlar askerde sırt sırta verip düşmanı aklamışlardı yeri geldiğinde yaralanmış yeri geldiğinde vatan görevinde düşmanın canını almışlardı. Şehit olan devrelerinin kanını yerde bırakmamış iki yitti onlar. Bu yüzden di Barlas'ın vurulduğunu duyunca gözünün kararması .Ama Cihangir ciddi birşey olmadığını durumunun gayet iyi olduğunu gelmesine gerek olmadığını söylemişti. Yinede içi rahat etmediği için İstanbul'a geliyordu.
" Şimdi müsait değilim sonra konuşalım bu konuyu." Aden'in yanında düşmanını konuşamaz dı . O itleri eline geçtiğinde ne yapacağının zehrini dile akıtamazdı çünkü Aden onun sadece ünlü bir iş adamı olarak biliyordu yeraltında lider olduğunu değil. Yeraltının karanlık yüzü olduğunuda hiç bir şekilde öğrenmesini istemiyordu.
" Tamam kardeşim nasıl istersen. Yapa bileceğim birşey olursa elimden gelenin fazlasını yaparım . Kimse benim tertibime kurşun sıkamaz sana sıkılan kurşun bana sıkılmış sayarım . " Yavuz Miroğlu da en az Barlas Karahan kadar gözü kara bir adamdı . Sözünün eri saygı duyulan biriydi ağaydı.
" Eyvallah kardeşim . Hiç şüphem yok elinden gelenin fazlasını yapacağından . Ben halledeceğim sen yeni döndün Türkiye'ye. Sen Leyla yengem ile ilgilen az şey yaşamadınız . " İkili az önceki şen şakrak hallerinden sıyrılmış ciddiyete bürünmüşlerdi. Yavuz'un da çok zor bir dönemden geçtiğini biliyordu elini nereye atsa elinde kalıyordu Yavuz'un . Bir bilseydi Leyla , Yavuz'un kendisinin iyiliği için herşeyi yaptığını . Onların hikayesi de bam başkaydı. İki amca çocuklarıydı bir birlerine sevdalandıklarından habersiz çiftti onlar . İkiside bir birlerinin başkasına sevdalı olduğunu düşünüyordu ama yanılıyorlardı. Bu sebeptedi bir birlerini yaralamaları. Leyla ve yavuz aynı sevda için acı çekiyor gözyaşı döküyorlardı . Acının göz yaşı ile bir birlerine hayatı haram kılıyorlardı. Barlas dostunun sevdasına da acısınada şahit olmuştu. Bu yüzden kendisini Aden konusunda en iyi anlayan Yavuz olduğunu biliyordu oda tıpkı Barlas gibi sevda ateşinde kavruluyordu.
" Sende sağolasın tertip . Varmı bir isteğin."
"Yok kardeşim."
" Bu arada söylemeyi unuttum Antep'ten çıktım yola yanına geliyorum İstanbul'a." " İyiyim dedim ya niye zahmet ediyorsun buraya kadar." Hiç şaşırmamıştı Barlas Yavuz'un bu hareketi ne. Ne zaman birşey olsa ilk yetişenlerden birisi Yavuz du . Bu gün başına gelenlerden sonra da yanlız bırakmayacağını biliyordu Barlas.
" Ne zahmeti kardeşim dediğim adamın yanında böyle bir zamanda olmayacağım da ne zaman olacağım. Gelince konuşuruz ağam . "
" Tamam görüşürüz . " Diyerek telefonu kapattı.
Barlas kapanan telefonu ile birlikte. Aden öfke ile oturduğu yerden bir hışım ile kalktı kırgınlık ve öfke dolu bakışlarını genç adama sabitledi. " Benim hayatım ile ilgili bir karar alınıyor ama en son benim haberim oluyor ." Aden herkesin herşeyi bilipte en son kendisinin öğrenmesi ile sestonun oldukça yükseldiğinin farkında bile değildi. " Benim hayatım ile ilgili böyle bir karar alma hakkını kim verdi sana . Bana sordun mu böyle birşey isteyip istemediğimi . " Duraksayıp genç adamın sert çekhersine çevirdi bakışlarını."Sorsan bile sana vereceğim tek cevap seninle evlenmek istemiyorum olurdu ." Genç kadın öfkeden gözü dönmüş gibi sesi evi inletiyordu. Yerinde duramıyor vücuduna nükseden sinir ile salonun içerisinde dönüp duruyordu. " Ya bizim aramızda hiç birşey yokken sen böyle bir kararı tek başına nasıl alırsın Barlas. " Sinirden eli ayağı titriyordu genç kadının. Bir sabah uyanıyor bir anda evleneceğini öğreniyordu amcasından. Sinirleri iyice gerilmiş bugün iki olayın üst üste gelmeside genç kadının delirmesine sebep olmuştu.
Barlas genç kadının kendisine sesini yükseltmesi ile sinirlenmeye başladı çattığı kaşları ile oturduğu yerden sinirle kalktı karanlığı anımsatan kararmış bakışları salonun ortasında dönüp duran kadından bakışlarını bir saniye ayrılmıyordu . Sevdiği kadın aylardır yüreğinde büyüttüğü sevdasının üstüne basıp geçiyordu ağır sözleri ile .
Sevdiği kadını koruya bilmek için sevdasını böyle bir oyuna kurban etmişken Aden'in öfkeden yükselmesine sakinlikle karşılayamıyordu. Hiçbir şeyden haberi yoktu ve Barlas'ı yargılıyordu . Genç adam sakinliğini korumaya çalışıyordu ama karşısındaki genç kadın buna müsade etmiyordu . Tıpkı eden gibi oda öfkesini gün yüzüne çıkarıp sesini yükseltti.
" Sevdim lan seni! " Sevgisini dile getirirken acı çekiyor gibiydi ses tonu . Aylardır yüreğine ektiği tohumlar gün yüzüne çıkmaya başlamışken Behram bey ve Savaş o tohumu güneşi görmesen köklerini çürütmüşlerdi sevdiği kadının üzerinden iğrenç bir pazarlığa otururken. " Hiç bir kadını sevmediğim kadar sevdim . " Bu yaşına kadar hiç bir kadını almamıştı taştan duvar ördüğü çorak topraklardan farkı olmayan kalbine . Bu duyguyu ilk defa Aden ile tatmıştı oysa . Ama geldikleri durum belliydi şuanki yaşadıkları ile." Ama sen ne yaptın ben sana bir adım geldikçe sen benden kaçtın . Ferman geldikten sonra sana attığım her adımı çürüttün ulan aramıza taştan duvar örmeye başladın. Ben seni kaybetmeyi göze alamadım . Aylardır gecemi gündüzüme karıştıran bir saniye aklımdan çıkmayan . Beni aklım ile kalbim arasında bırakan seni kaybetmeyi göze alamadım . "
Aden'in gözlerine öyle bir bakıyordu ki can çekişiyormuş gibi sevdamı gör artık bana karşı kör olma dercesine . Genç kadına olan duygularında tüm söyledikleri ve hissettiklerinde tek bir yalan yoktu . Yanlış olan tek şey amcasının yaptıklarını dile getirememesiydi . Seni korumak için istiyorum bu evliliği diyememesiydi. Ferman konusunda da haklıydı Ferman Türkiye'de kaldığı beş ay boyunca Aden ile aralarına duvar örmesine sebep olmuştu.
Barlas dikleştirdiği bedeni ve kararlı sözleri ile konuşmaya devam etti. " Ben sabırlı bir adam değilim Aden bana başka yol bırakmadığın için bu durumdayız . " Sevdiği kadını ezip geçtiğinin farkındaydı. Aden'in canını yaktığını gördükçe öfkesi denizin hırçın dalgaları gibi yükseliyordu. Öfkesi genç kadına değildi öfkesi önce Behram bey ve Savaş'a sonrada kendineydi Aden'in canını bu denli yaktığı için .
Aden ağlamamak için kendine hakim olmaya çalışıyordu Barlas'ın karşısında güçlü dura bilmek için ama genç adam bunun farkındaydı. Barlas sevdiği kadını koruya bilmek adına sevdasını bahane olarak kullanması da ayrı delirmesine sebep oluyordu.Bu gece Barlas duruşundan ve aldığı karardan ödün vermemek adına tabularını yıkacaktı Aden'i incitmekten ne kadar nefret etsede bu gece kırıp dökecekti .
" Beni bu şekilde de kaybettin ne değişti şimdi ? Bu kararı niye aldın sebebi nedir bilmiyorum ama bana bu kötülüğü sevdanı bahane eder yapma . Çünkü hiç inandırıcı gelmiyor . " Barlas'ın kendisine olan hislerinin farkındaydı ama tek başına evlilik kararı alacak kadar olduğuna inanmıyordu inanmayacaktıda . Aptal bir kadın değildi bu kararın altında sebebini bilmediği bir neden olduğunu düşünüyordu Aden.
" İster inan ister inanma gerçekler bu ve seni tekrar kazanmak için gözümü karartırım sende bunu bil . " Aden'in aptal bir kadın olmadığını aksine zeki bir kadın olduğunun farkındaydı. Ama Aden'in karşısındada Barlas Karahan vardı yapılacak en ufak hamleyi önceden bilip önünü kese bilecek akıllı bir adam dı. Şeytan ile aklı yarışır cinstendi .Aden kadar masum ve vicdanlı biri değildi .
Aden genç adama iğrenircesine baktı. Sevdayı genç bir kadının hayatını mahvetmek için ucuzlaştırdığı için . Birde aklına takılan soruyu sormak istedi genç kadın. Önce Deva aralarında birşey varmış gizliyorlarmış gibi imada bulunması şimdide Yavuz'un sözleri . " Sen herkese bizim aramızda birşey varmış gibi aksettirecek kadar mı düş aramızda hiç bir şey olmamasına rağmen." Sözünü hiç esirgemeden pervasızca savurdu canı acıyordu hayatı ellerinden kayıyordu. Konuşmaktan başka hiç birşey gelmiyordu elinden bu yüzden ne söylediğini kulağı bile duymuyordu.
Barlas kimseye bu konuda tek kelime etmemişti ama Aden onu söylemediği sözden itham ediyordu ve bu Barlas'ın öfkeden köpürmesine sebep oldu . İlk defa sevdiği kadına bukadar öfkeli bakıyordu her an yakmaya hazırmış gibi . Aden'in kendisini hiç tanımıyormuş gibi böyle düşünmesi Barlas'ın dizginlemye çalıştığı öfkesini harlıyordu ." Sen beni hiçmi tanımadın ulan . " Diye öfke ile yüzü hatları gerilmiş anlındaki ve boynundaki damar varlığını belli ediyordu . Sesi ise evi inletecek kadar sert ve ketum du. " Ben özel hayatımı önüme gelene anlatacak bir adam mıyım ? Aileme seni sevdiğimi söyledim bir elin sayısını geçmeyecek dostlarım var ister istemez onlarada öğrendi." Aden'e öyle bir hayal kırıklığı ile baktıki kendisini hiç tanımıyormuş gibi yargılamasından dolayı genç kadın Barlas'ın gözlerinde o hayal kırıklığını görmemesi mümkün değil di. "Marakını gidereyim Aden hanım seninle aramda birşey varmış gibi hiç kimseye birşey söylemedim ne aileme ne dostlarıma . Ailem senin ile aramda birşey var sanıyor olabilir çünkü ben bu zamana kadar hiç bir kadının adını seviyorum diye dillendirmedim aileme."
Aden, Barlas'a böyle bir itham da bulunduğu için pişman olur gibi oldu Barlas'ın böyle birşey yapmayacağını düşünüyordu ama aileler ile konuşup kendinden habersiz aldığı evlilik kararını düşününcede güvenini sarsan adam kendisini istemdiği bir evlileğe sürüklemesi bu kötülüğü bana yaptıysa onuda yapar diyerek düşünüp pişmanlığın kırıntısını barındırmadı içinde . Aden'in tanıdığı Barlas ile şimdi karşısındaki adam bir değildi. Aralarında uçurum vardı ve bu yüzden sen böyle birşey yapmazsın diyemiyordu çünkü karşısıdki adam bu değildi . İçten içe tanıyamamışım seni dedi genç kadın.Ama ağzından çıkan sözlerin pervasızca dilinden dökülmesi karşı tarafı ne denli yaraladığını görmeyecek bir durumdaydı hayatı söz konusu idi ve kimseye eyvallah edecek durumda değildi.
Vücuduna nükseden öfke ile sert bir soluk alıp gözlerini kapadı bir kaç saniye açtığı gözleri ile gözlerinde yanar dağın alevi gibi patlamaya hazır Barlas'ın bakışlarına çevirdi bakışlarını. Genç adamın gözlerindeki öfke adeta genç kadını ateşinde yakacak gibiydi.
" Ne yapayım yani alkışmı tutayım ailene birşey sölmedin diye . Kardeşin ,arkadaşın ailen bizim aramızda birşey var sanıyor sen söylesen de söylemesende bu neyi değiştirir? "Genç adamın cevap vermesine fırsat vermedi bir an önce bu konuyu konuşup açılmamak üzere kapatıp bu evden çıkıp gitmek istiyordu geldiğine de pişman olmuştu orası da ayrı bir konuydu. Az ilerisinde duran genç adama doğru adımlayıp tam karşısında durdu . Kendinden emin tavırları ve dikleştirdiği çenesi ile uzun kipriklerinin arasından bakışlarını genç adamın gözlerine sabitledi öfkeden parıldayan bakışlarını. " Ben seninle evlenmeyeceğim bunu aklına sok Barlas. " Bakışları ve sözleriyle okadar emin konuşuyordu ki bilmiyordu bu adam onun kaderi olacağını. Kolunu kanadını kırıp sesini keseceklerini bilmiyordu bu sebeptendi kendinden emin olması.
Barlas genç kadının sözlerini tek kaşını kaldırarak emin misin dercesine bakışları ile dinliyordu .Genç kadın son sözlerini bitirdikten sonra aralarındaki iki adımlık mesafeyi kapattı. Aralarında ki boy farkından dolayı gür kirpiklerinin arasında hafif başını yukarıya kaldırmış kendisine bakan kadının yüzüne doğru eğilip." Ne olacak ben sana söyleyeyim . Tıpkı sen kimsin dediğinde kim olduğumu yakın zamanda sana göstereceğim kendi ayaklarınla geleceksin bana demiştim çok olmadı daha bu sabah konuştuk bunları. Bu konuşmanın ardından saatler sonrası kendi ayağın ile bana geldiğin gibi" Dedi göz bebekleri titreyen kadının yüzüne biraz daha eğilerek . " Sen benim ile evleneceksin benim soy adımı taşıyacaksın benim karım olacaksın." Barlas'ın sarsılmaz duruşu ve kendinden emin sözleri genç kadının nefesini kesiyordu. Çırpınışlarının ne kadar boşa olduğunu görüyordu Aden . Genç kadının gözlerinin dolduğunu görsede söyleyeceklerinden vaz geçmeyip devam etti Barlas. " Saatler önce kıvranarak çıkmak istediğin benim olduğunu yeni öğrendiğin oda varya işte o adaya kendi ayakların ile gireceksin. Daha önce benim odam olduğunu bilmeden uyuduğun o yatakta varya benim olduğunu bilerek uyuyacak sın." Aden o odada daha önce kalmıştı misafir odası diye bildiği oda Barlas'ın odası idi ve onuda bugün Deva dan öğrenmişti.. Barlas'ın sözleri Aden'in sarsılmasına sebep oluyor vücudundaki tüm güç çekilmiş gibi hissediyordu .
Barlas'ın sözleri genç kadına o kadar acımasız geliyordu ki. Hayatını mahvetmeye yeminli gibi gözlerine bakıyordu Barlas. Ama Aden bilmiyordu aylardır içinde incitmeye kıyamadığı sevdasının üstüne basıp geçiyordu. Barlas'ın içinde sessizce kopan bir kıyamet vardı ama bu gece acımasız olmak zorundaydı. " Olacak olan bunlar.Ve sen de boşuna çırpınmayı bırak . Bırakki canın yanmasın." Aden'in çaresiz bakışları ve titreyen nefesi genç adamın yüzünü yalayıp yutuyordu. Artık tutamadığı göz yaşları kendiliğinden akmaya başladı. Barlas ise genç kadının gözünden akan yaşlara bir kere daha sebep olduğu için içten içe kendine lanet etti. Hâlâ gözlerinin içine bunu bana yapma dercesine bakan kadının yüzünü sağ elinin içine hapsedip baş parmağı ile göz yaşlarını sildi içten içe . 'Özür dilerim akmasına sebep olduğum her bir damla göz yaşın için. ' diyerek kendi içinde özür diledi.
Aden yanağında hissettiği sıcak dokunuş ile irkilip kendini geri çekti. Göz yaşları ile birlikte " Dokunma bana ." Diyerek bağırdı Barlastan uzaklaşıp akmaya devam eden göz yaşlarını elinin tersi ile silip. "Söylediğin hiç birşey olmayacak . Buna ne Ferman ne de Aras müsade etmez . Sen istiyorsun diye abilerim benim hayatımı mahvetmene izin vermez. " Abilerinin böyle birşeye müsade etmeyeceğini biliyordu . Bu sayede azda olsa rahat nefes aldı. Bilmiyordu ki içini rahatlatan düşüncenin az sonra nefesini keseceğini .
Barlas kendisinden uzaklaşan kadına birkaç adım ile yanına adımlayıp aralarındaki mesafeyi kapattı. Kör kuyunun karanlığını anımsatan bakışlarını genç kadının gözlerine sabitledi." Sence benim normal bir hayatım var gibi mi görünüyor Aden ? " Diyerek iki kolu açtı bak dercesine. " En basiti bugün yaşadıklarımızdan yola çık korkak bir adamamı benziyorum ? " Duraksayıp genç kadının tepkisini ölçmeye çalıştı akıllı kadındı ne demek istediğini anlamıştı da. "Senin için ne kadar ileri gide bileceğimi görmek istiyorsan eğer Ferman ve Aras'a olanları anlat benimle evlenmek istemediğini söyle . Söyleki senin için gözümü ne kadar karartıp ileri gide bileceğimi gör." Ailesi Aden'in zaafı idi ve Barlas ne kadar istemesede Aden'i zaafın dan vurmak zorundaydı. Ortalık daha fazla karışmasın diye . Aden'i ailesi ile tehdit etmeyi hiç istememişti ama genç kadın sözleri ile buna mecbur bırakmıştı Barlas'ı.
Aden duyduğu söz ile tekrardan korku nüksetti bedenine. Gözündeki akmaya devam eden yaşları ile." Ne demek istiyorsun? " Sesi adeta içine kaçmış gibiydi. Az önce bağırıp çağıran kadının şimdi sesi zor duyuluyordu.
" Zaafını ne dostuna ne düşmanın bilsin Aden hiç ummadığın bir anda zaafının kurbanı olursun." Dedi Aden'e senin zaafını biliyorum ve sen zaafının kurbanı olacaksın. Senin zaafın ailen ve ben ailene zarar vermekten çekinmem istediğimi alamazsam diyordu üstü kapalı bir şekilde."Sen abilerine veya herhangi birine bu evliliği istemediğini söylersen eğer ailenin başına gelecek olanlardan sen sorumlu olursun bu sadece senin ailen için gereçerli değil aynı şekilde benim ailemede en ufak bir isteksizlik belli edersen yine ailenin başına gelecek olanlardan sen sorumlu olursun iyi düşün derim . " Aden'in anve an çöküşünü izledi içi gide gide .
"Ailenin zarar görmesini istemiyorsan heleki abilerinin . Kimseye tek kelime etme. Boş yerede çırpınma kendine zarar veriyorsun. Bu işin artık dönüşü yok Aden aileler konuştu en kısa zamanda önce nişan sonra düğün olacak ve sen benim karım olacaksın bunu kabullen . Yok ben ille herşeyi abilerime anlatacağım dersen karar senin. " Aden'in bakışlarındaki öfke kaybolmuş ve yerini nefrete bırakmıştı ve Barlas Karahan buna anve an şahit olmuştu. Sevdasını günbe gün yüreğinde büyüttüğü kadın artık Barlasa nefret ile bakıyordu.Aden'in ise hissettiği tek şey korku olmuştu. Ailesinden birini daha kaybetmekten korkuyordu .Barlas'ın ettiği her kelime kadının bünyesinde deprem etkisi yaratmıştı. Duyduğu her sözde artçı şiddetini arttırmıştı.
Barlas'ın sözleri kulağında bir uğultuya dönüştü Aden'in her an zemin ayağının altından kayacak ve karanlık bir boşluğa çakılacakmış gibi hissediyordu genç kadın. O daha babasının ölümünü kabullenememişti ondört yıl geçmesine rağmen şimdi ise ailesinden bahsediyordu Barlas . İçine çektiği her nefes ciğerlerini yakıyordu . Aden bu korkuyu iliklerine kadar hissetmişti.
Aden elinden kayıp giden hayatına mı yansın yoksa ailesinin hayatı iki dudağının arasında olduğunamı . Bu gün şuanda cehennemin kapısı genç kadına aralanmış ve her gün o cehenneme bir adım atacaktı. Barlas'ın karşısında güçlü durmaya çalışmıyordu artık gardını akıttığı göz yaşları ile düşürmüştü. Bakışları hâlâ Barlas'ın zifiri bakışların daydı ama bir boşluğa bir hiçe bakar gibiydi . Bu saatten sonra Barlas Karahan, Aden Eroğlu için bir hiçti içindeki toz tanesi kadar olan duyguları Barlas'ın estirdiği tufan ile yok olmuştu.
Bu geceden sonra taşlar yeniden dizilecek oyun yeni başlayacaktı . Ve Barlas Savaş ve Beharam beyin tüm oyunlarını yıkmak için önce sevdasını sonra sevdiği kadının göz yaşlarını feda etmişti ama bunun acısını ikisinden katbe kat çıkarmaya yemin etmişti. Bu gece Aden ve Barlas sözleri ile bir birkerini yıkıp geçmişlerdi. Barlas gizlediği karanlığının bir kısmını Aden'e göstermiş Aden ise o karnlığın kendisini ve ailesini yutmasından korkmuştu. Barlas Aden'in zaafına oynadığı için bu saatten sonra eski Aden'i göremeyecekti . Aden ise artık Barlasa güvene dair tek zerre hissetmeye cekti . Aden ve Barlas bu gece aralarına uçurum koymuşlardı. Biri ateş biri buz olmuştu . Bir birlerini yakıp rüzgar ile savundukları külleri bir buz kitlesinde dondurmaya yemin etmiş gibi .
Hayatları boyunca mutluluk haram kılınan iki gecin kaderi yeniden yazılıyordu ve bu defa dahada acımasız yazılıyordu. Barlas ve Aden girdikleri savaşta nasıl sağ çıkacaklardı orası meçhul. Aden elinden alınan her günü bir önceki günden daha kötü olacağı hayatı ile imtihan edilecekti. Barlas ise sevdiği kadına araladığı cehennem kapısı ile imtihan edilecekti.
Bölüm sonu.. Evet bölüm hakkında yorumlarınızı alalım yıldızları kaydırmayı unutmayalım.
Bölümü düzenlemeye fırsatım olmadığı için bir kısmını düznleye bildim yazım yanlışı vb şeyler olabilir .
Bu bölümde Yavuz Miroğlu karekteri "Acının Gözyaşı" kitabının karekteridir . Bu kitabada bir şans verin pişman olmayacaksınız. 55Cerkezkizi055 yazara bu hesaptan ulaça bilirsiniz .
|
0% |