40. Bölüm

16.BÖLÜM-ÖLÜM.

felaketbiri
felaketbiri

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.

İyi okumalar.

 

Ölüler toprağa, hatıralar yüreğe gömülür...

Toprak mı vefalı, yürek mi bilmiyorum

 

-Abdürrahim Karakoç

 

Yatağında oturmuş derin düşünceler içindeydi Orkide. Dışarıdan sessizdi ama içinde fırtınalar kopuyordu. Büyük bir duygu karmaşası içerisindeydi. İki gündür onun sesini duymamıştı. Her gün o kaydı açıyor tekrar tekrar dinliyordu. Sırf onu unutsun, ondan daha fazla nefret edebilsin diye. Ama lanet kalbi izin vermiyordu. Sanki bir şey kalbini ele geçirmiş pençeleri arasında sıkıyordu. Onu unutmaya çalıştıkça daha fazla hatırlıyordu. Onu unutmak imkansız gibiydi.

 

Başını iki yana sallayarak bu düşüncelerden kurtulmak istedi. Amcası henüz eve gelmemişti. Biraz geç kalmıştı, trafik vardır diye düşünerek telefonu bırakarak odadan çıktı. Mutfağa girerek kendisine bir bardak su doldurarak içti. Elinde ki bardağı tezgaha bırakacakken bağırma sesiyle bir an korkudan elinde ki bardak titredi. Ne oluyordu?

 

Hızla bardağı bırakıp oturma odasına yöneldi. "Ferda?" dedi. Ama sesi fısıltıdan farksızdı. Ferda gözyaşları için de yere diz çökmüş ağlıyordu. "Ferda bana bak!" dedi. Kuzenini sevmese de böyle içli ağlaması onu da etkiliyordu. "Noluyor?" diye sordu. Ferda gözyaşları için de cevap vermek için çaba sarfediyordu ama başarılı olamıyordu. Yerine hıçkırıklar alıyordu. "B-babam" deyip bir hıçkırık daha kopardığında Orkide'nin bile gözleri dolmuştu. "N-ne olmuş amcama?" dedi titreyen sesiyle. Ferda cevap vermeksizin ağlamaya devam ettiğinde "Söylesene ne olmuş amcama?!" diye sordu bağırarak. Ardından bir gözyaşı göz kapaklarından firar edip yanağından süzüldüğünde Ferda'nın vereceği cevabı bekliyordu. "K-kaza y-yapmış" dedi. Sonra tekrar bir hıçkırık. "İ-iyi değilmiş..."

 

İşte o an zaman durdu. "Ne?" diye sordu. Ağzından sadece bu çıkmıştı. Ne zaman kaza olsa içine bir korku düşerdi. Şimdi o korku yıllar sonra tekrar kendini belli ediyordu. Ferda ağlamaya devam ederken hızla odasına gidip telefonunu eline aldı. Askıdan ceketini alıp giydikten sonra, Ferda'nın da ceketini alıp oturma odasına yöneldi. "Giy şunu hastaneye gitmemiz lazım" dedi. Ceketini giymesine yardım ettiğinde kolundan tutup ayağa kaldırmaya çalıştı. Ama nafileydi sanki tüm vücudu hareket etmeyi bırakmış şoka girmişti. "Ferda gitmemiz lazım" dedi sıkıntıyla. "Bana tutun"

 

Amcası hep şunu söylerdi 'son anâ kadar bekleyin' işte Orkide ise tam olarak bunu yapıyordu. Son anâ kadar amcasını bekleyecekti. Kötü ihtimalleri aklından uzaklaştırmaya çalışıyordu. Ferda'yı sonunda ayağa kaldırdığında kolundan tutup kapıya kadar götürdü. Ayakkabılarını giyip asansöre bastığında çok geç olacağını biliyordu. "Merdivenden gidelim mi?" diye sordu kuzenine. Ferda ondan önce davranıp merdivenlerden hızlı hızlı aşağıya indiğinde Orkide'de peşinden gidiyordu. Ferda hızla kapıyı açıp dışarı çıktı. Orkide arkasından kapıyı kapatırken hızla Ferda'nın peşinden ilerledi. Kolundan tutup cadde ile aralarında olan iki sokaktan geçerken etrafa bakmayı da ihmal etmiyordu. Ferda bir an caddeden geçen taksinin önünü kesecekken engel oldu. Eli ayağına dolanmış gibiydi. Neyi nasıl yapacağını bilmiyordu. Elini kaldırıp bir taneyi durduğunda "Abi bizi hastaneye götürmen lazım" dedi. "Çok acil"

 

*****

 

Hastane koridorlarında dolaşırken hiçbir şey umurlarında değildi. Koşarak danışmana ilerleyip "Mehmet Saygın buraya gelmiş" dedi. "Doktorunu nerede bulabilirim?"

 

"Şu an kendisi ameliyatta. Koridorun sonunda sağa dönünce göreceksiniz" dedi danışman. Ferda'dan önce koridorda ilerleyip amaliyathanenin kapısına kadar ulaştı. Ama içeri girelemezdi beklemek zorundaydı. "Anne?" dedi Ferda koşup annesine sarılırken. Annesi gözyaşları içinde koltukta oturuyordu. Bir an için kendisini yalnız hissetti. İçi burkuldu. Onun ne sarılacak kimsesi ne de sığınabileceği biri vardı. Gerçekler bir tokat gibi yüzüne çarparken bir gözyaşı daha yanağından süzüldü. Gözyaşları dinmiyordu. Birkaç gün önce sevdiği sandığı adam için gözyaşı dökerken, şimdi amcasına ağlıyordu. Hayat onu hiç beklemediği yerden vuruyordu. Amaliyathanenin hemen önünde usulca yere çöktü, oturdu. Yaklaşık bir kaç dakika sonrasında doktor amaliyathaneden çıkınca ayaklandı. "Babam nasıl?" diye sordu Ferda.

 

"Maalesef Mehmet Beyin durumu oldukça ağır" dedi doktor alnında ki birikmiş teri silerken. "Kendisi beyin kanaması geçirmiş ve kaburgalarında kırıklar var" dedi. Ağzından hiç iyi şeyler çıkmıyordu, ama umudunu kaybetmek istemedi. "İyi olacak değil mi?" diye sordu Orkide. Sesi titriyordu, sanki sonun ne olacağını biliyormuş gibi. Doktor kısa bir an Orkide'ye dönüp "Size ümit vermek istemem ama durumu iyiye gitmiyor" dedi. "Elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyorum" deyip tekrar amaliyathaneye girdi. Her geçen saniye amcasının aleyhine işliyordu. Orkide ameliyathaneye bakarken içinden hiç iyi şeyler geçmiyordu. Bekleyecekti. Kötü bir şey olsa dahi bekleyecekti. Ağlamamalıydı, son ana kadar ümidini diri tutmalıydı. Ama olmuyordu doktor karşına geçmiş açık bir şekilde 'hastayı kaybedebiliriz' diyordu.

 

*****

 

Aradan 1 gün geçmişti. Orkide yoğun bakım ünitesinin kapısında koltukta oturmuştu. Dağılmış bir haldeydi. Yengesi bahçeye çıkmış, Ferda ile Orkide yoğun bakımın önünde oturuyordu. Aradan gün, saatler geçmişti. Ama durumunda değişen hiçbir şey yoktu. Hemşirenin bir anda yoğun bakımdan çıkmasıyla bakışları ayakkabılarından ona çevrildi. Ayağa kalkarak bir hemşireye bir yoğun bakıma bakıyordu. Bir anda ne olmuştu? Hemşire hızla koridorda koşarak gitti. Birkaç saniye içinde doktorla beraber tekrar geri döndüğünde Ferda'da ayaklanmıştı. "Ne oluyor?" diye sordu korkuyla. Doktor cevap vermeden hızla yoğun bakıma girdi. Arkasından kapıya bakan Ferda ile Orkide birbirlerine baktılar. Orkide düşündüğü şeyin olmamasını diliyordu. Stresten koridorda volta atmaya başladığında aradan bir kaç dakika geçmişti. Doktor yoğun bakımdan çıktığında hızla yanına giderek ne olduğunu sordu. İkisi de doktorun ağından çıkacak cümleyi bekliyordu. Doktor üzgün gözlerle bakıp "Başınız sağ olsun" dedi. İlk birkaç saniye ne olduğunu anlayamadı. "Hastayı kaybettik" demesiyle anın gerçekliğiyle geriye doğru adımladı. Ferda çığlık çığlığa ağlarken Orkide daha fazla dayanamayıp yere çöktü. Aynı saniyelerde hıçkırıklara boğulduğunda gözyaşları mermeri ıslatıyordu. Daha birkaç dakika önce yaşıyordu amcası, nasıl ölebilirdi? Beyni durmuştu, hiçbirşey düşünemiyordu. Çığlık çığlığa ağlarken hastanedekilerin acılı bakışları üzerindeydi. Amcası ölmüştü ve onun için hayat bitmişti. Artık kimsesizdi.

Bir söz vardı Orkide'nin acısı bunu doğruluyordu;

"Ölümün öldüğüne dayanmıştı ama bir 'başın sağolsun' dayanamamıştı."

 

BÖLÜM SONU

Yorumlarda buluşalım.🤧👉

 

Bölüm : 11.11.2024 13:53 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...