Yeni Üyelik
5.
Bölüm

5.BÖLÜM-NEREDE?

@felaketbiri

Yazardan

Demir Afil

Haftalardır onu görmüyordu. Defalarca aramıştı ama o cevap vermemiş sadece mesaj atmakla yetinmişti. Bir karar verme aşmasında olduğunu biliyordu bu yüzden onu çok sıkmak istemediğinden üstüne gitmiyordu. Onu çok özlemişti. Başını önüne eğerek sıkıntıyla şakaklarını ovdu. Başı ağırıyordu. Yaklaşık bir saattir burada bekliyorlardı.

 

Gecenin bir yarısı gelen telefonla Volkan ile beraber günlerdir çıkmadığı şirketten çıkmış silahların olduğu depoya gelmişti. Geldiğinde depo da adamlarının cesedi dışında hiçbir şey yoktu. Celal ve birkaç kişi adamları kontrol ederken kimseden ses çıkmıyordu.

 

Fırtına öncesi sessizlikti bu.

 

"Abi" dedi Celal "kamera sistemi bozulmuş, depoda ki adamların hepsi ölmüş"

 

"Nasıl olur lan!" diye kükredi Demir Afil. "Bu deponun yerini kim söyleyebilir?!" Aklı almıyordu, bu deponun yerini kim söyleyebilirdi kim buna cesaret edebilirdi

 

"Kim?" dedi Demir Afil dişlerini sıkarak. Celal başını eğerek "bilmiyoruz abi" dedi. Demir Afil sinirle arakasını dönüp arabanın tekerine üst üste tekme atarken bir ses duyuldu. Herkesin bakışları gökyüzüne kaydı.

 

İşaret fişeği atılmıştı. Volkan'la göz göze geldikleri sırada bir silah sesi duyuldu. O an ikisinin aklından aynı şey geçiyordu tuzağa düşmüştüler. Hızla silahlarını çıkarıp güvenli bir yere geçtiler. Volkan şimdiden iki adamı yere devirdiğinde Demir Afil deponun arkasına doğru ilerliyordu.

 

Arkadan bir adamı vurduğunda biraz daha ilerleyerek büyük çınar ağacının arkasında ki adamı da vurup deponun arka kapısına yöneldi. Sırtını duvara yaslayarak kendisine doğru gelen adamı anlından vurduğunda biraz daha ilerledi.

 

Sokağın köşesinde bir adamın kaçtığını gördüğünde koşarak oraya gitmeye başladı. Adam hızla koşmaya devam ederken arkasından Demir Afil onun arkasından ise Volkan koşuyordu. Volkan çatışmadayken Demir Afil in bir adamın peşinden gittiğini gördüğünde hızla peşinden gitmişti.

 

Adam bir sokağa daldığında biraz uzakta nefes nefese durdu. Demir Afil onun durduğunu gördüğünde hızla silahını ona doğrulttu. "Kimsin sen!?" diye bağırdı. Boş sokakta sesi yankılanmıştı. "Ne istiyorsun!?" Adam iki adım gerileyip sokak lambasının altında durdu, yavaşça yüzünü döndüğünde Demir Afil şoke oldu. Bir kaç saniye gördüklerine inanamadı. Yutkunmaya çalıştı ama yutkunamadı. Karşısında ki kişi ablasının katili, aynı zamanda babasıydı.

 

Cevdet Soydan

 

Adam bu fırsattan yararlanarak belindeki silahı çıkarıp Demir Afil e doğrulttu. "Canını" dedi Cevdet Soydan. Demir Afil daha şokunu atlatamamışken bir silah sesi duyuldu. Volkan hızla yan sokağa girdiğinde karşısında Demir Afil ve amcası aynı zamanda babasının katili cevdet soydan vardı. Cevdet Soydan, Volkan ı gördüğünde hızla arkasına bakmadan koşmuş, bir arabaya binip oradan uzaklaşmıştı. Volkan ne kadar ardından sıksa da bu onu durdurmaya yetmemişti.

 

Volkan hızla Demir Afil in yanına gelmiş ceketini çıkararak yarasına bastırmıştı. "Demir iyi misin?" diye mırıldandı. Neyse ki Demir biraz uzaktaydı, kurşun sol yanını sıyırmıştı. Bir insan kendi öz evladını öldürmek isteyebilir miydi? "Volkan" dedi Demir Afil. Volkan cebinden telefonu çıkarmış adamlara arabayı getirmelerini söylüyordu. "O geri gelmiş..." dedi. Volkan bakışlarını ona çevirdiğinde"Beni öldürmek için..." diye mırıldandı.

 

 

*****

 

ORKİDE'DEN

 

İki hafta. Tam iki haftadır Afil ile görüşmemiştik. Daha doğrusu ben görüşmek istememiştim. Aramıştı ama ben sadece ona mesaj atmakla yetinmiştim. Onu çok özlemiştim. Tam iki hafta boyunca düşündüm.

 

Mafya olduğunu

 

Ve bir karar verdim. Amcam 'Eğer gerçekten seviyorsan sevdiğini sımsıkı tut, vazgeçme' demişti. Bende öyle yapacaktım. Annem gibi başta bende kabullenmekte zorluk çeksemde sonunda kabul etmiştim.

 

Ne kadar ona bir şey olmasından korksamda sevdiğimi bırakmaya niyetim yoktu.

 

Babam ben küçükken bir keresinde bana 'seven sevdiğini bırakmaz ondan vazgeçmez olduğu gibi kabullenir' derdi.

 

Bende öyle yapacaktım.

 

Vazgeçmeyecektim.Onu olduğu gibi kabullenecektim. Ondan yaptığı işi bırakmasını isteyemezdim.

 

Yatakta doğrularak telefonumu elime aldım. Dün akşamdan beri attığım mesajlara bakmamış, cevap vermemişti. İşi yoğundu herhalde ama yoğun olsa yine cevap verirdi.

 

Neden cevap vermemişti?

 

Ya kötü bir şey olduysa

 

Ya vurulduysa

 

İki hafta boyunca sesini duymamıştım cesaret edip tam arayacaktım ki kapının açılmasıyla bakışlarımı kapıya çevirdim. Gelen amcamdı.

 

"Orkide hadi kızım yemeğe günlerdir doğru düzgün bir şey yemedin"

 

"İştahım yok amca siz yiyin"

 

"Olmaz sen yemeden ben de yemem" deyip kollarını göğsünde birleştirdi. Amcamın ne kadar inatçı biri olduğunu bildiğimden telefonu istemeye istemeye bırakıp ayağa kalktım. Yemekten sonra arardım.

 

 

*****

 

 

Amcamlar yemekten sonra salona geçmiş televizyon izliyor, bende masayı topluyordum. Bulaşıklar bana kalmıştı. Tabakları makineye yerleştirdikten sonra amcama bir bardak çay doldurup salona geçtim.

 

Eğilip elimdeki çayı sehpanın üstüne bıraktıktan sonra hızla odama gidip kapıyı kilitledim. Yataktan telefonumu alarak Afil i aradım.

 

Telefon uzun bir çalışdan sonra açıldı. Afil in sesini duymayı beklerken volkan 'ın sesini duydum."orkide..."

 

"Volkan" dedim titreyen sesimle. "Afil in telefonu neden sen de?" diye sordum. Cevap vermedi.

 

"Volkan"

 

"Vuruldu..."

 

"Ne!?"

 

Vurulmuş muydu?

 

Bu yüzden mi cevap vermemişti bana?

 

Ayaklarım titredi düşecek gibi oldum. Gözlerim doldu. Nefes alamadım.

 

"İyi mi?" diye sordum cevap vermedi. Daha fazla ayakta kalamayıp olduğum yere çöktüm. Elimi göğsüme bastırıp hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.

 

"H-hangi hastane?" diye sordum yine cevap vermedi.

 

"Volkan hangi hastane?" diye sordum tekrar hıçkırarak. "Lütfen söyle hangi hastane?"

 

"Seni getirdiğimiz hastane" dedi kısık bir sesle.Hızla yerimden kalkıp gözyaşlarımı sildim.

 

"Geliyorum"

 

"Gecenin bu saatinde tek başına gelme ben seni gelir alırım"

 

"Gerek yok. Sen Afil in yanından ayrılma ben gelirim." deyip bir şey söylemesine fırsat vermeden telefonu kapattım.

 

Onun yanından ayrılmasını istemiyordum. Düşmanları vardı volkan oradan ayrıldığında yarım kalan işlerini bitirebilirlerdi. Güvende olmalıydı.

 

Yavaşça odamdan çıktım. Parmak uçlarımla koridorda yürüyüp kapının önüne geldim. Sessizce anahtarları ve ayakkabımı alıp yavaşça kapıyı açıp dışarı çıktım. Ayakkabımı giyip hızlı adımlarla apartmandan çıktım.

 

Saat gecenin bir yarısıydı. Sokaklar boş ve karanlıktı. Ve ben boş ve karanlık bir sokakta tek başıma hastaneye sevdiğim adamın yanına gidiyordum.

 

Sokağın köşesinden döndüğümde karşımda salınarak sarhoş bir adamın beni görmesiyle korkudan yutkundum. Adamın gözleri yarı açık yarı kapalıydı. Dengede durmaya çalışıyordu ama bir sağa bir sola gidip geliyordu.

 

Sarhoştu. Bana bir şey yapmasından korkuyordum. Koşmaya başladığımda o da benim ardımdan koşmaya başladı. Tam arkama baktığım da adamın hâlâ peşimde olduğunu gördüm.

 

Kahretsin

 

Önüme döneceğim sırada takılıp yere düştüm. Kafam kaldırımın köşesine denk gelmişti. Kaşım acıyordu. Elimi kaşıma götürdüğümde kanadığını fark ettim. Kaşım yarılmıştı.

 

Tam yerimden doğrulacağım sırada bileğimde kalın parmaklarını hissettim. İrkilerek arkamı döndüğümde daha sıkı tuttu. Sarhoş nefesi yüzüme vurdu "Nereye güzellik?" dedi. Yüzüne okkalı bir tokat atıp "Bırak beni pislik herif!" diye bağırdım. Saçımı eline dolayıp arkaya çekince elimi elinden kurtarıp bacak arasına sert bir tekme geçirip hızla koşmaya başladım. Elim kızarmış neredeyse parmak izi çıkmıştı.

 

Rastgele bir kaç sokak geçip sağa döndüm. Bir yandan hâlâ arkama bakıyordum. Karşıda ki sokak lambasının orayı geçersem iyi olurdu. Çünkü orası anayoldu. Korkudan hem titriyor hem de ağlıyordum.

 

Sokak lambasını geçip kendimi anayola attığımda korna sesiyle hemen geri çekildim. Az daha arabanın altında kalacaktım. Araba fren yapıp içinden takım elbiseli adamlar indi. Korkudan geri geri gittiğimde arabadan çatık kaşlarla inen volkan ı gördüm.

 

"Ne yapıyorsun sen, arabanın önüne atlanır mı!?" diye bağırdı caddenin ortasında.

 

Tanıdık bir yüz görmemle rahatladım. Hızla volkan 'ın yanına gidip bizden biraz uzakta olan adamı işaret ettim.

 

Kendimi konuşmaya zorlayarak "Volkan" dedim. İşaret parmağımla sokağın köşesinde bizi izleyen adamı işaret edip"o adam b-bana saldırmaya kalktı" Volkan söylediklerime sinirlenip işaret ettiğim yere baktı. Yanında ki adamlara işaret vermesiyle adamlar oraya doğru koşarak gitmeye başladı. Adam daha kaçamadan yakalamışlardı.

 

Volkan yüzümü incelediğinde gözleri kaşımda ve yanağımda durdu. Gözü seğirdi, yumruklarını sıktı. Hızla adamın yanına gidip üst üste yumruk attı. Adamın yakalarından tutup duvara yasladı.

 

"Bana bak şerefsiz yüzüme bak!" diye bağırdı yolun ortasında. Korkudan ben bile yerimden sıçramıştım. Onu ilk defa böyle ciddi ve sinirli görüyordum. Resmen gözlerinden ateş fışkırıyordu.

 

"Kardeşimin emanetine dokunanı yaşatmam" deyip sert bir şekilde yere itip tekme attı. Adam artık kan kusuyordu. Yüzü kan içinde tanınmaz bir haldeydi. Az önce ki halinden eser yoktu.

 

Volkan belinden silahını çıkarıp adamın kafasına bastırdığında korkuyla yutkundum. Onu benim yanımda öldürmezdi değil mi?

 

Eli tetiğe gittiğinde aklına birşey gelmiş gibi durdu. Başını çevirince benimle göz göze geldi. Gözlerini yumup derin bir nefes verdi. Silahını tekrar beline takıp adamlara birşey söyledikten sonra yanıma geldi.

 

"Arabaya bin gidiyoruz" dedi. Söylediğini yapıp arabaya bindim.

 

"İyi misin?" diye sordu.

 

"İyiyim"

 

"Titriyorsun" dedi. Elime baktığım da gerçekten de nöbet geçirir gibi titriyordum. Çok korkmuştum.

 

"Sakin ol" dedi belli belirsiz omuzuma dokunarak "Bir şey olmadı"dedi. İliklerime kadar güven hissetmiştim. Onda bir abi sıcaklığı vardı. Gözlerim dolmuştu. Afil den sonra beni koruyan kişiydi.

 

"Teşekkür ederim"

 

 

*****

 

 

Arabaya binmiş volkan ve bizi takip eden korumalarla hastaneye gidiyorduk. Cama başımı yaslamış geçtiğimiz yollara boş boş bakıyordum. Bir süre sonra başımı camdan kaldırıp volkan a baktım. Yüzü ifadesizdi. Her zaman ki neşeli halinden eser yoktu.

 

"Volkan"dedim. Göz ucuyla bana bakıp tekrar yola döndü "Afil in durumu nasıl?"

 

"İyi, az önce odaya almışlar" dedi. Derin bir nefes aldım. Çok şükür iyiydi.

 

"Kimin yaptığını söylemedin bu nasıl oldu?"

 

"Anne ve babası yaptırdı"

 

"N-ne bir insan çocuğunu neden öldürmek istesin ki"

 

"Onlar Demir i çocuğu olarak görmüyorlar kendilerine yük olarak görüyorlar"

 

Bir insan neden çocuğunu kendisine yük olarak görür ki?

 

Bunlar nasıl anne baba?

 

Çocuğunu koruması gerekirken nasıl öldürmeye çalışır

 

Ben anne ve babamın yaşamasını dilerken o kendi ailesinin ölmesini mi diliyordu? Kimse anne ve babasını seçemiyordu.

 

Aklıma gelenlerle tekrardan volkan a döndüm. " Afil in yanında kim var tek mi bıraktın ya yine öld-" derken sözümü kesti.

 

"Merak etme tek değil yanında Eda var. Ona iyi bakarlar kapıda bir ton adam var kimse bir şey yapamaz" demesiyle kaşlarımı çattım. Ne saçmalıyordu bu ? Eda mı? Başına kadın mı dikmişti?

 

"Eda mı o kim!?" diye sordum yüksek bir sesle. Sesim benden bağımsız yüksek çıkmıştı. Ben neden bağırıyordum? Kıskanmış mıydım?

 

Volkan da bakışlarını yoldan çekip şaşkın şaşkın bana baktı. Bir yola bir bana bakıyordu.

 

"Eda benim kız arkadaşım" dedi ve arabadan indi.

 

O kadar dalmıştım ki geldiğimizi bile fark etmemiştim. Bende ardından arabadan indim.

 

Hastanenin her tarafı siyah takım elbiseli korumalarla doluydu. Hepsi Volkan ı gördüğünde ceketlerini ilikliyor, başlarını eğip saygıyla selam veriyordu.

 

Hastaneden içeri girdiğimde birazcık ürktüm. Çünkü hastanenin her koridorunda adam vardı. Odaya giden koridora doğru gittiğimizde korumaların sayısı diğerlerine göre daha fazlaydı. Burada çalışan doktorlar tedirgin olmalıydı Demir Afil Soydan gibi biri hastanedeydi.

 

Odanın önüne geldiğimizde kapının önünde sarışın bir kadın oturmuştu. Bu Eda olmalıydı.

 

Sarışın olan kız kafasını kaldırıp bu tarafa baktığında oturduğu yerden yavaşça kalktı.

 

Yanına geldiğimizde volkan "var mı bir haber?" diye sordu. Gözleri benim üstümdeydi ama ben ona değil başka bir tarafa bakıyordum.

 

"Durumu iyi, doktorlar dinlensin dedi" Başımı onlara çevirdiğimde sarışın olan kız gözlerini dikmiş bana bakıyordu. Bıraksan dövecek gibiydi sanırım benim volkan 'ın yanında ne işim olduğunu sorguluyordu.

 

Volkan da aramızda ki gerginliği hissetmiş olmalı ki sarışın olan kıza dönerek beni işaret etti " Eda tanıştırayım bu Orkide" dedi. Sarışın kızın gözleri tekrar bana döndü. Kaşları havaya kalkmış şaşkın şaşkın bana bakmaya başlamıştı. Beklemiyordu.

 

Volkan eliyle yanımızda ki sarışını işaret edip "Orkide bu Eda" dedi. Eda mı? Şimdi anlaşıldı bana neden öyle baktığı meğer volkan ı kıskanıyormuş.

 

Eda göz ucuyla Volkan'a baktıktan sonra sıkmam için elini uzattı "Memnun oldum orkide" dedi. Gülümseyerek elini tuttum "Memnun oldum Eda"

 

Bakışlarımı onlardan çekip odanın kapısına baktım. Girecek miydim içeri?

 

Girip girmemekte tereddüt ediyordum. Onunla konuşmadığım için bana kızar mıydı? Ya beni istemezse ya kovarsa beni?

 

Düşüncelerimden sıyrılıp onlara kapıyı gösterdim "girebilir miyim içeri?" diye sordum çekinerek. "Girebilirsin" dedi Volkan.

 

Odanın kapısına ilerleyip yavaşça kapıyı açtım. Derin bir nefes alıp içeriye girdim. Arkamdan kapıyı yavaşça kapatıp sırtımı kapıya yasladım. Yatağa baktığım da gözleri kapalıydı. Uyuyordu.

 

Sessizce yatağa doğru adımlarken gözlerini araladı. Gözlerini kırpıştırırak bana baktı. "Orkide?"dedi benim gerçekten burada olduğumu anlamak ister gibi.

 

"Benim" dedim burada olduğumu kanıtlamak istercesine. Duraksadı. "Gelsene, ayakta kaldın. " dedi yatakta kenara kayarken. Ayakta durup onu izlediğimi daha yeni fark ediyordum. Küçük adımlarla yanına gidip yatağın bir köşesine oturdum.

 

Ne işin var senin burada?" diye sordu. Yutkundum.

 

"Seni merak ettim." Duraksadı. "Vurulmuşsun, iyi misin?"diye sordum.

 

"İyiyim sadece bir sıyrık. Volkan fazla abarttı." Bakışlarım karnında ki sargıya kaydığında

 

"Senin yüzüne ne oldu?"diye sordu.

 

Ona baktığımda çatık kaşlarla yanağımı inceliyordu. Elini kaldırıp dokunacakken durdu ve bana baktı "Dokunabilir miyim?" diye sordu. Gözlerimi kırptığımda eli yanağıma değdi, ürperdim. Eli kaşımdan başlayıp yanağına doğru indi.

 

"Orkide, sana ne oldu böyle?" diye sorarken sesi sinirli çıkmıştı. Bakışlarımı ondan çekip yere bakmaya başladım. Ne diyecektim? Gecenin bir yarısı seni görmeye gelirken bir adam bana saldırmaya kalktı sonra Volkan da beni kurtardı mı?

 

Çenemden tutup yüzümü kendisine çevirdi. "Bunu sana kim yaptı?" diye sordu. Olanları hatırlayınca gözlerim dolmuştu. Kaçışım, kendimi arabanın önüne atışım...

 

"Şşş, ağlama" dedi yüzümü avuçları arasına alırken. O söyleyene kadar ağladığımı bile fark etmemiştim. Gözyaşlarım çoktan yanağımdan süzülüyordu. Elimin tersiyle sileceğim sırada benden önce davranarak baş parmağıyla göz yaşlarımı sildi.

 

"Ağlama orkide lütfen ağlama içim gidiyor" dedi. Şaşırmıştım bu yaptığına. Sözleri karşısında tekrar gözlerim dolmuştu. İlk defa biri beni bu kadar düşünüyordu.

 

"Sana..."dedim bunu söylebileceğime inanmıyordum "Sana...Sarılabilir miyim?" diye sordum. Sanki bunu bekliyormuş gibi hızla beni kendisine çekti. Kollarımı boynuna dolayıp yüzümü boynuna gömdüm.

 

Kokusunu derin derin içime çektim. Rahatlatıcı ve yatıştırıcı bir kokusu vardı. Okyanus gibi kokuyordu. Elleri ile saçlarımı okşayordu.

 

Yüzüm hâlâ boynundayken "Afil" dedim. "Ben..." derken olanları hatırlayınca kasılmıştım.

 

Geri çekilirken yüzümü tekrar avuçları arasına aldı "Kasma kendini yavaş yavaş anlat" dedi baş parmağı yanağımı okşarken.

 

Ne kadar istemesem de anlatmak zorundaydım. Ben söymesem bile Volkan söylerdi, er yada geç öğrenirdi. Benim söylemem daha doğru olurdu.

 

"Ben...Ben seni aradım sen açmayınca Volkan açtı telefonu" diyerek anlatmaya başladım. "Vurulduğunu, hastanede olduğunu söyledi. Ben de seni merak ettim iyi olduğunu görmek istedim. Evden çıktım" dedim. Ona baktığımda beni dinliyordu.

 

"Yolda gelirken sarhoşun biri bana saldırmaya kalktı ondan kaçarken düştüm adam bana saldırınca kendimi caddeye attım." Derin bir nefes alıp dolu gözlerle ona baktım.

 

Kasılmıştı. Ellerini yumruk yapmış, altında ki çarşafı sıkıyordu. "Sana bir şey yaptı mı?" diye sordu kan donduran bir sesle. Cevap vermeyip dolu gözlerle ona bakmaya devam ettim. O ise buna daha çok sinirlenmiş sinirden köpüyordu.

 

Bileğimi sertçe tuttu"Sana bir soru sordum cevap ver. Sana bir şey yaptı mı?"

 

En sonunda dayanamayıp ağlamaya başladım. Başımı iki yana sallayıp "Yapmadı..." dedim.

 

"Yapmadı... O sırada caddede Volkan vardı o kurtardı beni" dedim hıçkırıklarımın arasında. Kasılan bedeni gevşemiş derin bir nefes almıştı. Ama hala sinirliydi. Bunu sıktığı yumruklarıyla anlamıştım.

 

Beni kendine çekip sarıldığında başım göğsüne denk gelmişti "Şşş. Geçti güzelim. Özür dilerim"dedi şakağımdan öperken.

 

Güzelim mi dedi o?

 

Ağlamam yerini derin iç çekişlere bırakırken kapı çaldı. Doğrulup gözlerimi silerken Volkan kapıyı açtı. "Gelebilir miyiz?" diye sordu bana bakarken. Afil e söylediğimi anlamıştı. Gözlerini kırptı sorun yok dercesine.

 

"Gelin" dedi. Yerimden kalkıp yatağın yanında ki koltuğa geçip oturduğum sırada benim yanıma Eda oturmuş, Volkan ise sandalyeye oturmuştu.

 

Başımı önüme eğip boş boş yeri izledim. Ne yapacağımı bilmiyordum. Neredeyse sabah olmuştu ve ben evde değildim amcam gece tek başıma dışarı çıktığımı duyarsa çok kızardı.

 

Şimdi herkes susmuş bizi izliyordu. Volkan bile susmuş ne yapacağını düşünüyor Afil den bir işaret bekliyordu. Afil ise sadece önüne bakmaya devam ediyor hiç bir tepki vermiyordu. Ayağa kalktığımda hepsinin bakışlar bana döndü.

 

"Ben artık gideyim" diyerek Afil e döndüm. "Biraz daha kalsaydın" dedi Afil. "Amcam beni merak eder sonra tekrar gelirim." dedim. "Volkan da seninle geliyor seni evine bıraksın" dedi. "Gerek yok, kendim gidebilirim" dedim kapıya yürürken. "Orkide" dedi başını yana yatırıp bana bakarken. "Lütfen" dedi. Tam ağzımı açıp bir şey söyleyecekken "itiraz istemiyorum" deyince dudaklarımı birbirine bastırdım.

 

"Peki, görüşmek dileğiyle" deyip kapıyı açtım. Dudakları kıvrıldı "Görüşmek dileğiyle" dedi. Dışarı çıktığımda diğerleri de benimle beraber çıkmıştı. "Ben seni çok sevdim bundan sonra sık sık görüşelim orkide" dedi Eda sarılırken.

 

"Görüşelim"

 

"Görüşürüz" dedi Eda

 

"Görüşürüz" deyip Volkan la beraber çıkışa yöneldik.

 

Bir yandan yürüyüp bir yandan volkan a baktım "Ona söyledim, söylemesem de er yada geç öğrenecekti" dedim.

 

"Biliyorum sen doğru karar verdin" deyip adamlara bir baş selamı verdi.

 

"Ona" dedim bana saldıran adamı kastederek. "Ne yapacaksınız?" diye sordum.

 

"Buna Demir karar verecek" dedi.

 

BÖLÜM SONU

 

Herkese merhaba arkadaşlar.

 

Nasılsınız?

 

Bölümü nasıl buldunuz?

 

Alttaki yıldız butonuna tıklamayı ve yorum yapmayı unutmayın.

 

İnstagram: @karanliginhakimi (takip ederseniz sevinirim.)

 

Bir sonra ki bölümde görüşmek dileğiyle...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%