Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın
İyi okumalar...
Bu akşam vakti deniz
O bütün hasretimiz
Sanki gelmiş de dile
Nedametin sesiyle
Çarparak kayalara
Yetmez mi, diyor deniz
Karada çektiğiniz?
-Cahit Sıtkı Tarancı
Öylece karşısında ki ekrana bakıyordu Demir Afil. Sevdiği kadını ne kadar da özlemişti bu iki günde. Ona sarılıp herşeyi anlatmak istiyordu ama içinden bir ses henüz doğru zamanın gelmediğini söylüyordu. Onu tek başına bırakmak biraz olsun sakişleşmesini kızgınlığının geçmesini bekleyecekti. Aradan günler geçmiş ona olan özlemi yerini acıya bırakıyordu. Ondan önce ki hayatı nasıl geçebilmişti? Onsuz nasıl ayakta durabilmişti, bilemiyordu. Birkaç gündür şirkete gitmek gelmemişti içinden. Onsuz olan bir yere gitmek istemiyordu. Dört duvar arasına kısılıp, kalmıştı. Çalan kapıyla bakışlarını odasının kapısına çevirdi. "Abi yemek yemeyecek misin?" diye sordu Ceren. Demir Afil derin bir nefes vererek "Hayır" dedi. Ceren içeriye girerek ardından kapıyı kapattı. "Kaç gündür doğru düzgün bir şey yemedin. Neyin var senin?" diye sordu abisine doğru adımlarken. "Hiç" dedi Demir Afil.
"Birşey olmuş. Orkide'yi de hiç görmedim" dedi Ceren. Sorunun Orkide ile mi ilgili olduğunu anlamaya çalışıyordu. "Volkan nerede?" dedi konuyu değiştirerek. Ceren abisini darlamak istemeyerek "işi varmış" dedi. "Eda aşağıda, seni bekliyoruz" diyerek odadan çıktı. Ceren merdivenlerden inerken derin bir nefes verdi. Mutfaktan içeri girerken "Bir sorun var" dedi. "Abim iyi değil"
"Neyi var?" diye sordu Eda tabakları masaya bırakırken. Fatıma teyze getirdiği tencereyi masaya bırakarak kızlara döndü. "Bilmiyorum ama sorun Orkide ile ilgili sanırım" dedi Ceren. "Orkide dediğiniz kimdir kızım?" diye sordu Fatıma teyze. Celal'in annesiydi. Yıllardır burada çalışıyor, evin yemeği ve temizliğiyle geliniyle birlikte ilgileniyordu. Arada Eda ve Ceren'de yardım ediyordu onlara. Fatıma teyze Celal ile birlikte yıllarca Demir Afil'in yanındaydı. Demir Afil, Fatıma'yı kendi teyzesi gibi görür bir dediğini ikiletmezdi. Onlar sadece evin çalışanı değildi, hep beraber bir aileydi.
"Sevdalısı Fatıma teyze" dedi Ceren. "Bizim ki aşık olmuş"
"Deme" dedi Fatıma Teyze. "Vah yavrum, tutulmuş kara sevdaya!"
"Hiç sorma, yemekten kesildi aşkından" dedi Ceren işi alaya vurarak.
Kapıdan giren Celal ile karısı Esma ile bakışları onlara döndü. "Demir abi nerede?" diye sordu Celal. Tek kaldıklarında ona abi diyordu. "Odasında" dedi Ceren. "Bir sorun mu var Celal abi?"
"Yenge Hanımın amcası vefat etmiş" dedi. Eda bir an elinde ki kaşığı yere düşündüğünde şaşkınlıkla ona döndü. "Ne?" diye sordu duyduğu şeyin şokuyla. "Orkide'nin mi?"
"Maalesef" dedi Celal başını iki yana sallayarak. Acı haber verildiğinde koridorun sonunda Orkide'yi takip ediyordu. Orkide'nin feryat figan ağladığını bütün hastane gibi o da görmüştü. Kapıdan giren Demir Afil'in bakışları kısa bir an Celal'i buldu. "Hayırdır Celal ne işin var senin burada?" diye sordu. Onun Orkide'yi takip etmesi gerektiğini biliyordu. "Abi" dedi Celal. "Konuşmamız lazım"
"Söyle"
"Yenge Hanımın amcası vefat etmiş" dedi. "Hastaneden geliyorum"
"Ne?" dedi şaşkınlıkla. "Ne diyorsun sen?!"
"Maalesef"
"Nasıl olmuş?"
"Kaza yapmış, araba takla atarak durmuş" dedi Celal. Orkide'nin en büyük korkusunun kaza olduğunu biliyordu. "O?" dedi. Vereceği cevabı biliyordu ama içi giderek sordu. "O nasıl?"
"İyi değil abi. Sakinleştirici verdiler" dedi. Demir Afil kısa bir an durmuş, ardından merdivenlerden yukarı çıkmıştı hızla. Odasından telefonunu alıp aşağıya indi. Merdivenin önünde duran Ceren abisinin peşinden ilerlerken "Abi bende gelmek istiyorum" diyordu. "Sen burada kal, sonra Celal ile gelirsin" dedi. Ardından kapıyı kapatırken arabasına doğru ilerledi. Gitmesi daha iyiydi çok bile dayanmıştı.
***
Yarın sabah amcasını toprağa gömeceklerdi. Büyük bir kriz geçirmiş sakinleştirici verilerek uyutulmuştu. İyi değildi. Hayatında tek bir kimsesi vardı ve onu kaybetmişti. Kriz geçirdikten sonra elini kesmişti Orkide. Kıyafetleri kan olmuştu. Hemşireler ona buldukları beyaz bir elbise giydirmişti. Bir süre üstünde ki beyaz elbiseye baktı. Ardından ruhsuzca hastane yatağından kalkıp kolundaki serumu tuttuğu gibi çıkardı. Elinden akan kanı umursamayarak kapıya yönelerek dışarıya çıktı. Nereye gittiğini bilmiyordu. Ama özgürlüğüne gideceği kesindi.
Çıplak ayaklarla hastaneden çıkarken ona bakanları önemsemiyordu. Ferda bile ortada yoktu. Hepsi ağlama krizine girmiş, cenaze işleriyle uğraşıyordu. Hastanenin önünde yolcu bırakan taksi gidecekken bindi. Yaşlı adam arkasını çevirip bakınca Orkide'yi gördü. Orkide ne kadar parası varsa ön koltuğa bıraktı. "Beni denize götür" dedi yaşlı adama. Yaşlı adam kısa bir an Orkide'yi süzdügünde tereddüt etti. "Bu saatte ne işin var orada?" diye sordu adam. "Beni oraya götürün lütfen. Bu sizi ilgilendirmiyor" dedi. Adam tereddüt etse de dediği gibi yapıp götürdü. Taksi hastanenin önünden ayrılırken derin bir nefes verdi.
Artık hiç kimsesi kalmamıştı. Önce sevdiği adam sonra amcası bırakmıştı onu. Artık yaşamanın bir anlamı yoktu. Herşey bu gece son bulacaktı. Bu gece sadece bir değil, iki tane cenaze kalkacaktı. Kendisini yaşıyor gibi hissetmiyordu. Öldükten sonra yaşayacaktı buna inanıyordu. "Geldik" dedi yaşlı adam. Pencereden karanlık, mavi denizi izlerken derin bir nefes verdi Orkide. "Ne yapacaksın burada?" diye sordu yaşlı adam. "Bekleyebilirim" dedi. Kendisine bir şey yapmasından korkuyordu. "Hayır" diyerek reddetti Orkide. "Gidin lütfen" diyerek kapıyı açıp dışarı çıktı. Çıplak ayakları soğuk toprağa değince bir an içi titredi. İndiği gibi kapıyı arkasından kapattı. Yaşlı adam bir kaç saniye onu izledikten sonra gitti. Esen soğuk rüzgar siyah saçlarını dağıtıyordu. Denize doğru adımlarken dalgaları daha iyi görüyordu. Dalgalar hırsla kayalıklara öyle vuruyordu ki... Yalnızlık en güzel denizde hissedilirdi. Bu yüzden denize gelmişti. Dalgaların o suyun içinde ki o boğuk sesiyle sarhoş olmak istiyor, ölmek istiyordu. Ayağı soğuk kayalıklara değerken içli bir nefes verdi. Yürüyerek kayalıkların ucuna kadar geldi, artık bir adım sonrası ölümdü. Bir adım sonrası yaşamdı. Durmadı kollarını iki yana açarak son bir adım atarken tanıdık bir ses ile adının haykırmasıyla kayalıklardan kendisini aşağı bırakması bir oldu.
BÖLÜM SONU
Kimse böyle bir şey beklemiyordu değil mi?(Ben bile yazarken kendimden beklemiyordum)🤧❤️🩹
Yorumlarda buluşalım.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
24.32k Okunma |
1.59k Oy |
0 Takip |
29 Bölümlü Kitap |