Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1.BÖLÜM-GÖRÜŞMEK DİLEĞİYLE...

@felaketbiri

09.09.2024

Başladığınız tarihi yazınız.

iyi okumalar...

 

 

ORKİDE'DEN

Sabah erkenden kalktım. Odamdan çıkıp koridorun sonunda ki banyoya gidip güzel bir duş alıp altıma gri bir pijama üstüme siyah bir tişört giydim. Saçlarımı havluyla kurutup, taradım ve kahvaltıya indim.

 

Küçüklükten beri amcamların yanında kalıyorum. Başta yengemler ne kadar sorun çıkarıp beni istemeseler de amcama karşı gelemeyecekleri için susup kabul etmişlerdi. Yengem ve kızı Ferda bana iyi davranmaz bana fazlalıkmış gibi hissettirirlerdi ama amcam onların aksine bana iyi davranır beni korur ve bana babalık yapardı bu yüzden de ferda benden nefret ederdi.

 

Salona indiğimde masada amcam yengem ve Ferda kahvaltı yapıyorlardı. "Günaydın" dedim amcama. Amcam gülümseyip " Günaydın yeğenim" dedi ve yemeğine devam etti. Bende kendime bir çay doldurup masaya oturdum. Tabağıma bir kaç zeytin, peynir, omlet,börek falan alıp yemeye başladım.

 

Çayımdan bir yudum aldıktan sonra "amca" dedim. "Bu akşam işletmecilere yönelik bir etkinlik var bende oraya gideceğim akşama geç gelebilirim."

 

Aslında sadece işletmecilere yönelik değil değil ünlü iş adamlarına ve ceo'ların da katılacağı bir etkinlikti ama amcamın bilmesine gerek yoktu. Sonra yengemin Ferda'nın peşime takılıp zengin koca bulmalarıyla uğraşamam.

 

Amcam bir şey söylemeyip kafasını sallamakla yetindi sadece.

 

Yemeğimi bitirip dışarı çıktım. Anne ve babamın yanına gidiyordum mezarlığa. Mezarlıktan sonra eve gidip akşam için hazırlık yapıp elbise seçecektim.

 

Taksiye binip mezarlığa gelmiştim. Mezarlığa doğru yürüdüm. İki mezar yan yana duruyordular. Anne ve babamın mezarının ortasına oturdum. Bazen gelir anne ve babama içimi döker, ağlar ve giderdim.

 

Sessizce ağlamaya başladım."Ben geldim canım ailem"dedim anlamaların arasında." Anne ben sizi çok özledim. Kimse beni istemiyor herkes bana fazlalıkmışım gibi davranıyor, beni kimse sizin gibi sevemiyor anne..."deyip hıçkıra hıçkıra ağladım. Daha fazla dayanamayıp anne ve babamın ortasına uzanıp gökyüzüne baktım.

 

Bir süre sonra yerimde oturur pozisyona geçip, gözyaşlarımı silip ayağa kalktım. Burnumu çekip babamın mezarına döndüm. Bu hayatta sadece babam beni çok sevmişti. Sol gözümden bir damla yaş yanağımı ıslattığı sırada babamın mezarına eğilip elimle toprağını sevdim."Babam sana bir sözüm olsun eğer bir gün beni senin gibi seven biri olursa ilk sizinle tanıştıracağım. " deyip ayağa kalktım yavaş adımlarla mezarlıktan çıktım.

 

Eve yolu yürüyerek gelmiştim. Cebimden anahtarı çıkarıp kapıyı açtım. Amcam işe gitmişti yengem salonda televizyon izliyor Ferda arkadaşlarıyla telefonda konuşuyordu. Ceketimi asıp odama geçip yatağıma uzandım. Hazırlanmak için saat henüz erkendi biraz uyuyabilirdim.

 

*****

 

Kalktığımda saat akşam 5'ti. Etkinlik saat 7'de başlıyordu yani hazırlanmam için 2 saat vardı. Mutfağa geçip kendime bir sandiviç hazırlayıp yedim. Kısa bir duş aldıktan sonra dolabıma yöneldim.

 

Dolabı açtığımda içinden kırmızı ince askılı derin bir yırtmaçı olan bir elbiseyi elime aldım. Gayet şık ve zarif bir elbiseydi. Diğer elbiselere bakmadan elimde ki seçtiğim elbiseyi giydim.

 

Ayakkabı olarak üstümde ki elbiseyle uyumlu olan bilekten bağlamalı yüksek bir topuklu ayakkabı tercih etmiştim.Saçlarımı düzleştirip hafif bir makyaj yaptıktan sonra elbiseye uygun kırmızı bir çanta aldım. Çantama telefonumu koyup yengemlere görünmeden evden çıktım.

 

Eğer yengem benim bunları giydiğimi görürse kendi kızına bakmadan bana laf söyleyip yerin dibine sokar sonra elbiseyi zorla çıkarttırırdı.

 

Hemen bir taksiye binip benim tarif ettiğim büyük beş yıldızlı bir otele geldik. Otelin girişinde sayısız gazeteci ve kameramanları görünce eteğimin iki tarafından tutarak çaktırmadan arka kapıya yöneldim. Yarın kendimi manşetlerde bulmak istemiyordum yoksa yengem dışarı çıkmama izin vermezdi. Zaten beni evden kovmak için bahane arıyordu. Bu yüzden hareketlerime dikkat edip gözüne çok batmamaya çalışıyordum.

 

Mekan oldukça kalabalık bir yerdi. İçeri girdikten sonra etrafı inceledim. Şık giyinen insanlar, iş adamları, ceo'lar,işletmeciler...

 

Etrafa baktığım sırada etkinliği düzenleyen Ebru Hanım yanıma geldi.

 

"Hoşgeliniz orkide hanım"

 

"Hoşbulduk Ebru hanım" derken kapıdan bir adam girdi. Bu adamı diğerleri gibi ilk defa görüyordum. Sonuçta sosyal medyayla ilgilenmediğim için iş adamlarının çoğunu tanımıyordum.

 

Yarabbi, Mevlam o nasıl bir endam?

 

Adam çok yakışıklıydı.

 

Siyah gür saçları ve buğday teni ile çok iyi duruyordu. Buz mavisi gözleri ve kirli sakallarıyla çok güzeldi. Takım elbisesi çok yakışmıştı.

 

Nefes kesiciydi

 

Kapıdan girdiği anda herkes susmuş ceketlerinin önünü ilikleyip ona selam vermişlerdi. Haddinden fazla uzun ona bakmış olmalıyım ki bakışları bana döndü. Göz göze gelince kalbim hızlanmaya başladı. Nefesim kesildi sanki.

 

Ne oluyordu bana böyle?

 

Gözlerinde anlam veremediğim bir ifade geçti. Çoğu kadın ona bakarken o herkesi görmezden geliyordu. Kimseye bakışlarını değdirmeyip tam benim gözlerimin içine bakarak bu tarafa doğru geliyordu

 

Her adım atışında nabzım hızlanıyordu. Sanki daha fazla hızlanması mümkünmüş gibi

 

Tam karşımızda durduğunda Ebru Hanım "Hoş geldiniz Demir Bey davetimize şeref verdiniz" dedi hayranlık akan bir ses tonuyla.

 

"Hoş bulduk"dedi soğuk bir sesle. Ebru Hanım tam ağzını açıp birşey söyleyeceği sırada içeriye birilerinin girmesiyle duraksadı.

 

"Siz şöyle buyurun Demir Bey izninizle ben gelen diğer misafirlerle ilgileneyim " dedi ve gelen misafirlerin olduğu tarafa doğru gitti. Ebru Hanım ın uzaklaşmasıyla gözleri tekrardan bana döndü.

 

"Merhaba" dedi yumuşak bir sesle.

 

"Merhaba" dedim bende. Boyu benden uzun olduğu için başımı kaldırarak söylemiştim.

 

"Tanışıyor muyuz?" diye sordu.

 

"Hayır, sizi ilk defa görüyorum"

 

Pantolonun cebinde ki elini çıkarıp bana uzattı. "Ben Demir Afil Soydan"dedi. Önce ona sonra eline baktım elimi uzatıp elini tuttum. " Ben orkide saygın. memnun oldum"

 

Elimi sanki çok değerli bir eşyaymış gibi çok yumuşak ve naif tutuyordu.

 

Elini tutunca içimde anlamlandıramadığım bir his oluştu.

 

Elini tutunca kalbim sıcacık oldu

 

Kalbime bir ılık su aktı gitti sanki...

 

Kalbimin sesini duymasından korktuğum için orada daha fazla durmayıp "Ben masama geçeyim" dedim ve hızla masama doğru gittim.

 

O da bir şey söylemeyip kafasını sallayıp kendi masasına doğru gitti.

 

*****

 

Saatlerdir kendi masamda tek başımaydım. Burada ki çoğu insan ceo ve işletmeci olduğu için kendi aralarında iş konuşuyorlardı. Ben işletmeci olabilirim ama öyle tanıdığım çok kimse olmadığından sohbet edemiyordum. Zaten işten de ayrılmıştım. Etrafıma bakınıyordum.

 

Burada ki herkesin kaçamak bakışları Afil in üstündeydi. Ama Afil onları takmıyor hatta onları görmezden geliyordu.

 

Ara sıra bu tarafa doğru dönüyor, benim varlığımı kontrol edip önüne dönüyordu. Bu yaptığına bir anlam verememiştim. Belki de bana değil bir başkasına bakıyordu diyeceğim ama bu tarafta benden başka fazla insan yoktu ki.

 

Bir kez daha bu tarafa baktığın da göz göze geldik. Bana bakmıştı, yanılmıyordum. Sanki benim burada olduğuma emin olmak ister gibiydi.

 

Can sıkıntısından daha fazla dayanamayıp eve gitmeye karar verdim. Ebru Hanım 'ın yanına gidip daveti için teşekkür ettikten sonra çıkışa yöneldim. Dışarı çıkıp taksi çağıracağım.Tam o sırada birinin bana seslenmesiyle durdum ve ona doğru döndüm.

 

"Orkide Hanım nereye bu saatte tek başınıza?"

 

"Eve gideceğim taksi çağırıyorum " gerek yok dercesine omuz silkti.

 

"Ben bırakırım sizi bu saate yalnız gitmeyin."dedi.

 

Tebessüm ederek "Teşekkür ederim ama gerek yok Afil Bey"

 

"Bey demenize gerek yok Afil demeniz yeterli" dedi

 

"O zaman ben size numaramı vereyim eve gidince ararsınız " deyip cebinden bir kart çıkardı.

 

Tam ağzımı açıp red edecekken kartı elime tutuşturdu.

 

"Peki" diyerek kartı aldım. Bu sırada taksi gelmişti.

 

"Tekrardan görüşmek dileğiyle orkide " dedi gülümsedim.

 

"Görüşmek dileğiyle Afil" dedim ve yavaş adımlarla taksiye bindim.

 

Camdan ona baktığımda hala orada durmuş bana bakıyordu el salladım. O da bana karşılık olarak el salladı.

 

Taksi hareket etti ama bizim bakışlarımız birbirindeydi. Taksinin camından ona baktığımda hala aynı yerindeydi uzaklaştığım yola bakıyordu.

 

Ben uzaklaştım o orada kaldı.

 

Taksicinin bana seslenmesiyle düşünmeye son verip önüme döndüm.

 

"Abla nereye bırakayım adresi vermedin" diyen taksiciye evin adresini verdikten sonra başımı cama yasladım

 

'Demir Afil Soydan' ne güzel ismi vardı öyle. Bu isim bir yerden bana tanıdık geliyordu ama kimdi hatırlamıyordum. Eve gidip Goggle amcadan araştırmam lazımdı.

 

"Abla geldik" taksiciye parasını verdikten sonra taksiden aşağı indim eve doğru yürümeye başladım. Çantamdan anahtarımı çıkarıp kapıyı açtım.

 

Ev sessiz ve karanlıktı büyük ihtimal bizimkiler uyuyorlardı. Parmak uçlarında sessizce odama ilerledim. Işığı açtım çantamı makyaj masasına bıraktım. Elbisemi çıkarıp pijamalarımı giydim. Makyajımı çıkarıp yüzüme krem sürdükten sonra çantamı boşalttım. Telefonumu elime alıp yatağa uzandım.

 

Goggle amcayı açıp arama motoruna "Demir Afil Soydan kimdir?" yazdım. Çıkan sonuçlar karşısında şoke oldum. 'yok artık' dedim kendi kendime. Adam uluslararası bir şirketin sahibi aynı zamanda bir reklam şirketi yönetiyordu. Bir çok markanın sahibiydi. Kendisine ait mağazalar, cafeler, şirketler, dükkanlar... Dünyanın sayılı zenginlerinden biriydi.

 

Siteden çıkıp görseller e tıkladım . Gemide çekilmiş bir fotoğrafı vardı. Sırtını arkasında ki demire yaslamış üstünde beyaz bir gömlek vardı gömleğin ilk iki düğmesi açıktı. yakasında gözlüğü vardı kameraya oldukça ciddi bir bakış atmıştı.

 

Bir süre diğer fotoğraflarına da göz attıktan sonra telefonu kapatıp uyudum.

 

*****

 

DEMİR AFİL' DEN

 

Şirketteydim. Kapının bir anda açılmasıyla o tarafa doğru döndüm. Gelen Eda'ydı. "Kahveni getirdim" diye mırıldandı. Bakışlarımı ona değdirmeden,

 

"Başka dosya var mı imzalanacak?"

 

"Yok"

 

"Herhangi bir toplantı var mı?"

 

"Yok"

 

"Tamam sen çıkabilirsin"

 

Elimde ki kalemi masaya bırakıp ayağa kalktım. Kollarımı iki yana açarak esnettim. İşkolik biri olduğumdan 2 gündür şirkette sabahlıyordum. Yorgundum. 2 gündür yapmadığım iş kalmamıştı.

 

Toplantılara girmiş, iş birliği yaptığımız dosyalara defalarca okuyup gözden geçirip imzalamıştım. Aynı zamanda bu akşam olan etkinliğe hem gitmem gerekecek hem de 'görünmez' lakabıyla sınırdan geçen uyuşturucu mallarını yakıp polise teslim edecektim.

 

Evet, ben bir mafyaydım. Uluslararası karanlık işler yürütüyordum. Uyuşturucu gibi zehirli malların satılmasını engelliyor 'görünmez' lakabıyla malları yok ediyordum. Her ne kadar mafya olsam da ülkemde çocukların zehirlenmesine izin veremezdim. Kimse benim 'görünmez' lakabıyla olduğumu bilmiyordu.

 

Bu akşam ceo'lara,ünlü iş adamlarına, işletmecilere yönelik bir etkinlik vardı. Etkinliğe katılıp işleri oradan yürütecektim. Bu akşam ben etkinlikte olduğum için benim yerime Volkan ı malların başına dikmiştim.

 

Kahvemi içip koltuğun üstünde ki ceketi aldım ve şirketten çıktım.

 

Kapının önünde ki Celal'e bakarak "gidiyoruz" dedim. Celal'in kapımı açmasıyla arabaya bindim.

 

"Nereye gidiyoruz efendim?"

 

"Malikaneye gidelim" dedim.

 

*****

 

Malikaneye geldiğimizde celal kapımı açtı.

 

Arabadan inerken "Bu akşam bir etkinliğe katılacağız hazır olun"dedim

 

"Peki efendim" havuzun etrafından dolanarak malikaneye girdim. Merdivenleri çıktıktan sonra odama girdim.Soğuk bir duş alıp yatağıma yattım.

 

Biraz dinlendikten sonra dolaptan bir takım elbise aldım.Gömleğimi giyip kravatımı taktıktan sonra yeleğimin düğmelerini taktım. üstüme ceketimi de giydikten sonra hazırdım. Lacivert yelekli bir takım elbise giymiştim.

 

Saçlarımı dağınık bırakarak telefonumu ve kulaklığımı alıp oyalanmadan malikaneden çıktım."Gidiyoruz" dedim adamlara.

 

Otelin önüne geldiğimizde adamlardan birinin kapımı açmasıyla arabadan indim.

 

"Siz burada durun bir sıkıntı olursa haber verirsiniz"

 

"Emredersiniz"

 

Ön tarafta gazeteci yığını olduğu için onlara daha fazla malzeme vermeden arkadan dolanıp içeriye girdim.

 

İçeriye girmemle bakışların hepsi bana döndü. Herkesin yoğun bakışları artık benim üzerimdeydi.

 

Bense bunların hiçbirini takmıyordum. Etrafa göz gezdirdiğim sırada biriyle göz göze geldim. Kalbim tekledi. Onu baştan aşağı süzdüğümde kırmızı bir elbise giymişti. Bakışlarımı tekrardan gözlerine çıkardım çok güzeldi.

 

Kırmızı ona çok yakışmıştı.

 

Yan tarafına baktığımda Ebru Hanım ı gördüm. O tarafa doğru yürüdüm. Ona her adım atışımda heyecanlanıyordum.

 

Nefesim kesiliyordu

 

Tam karşılarında durduğumda Ebru Hanım " Hoşgeldiniz Demir Bey davetimize şeref verdiniz "demesiyle ona döndüm

 

"Hoş bulduk" dedim soğuk bir sesle.

 

Benim için ayrılan masayı göstererek "siz şöyle buyurun Demir Bey izninizle ben diğer misafirlerle ilgileneyim" dedi ve gitti.

 

Bakışlarımı ona döndürdügümde yumuşak bir sesle " Merhaba"dedim. Herkese sert ve soğuk çıkan sesim ona karşı yumuşak çıkmıştı.

 

Bana neler oluyordu böyle?

 

"Merhaba"dedi sıcak bir sesle

 

"Tanışıyor muyuz?" diye sordum. Çünkü daha önce onu hiç görmemiştim.

 

"Hayır,sizi ilk defa görüyorum"dedi. Bende böylesi bir güzelliği ilk defa görüyordum.

 

Pantolonumun cebindeki elimi çıkararak "Ben Demir Afil Soydan"diyerek kendimi tanıttım.

 

Önce bana sonra elime baktı ardından elimi tuttu ."Ben orkide saygın memnun oldum" diyerek elimi sıktı. Eli elimin içinde küçücük kalmıştı. Elini çok yumuşak tutuyordum çünkü incinmesini istemiyordum.

 

İçimde ona karşı bir his oluştu

 

Kalbim cız etti sanki

 

Neydi bu hissin adı?

 

Elini elimden çekerek "izninizle ben masaya geçeyim" dedi ve gitti.

 

*****

 

Saatlerdir karşımda oturan kadına bakıyordum. Herkes bir tarafta konuşurken o masada tek başına oturmuş etrafa göz gezdiriyordu.

 

Arada ona kaçamak bakışlar atıyordum çünkü başına bir şey gelmesini istemiyordum. Burada sadece iş adamları yoktu aynı zamanda yer altı dünyasının karanlık isimlerinden de vardı. Böyle bir yerde onun ne işi vardı?

 

Ona tekrar bir bakış attıktan sonra önüme döndüm. Bir yandan kulağımda volkan dan haber alırken diğer yandan etrafa göz gezdiriyordum. Çoğu kadın bizim gibi iş adamlarının dikkatini çekmeye çalışıyordu. Bizim kim olduğumuzu bilmeden...

 

Tekrardan ona baktığım sırada yerinde yoktu. Etrafa göz gezdirdiğimde çıkışa doğru gittiğini gördüm. Hemen peşinden gidip ona seslendim.

 

" Orkide Hanım?" deyince bana doğru döndü.

 

"Tek başınıza nereye bu saatte?"diye sordum.

 

"Eve gideceğim, taksi çağırıyorum" dedi bu söylediğine omuz silktim.

 

"Ben bırakırım sizi bu saate yalnız gitmeyin"dedim. Gecenin bu saatinde eve tek başına gitmesine izin veremezdim. Etraf çakallarla doluydu.

 

"Teşekkür ederim ama gerek yok Afil Bey" diyerek tebessüm etti. İsmimi söyleyince bir tuhaf olmuştum. Bir isim bir kadının ağzına bu kadar mı yakışır?

 

"Bey demenize gerek yok Afil demeniz yeterli" Normalde herkes bana Demir der ama o Afil demişti. Ablamdan sonra ilk defa biri bana diğer adımla hitap etmişti.O söyleyene kadar ismimi sevmezdim.

 

O gelmemekte ısrar edince cebimden numaram yazan bir kart çıkardım ve ona uzattım.

 

"O zaman ben size numaramı vereyim eve gidince ararsınız" hem onun eve gittiğinden emin olmak istiyor hem de sesini son bir kez de olsa duymak istiyordum.

 

"Peki" diyerek kartı çantasına bıraktığı sırada taksi gelmişti.

 

"Tekrar görüşmek dileğiyle orkide"dedim. Güldü. Bakışlarım saniyelik dudaklarına kaydı. Tekrar göz göze geldiğimizde "Tekrar görüşmek dileğiyle Afil" deyip taksiye bindi.

 

El salladığı sırada bende ona salladım. Taksi hareket etti uzaklaştı ama ben hala onun arkasından bakıyordum. Taksi gözden kaybolduğunda arkamı döndüm ve arabama doğru yürüdüm.

 

Bu sırada kulağıma gelen seslerle duraksadım.

 

"Demir duymuyon mu lan beni!?"

 

"Ne var lan!?"

 

"Yarım saattir Demir Demir diye bağırıyorum sesim kısıldı burada"

 

"Duymadım sesini söyle"

 

"Mallar hazır"

 

*****

 

Etkinlikten sonra eve gelmiş kendimi yatağa atmış saatlerdir telefonumun çalmasını bekliyordum.

 

Neden aramamıştı ki?

 

Gözlerimi ovup sinirle güldüm. "Ne sanıyordun aptal seni arayacağını mı?" diye sinirle kendime söylenip ellerimi yatağa vurdum.Sinirlerim bozulmuştu. Ben ilk defa birine karşı birşey hissetmiştim.

 

İlk defa bu kadar zaman boyunca birini beklemiştim ama o aramamıştı.

 

Sabaha kadar telefonun başında beklemiştim ama o aramamıştı.

 

 

BÖLÜM SONU

 

Herkese merhaba arkadaşlar. Hikayemizin ilk bölümüydü.Umarım bölümü beğenmişsinizdir. Alttaki yıldız butonuna tıklamayı ve yorum yapmayı unutmayın.

 

İnstagram: @karanliginhakimi (takip ederseniz sevinirim.)

 

Bir sonra ki bölümde görüşmek dileğiyle...

 

 

 

 

Loading...
0%