Merhaba canım okurlarım nasılsınız? Sonunda sınav haftası bitti. Bölümün bir tanesini bugün attım diğer bölüm yarın gelecek. Hazırlıklı olun🤧🥺
İyi okumalar...
Yazardan
Demir Afil ile Orkide sertçe çekip gittiğinde geriye Volkan, Eda ve Ceren kalmıştı. Ceren abisinin arkasından bakarken "Orkide'nin bir suçu yok" dedi. "Onu nereye götürüyor?"
"Bilmiyorum" dedi Volkan. "Ama her şerrde bir hayır vardır derler"
"Umarım" dedi Eda.
Volkan'ın bakışları yerde yatan adamı bulduğunda Ömer Bey'in üstünde birkaç kişi toplanıp onu kontrol ediyor, ambulansı arıyorlardı. Herkes onun bir kadına sarkıntılık yaptığını biliyordu ama yine de yardım ediyordu. Gözleri önünde kadına bakarken kimse Orkide'nin elinden tutup çekmemişti. İlk defa biri onu korumuş, bu denli sahiplenmişti.
"Gidelim" dedi. Volkan elini Eda'ya uzatırken. Eda elini tuttuğunda elini büyük bir sevgi ile eline hapsetmişti. Ceren'i de yanına aldığında ilerlemeye başladılar. Arka kapıdan çıkmaları onlar için daha iyi olacaktı çünkü ön tarafta gazeteciler gecenin geç saatinde hâla bekliyorlardı. Celal onların yanında belirdiğinde "Şu yerde yatan şerefs*zi götürün" dedi. Celal kafasını belli belirsiz salladığında diğer adamlara "gidiyoruz" diyerek arabalara bindi.
*****
Orkide'den
Hayatımda hiç tahmin edemediğim şeyler ile karşılaşmıştım. Ama böylesi ilkti. Dün gece onun beni sevdiğini öğrenmiştim. Sadece sevdiğini söylemekle kalmamış aynı zamanda beni öpmüştü. Bu olayı hatırlamak yanaklarımın kızarmasına sebep oluyordu. Aşk ne de güzel şeydi. İlk defa bir duyguyu birinde öğrenmiştim. Dün geceden sonra ne aramış ne de mesajlarına bakmıştım. Utanıyordum. Bugün şirkete dahi gitmemiştim. Hastaydım ama bu onu düşünmeme engel değildi. Şu an hazırlanıyordum. Az önce Ceren beni aramış, önemli birşey olduğundan gerek hemen gelmemi söylemişti.
Sebebini bilmiyordum ama iyi bir şey değildi. Ayakkabımı giyerek aşağıya indim. Karanlık çökmek üzereydi. Ceren beyaz jipinin önünde kalçasını arabaya yaslamış, Eda ile bekliyordu.
"Böyle beni çağıracak ne olmuş olabilir?" diye sordum. Düz gözlerle bakmaya devam edince bir an için yüreğim ağzıma geldi. "Birine bir şey mi oldu?" dedim korkarak. Eda ile kısa bir an birbirlerine baktılar. En sonunda Ceren kahkaha atmasıyla derin bir nefes verdim. "Hiç iyi şeyler düşünmez misin sen?" diye sordu gülüşlerinin arasından. "Öyle bakarsan korkarım bende" dedim gülümserken. "Gidiyoruz" diyerek arabaya yöneldi. "Nereye?" diye sordum. "Alışveriş merkezine" dedi.
"Bu saatte mi?"
"Evet"
"Birazdan kapanır"
"Benim de amacım o zaten"
Ne demek istediğini anlamamıştım ama söylediğini ikiletmeden arabaya binmiştim.
*****
Böyle birşeyin olacağını tahmin edemezdim. Yolda Volkan'la karşılaşmış, alışveriş merkezinin oyuncak dolu yerine gelmiştik. Bizim burada ne işimiz vardı anlamıyordum. Birazdan burası kapanacaktı. Güvenlik geziyor ve burayı boşaltmalarını söylüyordu. Ama Volkan dışarı çıkmak yerine bizi bir yere saklamak derdindeydi.
"Şuraya saklansak bulabilirler mi?" diye sordu Ceren.
"Bakayım" diyerek Volkan peşinden gitti. Gerçekten ailesinden gizlenen küçük çocuk gibi saklanacak mıydık?
"Niye saklanıyoruz ki?" diye sordum. "Gitmeyecek miyiz?"
Üçünün bakışları aynı anda bana döndü. "Yok" dedi Eda. "Gitmeyeceğiz"
"Ne yapacağız burada?" diye sordum masumca. Bana öyle bakmaları beni geriyordu.
"Anlamadın mı?" diye sordu Volkan.
"Neyi?" diye sorunca Volkan sıkıntı basmış gibi yakalarını çekiştirdi. "Bu kız gerçekten saf" diye mırıldandı Ceren ağlamaklı bir tonda. Ne yapmıştım ben şimdi?
"Bak şimdi" dedi Volkan. "Biz burada saklanıyoruz"
"Niye?"
"Çünkü gece burada kalacağız"
Yeni anlamış gibi başımı belli belirsiz salladım. Onlar tekrar oyuncakların arkasına bakarken ben ortamın tamamen dışındaydım.
"Demir kızmaz mı?" diye sordum.
"Yok" dedi Volkan.
"Niye?"
"Çünkü suçu sana atacağız" dedi Ceren
"Niye?"
"Çünkü abim sana kızmaz"
"Niye?"
"Çünkü abim seni seviyor" dedi. Bunu biliyordum ama yine de duraksamıştım.
"Ne kadar da hayırlı arkadaşlarım var" diye homurdandım.
"Bizden bir tane daha yok" dedi Volkan. Kendisini övmek için yer arıyordu.
"Öyle" dedim onaylarcasına. Bakışları kısa bir an bana çevrildi.
"İşte bu yüzden seni seviyorum" dedi. Anlamamış bir halde kaşlarımı çattım. "Çünkü ne yaparsam yapayım her zaman arkamdasın" ona sadece gülümsedim. Çok yalnız biriydi. Eda'yı seviyordu ve bu bakışlarından belliydi ama itiraf edemiyor gibiydi. Nedenini bilmiyordum ama bu konunun geçmişiyle bir alakası vardı sanırım. Kendine olan güveni eksikti. Eğer bende Orkide isem bu ikisini yan yana getirecektim.
*****
Gerçekten de güvenlikten saklanabilmiştik. Birkaç dakika önce buraya bakıp ışıkları kapatarak çıkmışlardı.
"Volkan?"dedim kısık sesle. "Kimse var mı?" Elinde ki feneri tutarak ileriye doğru birkaç adım attı. "Kimse yok" dedi. "Güvenlik ön tarafta"
"O zaman eğlence zamanı" dedi Ceren sevinçle. Bu kız hepimizden daha çocuktu. Demir Afil bizim burada olduğumuzu bilse hepimizi kurşuna dizerdi. Gece gizlice oyuncak merkezinde kalmakta neyin nesiydi? Bu hikayede yanan tarafın benim olacağını biliyordum. Nasıl yanacağım kısmı ise tartışılırdı.
Volkan elinde ki küçük feneri kapatıp arka cebine koyduğunda top dolu havuza ilerledi. Yüzer gibi kendisini içine attığında elimle gülmemek için ağzımı kapatmıştım. Demir Afil'in mekanlarından birinde olduğumuz için sorun olmazdı. Polis gelse bile bir şekilde içeriden çıkacağımızı biliyordum.
Ceren arkasında arkasında sünger dolu yere atladığında üstte kalmıştı. Kalkmak için bir hamle yaptığında sürekli düşüyordu. Tekrar düştüğünde elini bana uzattı "Yenge" dedi. "Yardım et kalkamıyorum" diyerek elini uzattı. Yenge...Bu kelime neden kanımı kaynatıyordu?
Elimi ona uzatıp kendime doğru çektim. "Çok acıktım" dedi. "Yiyecek bir şeyler var mıdır?" diye sordu. Burası alışveriş merkeziydi. Üst katta yemek bölümü falan olmalıydı.
"Bilmem vardır heralde" dedim.
Top havuzunda Eda'ya top atan Volkan'a seslendim. Üst kata çıkacağımızı söyleyecektim ama beni duymuyordu. Birbirlerine top atınca çok ses çıkıyordu. "Volkan!?" dedim kısık sesle bağırarak "Dur!Güvenlik gelecek"
Ceren karanlıkta belli olan hareketlilikle kolumdan tuttu. Gerçekten korkuyordu. Oysa ki karanlık benim hayatım olmuştu.
Geriye doğru bir adım attığımızda "Hey! Siz durun orada" dedi kalın sesle güvenlik. Güvenlik elinde ki ışığı bize tuttuğunda Ceren yakalanmamızın şokundaydı. Daha ilk dakikadan yakalanamıştık. Hızla koşmaya başladığımda Ceren'i de peşimden çekiyordum. Güvenlik arkamızdan ateş etmezse iyiydi. Volkan güvenliğin gelmesiyle bir anda ortadan kaybolmuştu. Neye gitmişti? Bütün bunları başımıza o açmıştı.
Önden biri yolumuz kestiğinde mecburen durmak zorunda kaldık. Şimdi iki tane güvenliğin arasında, bizi silah doğrultuluyordu. Ceren 'i arkama alarak ellerimi havaya kaldırdım.
"Lütfen ateş etmeyin" dedim. Korkuyu iliklerime kadar hissediyordum. "Açıklayabilirim"
"Kimsin sen?" dedi. "Geçin şöyle" diyerek silahın namusunu duvar tarafını işaret etti. İkiletmeden dediğini yaptık. "Biz sadece eğlence için gelmiştik buraya" dedim savunma amaçlı. "Hanımefendi niçin buraya geldiğiniz beni
ilgilendirmiyor derdinizi polise anlatırsınız"
"Abi ne polisi?"dedi Ceren. "Ben buranın sahibiyim"
"Buranın sahibi Demir Bey. Kendisine anlatırsınız"
"Yalan söylemiyorum"
"Demir benim abim"
"Size abiniz olduğunu sormadım"
"Ya abi niye anlamak istemiyorsun?" diye bağırdı Ceren. "Ben buranın sahibiyim"
"Zorluk çıkarmayın lütfen işimizi yapıyoruz"
"Arayın abimi" diyerek inat etti Ceren.
"Bakın hanımefendi" diyerek sabır çekti güvenlik. Yaşlı bir adamdı.
"Arayın abimi" dedi Ceren. "Ben abimi istiyorum"
"Peki. Arayalım gelsin." dedi güvenlik sabrının son demlerini kullanarak. "Umarım haklı çıkarsınız"
"Göreceğiz beyefendi" dedi Ceren. Güvenlik Demir Afil'i ararken bakışları bizdeydi. Kaçmamızdan korkuyordu, hele ki kameralar varken. En sonunda Demir'in sesi duyulduğunda Ceren sevinçten çığlık atmamak için kendisini zor tuttu.
"Alo?"
"Merhaba Demir Bey" dedi güvenlik. "Kusura bakmayın gecenin bu saatinde sizi rahatsız ediyorum ama önemli bir konu var"
"Söyle" dedi otoriter bir sesle.
"Burada iki tane hanımefendi var gece gizlice burada kalmışlar ve sizi tanıdıklarını söylüyorlar"
"Ne?"
"İsimleriniz neydi hanımefendi?" diye sordu güvenlik.
"Orkide" dedim bastırarak.
"Ceren" dedi gıcık bir sesle.
"Orkide ve Ceren Hanımlar buradalar efendim"
"Bekle. Yanlarından ayrılma geliyorum"
"Peki efendim"
Ceren abisi gelene kadar karşımızda ki yaşlı adama gıcık bakışlar atmıştı. İkisi de haklıydı adam Ceren i tanımıyordu yalan söyleyebilirdi, ama Ceren de haklıydı buranın sahibi oluyordu.
Boş yerde birden fazla ayak sesi duyulduğunda Ceren e baktım. Geçmiş olsundu buradan çıkınca benim sonum olacaktı. Hele ki bütün suçu üzerime yıkarlarsa... Bu Volkan ile Eda neredeydi? Bir anda ikisi de ortadan kaybolmuştu ve henüz ortaya çıkmamışlardı.
"Sizin?" dedi Demir Afil kızgınlıkla. "Gecenin bu saatinde bu kadar güvenlik arasında bu boş oyun alanında ne halt yiyiyorsunuz?"
"İnan bana bende bilmiyorum" dedim. Gerçekten hâla neden gizlice burada olduğumuzu çözememiştim. Sorgulayıcı bir biçimde bir kaşı havaya kalktı.
"Sen?" dedi Ceren'e. "Ne işiniz var burada?" diye sordu. Ceren transa geçmiş gibi sadece bakıyor hiç bir cevap vermiyordu. "Öyle yaparak benden kurtulamazsın" dedi Ceren'in üstüne yürüyerek. Tam karşısında durduğunda Ceren bakışlarını alttan alta abisine yöneltti.
"Volkan ile Eda nerede?" diye sordu. "Onlar sizinle miydi?"
Cevap vermeyince bir sabah çekerek tekrar aynı soruyu yöneltti. "Size bir soru sordum. Onlar sizinle miydi?"
"Değildi" dedim sesim benden bağımsız kısık çıkmıştı.
"Ne işiniz var o zaman burada?" diye sordu bana yönelerek. "Sen hasta değil misin?" diye sordu ardından kendi kendine cevapladı. "Hastasın"
Şu an ter döküyordum onun korkusundan mıydı? Yoksa yakalanmanın korkusu muydu?
"Gidiyoruz" dedi bizim konuşmayacağımızı anlayınca. "Sağol Salim abi"
Güvenlik bir baş selamı vererek işinin başına dönmüştü. Umarım Eda ile Volkan yakalanmazdı. Yoksa yalanlarımız ortaya çıkardı. Ama ben o ikisini korumak için yapmıştım. Bana bir teşekkür borçları vardı, benim de Demir Afil'e bir özür borcum.
"Özür dilerim" dedim kısık sesle. Bakışları bana döndü. "Niye özür diliyorsun?" diye sordu. "Sebebini sorma sadece özür dilerim" Sana yalan söylediğim için.
Bakışları birkaç saniye yüzümde gezindi. O geceden sonra bu ilk karşılaşmamızdı ne de güzeldi değil mi?
Merdivenlerden indikten sonra yanımda yürümeye başlamıştı. Ceren sadece birkaç adım ötemizdeydi. "Özrün kabul edilmedi" dedi kulağıma fısıldayarak. "Bunun için bana bir öpücük borçlusun" deyince olduğum yerde kaskatı kesildim. Ne diyordu bu? Ahlaksız adam. Koskoca alışveriş merkezinin ortasında bu söylenecek şey miydi?
Ona attığım bakışları umursamadan elimden tuttuğu gibi çıkışa yöneldi.
BÖLÜM SONU
Gelecek bölüm tahminlerinizi yazınız(ipucu:🤧🥺)👉
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
24.32k Okunma |
1.59k Oy |
0 Takip |
29 Bölümlü Kitap |