Yeni Üyelik
3.
Bölüm

3.BÖLÜM-KOLYE

@felaketbiri

Satırlar arası yorum yapmayı ve beni takip etmeyi unutmayın.

 

Evin önüne gelmiştim. Amcam evde yoktu. Yengem ve ferda salonda oturmuş kısık sesle bir şeyler konuşuyorlardı. Onları umursamadan odama doğru ilerledim.

 

Olacakları bilmeden...

 

Odamın kapısını açtım. Odam kapkaranlıktı, karanlıktan korkmazdım ama önümü göremiyordum. Işığı açmak için içeriye doğru bir adım attığımda inleyerek hızla geri çekildim. Ayağıma birşey batmıştı. Hemen ışığı açmak için elimi duvara uzattım ve ışığı açtım.

 

Gördüğüm şeyle şoke oldum. Odam dağıtılmıştı, elbiselerim parçalanmış, kitaplarım yırtılmış, yatağım dağıtılıp üstüne boya dökülmüş, aynam paramparça olmuş makyaj malzemelerimin hepsi yerdeydi. Ama bunların hiçbiri beni umurumda değildi. Umurumda olan tek şey annemin bana aldığı kolyenin yerde olmasıydı.

 

Ayağıma batan cam parçalarını umursamadan dizlerimin üzerine çöküp yerdeki zinciri koparılmış kolyeyi elime aldım. Bu sırada kapının önünde durmuş annesiyle beni keyifle izleyen Ferda yı gördüm. Sinirle Ferda nın üstüne yürüdüm.

 

"Sen yaptın annemin hediyesini sen mahvettin! "

 

"Bundan sonra ayağını denk alsan iyi olur orkicim" dedi ferda. Sinirle onu yere ittim.

 

"Sen böyle bir şeyi nasıl yaparsın!? O benim annemden kalan tek şeydi" diyerek üstüne yürüyeceğim sırada yengem beni yere itti ve cam parçalarının üstüne düştüm.

 

"Yeter artık! Biz seni çekmek zorunda değiliz. Biz kendimize zor bakıyoruz, zaten seni alarak yeterince yük aldık. Anla artık senin bir annen yok,koruyacak kimsen yok, bize bir faydan yok anla artık! Anla ve bir yolunu bulup defol git bu evden." tam arkasını dönüp gidecekken durdu ve işaret parmağını kaldırdı "eğer bir daha benim kızımın canını yakarsan seni kimse elimden alamaz. " deyip kapıyı çarparak gitti.

 

Daha fazla dayanamayıp ağlamaya başladım. Her tarafıma cam batmış kanlar içinde odanın ortasında oturuyordum.

 

Başımı çevirip yerde annem ve babamın beraber çekindiği fotoğrafı gördüm daha fazla ağlamaya başladım. Hıçkıra hıçkıra anne ve babamın çerçevesi kırık olan fotoğrafı aldım.

 

Ellerim titreye titreye fotoğrafın üstünde ki cam parçalarını temizlemeye başladım." Özür dilerim annem. Ben senin gibi güçlü olamıyorum, yapamıyorum." deyip fotoğrafı göğsüme bastırdım. Ayağa kalkıp üstümü silkeledim ama nafileydi batmıştı bir kere parçaları tek tek çıkaramazdım.

 

Yerde olan sağlam bir tişört alıp üzerime geçirip annemin kolyesini ve çantamı alıp evden çıktım. Kaldırımda boş boş yürüyordum nereye gittiğimi bilmeden

 

Sabah güle oynaya girdiğim evden az önce ağlayarak çıkmıştım. Biraz yürüdükten sonra boğazın önüne gelmiştim. Ayaklarım fazla acıdığından boş bir banka oturdum. Avucumda ki kolyeye baktım. "Anne nolur beni kurtar, beni kurtarın, biraz sevgi istiyorum sadece, sevilmek istiyorum."

 

Tam bunu söylediğim sırada biri benim yardım çığlıklarımı duymuş gibi arıyordu. Telefonumu çıkardığımda Afil in aradığını gördüm meşgule attım. Sesimi kötü duyup üzülmesini istemiyordum.

 

Konuşacak halim kalmamıştı, dizlerimin bağı çözülmüştü sanki. Hareket edemiyordum ettikçe canım acıyordu. Bir süre sonra telefonum tekrar çaldı arayan yine Afil di. Ne kadar kapatırsam kaptayım sesimi duyana kadar tekrar arayacağını bildiğimden aramayı açtım.

 

"Nasılsın orkide?"diye sordu neşeli bir sesle.

 

Cevap vermedim.

 

"Orkide?"

 

"Afil?"

 

"Sen iyi misin?sesin kötü geliyor da bir şey mi oldu?"diye sordu endişeli bir sesle.

 

"Afil yanıma gelir misin?" diye sordum. Önce bir sessizlik oldu sonra kendini toplayarak cevap verdi.

 

"Gelirim. Sen iste dünyanın öbür ucuna da gelirim. Nerede olduğunu söyle bana."

 

"B-Boğazdayım. Bir bankta oturuyorum."

 

"Tamam orada kal birazdan oradayım."dedi ve kapattı.

 

Biliyorum belki daha iki gündür tanıştığım birine güvenmemek gerekiyordu ama ondan başka kimse bana yardım edemezdi.

 

Yaklaşık 15 dakika sonra birinin buraya doğru geldiğini görünce gelen kişiye doğru döndüm.Onu gördüm Afil i.

 

Yanıma her adım atışında kaşları biraz daha çatılıyordu.

 

"Orkide, sana ne oldu böyle?" diye sorarken sesi sinirli çıkmıştı."Bunu sana kim yaptı orkide?"deyince hıçkırdım. Olanları hatırlamak istemiyordum.

 

Afil gözümden akan yaşları baş parmağıyla silerken bakışlarını tekrar üstümde gezdiğinde bana ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Dizlerimin kanamış, ayakkabımın içinden kan yere kan damlandığını ve omuzlarımdan bileklerime doğru sızan kanı gördü. Çenesi kasıldı.

 

Bir anda yere doğru eğilmesiyle kendimi kucağında buldum.

 

"Ne yapıyorsun!?"

 

"Hastaneye gidiyoruz orkide her tarafın kan içinde pansuman yapılması lazım."

 

"indir beni yere istemiyorum canım acımıyor"

 

"Ama benim acıyor" dedi. Anlamayarak ona baktığımda "senin ayağına taş değse benim canım acır orkide" deyip ne zaman yanına geldiğimizi anlamadığım son derece lüks arabanın kapısını açıp beni ön koltuğuna bırakıp kemerimi taktı sonra kapımı kapatıp sürücü koltuğuna oturup kendi kemerini takıp arabayı çalıştırdı.

 

Arabayı sürerken arada bakışları bana kayıyordu, hissediyordum. Ben ise başımı cama yaslamış düz yola bakıyordum.

 

Arka koltukta ki çantama uzanıp elime aldım. Telefonumu çıkarıp amcama kısa bir mesaj yazıp gönderdim.

 

"Bu akşam biraz geç geleceğim, bir arkadaşımla dışarıdayım beni merak etme"

 

Eğer amcama herşeyi anlatırsam amcam o evi başlarına yıkardı. Ama ben bunu istemiyordum. Benim yüzümden onlarla arasının bozulmasını istemiyordum. Her ne kadar hak etmiş olsalarda.

 

Hastanenin önüne geldiğimizde Afil arabadan inip benim inmeme müsaade etmeden beni tekrar kucağına almıştı bende kollarımı boynuna dolamış onu izliyordum.

 

Karnıma ağrı girmişti, karıncalanıyordu. Sanki midemde bir şeyler hareket ediyor, kelebekler uçuşuyordu.

 

Hava rüzgarlıydı. Rüzgar açık olan yaralarıma değince kısık sesle inledim. Afil de inlediğimi duyup yaralarımın acıdığını anladığında daha hızlı yürümeye başladı.

 

Hastaneye girdiğimizde "Hemşire!" diye bağırınca olduğum yerde irkildim. Kucağında irkildiğimi görünce beni kucağına daha fazla çekti. Hastanede sadece birkaç tane hasta ve doktorlar dışında çok fazla kimse yoktu.

 

Koridorun sonunda iki tane hemşire buraya koşturarak geliyordu. Hemşireler geldiğinde "yarası var pansuman yapılması lazım" dedi.

 

Hemşire kimliğimi alıp bize sedyeyi işaret etti "şuraya geçin". Afil hızlı adımlarla beni sedyeye yatırdı. Hemşire pansuman malzemelerini getirip önümde durduğunda Afil başucumdaydı.

 

Hemşire bana bir serum takıp pansuman yapmaya başladı.Tentürdiyotu pamuğa döküp yarama bastırıp silmeye başladığında inlememek için dudağımı ısırıp gözlerimi yumdum. Canım acıyordu.

 

Bir anda yarama soğuk bir hava temas ettiğinde irkilerek gözlerimi açtım. Hemşire yarama pansuman yaparken Afil yanıma oturmuş canım acımasın diye yarama üflüyordu.

 

Siz söyleyin bana ben bu adamı nasıl sevmeyeyim...

*****

 

Hemşire pansumanı bitirip gitmişti. Serumun bitmesini bekliyorduk. Afil koltukta oturmuş bana bakıyor ben ise tavana bakıyordum.

 

"Anlatmayacak mısın?" diye sordu Afil ona doğru döndüm.

 

"Neyi?"

 

"Ne olduğunu, bu hale nasıl geldiğini?" sustum cevap vermedim.

 

Susmam onu daha da sinirlendirmiş olmalı ki elini yumruk yapmış parmak uçları buğulanmıştı.

 

"Sana soruyorum bunu kim yaptı orkide!" diye gürledi. Korkudan yerimden sıçramış tırnaklarımı elime daha fazla batırmıştım . Beni korkuttuğunu görünce ağzında kendisine bir küfür yuvarlamış yavaşça yanıma oturmuş elimi avuçları arasına almıştı.

 

"Bağırdığım için özür dilerim seni korkutmak istemezdim"dedi kısık bir sesle. Çenemden tutup başımı kaldırıp göz göze gelmemizi sağladı.

 

"Ben sana zarar vermem, sadece anlık sinirle bağırdım sana özür dilerim"

 

"Yengen mi zarar veriyor sana? o mu bu hale getirdi seni?"diye sordu.

 

Cevap vermeyip kafamı aşağı yukarı salladım.

 

"Eve gittim. odama girdiğimde eşyalarım kırılmış, elbiselerim yırtılmıştı, eşyalar benim için önemli değildi yere baktığım da annemin kolyesinin zincirini koparıp yere attıklarını gördüm. O benim annemden kalan tek eşyaydı."

 

Annemin kolyesini hatırlayınca tekrar ağlamaya başladım. Ben anlattıkça sabırla beni dinliyor, akan yaşlarımı siliyordu.

 

"Ben Ferda nın kapıdan beni gülerek izlediğini görünce sinirlendim üstüne yürüdüm yengem de beni itti camların üstüne düştüm. Kollarım bacaklarım kesildi. bende dışarı çıktım. Normalde mezarlığa giderdim ama hava karardığı için gitmenin iyi bir fikir olmadığını düşündüm. Boğaza gittim hava almaya canım acıdığı için bir banka oturdum sonra sen geldin." diyerek kısaca özet geçtim.

 

"Afil" dedim gözlerinin içine bakarak " amcamın bunu bilmemesi gerekiyor aramızda kalsın olur mu? Benim yüzümden yengemle araları bozulsun istemiyorum"

 

"Ne demek amcamın bilmemesi gerekiyor? Ne zaman bilmesi gerekir?sen tekrar hastanelik olunca mı?" dedi sinirle. Haklı olduğu için sesimi çıkarmadım. Bu sırada içeriye volkan girdi.

 

" orkidecim duydum ki hastanelere düşmüşsün bende yeng- yani orkideciğime yemek getireyim dedim"

 

Afil volkan a sinirle baktı"Orkideciğim?" dedi tehditkar bir sesle.

 

"Yani orkideye yemek getirdim" dedi volkan durumu toparlamak için. Güldüm.

 

"İyi ki varsınız, iyi ki sizin gibi biriyle karşılaşmışım"dedim volkan ve Afil e.

 

Volkan kaşlarını çatıp baktı "bizim gibi mi" diye sordu."Yalnız Orkide kalbim kırılıyor ama sizin gibi biriyle değil,sizinle karşılaşmışım olacak bizden bir tane daha yok çünkü" dedi volkan kolunu Afil in omzuna atıp kendine çekerken.

 

Afil ve ben hâla volkan 'ın suratına baktığımızda volkan " Ne var canım ne bakıyorsunuz benim gibi yakışıklı, zeki, boylu poslu, endamlı, bebeksi bir yüze sahip biri var mı dünyada tabiki de yok bu yüzden kıymetimi bilin" dediğinde daha fazla dayanamayıp bir kahkaha patlattım.

 

"Volkan" dedi Afil. "Yok ol buradan"

 

"Aa niye canım seni söylemediğim için mi kızdın? Merak etme sende çok karizmatiksin." deyince Afil volkan a ters ters bakmıştı.

 

Ama volkan Afil i sinirlendirmekten epey bir keyif alıyordu.

 

*****

 

Serum bittikten sonra hastaneden çıkmıştık. Şu an arabada benim evime doğru gidiyorduk. Her ne kadar Afil beni o eve götürmek istemese de ısrarım üzerine mecbur kalmıştı.

 

Evin önüne geldiğimde arabadan indim. Benimle beraber Afil de indi. "Merak etme Afil, amcam evde olduğu sürece bana bir şey yapamazlar" deyip korkusunu gidermeye çalıştım.

 

"Bir şartım var orkide sana karışırlarsa hemen beni arıyorsun gelip alacağım seni bu evden. Her saat başı seni arayıp iyi olduğunu göreceğim"dedi. "Anlaştık mı?"

 

"Anlaştık"deyip sıkıca sarıldım ona. "Teşekkür ederim beni düşündüğün için."

 

"Ben teşekkür ederim karşıma çıktığın için" bu söylediğine tebessüm edip

 

"Tekrar görüşmek dileğiyle Afil" dedim.

 

"Tekrar görüşmek dileğiyle orkide" dedi.

 

Arkamı dönüp eve doğru yürüdüm. Apartmanın kapısını açıp içeri girdim. Kapıyı kapatmadan önce Afil ve arabada bekleyen volkan a el salladıktan sonra içeri girip kapıyı kapattım.

 

*****

 

Demir Afil' den

 

Orkide'yi eve bıraktıktan sonra volkan'la beraber bu akşam mal teslimatının yapılacağı yere gelmiştik.

 

Şu an teslimatın yapılacağı yerin arkasında ki tepeden volkan ile bekliyorduk. Volkan elinde dürbün ile teslimat yerini gözetlerken ben arabanın kaputuna yaşlanmış bir elim cebimde sigara içiyordum.

 

Volkan her ne kadar geveze biri olsada işinde sert ve ciddi bir insandı.

 

"Demir bir hareketlilik var" dedi volkan. Elimde ki sigarayı söndürdükten sonra yanına gidip dürbünü aldım.

 

"Oruspu çocukları olduğundan daha kalabalık gelmişler" dedi. Güldüm.

 

"İsterlerse yirmi araba gelsinler bu tır bu sınırdan geçmeyecek buna izin vermem" dürbünü geri volkan'a verip celal'e döndüm.

 

"Siz dört araba önden geri kalan diğer arabalar arkadan keseceksiniz. Bir tane bile adam sağ bırakmayacaksınız."

 

"Emredersin abi" diyerek arabalara bindiler. Hâlâ gözetlemekte olan volkan'a dönüp "bizde gidiyoruz " dedim. Arabalara binip diğerlerinin peşinden gittik.

 

Celal'de benim sağ kolum olduğu için ona çok güveniyordum. Bu yolda o da bana çok yardımcı olmuştu.

 

Celal işaretimle beraber önlerini kesmesiyle bizde arkadan yolu kestik.

 

Onların da bizim gibi dört araba önden dört arkada vardı. Ortada ise uyuşturcu dolu bir tır vardı.

 

Adamların arabasından inmesiyle arkadan iki adamı vurdum. Diğer adamların buraya sıkmasıyla arabanın şoför kapısını açıp kendime siper ettim.

 

Kafamı çıkarıp sağ tarafta olan bir adamı anlından vurduktan sonra volkan'a döndüm. Volkan'a yaklaşan diğer adamı ensesinden vurduktan sonra tıra doğru gittim.

 

Tırın önünde yere eğilen şoförün kafasına sıktıktan sonra arabanın ön tarafında arkaya kurşun sıkan diğer adamı da vurdum.

 

Silahlar sustuğunda ön tarafa doğru gittim. Celal "abi ön taraf temiz" dedi.

 

"Arka tarafta temiz" dedim.

 

Tırın yanına doğru gittim. Sağ elimde ki silahı kaldırıp kilidine kurşun sıktıktan sonra tırın arka kapılarından bir taneyi açtım.

 

Volkan tırın içine girip elini içeri girmem için uzattı.Elini tutup bende içeri girdim. Volkan cebinden çıkardığı bıçakla kutuyu delip içinden bir paket çıkardı. "Tam tahmin ettiğimiz gibi yine uyuşturcu" deyip paketi kutunun içine attı.

 

"Şerefsizler"

 

"Celal benzini getirip dökün" dedikten sonra tırdan aşağı indim. Volkan kendisine bir sigara yakıp bana baktı.

 

"Yarın akşam silah teslimatı var. Elli bin dolar değerinde" deyince gözleri büyüdü.

 

"Çok kârlı bir iş olacak"

 

"Öyle" deyip Celal'e döndüm.

 

"Abi hazır."

 

Cebimde ki çakmağı çıkarıp tıra doğru yaklaştım. Elimde ki çakmağı tırın içine attım.

 

Volkan'a dönüp "toplanın kimse gelmeden gidelim" deyip arabalara binip oradan uzaklaştık.

 

Saatlerdir orada olduğumdan terlemiştim ceketimi çıkarıp arka koltuğa attım ve malikaneye doğru sürmeye başladım.

 

*****

 

Malikaneye gelmiştim. Arabadan inerken arka koltuktan ceketimi alırken gözüme birşey takıldı.

 

Zinciri kopmuş bir kolye. Çok güzel bir kolyeydi. Mavi taşlı, güneş şeklinde kıvrımlı bir kolyeydi. Kimin kolyesiydi bu?

 

Bir anda aklıma gelenlerle duraksadım. Orkide nin annesinin kolyesi. Kuzeni ve yengesinin kopardığı kolye bu olmalıydı. Orkide bu kolye koptuğu için çok ağlamıştı. Orkideme kıyamazdım. Kolyeyi cebime bıraktım. Kolyeyi tamir ettirip orkideye geri vericektim

 

Malikaneye girdim. Merdivenlerden çıkıp odama girdim. Banyoya gidip soğuk bir duş alıp bir eşofman ve siyah bir tişört giyip kendimi sırt üstü yatağa bıraktım. Bugün hiç orkideyi aramamıştım.

 

Uzanıp komidinin üstünden telefonumu alıp orkideyi aradım. ilk çalışta açtı.

 

"Alo Afil" dedi neşeli bir sesle

 

"Nasılsın orkide?"

 

"İyiyim sen?"

 

"Sen iyiysen bende iyiyim." diyerek kısa bir cevap verdim. Güldü. Güldüm.

 

"Ee napıyorsun bir sıkıntı yok değil mi istersen gelebilirim."

 

"Bir sıkıntı yok öyle odamı topluyordum."

 

"Çok yorma kendini yaraların acımasın dikkat et"

 

"Tamam merak etme" dediği sırada bu sırada kapı çaldı"gel" dedim.

 

Kapı açıldı gelen Eda'ydı. Eda benim bu işlere yeni başladığım dönemde bir grup serserinin elinden kurtardığım bir kızdı. Manevi kardeşim gibiydi.

 

"Demir abi gelebilir miyim?"

 

"Gel Eda" kapıyı kapatıp yanıma geldi.

 

"Yemek hazırladım volkan da aşağıda seni bekliyor."

 

"Tamam sen git geliyorum"

 

"yemeğini soğutmadan gel "

 

"Tamam"

 

Evde yabancıların dolaşmasını sevmediğim için genelde eda, ben ve volkan vardık. Eda çoğunlukla benim yanımda şirkette çalıştığı için pek evde olmuyordu.

 

Orkide biraz daha konuştuktan sonra telefonu kapatıp odamdan çıkıp aşağı mutfağa indim. Volkan ve Eda ya "afiyet olsun"diyerek sofraya oturdum. Yemek sessiz geçmişti. Masada sadece çatal ve bıçakların sesi vardı.Yemeğimi yedikten sonra elimdeki çatal ve bıçağı bırakıp volkan a döndüm.

 

Cebimden orkide nin kolyesini çıkarıp masanın üstüne bıraktım.

 

"Aa ne kadar da güzel bir kolye kimin bu?"dedi Eda.

 

"Orkide'nin kolyesi"

 

"Orkide kim?"

 

Tam ağzımı açıp cevap verecekken volkan söze atladı " gelecekteki yengemiz"

 

"Nee? Gerçekten mi? Demir abi sen aşık mı oldun?"

 

"Ne aşık olması çarpıldı adam"

 

"Ee Demir abi güzel mi peki?"

 

"Çok güzel hayatımda gördüğüm en güzel kadın. Ahh bir de gülünce var ya" deyip derin bir iç çektim.

 

"Ya bak gördün mü adam çarpılmış resmen" dedi volkan tabağında ki et parçasını ağzına atarken. Volkan a ters bir şekilde bakıp"sana burdan bir çarparım volkan kimse elimden alamaz seni" dedim.

 

"Ne yani çarpılmadın mı?" diye sordu volkan. Derin bir nefes alıp volkan a baktım. " için rahat edecekse evet volkan onu görünce çarpıldım aşık oldum oldu mu?"

 

Eda ile volkan 'ın ağzından aynı anda "ooo" nidaları döküldü sonra alkış çalmaya başladılar.

 

"Aşıksın

Aşıksın

Aşıksın

Sen aşıksın arkadaş"

 

"Ee yengimizin adı ne?"

 

"Orkide"

 

"Ne zaman tanıştıracaksın beni orkide yengemle" diye sordu yenge kelimesine vurgu yaparak.

 

"Herşeyi ögrenip beni kabul ederse ancak o zaman tanıştırırım."

 

"Ya kabul etmezse?"

 

"Kimse bir mafyaya bulaşmak istemez eğer kabul etmezse bir daha yanına yaklaşmam yüzümü görmez"

 

"Üzülme Demir abi o da seni seviyordur, hem sen istiyorsan iş bitmiştir dışarı çıkıp elini sallasan elliside senin peşinde o mu sevmeyecek seni"

 

"Umarım o da beni seviyordur. Çünkü ben onu yanımda istiyorum"

 

*****

 

Yemeğimi bitirmiş çalışma odasında volkan'la bereber oturmuştuk.

 

"Her şeyi anlatacak mısın?"

 

"Evet"

 

"Ya bizi kandırıp gidip herkese herşeyi anlatırsa sonuçta bizim yanımıza bir sürü adam sokmaya çalıştılar içimizden hain bile çıktı ona nasıl bu kadar zamanda güvenebilirsin eğer bizi kandırırsa ne olacağını biliyorsun değil mi?" dedi volkan tek nefeste. Ne olacağını biliyorduk eğer bizi kandırırsa sonu ölüm olacağını biliyordum en korktuğum da buydu işte.

 

"Umarım bizi kandırmıyordur volkan." tek tesellim buydu umarım beni gerçekten seviyordur.

 

Telefonumu çıkarıp orkide yi aradım.

 

"Alo" dedi karşıda ki ses

 

"Orkide"

 

"Nasılsın Afil"

 

İçime derin bir nefes çekip "iyiyim sen nasılsın?"

 

"Bende iyiyim"

 

"Müsait misin seninle bir kahve içelim hem iyi olduğunu göreyim hem de biraz konuşalım sana anlatmam gereken şeyler var"

 

"Olur"

 

"Tamam her zaman ki kafede buluşalım o zaman"

 

"Tamam o zaman görüşmek dileğiyle Afil"

 

"Görüşmek dileğiyle Orkide" deyip kapattım. Volkan a dönüp "ben gidiyorum"

 

"Benim de gelmemi ister misin?"

 

"Gerek yok"

 

"Haberleşiriz"

 

"Tamam" deyip çalışma odasından çıktım. Koridorun sonunda odama girdim. Üstümü değiştirdikten sonra merdivenden inip malikaneden çıktım.

 

*****

 

Kafenin önündeydim. Arabamı bir köşeye park edip indim. Kafeye girdiğimde kendi özel masama oturdum. Gelmeden kafeyi arayıp boşaltmalarını istemiştim. Sonuçta konuşacaklarım gizliydi birinin duymasını istemiyordum. Garson yanıma gelip "Hoşgeldiniz Demir Bey ne alırsınız?"

 

"Şimdilik bir şey almayacağım birini bekliyorum " deyip gönderdim.

 

Kapıda Orkide yi görmemle ayağa kalktım. Kafeyi boş görmesiyle soru dolu bakışlarını bana yöneltti.

 

"Hoş geldin orkide"

 

"Hoş bulduk Afil. Neden burası boş ve sadece biz varız?"

 

"Telefonda söylemiştim sana konuşacaklarımız özel diye o yüzden burayı boşalttım."

 

Pek ikna olmuş değildi ama yavaşça sandalyeyi çekip yerine oturdu. Bende garsonu çağırıp iki tane sade kahve isteyip yerime oturdum.

 

"Nasılsın orkide?"

 

"İyiyim sen nasılsın?" Çok gerginim.

 

"Seni gördüm daha iyi oldum" Bu sırada gelen garsonun seslenmesiyle ona döndüm.

 

"Efendim kahvelerinizi getirdim"

 

"Tamam sen bırakıp çıkabilirsin"

 

"Emredersiniz" deyip gitti. Normalde orkide ile beraberken huzurluydum ama şimdi yalnız kalınca diken üstündeydim vereceği tepkiden korkuyordum. Herkese kafa tutan ben hiçbir şeyden korkmayan ben şimdi karşımda ki kadının vereceği tepkiden korkuyordum. Volkan beni bu halde görse ömrü boyunca herkese söyleyip gülerdi.

 

"Anlat bakalım Afil" dedi orkide

 

Bakışlarımı masadan kahvesini içen orkide ye çevirdim.

 

"Ben..." diyerek söze başladım.

 

Kalbim hızlı atıyordu.

 

Neden bu kadar hızlı atıyordu?

 

Onu kaybedecek olmanın korkusundan mı hızlı atıyordu?

 

"Ben...Ben bir mafyayım."

 

BÖLÜM SONU

 

Herkese merhaba arkadaşlar.

 

Nasılsınız?

 

Umarım bölümü beğenmişsinizdir. Alttaki yıldız butonuna tıklamayı ve yorum yapmayı unutmayın.

 

İnstagram: @karanliginhakimi (takip ederseniz sevinirim.)

 

Bir sonra ki bölümde görüşmek dileğiyle...

 

 

 

 

Loading...
0%