Yeni Üyelik
3.
Bölüm

3. Bölüm: Son akşam yemeği ve havariler

@fatmadogu

Bölüm 3

Telefonlarının fenerlerini açarlar.

Yılmaz: Ersoy mum, fener bir şey var mı?

Ersoy: mum var abi. İlkkan gel benle de mumları getirelim.

Mumları getirip yakarlar ve muhtelif yerlere yerleştirirler. İlkkan alaycı bir ifade ile yılmaza bakar:

“ hayırdır yılmazcım seni biraz korkmuş gördüm. Korka bilirsin yani çekinme sonuçta korkmak insani bir şey.”

Yılmaz: yok korkmak değil de biraz ürperdim diyelim İlkkan’cım. Ha ama sen korktuysan onu bilemem.

İlkkan: ne münasebet canım. Ürperdim biraz o kadar.

Ümit can: abi korktun, korkmadının sırası değil. Konuyu dağıtmayalım.

Ersoy: Ümit can haklı arkadaşlar. İzin verirseniz devam etmek istiyorum.

Yılmaz: devam et. Seni dinliyoruz.

Ersoy: işte jae sung ile Suzan samimi olunca dedim ki bunu iyice bir araştırayım. Nedir neyin nesidir diye?

Yılmaz : Bana açıklarını aramaya çalışmışsın gibi geldi ama neyse!

Ersoy: ya ne alakası var yılmaz aşk olsun. Komşu kızı sonuçta kandırılmasın diye.

İlkkan: Yılmaz ne kadar art niyetlisin ya!

Yılmaz: art niyetli değilim bana öyle geldi dedim. Ersoy da öyle olmadığını söyledi. Tamam, yani bunda uzatacak bir şey yok. Devam et Ersoy.

Ersoy: neyse bir gün izin isteyip işten erken çıktı bende peşinden çıkıp onu takip ettim. Taksiye bindi. Bende hemen başka bir taksi çevirdim.

Yılmaz: hemen buldun mu yani?”

“Ersoy: nasıl?

Yılmaz: taksiyi diyorum filmlerdeki gibi hemen buldun mu?

İlkkan: takıldığın şeye bak!

Yılmaz: ne var oğlum hep merak etmişimdir. Yeri geldi sordum.

Ersoy: buldum ya sıkıntı olmadı. Taksiciye önümüzdeki arabayı takip etmesini söyledim.

Yılmaz: taksici ne dedi?

Taksici de “hayırdır abi film mi çekiyoruz dedi.

Yılmaz: yani adam haklı. Bende olsam öyle derdim.

Ümit can: E sen ne dedin?”

Ersoy: hayır dedim. Hep bir ağızdan:

“eee?”

Ersoy: O da sakata makata gelmeyelim kimi takip ediyoruz dedi. Yani bende adama hak verdim o yüzden zampara eniştemi takip ediyoruz. Dedim. O da “haa! Tamam o zaman dedi ve gaza bastı.

Yılmaz: güzel söylemişsin.

Ersoy: Sağ ol Yılmaz. Neyse. Sonunda bir yerde arabadan indi. Bende inip onu takip ettim. Sokak aralarından terk edilmiş bir köşke girdi. Bende peşinden gittim. Penreceden baktım. Köşkün salonunda kocaman bir masa vardı. Jae sung’la beraber on iki kişi masanın etrafına toplandılar. Başları olduğunu düşündüğüm kişi “hoş geldiniz!” dedi elindeki kadehi havaya kaldırarak herkes kadehlerini kaldırarak karşılık verdi.

Önce havadan sudan konuştular. Sonra içlerinden biri elindeki çam şişeyi göstererek “hadi bakalım tahmine var mısınız?” dedi hepsi kabul etti. Tüm bardakları tek tek doldurdu. Masanın başındaki adamın işaretiyle içmeye başladılar. Bardaklarından bir yudum aldıktan sonra sırasıyla tahminlerde bulundular. Başları dedi ki:” bu kesinlikle b rh (+) dört kişi onu onayladı. Jae sung Arh(+) dedi. Diğer dört kişi AB rh(+) dediler. Tahminler havada uçuştu.

Yılmaz: ne diyorsun. Emin misin?

Ersoy: eminim yılmaz.

İlkkan: eee sonra ne oldu?

Ersoy: kadehleri dolduran çocuk hepsine baktı ve b rh (+) dedi. Liderleri jae sung a baktı. Sen yanılmazdın. hayırdır?

Jae sung: o da yorgunum biraz. Ondandır dedi.

Yılmaz: vay amk ! Bak eğer bizimle dalga geçiyorsan!

Ersoy: ya yılmaz neden dalga geçeyim. Ekmek kuran çarpsın ki doğruyu söylüyorum!

Ümit can: ekmek demişken Ersoy masa da ekmek var mıydı?

Ersoy: yani tamm hatırlayamıyorum. Olabilirde neden?

İlkkan: ekmek ne alaka lan?

Ümit can: Ersoy demedi jae sung’la beraber on iki kişiydiler diye. Şarap yani kan ekmekte varsa tamamdır. Anlamadınız mı?

İlkkan: ben neyi anlamamız gerektiğini anlayamadım.

Ümit can : on iki havari, ekmek şarap ayini eşittir son akşam yemeği! Belki de bunlar vampir değildir. Belki on iki havaridir!

Yılmaz: hassktr lan! (dedi inanmış gibi yaparak) yani Ümit can (deyip elini sıktı) cidden seni tebrik ediyorum. Shorleck holmes burada olsa seni Watson’ ın yerine kadrolu olarak işe alır.

Emir can: estağfurullah ya! Sadece biraz akıl yürüttüm.

Yılmaz: de yürütme kardeşim.

Ümit can: nasıl yani? Der şaşırarak

Yılmaz: yürütme kardeşim böyle akıl yürütme. Allah bilir hangi masumun kanını akıtıp alem yapıyorlar. Senin dediğin şeye bak ya! Oğlum sen bu kan emici piçleri havarilerle nasıl bir tutarsın. Ayrıca havarilerin içinde bir Koreli olduğu nerde görülmüş. Buradan bile havari olmadıklarını anlarsın. Bu nasıl bir akıl yürütmedir yani Aristo mezarında ters dönmüştür. Net yani!

Her şeyi geçtim Hıristiyan ümmeti şu söylediklerini duysa seni krematoryum da yakarlar valla!

İlk kan: neden ya dediği mantıksız değil?

Yılmaz: ya kardeşim havarilerin kan içtiği nerde görülmüş. Ayindeki her şey sembolik. Ayrıca havariler şarap içmişler kan değil.

İlk kan: hıı o zaman haklısın abi!

Yılmaz: haklıyım tabi!

Loading...
0%