Yeni Üyelik
2.
Bölüm

2. Bölüm: Vampirler üzerine tartışma

@fatmadogu

Hepsi birbirine bakıp gülmeye başlarlar. Ersoy somurtarak onları izler.

Yılmaz: Ersoy kardeşim. Sen bu aralar çok mu vampir filmi izledin. Oğlum vampir diye bir şey mi var Allah aşkına!

Ersoy sinirlenerek: Bak yılmaz bende senin gibi düşünüyordum ama kendi gözlerimle gördüm. Ekmek kuran çarpsın ya! Bak yalan söylüyorsam yarını göremeyeyim. Bana inanmıyor musunuz?

Üçü de Ersoy’a bakar ciddi olduğunu anlarlar. Bir süre sessiz kalırlar.

Yılmaz: Tamam kardeşim sakin ol. Kimse sana yalan söylüyorsun demiyor. Hani belki yanlış anlamışsındır diye söyledim.

Ersoy : Hayır, yanlış anlamış olamam. Açık açık her şeyi gözlerimle görüp kulaklarımla duydum.

İlk kan: peki tam olarak ne gördün? Anlat bakalım. Bizde ne olduğunu anlamaya çalışalım.

Ümit can: Evet tam olarak ne gördün, mesela adamın vampir olduğunu nasıl anladın?

Ersoy: Başta Allah var sevmiştim çocuğu fakat içime sinmeyen bir şeyler vardı. Yüzüne dikkat edin bembeyaz. Demek ki kendini saklamak için orasına burasına bir sürü şey sürüyormuş. Evinde kaldığım gün görmüştüm. Tuhaf bulmuştum ama üzerinde durmadım.

Ümit can: abi onlarda normal o ya! Bunların erkekleri de makyaj yapıyor sen onu görmüşsün işte.

Yılmaz: nasıl yani, harbi mi lan!

Ümit can: Harbi tabi, hatta daha yeni başıma gelen bir şeyi anlatayım. Beni bilirsiniz mafya filmlerini çok severim. Geçen Fuat bende kaldı. Dedi ki yeni bir mafya filmi çıkmış Kore yapımı beraber izleyelim. Bende tamam dedim. İzlemeye başladık. Her şey iyi güzel başroldeki adam vuruyor kırıyor. Ne güzel dövüyor derken adamın yüzünü yakın plan bir gösterdiler. Dedim bu ne amk! Tüm konsantrasyonum yerli bir oldu. Adama bir ruj sürmüşler. Dudağı Banu Alkanın dudağı gibi olmuş. Yani ben filmi izlerken o rujdan sonra adamın mafya olduğuna nasıl inanayım? Kendime ne kadar telkin etsem de yapamadım. Bende filmi izlemeyi bıraktım.

İlk kan: bana biraz abartıyormuşsun gibi geldi. Sonuçta erkeklerde bakımlı olabilir emir can!

Yılmaz: hayırdır İlk kan sen de mi ruj kullanıyorsun?

İlk kan: hayır tabi ki ama dudak balmı kullanıyorum. Ama renksiz yani o da.

Yılmaz: o ne lan?

İlk kan: dudak nemlendiricisi işte

Yılmaz: öyle söylesene! Bende bu adam ne diyor diyorum. Fakat kardeşim nemlendirici ve ruj arasında kocaman bir fark var. Hatırlatırım.

İlk kan: yani orası öyle tabi de.

Ümit can: Kültür ne garip şey cidden, aynısını ben yapsam Mustafa’nın oğlu aslında kızmış diye sülaleye rezil ederler.

Yılmaz: o zaman bundan şunu mu çıkarıyoruz? Bu onlarda normal olduğuna göre vampir olduğuna dair bir kanıt değil.

İlk kan: Evet.

Yılmaz: peki Ersoycum bize sunacağın başka delil var mı?

Ersoy: var tabi ki, şimdi beni iyi dinleyin. Yanımda çalışan komşu kızını biliyorsunuz.

Yılmaz: Hani şu senin hoşlandığın kız mı?

Ersoy: evet o Suzan. Baktım bu çocuk Suzan’a pek bir yakın duruyor.

Yılmaz: yakın derken?

Ersoy : işte kız tam dalacakken elini başının altına koyuyor. Yağmurda üzerine şemsiye tutuyor, yüzüne güneş vurduğunda eliyle güneşi kapatıyor, hastalandığında ilaç falan alıp kapısına geliyor falan.

Ümit can: ee bu bildiğin k-dramalardaki sahneleri taklit ediyor.

Yılmaz: Nasıl yani?

İlk kan: Bizde pembe diziler onlarda kdrama işte. Bu sahnelerle dolu. Valla Ersoy şimdi bende şüphelendim. İzlediklerini birebir taklit ettiğine göre insani duyguları olmayabilir.

Yılmaz: İlk kan şu an baya saçmalıyorsun. Ona bakarsan psikopat veya sosyopat da olabilir. Duyguları yok ve taklit ediyor diye niye aklına ilk vampir olduğu geliyor ki? Ayrıca vampirlerin duyguları var. Edward bellaya aşık olmuyor muydu?

Ümit can: ya o insanlar vampirlere sempati duysun diye yazılmış bir senaryo abi! Gerçekte vampirler insan ırkını yemek gibi gören, duygusuz pezevenk varlıklar!

Yılmaz: Oğlum bir insan neden vampirlere sempati duyalım diye senaryo yazsın ki?

Ümit can: birçok sebebi olabilir. Vampirler tarafından tehdit ediliyor olabilir, ya da onları sevdirmek için onlardan para alıyor da olabilir.

Ersoy ciddi bir yüz ifadesiyle eğildi. Diğerleri de aynı şeyi yaptılar.

“ya da oda bir vampirdir!” dedi o an korkunç bir yarasa sesi duydular

Yılmaz: tövbe estağfirullah! Gece gece konuştuğumuz şeylere bak tüylerim diken diken oldu! Aklıma gelmişken bu çocuk gündüzün güneşinde dolaşmıyor mu? Sonuçta vampirse dolaşamaması lazım. Öyle değil mi?

İlk kan: evet abi bende öyle biliyorum.

Ersoy: ooo siz eskide kalmışsınız tıp baya gelişti.

Ümit can: ne tıbbı?

Ersoy: vampir tıbbı. Konuşurlarken duydum. Bir ilaç var her gün onu kullanıyorlar böylelikle vücutları güneşle tepkimeye girmiyor

Yılmaz: diyorsun?

Ersoy: evet

Gök gürler ve elektrik kesilir.

Loading...
0%