Yeni Üyelik
9.
Bölüm

Yakınlık

@fatmatoraman

Tam her şeyi anlatmak üzereyken kapı çaldı ve cümlem havada asılı kaldı. ‘’Ömer kapı çalıyor, seni daha sonra arayacağım.’’ Dedikten sonra telefonu kapattım. Ömer eminim ki meraktan çılgına dönmüştü ve ben artık her şeyi anlatmakta kararlıydım.

Kapı inatla çalarken söylenerek gittim ve kapıyı açtım. Karşımda Sıla’yı görünce büyük bir rahatlama hissettim ve direkt ona sarıldım. Sıla ne olduğunu anlamamış şaşırmıştı. ‘’Sıla her şey kontrolümden çıkıyor…’’ demeyi başarabildim.

Sıla ile beraber salona geçtik ve her şeyi anlattım. Ömer ile olan günümü, hislerimi her şeyi. Hem ağlıyor hem de anlatıyordum. Sıla pürdikkat anlattıklarımı dinliyor sadece arada ‘’İnanamıyorum..’’ diye mırıldanıyordu. Anlatımım bittiğinde ona bana fikir vermesini beklercesine umutla baktım.
Derin bir nefes aldı ve "Büge, duruma bakınca bu oyunun bir tarafını sen kazanıyorsun ama diğer tarafını kaybediyorsun gibi gözüküyor." Dedi. Kafam sanki karışık değilmiş gibi daha da karıştı.
Biraz mantıklı düşününce Sıla’ya ‘’Ne demek istediğini anlayabiliyorum Sıla, ama yaşadığım durumu sen de biliyorsun. Bu oyunu istemesem de sürdürmek zorundayım. BAŞKA ŞANSIM YOK…’’
Sıla anlayışla ve şefkatle bana baktı. ‘’Ben de seni anlıyorum ama Ömer’i kaybetme riskin çok yüksek. Duyguların, kafan, hislerin her şeyin karışmış. Bu hislerden kurtul demiyorum ama kendine bir yol çizmelisin.’’
Bu sefer derin bir nefes alan bendim. Aldığım tek nefeste "Haklısın, ama ben bu hikayeyi yazmak zorundayım. Bu benim hayatta kalmam için tek şansım. Ömer'in hikayesini kullanmak zorundayım, başka seçeneğim yok." Diyebildim.

Sıla hiçbir yorumda bulunmadı sadece ‘’Ona her şeyi anlatmayı düşündün mü?’’ diye sordu. Kafamı ‘’hayır’’ anlamında salladım. Ona bunu nasıl anlatırdım?

Düşünceler içinde boğuşurken Sıla’ya her şeyi gerçekten anlatmam gerektiğini fark ettim. ‘’Ona karşı davranışlarımın bedelini ödemem gerek. Ama şimdilik, hayatımda olmasını istiyorum. Onunla vakit geçirmek beni mutlu ediyor. Ona yakınlaşmalıyım, belki de onunla geçirdiğim zaman, benim ona karşı hislerimi fark etmesine yardımcı olur.’’ Dedim bir ümit.

Daha konuşulacak bir şey kalmamıştı ben kararımda kesindim; Ömer’i kaybetme riskine rağmen devam edecekti. Sıla yanımdan ayrıldıktan sonra daha da bu konu üzerinde düşündüm, ta ki uyuyana kadar…

Sabah uyandığımda güneş gözlerime vurduğu o vakit daha kararlı olduğumu anladım. Daha güçlü ve kendinden emin bir haldeydim. Kalkıp kendime bir kahve yapmak istedim ama sonra vazgeçip bir sıcak çikolata yaptım. Evet; sabah sabah…

Sıcak çikolatam hazır olduktan sonra odama masama geçtim ve defterimi incelemeye başladım. Ömer ile ilgili aldığım notların üzerinden tekrar tekrar geçtim. Kalbim hızlı atıyordu. Onunla daha fazla vakit geçirmeliydim, ama aynı zamanda bu oyunun içindeki rolümü de korumalıydım.

Kendimi notlara vermişken telefonumun çalmasıyla düşüncelerimden sıyrıldım. Gelen Ömer’den bir mesajdı ‘’Bugün ne yapıyorsun? Biraz hava almak ikimize de iyi gelebilir.’’ Yazmıştı. İşte ayağıma gelen bir fırsat daha. Hızlı bir şekilde ‘’Süper plur, nereye gideceğiz?’’ diye mesaj attım. Ömer sahilde yürümeyi önermişti ve bu benim için gayet uygundu.

Sahil kenarına vardığımda, Ömer'in beni beklediğini gördüm. Rüzgar, saçlarımı hafifçe savuruyor, denizin kokusu içimi ferahlatıyordu. Ömer, her zamanki gibi nazik ve düşünceliydi. "Büge, seni görmek her zaman güzel," dedi, bana doğru yürürken.
Gülümseyerek, "Ben de seni görmekten mutluyum," dedim. Ama içimdeki hisleri ona anlatmak için henüz hazır değildim.

Loading...
0%