12. Bölüm

11.BÖLÜM-LİDER.

felaketbiri
felaketbiri

Yüzü sigara değil,

Bir ömrü yaktırırdı.

Ben yağmurları durdururum

Kopamıyorum nedense senden :)

 

*****

 

Demir Afil'den

 

Dün akşam Orkide'yi eve bıraktıktan sonra eve gelmiş duş aldıktan sonra uyumuştum. Dün herşey genel olarak güzel geçmişti. Bu ay şirkete gelen çoğu teklifi incelemiştim. Bir ay sonra yılın en iyi şirketi seçilecekti. Çoğu şeyi kabul etmiş birçok yatırımda bulunmuştum. Bir daha ki ay bizim şirketin seçilme olasılığı yüksekti. Herşey bu ayın sonunda bizim çalışmamıza bağlıydı. Hiçbir sorun çıkmasını istemiyordum.

 

Elimi ekrana okutarak odama girdim. Orkide henüz şirkete gelmemişti. Volkan'ın ise nerede olduğunu bilmiyordum. Dün ben eve gittikten sonra ortadan kaybolmuştu. Bir işler karıştırıyordu. Yakında öğrenirdim. Koltuğa oturup dün Orkide'nin hazırladığı dosyayı okumaya başladım. Gelen maillerin çoğu iş ve teklifler içindi. Yaklaşık iki sayfayı okuduktan sonra kapının açılmasıyla bakışlarım oraya döndü. Volkan'ın içeri girmesiyle ardından Ceren'in de girmesiyle şok geçirdim.

 

"Abi" diyerek boynuma atlamasını beklemiyordum. "Ceren?" Dedim şaşkınlıkla. Gerçekten burada mıydı? Onu en son şirket için yurt dışına gittiğimde görmüştüm. "Seni çok özledim" dedi benden ayrılırken. "Bende seni özledim" diyerek anlından öptüm. "Ne zaman geldin?" diye sordum. "Dün akşam"dedi.

 

Koltuğuma tekrar otururken o da Volkan'ın karşısına oturmuştu. Ceren mimardı. Yurt dışında ki inşaat firmasını o yönetiyordu."Eda nerede?" diye sordu. "Malikane de birazdan gelir" dedim.

 

"Çiçek nerede?" deyince Volkan kriz geçiriyormuş gibi elini yüreğine koydu.

 

"Onun adı Çiçek değil" dedi Volkan. "Kaç defa söyleyeceğim adı Orkide"

 

"Orkide'de bir çiçek değil mi? Ne fark eder?" diye sordu bıkkınlıkla.

 

Si*tir. Kocaman bir si*tir. Ceren'e, Orkide'de bahsetmişti. Ceren "O ne zaman gelecek?" diye sorunca çıldırdım. Sinirle Volkan'a baktığımda hiçte şikayetçi gibi durmuyordu. "Senin dilinin ayarını si*eyim" dedim. "Hemen Ceren'e mi yetiştirdin?"

 

Söylediklerime karşılık ayaklarını masaya uzattı. "Gelinin görümcesi olarak bilmesi gerekiyordu" dedi. Bunun için kızı yurt dışından buraya getirmişti.

 

"Ben s-" derken kapının açılmasıyla herkes oraya döndü. Eda ve Orkide gelmişti. "Ceren?" Dedi Eda şaşkınlıkla karışık gülerek. "Sen mi geldin?" Diye sordu sarılarak. Onlar sarılırken Orkidem sadece bakıyordu. Ne güzel bakıyordu kurban olduğum. Üzerinde siyah bir kazak ve kumaş pantolon vardı. Baştan aşağı siyah giyinmişti. Siyah renk bir insana bu kadar mı yakışır?

 

"Hoş geldin Orkide" dedi Volkan. Oruspu çocuğu Ceren'e gizli bir mesaj vererek onun Orkide olduğunu söylemişti. Ceren şok içinde Eda' dan ayrılarak Orkide'nin karşısına geçmişti. Boyu Orkide'den biraz kısaydı. "Merhaba, ben Ceren" diyerek elini uzattı.Başıyla beni göstererek "kız kardeşiyim" dedi. Orkidem bana döndüğünde kırılmış gibi bakıyordu. Ona kız kardeşim olduğunu söylememiştim. Ona kendimden bahsetmemiştim. "Bende Orkide" dedi narin ellerini uzatarak. "Memnun oldum" dedi. Ceren henüz hiçbir tepki vermemişti. Sadece elini sıkıyordu. Bu iyiye işaretti. Bir anda Orkide'yi kendisine çekip sımsıkı sarıldı. "Bende memnun oldum" dedi boğuk bir sesle.

 

Orkidem şaşırmıştı bu tepkiye bu kadar sıcak bir yaklaşım beklemiyordu. "Ya ama sen çok güzelsin" dedi. Derin bir iç çektim. Haklıydı. Bu kadar güzel olması suç sayılırdı.

 

"Teşekkür ederim" dedi kocaman gülümseyerek. Ceren bana dönerek göz kırptı.

 

"Ben gidiyorum" dedi Ceren.

 

"Nereye?" diye sordum

 

"Eve gidip dinleneceğim" dedi.

 

Başımı salladım sadece. "Eve gidince ara" dedi Volkan.

 

"Tamam" dedi.

 

Ceren ve Eda'da gidince bana döndü. "Bir kardeşin olduğunu bilmiyordum" dedi.

 

"Sana söylememiştim" diyerek kısa bir cevap verdim. Durdu, omuzları gerildi. Derin bir nefes alarak "benimde işim var" diyerek çıktı. Kırılmıştı. Kendisi hakkında herşeyi biliyordum ama o bilmiyordu. Gönlünü almalıydım, hoş gönlü bende var mı onu bile bilmiyorum.

 

"Bu akşam..." dedi Volkan. Bakışlarımı ona çevirdim. "Toplantı var."

 

Kaşlarımı çattım. Bu akşam yeraltı dünyasının önde gelen isimleri bu akşam benim mekanımda toplantı yapacaktı ve bu toplantı da bende vardım.

 

"Lider bu akşam seçilecek" dedi. "Ne düşünüyorsun?"

 

"Liderliğe adaylığımı koyacağım" dedim. Bundan üç ay önce yapılan bir teslimatta içimizde bir hain olduğunu tespit etmiş, tuzağa düşürerek yakalamıştım. Üstelik bunu sadece tek başıma yapmıştım. Kanıt ve kayıtlarla birlikte delilleri masaya sunmuş, masa liderinin infazın istemiştim. Masanın lideri bize ihanet etmişti ve bugün yeni lider seçilecekti.

 

*****

 

 

Yazardan

 

Saat gece yarısına yaklaşıyordu. Demir Afil'in arabadan inmesiyle Volkan ve Celal'de arabadan indi.Celal uzun zamandır Demir Afil'in yanında çalışıyordu. Kendisinin ve ailesinin hayatını kurtarmıştı. Ona bir canı değil bir ömrü fedaydı. Volkan, anne ve babasını küçük yaşta kaybetmişti. O zamanlar Demir arkasında durmuş, sahip çıkmıştı. Melike ablasının ölümüyle evden ayrılmış çocuk denecek yaşta yeraltı dünyasına karışmışlardı. Zamanla çalışarak yeraltı dünyasının tepesine tırmanmış, ünlü bir iş adamı olarak tanınmışlardı.

 

Bu masa toplantısının yerini bilen çok nadir kişiler vardı. Polisler genelde yeraltı dünyasını yer üstünde arardı. Ama kimse yerin altında olduğunu bilmiyordu. Adı üstündeydi yeraltı, yer üstünde aramaya gerek yoktu.

 

Açılan kapıyla bakışları yere döndü. Yerin altında bir tünel tünelin sonunda ise büyük bir toplantı odası vardı. İlerleyerek merdivenlerden aşağı indi. Üstünü arayacaklarını bildiği için silahını arabada bırakmıştı. Bu gibi adamlara güvenmezdi. Onun adamları olabilirdi ama para karşılığında satın alındığını bilemezdi. Silahını verdikten sonra bozmayacağından veya parçalarının değiştiğinde emin olamazdı. Olur da toplantının sonunda bir çatışma çıkarsa silahını aldığı zaman bozuk olmasını istemezdi.

 

Tünelin sonuna geldiğinde iki adam büyük kapıyı açtı. Adamların biri tünelin dışında toplantının sonuna kadar bekleyecekti. Toplantıdayken arabaya bomba koyulmayı veya frenlerin kesilmemesi için bir önlemdi.

 

Celal kapıda bekleyecekti. Olası bir baskın durumunda Demir Afil'e haber verecek, buradan çıkmasını sağlayacaktı. Mekan onundu bir sürü çıkış yolu vardı. Hepsi de farklı yerlere çıkıyordu. Bunları düşünecek kadar zeki biriydi. Bir hamle yapmadan önce düşünür, zihninde tartar ona göre uygun adımlar atardı.

 

İçeri girdiğinde büyük yuvarlak masanın etrafında ki adamların bakışları ona döndü. Masa da 11 tane sandalye vardı ve en ucunda ki baş köşe boştu. Orası bugün dolacaktı. Kendinden emin ve büyük adımlar atarak kendisi için ayrılan koltuğa oturdu. Yüzü ifadesizdi. Volkan, Demir Afil'in yanına oturmuştu. Bakışları hiç olmadığı kadar sertti.

 

"Hoş geldiniz beyler" dedi masanın en yaşlı üyesi Devran Bey.

 

"Hoş bulduk" dedi Demir Afil sert bir sesle. Sırayla masada ki her bir adamın üstünde gözünü gezdirdi "Toplantı istemişsiniz" dedi otoriter bir sesle.

 

"Sizi dinliyorum" Ona bakan adamlar sertçe yutkundu. Demir Afil'in çok sert ve sinirli biri olduğunu biliyorlardı. Onu kızdırmak istemezlerdi. Sinirlendiği zaman tüm şehri kan gölüne çevirecek biriydi. Biri onunla konuşacağı zaman kelimeleri kafasında tartıyor, uygun kelimeleri seçip konuşuyordu.

 

Masa tekrar bir sessizliğe büründüğünde Ecvet Bey sözü devraldı. Kırklı yaşların ortasında sert bir çehreye sahipti. Koyu kahve saçlarını arkaya doğru taramış, takım elbisesiyle tam bir iş adamı gibi gözüküyordu.

 

"Hepimizin bildiği üzere bir önce ki toplantımızda masa liderinin hain olduğunu öğrendik." dedi.

 

Volkan "Ve infaz ettik" diyerek tamamladı cümlesini.

 

"Buraya masanın yeni liderini seçmek için toplandık"

 

"Masanın liderliğine aday olmak isteyen el kaldırsın" dedi Ecvet. Masada derin bir sessizlik hakimdi. Masanın belli bir kuralı vardı.Liderlerin sorumluluğu vardı. Bu masaya söz geçirmek ve kontrol altında tutmak her yiğidin harcı değildi. Demir Afil, Volkan'a kısa bir bakış attıktan sonra elini kaldırdı. Bakışlar kısa bir an Demir Afil'e döndükten sonra herkes birbirine baktı.

 

"Başka aday olmak isteyen yok mu?" diye sordu Kutay Bey.

 

"Açıkçası bizim lider olmak gibi bir derdimiz yok Kutay" dedi Cevher. "Belli ki Demir olmak istiyor"

 

Ecvet Bey başka bir aday olmadığını gördüğünde derin bir nefes aldı. "Demir Soydan'ın adaylığını destekleyenler el kaldırsın" dedi.

 

Masada ki herkes elini teker teker kaldırdığında Volkan, Demir Afil'e baktı. İstediği oluyordu. Kutay masada ki herkese baktıktan sonra Kutay Bey "bu masada herkesin oy verdiği ilk kişisin Demir." dedi.

 

"Herkes el kaldırdığına göre yeni liderimiz Demir Soydan" dedi Devran Bey.

 

"Tebrikler Demir, masanın lideri sensin" dedi Ecvet. Alay ediyor gibiydi. Masayı yöntebileceğine inanmıyordu. Ama herşey beklediği gibi olmayacaktı. Sadece bunu bilmiyordu.

 

Demir sadece masanın değil, artık yeraltı dünyasının da lideriydi. Ondan habersiz bir anlaşma veya teslimat olmayacaktı. Herşey onun kontrolünde olacak, yeraltında olan herşey ondan sorulacaktı. Liderlerin herhangi bir anlaşma için iki oy hakkı vardı. Bir karar verilirken onun kararları uygulanacaktı. Kurallardan biri masada oturan bir kişinin ailesine dokunulmayacaktı. Onu kitabında kadına, kıza saldırmak veya öldürmek yoktu. Aileye saldırıldığı zaman çatışmak serbestti. Lider o kişiyi öldürdüğü zaman masanın karışma hakkı yoktu. Aileye dokunulduğu zaman kan gövdeyi götürüdü. Anlaşma bozulurdu.

 

 

BÖLÜM SONU

 

 

Lütfen bölümü okuduktan sonra yorum yapar mısınız? Bölüm hakkında ki düşüncelerinizi merak ediyorum.

 

Bir sonra ki bölümde görüşmek dileğiyle...

Bölüm : 11.10.2024 20:24 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...