@fatma_uygun
|
Umarım beğenisiniz
İyi okumalar.
◦•●◉✿✿◉●•◦
Açık olan perdenin aralığından günün ilk ışıkları odaya süzülüyor du. Güneş tüm parlaklığıyla şehri aydınlattı.
Aden dışarıdan gelen sesle gözlerini araladı. Akşam odaya girdiği gibi uyumuştu ama bedenini hala yorgun hissediyordu.
Yataktan doğrularak ayağa kalktı. Adımlarını odasının büyük balkonuna doğru adımlayarak balkona çıktı. Ev halkı uyanmış gelecek misafirler için koşuşturuyorlardı. Bir yandan hazırlıklar yapılıyor bir yandan kahvaltı masası kuruluyordu.
Genç kız aşağıyı izlerken Murat ,Aden'i fark edip genç kızı seyretmeye başladı.
Bu kız onun için çok farklıydı...
Genç kız aşağıdaki adamın bakışlarını fark ettiğin de göz göze geldiler.
Genç adam Aden'e göz kırparak tebessüm etti. Genç kızda aynı şekilde karşılık verdi. Adımlarını tekrar odasına doğrultup odasına girdi. Direk banyoya adımlayıp duşa girdi. Geçen yarım saatin ardından banyodan çıkıp gardırop'un karşısına geçip ne giyeceğini karar verdi. Dizinin tam üstünde olan siyah elbiseyi giyip saçlarını kuruladı. Ardından makyaj masasına geçip oturdu hafif bir makyaj yaptı. Biten makyajın ardından oturduğu yerden kalkıp odadan çıktı.
Adımlarını alt kata çevirip merdivenlerden inmeye başladı. Merdivenlerden inerken alt kata inen Dila ile karşılaştı. Hala uyanamamış uykulu bir vaziyette yüzünü şekilden şekile sokup söylenerek aşağıya iniyordu.
"Ev ev değil bildiğin askeriye. Sabah'ın köründe uyandırıyor lar bi işti maya çıkartmıyorlar onuda yapın tam olsun. Bi salında uyuyam. " Son cümlesini şiveli bir şekilde söyledi.
Aden kuzenin bu haline sessizce güldü. Sabah sabah al karısı gibi tepesine çökerdi. Dila ile uğraşamazdı.
Herkes masaya oturdu. Behram bey baş köşede yeri almış sol tarafında Eyşan hanım, sağ tarafında Eslem hanım. Eslem hanım'ın yanında Aden ve Murat oturmuş Eyşan hanım'ın yanında Alp ve Dila oturuyordu.
Behram bey çayından bir yudum alıp Eyşan hanım'a döndü.
" Öğleden sonra burda olurlar ona göre hazılıklarınızı yapın " dedi.
" Herşey hazır zaten ufak bir temizlik yapılacak sonrada yemekler yapılacak merak etme yetiştiririz Behram. "
Behram bey tamam dercesine başını salladı.
"Amca benim bir kaç işim var müsade edersen dışarıya çıkacağım. " Dedi Aden.
Behram bey yeğenine sorgulayan bakışlarıyla. " Ne işin var. "Diye sordu.
Kaç gündür çocukluk arkadaşı Deren ile buluşacaktı. Bir türlü fırsat bulamamış sürekli ertelemişti. Dün arkadaşına söz vermişti bugün buluşacak larına dair.
" Deren geçen buraya geldiğinde bir kaç eşyasını unutmuş onu götüreceğim. " Diyerek ufak bir yalan söyledi.
İstanbul'dan ilk geldiği hafta Deren gelip iki gün kalmıştı. Gerçekten derenle buluşacaktı unutul mayan eşyayı bahane etti. Bu gün misafir geleceği için amcası dışarıya çıkmasına izin vermezdi. Yalan söylemeyi hiç sevmezdi beceremezdide zaten.
Yalan söylemeyi beceremediği gibi gizlemeyi de beceremezdi. Eli kendini hemen belli ederdi. Birşeyler gizleyip yalan söylemek zorunda kaldığında eli otomatikmen boynuna gider kaşımaya başladı.
Yine aynı şeyi yapıp boynunu kaşımaya başladı. Abisi ve kuzenleri bu huyunu bilirdi. Behram bey bakışlarını yeğenine çevirdi.
"Acelesi mi sonra verirsin evden çıkma bugün. " Diyerek yeğenine bakmaya devam etti.
"Sadece unuttuğu eşyasını götür meyeceğim. Amca bir hafta sonra nişanı var. Nişan için eksiklerini tamamlayacaktık. Yardımcı olmamı istedi yarın İstanbul'a dönüyorum. "
Kendi ailesi ve Deren'in ailesi her konuda birbirlerinin yanında dururlardı. Eli istem dışı boynuna giderek tırnak uçlarıyla ufak ufak kaşıyarak kızarttı. Murat bunu farkedince elini boynundan çekip. "Kanatacaksın Aden" Diye fısıldadı.
Aden amcasından gelecek cevabı bekledi.Kaç gündür dışarıya çıkmamıştı. Amcası boş öfkesine maruz bırakıp bunalmasına sebep olmuştu.
Babası öldükten sonra amcasının onlara olan tavrı değişmişti. Abileri yurt dışında yaşamaya başladığından bu yana yengesi ve amcası her günü burunlarından getirmeye başlamıştı. Abilerine hiç birşey söylememişti ortalık karışmasın diye gizlemişti.
"Tamam git ama geç kalma " diyerek kahvaltısına döndü Behram bey.
Kahvaltı yapılmış kızlar ve evin çalışanları el birliği ile masayı toplamaya koyuldu. Yine Dila her zamanki gibi söylene söylene işini yapıyor du.
"Bir günde bir iş yaparken söylenme be kızım. " Diyerek göz devirdi Alp.
"Gel ozaman sende yardım et abi. " Diyerek çemkirdi.
"Sen dururken benmi yapacağım Dila hanım " diyerek kardeşine ters bir bakış attı.
"Yerken öyle demiyorsun masayı silip süpürüyorsun. "
Herkes durmuş ikilinin atışmasını izliyordu.
"Erkek adam ev işimi yapar lan. Senin dilin çok uzamış Dila koparım o dilini. "
"Niyeymiş o erkekler kadınlara ev işinde yardım edemez erkeklik kurallarına aykırı diye bir kuralmı var. " Abisinin dibini ne sokulup ters bakışlarını gözlerine dikti. "Hah sen mi koparacaksın dilimi gücün yetiyorsa kopar. "
Gerçekten dünya üzerinde öyle bir kuralmı var? Oysaki kadınlar tüm yükü sırtlanırken. Her konuda kadın erkek eşitliği diyorlar ama yaptıkları hareketle öyle değil diyorlar eşitliği bozuyorlar. Birçok yerde erkekler üstünlük taslıyor. Kadınlardan üstünmüş gibi yetiştirilmiş ler. Bunu yetiştiren de bir kadın. Geride kalmış zihniyetten ne görmüşler se öyle yetiştirmiş ler.Tabi bu durum her erkek için geçerli değil haksızlık etmeyelim.
Oysaki kadın topraktır bakmasını, sevmesini değer vermesini bilirsen. Ektiğin tohumlar yeşerir gül bahçesine döner. Değerine değer katar tıpkı kadın gibi. Tabi bakmasını bilene. Bakıpta baktığını anlamasını anlayıpta görmesini bilene.
Alp karşılık vermek için ağzını açacaktı ki Eslem hanım araya girdi.
"Tartışmayı bırakın. Dila hadi sende mutfağa geç kızım yapılacak birsürü iş var. " Dila yengesine bakıp "tamam yenge" diyerek mutfağa gitti.
Araya kimse girmese saatlerce tartışıp sonrada büyük kavga çıkarır ortalığı bir birine katarlardı. Murat ve Alp bugün işe gitmemiş kahve eşliğinde babasıyla iş konuştular. Ortamda oluşan sessizlikle murat konuya girmeden önce göz ucuyla babasına bakıp.
"Baba"
Orta yaşlardaki adam bakışlarını oğluna çevirdi. Murat babasının bakışlarının kendine döndüğünü görünce konuya girdi.
"Verdiğin karardan emin misin baba" diye sordu.
Behram bey oğlunun hangi konuyu açtığını anladı. Günlerdir iki oğluyla bu konu yüzün'den tartışıyorlardı.
"Evet eminim"
"Baba sencede tehlikeli değil mi? Düşmanları olan bir kız senin öz yeğeninle aynı evde yaşaması. O kızı korumak için Aden zarar görürse ozaman napacaksın? " Diye bakışlarını babasının üzerinde gezindirdi.
"Öyle birşey olmayacak! Hem bizim hemde KARAHANların koruması altında olacaklar. Hem bizimde düşmanlarımız var onlar bize gü-" Konuşmasını bitirmeden Murat babasının sözünü kesti.
"Gerek varmıydı yeğenini tehlikeye atmaya . Sen gerçekten niye Aden'i öne sürdün? Ona sordun mu düşmanları olan bir kızla aynı evde yaşamak ister misin diye? Hadi yengemi geçtim kararlarına saygı duymuyorsu. Ferman ve Aras'a ne hesap vereceksin? Yaptıklarının hiç birini yengem ve Aden onlara söylemiyor onlar duyduğu zaman kim durduracak onları sana karşı. "
Behram bey oğlunun söyledikleryle sinirlenmeye başladı.
"Ben kimseye hesap vermem. "
Alp da konuşmaya dahil oldu.
" Kimseye hesap vermem diyorsun ya baba onlar kimse değil amcamın çocukları. Hesap sormayda hakları var çünkü kardeşinin hayatına dahil oluyorsun. Sana emanet ettikleri kardeşinin. "
Murat, Alp'in kendini destek olduğunu görünce dudağının kenarı hafif yukarı kıvrıldı. İki kardeş eğri veya doğru her konuda bir birinin arkasından dururdu .
"Alp doğru söylüyor baba" diye babasının öfkeli yüzüne bakıp devam etti. "İkisinin ne kadar deli olduğunu sen çok iyi biliyorsun. Onların karşısında adımların hep geriye gidiyor bunuda biz çok iyi biliyoruz. Yengeme yaptıklarını öğrenirlerse yada Aden'i defalarca dövdüğünü öğrenirlerse yine ben kimseye hesap vermem diyecekmisin. "
Behram bey öfkeden çıldırır gibi bağırdı.
"Ben verdiğim kararları kimseye sormam. Aden hak etti! Hakettiği için dövdüm. O giderken sordu mu? " Kendi sorduğu soruyu kendi cevapladı. "Sormadı benim yüzümü yere eğdi. Bana hesap soramazlar çok sevdikleri bacısını dizinin dibinde oturtsalardı. Yurt dışında şirket kurana kadar. "
Murat ve Alpay babasının sözlerine öfkelenmeye başladılar. Aden yanlış birşey yapmamıştı söylemişti gitmek istediğini .
'Arkamda durun sizin onayınızı alarak gideyim. Böyle yaparda karşımda durursanız hayallerimden ,geleceğimden vaz geçmem bugün olmasa birgün gerçekten giderim demişti.
Murat "Aden kötü birşey yapmadı baba. Bizim yüzümüzü yere eğecek hiç birşey yapmadı. Okumak için gitti kocaya kaçmadı. İstanbul'da bize laf getirecek bir hareketi dahil olmadı. Hayatına yeni bir başlangıç yaptı. Bizim karanlık hayatımızı yaşamak istemedi senin zulmünden kaçtı iyide yaptı"
Behram bey oğlunun sert tavrına dahada öfkelendi. Oğulları onun verdiği kararı sorguluyordu. Bu zamana kadar aldığı kararı sorgulama hakkı vermemişti ailesine. Niye böyle bir tepki verdiklerini anlamaya çalıştı oğul larının.
"Bu arada baba " Diye Alp konuşmaya başladı bu defa. "Yurt dışında şirket kurana kadar kardeşini dizinin dibinde oturtsaydı diyosun ya bizim lojistik şirketi sıkıştığı zaman niye kapılarını çalıyorsun. Lojistik Şirketi'nde yüzde elli hisseleri olmasına rağmen bir kuruş dahil almıyorlar" Dedi.
Behram bey öfkeden deliye döndü. "Kes sesini Alp " diye bağırdı. "Ben ona burda her imkanı sundum. O burnun dikine gitti öyle bir inadı varki. Bana inat etti ille de İstanbul dedi benim sözümü çi-" Mura yine babasının sözünü kesip sesini dahada yükseltti.
"Ona birşey olursa verdiğin kararın arkasında durup gitti diye suçlayacak mısın? "
Behram bey oğlunun sesini yükseltmesi ne öfkesi ikiye katlandı.
"Senin karşında baban var ulan" Diye adeta kükrercesine bağırdı. Sesiyle evi ayağa kaldırdı. Ev halkı şaşkınlıkla baba ve oğullarını izlediler.
"Sen babanla nasıl böyle konuşursun" Öfkesi gittikçe dahada artıyor du.
Murat öfkeyle ayağa kalkıp babasına doğru yaklaştı. "Senin bu işte bir çıkarın var baba. Sen bir işler karıştıruyorsun hadi bakalım'diyerek babasına doğru eğilip işaret parmağını babasına doğru sallayıp gözlerine baktı " Eyer Aden'in saçının teline o aile yüzün'den birşey gelirse ozaman gözüm hiçbir şeyi görmez. Ortalığı toza dumana katarım bunu böyle bil" diye bağırıp eve doğru yürüdü.
Bir anda baba oğul öfkelenmiş ikiside bir birine bağırıp sert çıkışlar yapmış kimse ne olduğunu anlamamıştı. Behram bey oğullarının bu konunun üzerine gitmesinden dolayı endişelendi.
" Baba seninde bir kızın var. Yaptıklarının bedelini kardeşim den çıkarmasın Allah. Sen sana emanet edilene böylemi sahip çıkıyorsun ?" diye babasınım cevap vermesini beklemeden abisinin arkasından gitti Alp.
"Umarım bu konuyu deşmezsin Murat " diye fısıldadı kendi kendine Behram bey.
Oğlunun Aden'e değer verdiğini biliyordu ama babasını karşısına alıp saygısızlık edecekkadar kıymetli olduğunu bilmiyordu Behram bey.
Ortama bir sessizlik çöktü. Kadınl ar hazırlıklara devam etmiş. Behram bey 2 saattir bahçede öfkesini burnundan soluyarak oturuyordu.
|
0% |