Yeni Üyelik
1.
Bölüm

Acı Kayıp

@fatmatoraman

Yanaklarına kondurduğum öpücükle onu yeni bir güne uyandırmaya çalışıyordum. Uykuyu çok severdi, ben de onu ve onunla ilgili her şeyi. Bütün hayatım o olmuştu. O bana hem annemin hem babamın emanetiydi. Böyle bir emanet durumu olmasa dahi onu hayatımın sonuna kadar koruyabilirdim.

Onda değişik bir enerji vardı. Kendini sevdirmekte oldukça ustaydı. Benim aksime. İki kardeş birbirinden ne kadar uzak olabiliyorsa o kadar uzaktık. Ama bu uzaklık sadece davranışsal olarak.

İkimizin de sarı hatta fazla sarı saçları vardı. Onun saçları her zaman açık, dalgalı bir şekilde dururdu. Saçlarını toplamayı asla sevmezdi. Ben ise aynı ton rengine sahip saçlarımı daima öredim. Avlanırken ya da avlanıp yakalanacak konuma gelince koşmama engel olsun istemezdim.

En sonunda gözlerini açtı ve ‘’Yine mi sabah oldu?’’ dedi. Büyük bir kahkaha atmamak için kendimi zor tuttum. ‘’Evet YİNE…’’ Kahvaltının hazır olduğunu söylediğimde heyecanlandı ve benimle birlikte mutfağa geldi.

Size biraz kendimizden bahsedeyim. Biz peri bir anneyle insan bir babanın melez çocuklarıyız. Görünüşte normalden bir farkımız yok ta ki üstümüzü kaldırdığınızda ortaya çıkan kanatlarımız dışında. Annem bunun her zaman bir ‘’hediye’’ olduğunu söyler. Ama bence öyle değil.

Kanatlarımızı daima saklamak zorundayız. Çünkü bulunduğumuz yer altı krallıklarında bizler lanetliydik. Kanatlarımız koparılıp yakılmalı gerekirse kurban verilmeliydik. Bu yüzden hiç ormanlık dışına çıkmamıştık. Zaten gerek de yoktu. Ben ormanda avlanıp karnımızı doyuruyorum, kardeşim Bixi ise hiçbir itirazda bulunmadan bana yardım edebildiği konularda yardımcı oluyordu.

Mutfakta bir süre oyalandıktan sonra erzağımızın bittiğini fark ettim. Bugün kesinlikle avlanmam gerekiyordu. Bu yüzden hızlıca üzerimi değiştirdim kanatlarımı belli olmaması için üzerime daha çok sıkı olacak şekilde bağladım.

Ormanın derinliklerine doğru yola çıktım.

***

Saat kaç oldu bilmiyorum ama elimde bir iki hayvan dışında yiyebileceğimiz başka şey yoktu. Ormanın derin yerlerinden kendi evimin olduğu yere giderken dikkatimi bir stant çekti. Yanına yaklaştım ve bir sürü kolye, bileklik kısacası takı eşyaları olduğunu gördüm. İçlerinden melek kanatlı olan kolyeyi aldım ve karşılığında yemimden birazını satıcıya verdim. Evet belki yemek daha önemliydi ama önemli olan diğer şey Bixi’nin mutlu olmasıydı.

Hızla eve yaklaştığımda kapının açık olduğunu gördüm. Önce belki rüzgar açmıştır bizim kız kesin uyumuştur dedikten sonra yüksek seste bir inleme geldi. Elimdekileri yere fırlattım ve doğruca içeri koştum.

İşte o zaman kardeşim Bixi’nin yerde kanlar içinde can çekiştiğini gördüm.

Normalde hiçbir güç, HİÇBİR GÜÇ onu bu duruma sokamazdı. Çünkü kanatları onu daima korurdu. Acıya bağışıklığı olması lazımdı. Ama şimdi kollarımın arasında kesik kesik nefesler alırken sanki bana bir şeyler anlatmaya çalışıyor gibiydi.

‘’Kanatlarıma bak. ‘’ dedi sanki son sözleri olur edasıyla. Yan çevirip kanatlarına baktım ve o an gözlerimden akan yaşa engel olamadım. Biri kanatlarını yakmış sonra da koparmıştı. ‘’İyileşeceksin merak etme. ‘’ dedim nasıl olacağını bilemeden.

‘’Kim yaptı sana bunu’’ diye sordum. Belki de bu son konuşmamız, son göz göze bakmamız olacaktı. Ama bunu öğrenmem gerekiyordu. Ne olursa olsun bununla yüzleşmem gerekiyordu.

‘’Clenyx’’ dedi son nefesini verirken. Şok olmuş içinde bağırıp çığırıyordum. Onu göğsüme bastırdım ve sanki uyanması mümkün olacakmış gibi sarstım. Elimde duran melek kanatlı kolye yere düşerken o da son nefesini verdi.

Tek ailem, arkadaşım, sırdaşım her şeyim. Bu evrene katlanma sebebim. Öylece avuçlarımın arasından uçup gitti ve ben hiçbir şey yapamadım.

Kaç gün öylece yattım hatırlamıyorum. Ölümden sonra hayata inanmazdık o yüzden geleneklerimizin getirdiği görevle onu yakıp küllerini yakınımızdaki bir göle attım. O günden beri yataktan çıkmamıştım. Hem çok şey yapasım hem de hiçbir şey yapmayasım vardı. Onun o son halleri gözlerimin önünden gitmiyordu. Bunu bize neden yapmışlardı. Bizim onlara ne zararımız dokunmuştu. Melez olmak bu kadar mı suçtu.

Daha fazla yatamayacağımı fark ettiğimde kalktım. Aklımda bir plan vardı. Bu planı gerçek kılmak için bazı fedakarlıklara ihtiyaç vardı. Aynanın karşısına geçtim ve üzerimdekileri çıkardım. Tabi önceden tüm kapıları camları kapatmıştım. Sesimi duymalarını istemezdim.

Sonra o şeyi yaptım, kanatlarımı tek tek yolup söktüm

Loading...
0%