Yeni Üyelik
2.
Bölüm

Yeni Başlangıçlar

@feniryazar

 

 

Yeni bir başlangıç, yeni bir adımdı önümde duran ev. Yavaşça arabanın kapısını kapattıp bana doğru gelen Ömer'e gülümsedim. Zeliha ablanın 20 yaşında ki oğluydu. Evin bahçe işlerini yapıyordu aynı zamanda burada da Zümrüt'ün şöförlüğünü yapacaktı. Daha yeni adepte olduğu hayata alışmaya çalışan birisiydi o da benim gibi.

 

 

 

"Çisem çantaları alayım ben sen geç direk eve çiseliyor." Demesi ile gülümsedim. "Teşekkürler, " Diyerek arka koltukta uyuyan Zümrütü kucağıma alıp hızlıca eve geçtim. Zeliha abla bizi kapıda karşılamıştı. Hızlıca üst kata çıkıp odasına yatırdım.

 

 

 

Alt kata indiğimde seslere odaklanarak Zeliha ablanın yanına geçtim. "Kolay gelsin abla." De diyerek elimi yıkayıp bende yanına geçtim. Ne kadar elini kirletme desede dinlemeyip yardım etmeye başladım. Mantı kapatıyordu.

 

 

 

"Kızım bitti mi her şey şimdi? " Demesi ile derin bir nefes aldım. "Bitti abla. Her şey, hiç başlamamış gibi bitti."

 

 

 

"Zorluk çıkardı mı? "

 

 

 

"Hayır, çıkarması onun adına kötü olurdu. Son saygı kırıntılarını da yok ederdi. Zorlamasa da Zümrüt gözlüm çok etkilendi. Onun için doktor bulmalıyım. "

 

 

 

 

 

"Benim yakın bir arkadaşım vardı buraya taşınmıştı. Onu arayıp sorayım hala görev yapıyor mu? Yapmıyor ise de güvenilir bir doktor öğreniriz. "

 

 

 

Zeliha ablayı onayladım başımı sallayarak. Bu konularda az çok bilgisi vardı. Yıllarca yetimhanede görev yaptığı için.

 

 

 

Ben son tabağı da masaya bırakırken Zümrüt paytak adamları ile bize doğru geliyordu. "Anne." Diyerek kollarını kaldırması ile eğilip kucağıma aldım. Saçlarının arsasına bir öpücük bırakırken günaydın diye mırıldandım.

 

 

 

Masada ki mantıyı görmesi ile sevinçle "Mantı," Diye bağırdı. Bu heycanı Zeliha abla ile ikimizi güldürmüştü. Ömer'in de gelmesi ile herkes masada ki yerine oturmuştu.

 

 

 

"Afiyet osun herkese," Diyerek yemeyek yemeye ilk zümrüt başladı. Biraz kendisine biraz da masa ile üzerine yedirerek önünde ki tabağı bitirdi.

 

 

 

"Anne akşam oldu mu? Hava karardı mı? "

 

 

 

"Hayır daha kararmadı. Ama akşam üzeri noldu güzelim."

 

 

 

"Yemekten sonra ömey Abiyle gezebilir miyim? "

 

 

 

"Bunu bana değil Ömer Abine sormalısın. Konuşırken de lütfen harfleri yutma kızım."

 

 

 

"Ömüş , gezelim mi? Lütfen gezelim." Ömer çoktan ikna olsa da düşünüyor gibi yapıyordu. "Gezsek mi acaba? Ücretim ne olacak hanım efendi? "

 

 

 

Zümrüt sandalyesinden inip Ömer'in yanına dolaştı. "Eğilir misin boyum yetmiyor Ömüş." Önünde eğilen adamın boynuna kollarını dolanarak yanağından hızlıca öpüp geri çekildi.

 

 

 

"Hadi bakalım prenses hazretleri düş önüme de gezelim az. "

 

 

 

ilâhi bakış açısıyla

 

 

 

Zümrüt Ömer'in bir kaç adım önünde sekerek yürümeye devam ediyordu. Muğla'nın şehir merkezine uzak olan mahalleyi keşfetmek istiyordu. Gördüğü her şeyi dikkatle inceleyip hafızasına kazıyordu. Döndüğünde hepsini annesine anlatmalıydı.

 

 

 

Parkı görmesi ile adımları biraz daha hızlandı. Parkın boş salıncaklarını görmesi ile de koşmaya başladı. Kimse binmesin diye bir zincirini tutarak Ömer'i beklemeye başladı. Ömer küçük kızı salıncağa bindirip sallamaya başlanmıştı.

 

 

 

Bu sırada parkın köşesinde onları izleyen kadın ayaklanıp yanlarına doğru ilerlemeye başladı. "Şey merhaba? " Hemen yanında duyduğu sesle o yöne döndü Barış. Karşısında kendisine bakan mavi saçlı kıza kaşlarını çatıp baktı.

 

 

 

Kız adamın bakışlarından az ürkse de bunu belli etmemeye çalıçtı. Sadece bakışları değil görüşü de ürkütücü geliyordu. Adamın açık kalan vücüdünda ki dövmelere kısa bir göz gezdirip tekrar gözlerine baktı. "Siz yeni taşınan komşular mısınız? "

 

 

 

"Evet? " Ömer hala daha neden burada olduğunu anlamıyordu karşısında ki kızın. "Müsaitseniz yarın akşam hoş geldine gelmek istiyoruz arkadaşlarımla. "

 

 

 

Ömer dik dik karşısında ki kıza bakmaya son verip elini cebine atıp telefonunu çıkardı. Aradığı numaranın açılmasıyla "Çisem," diyerek söze girdi. "Karşımda bir kız var. Yarın akşam hoş geldin zırvalığı için gelmek istiyorlarmış. Müsait misin? "

 

 

 

Genç kız adamın zırvalık olarak bahsetmesine bozulsada karısı ile konışması da bir garip gelmişti.

 

 

 

"Umarım kızın yanında bu şekilde bahsetmiyorsundur? " Ömer kıza bakıo umursamaz şekilde "Evet," Diyerek cevap verdi.

 

 

 

"Ömer! Eve gelince hatırlatır mısın sana nezaket dersi vereceğim. Kıza söyleyebilirsin istedikleri zamanda gelebilirler. " Ömer kıza aynı cümleleri söylemesi ile kız uzaklaşmaya başladı. Söylenmelerini duysa da fark etmemiş gibi yaptı.

 

 

 

Genç kız parktan çıkarken söylenmeye başlamıştı. "Uyuz adam. Seninle evlenen kadına allah sabır versin yeminle. Mağrada yetişme resmen. " Parkın karşısında ki ufak kafeye girdi.

 

 

 

Arkadaşlarının yanına oturması ile dik bakışların esiri olmuştu. Camdan adamla konuştuklarını görmüşlerdi.

 

 

 

"Müsait oldukları bir zamanda hoş geldine gelmek istiyoruz arkadaşlarımla dedim. Birisini aradı eşiydi galiba. İstedikleri zaman gelebilirsiniz, her zaman müsaitiz dedi eşi."

 

 

 

"Çalışmıyor demek ki kadın." Diye yorum yaptı Aylin. Grup içerisinde pek sevilmese de yine de yanlarında olmasına bir şey demiyordu kimse.

 

 

 

"Çalışmıyor değil çalışamıyordur. Sabah gördüm karnı burunundaydı kadının." Leyla'nın kendisini bozması ile sinirlense de Aylin bir şey söylemedi.

 

 

 

Aral,"Bugün gidelim müsaitlermiş işte. Yarın herkes bir yana dağılıyor tekrar bir araya gelmemiz iki haftayı bulur. " demesiyle onaylayan mırıltılar çıksa da Leyla kararsız kalmıştı ilk dakikadan gitmek konusunda. Daha yeni konuşmuştu kardeşi. Çoğunluğun onaylaması ile kendisi de onayladı.

 

 

 

"Hadi kalkalım o zaman ben arka taraftan götürmek için bir şeyler paketleyeyim." Diyerek tezgahın arkasına geçti Leylâ. Kocası ile beraber işletiyorlardı burayı.

 

 

 

Bir kaç farklı kurabiye ve bir tane de pasta paketleyip çantaya koydu özenle. "Çocuklar sizde burası,"

 

 

 

İkizler Ömer'i onaylamış ve ellerinde ki işe geri dönmüşlerdi.

 

 

 

Altı kişi konuşa konuşa yürümeye başlamışlardı. Bahçe kapısını açmaları ile Hüseyin bir ıslık çaldı.

 

 

 

"Girişi bile güzel evin. Bu mahalleye bu şekilde ev yapılacak deseler güler geçerdim."

 

 

 

Aral kapıyı tam çalacak iken kapıda ki yazı ile elini indirdi. Güzel bir el yazısı ile zilin üzerine not kağıdı yapıştırmışlarsdı. Zile basmadan arka bahçeye geçmelerini söylüyordu notta. Notu okumalarının ardından taş yolu takip ederek arka bahçeye geçtiler.

 

 

 

 

 

Etrafta göz gezdirirken çardakta oturan kadını fark ettiler. Onlar seslenmeden evden gençleri fark eden Zeliha abla çıkmıştı.

 

 

 

"Hoş geldiniz? "

 

 

 

"Biz size hoş geldine gelmiştik abla ama müsait miydiniz? "

 

 

 

"Çisem hanım çalışıyordu terasta ama siz geçin lütfen." Altan hanım lafına takılmıştı. Kadını annesi sanmıştı.

 

 

 

Hüseyin evin bahçesini dikkatle inceliyordu. Peyzajı çok hoşuna gitmişti.

 

 

 

"Siz son incelemeleri de yapıp bana yollayın bir kez de ben kontrol eder teslim ederim. Sonra sunumu kimin yapacağını konuşuruz. İyi çalışmalar arkadaşlar size. " Çisem karşıdan cevap beklemeden konuşmayı kapatıp ayağa kalktı.

 

 

 

"Hoş geldiniz. Buyrun geçin. " Diyerek oturma alanını gösterdi. "Asıl siz hoş geldiniz. Hayırlı olsun allah sağlıkla oturmatı nasip etsin size." Diye gelme amaçlarını beli etti Gizem.

 

 

 

"Teşekkürler inşllah, ne içersiniz soğuk, sıcak fark etmez."

 

 

 

"Hiç yormayalım, " Dedi Leyla karınına bakarak. "Bebek zaten yoruyordur."

 

 

 

"Hiç sorun değil çay hazırlıyorum o zaman." Diyerek ayağa kalkmışken anne diyerek koşan kızı bahçeye girmişti. Hemen peşinden de Ömer.

 

 

 

"Hoş geldiniz, Ömer annene söyler misin çay hazırlaya bilir mi misafirler için."

 

 

 

"Söylerim abla. İznin olursa ben iki saat izin almak istiyorum şuan az bir işim var abla."

 

 

 

"Ne izni ömer ne yapmak istiyorsan yap. Artık İstanbul'da değiliz rahat olabilirsin istediğin gibi. " Diye bir kez daha ikaz etti Ömer'i. Nasıl Zeliha ablayı annesi gibi görüyorsa Ömer'i de kardeşi gibi görüyordu.

 

 

 

Ne kadar bu insanların yanında yaptığına pişman olsa da Ömer'in artık açılmasını istiyordu.

 

 

 

"Ayrıca otursana benim değil gelenler senin çocukluk arkadaşların olması gerekiyor." Öyle demesi ile hepsi Ömer'i incelemeye başlanmıştı.

 

 

 

Ömer bundan kaçamayacağını fark ederek Hüseyin'in yanına oturdu.

 

 

 

"Çocukluk arkadaşı derken? Daha önce de mi burada oturuyordunuz?"

 

 

 

"Evet, Zeliha Kayanın oğluyum ben hapse girmiştim belki öyle hatırlarsınız." Hüseyin'in gözleri büyüdü. "Oha sen hapiste mi bu kadar geliştin, değiştin. Nerede link ne yapmam lazım bende istiyorum."

 

 

 

Hüseyin şaşkındı. Çocukken top oynadığı çelimsiz çocuk değildi karşısında ki.

 

 

 

"Heves edilecek yerler değil sen spora devam et Hüseyin. Ayrıca senin vücudun benden daha iyi." Ömer'in yorumu ile kaslarını beli etmeye başladı. "Bir sen değiliz ama var bizde de aslanım." Diyerek takıldı arkadaşına.

 

 

 

Lakin hala arkadaşımıydı emin değildi. Önceden soğuk değildi Ömer. Şimdi bakışlarını gören korlardı.

 

 

 

"Biz Ömer'i eşin sanmıştık ama anlaşılan değil eşin..? " Çisem cümleyi tamamlamasına izin vermedi ve boşandık dedi. Leyla'nın gözlerini karnına insede soru sormadı.

 

 

 

"Anne anne anne, " Diye ortadan kaybolan kızı geri geldi Çisem'in. "Ben de sizle oturabilir miyim? " Çisem kızını kaldırıp dizlerine oturtup karnının izin verdiğince kendisine yasladı.

 

 

 

"Kızım Zümrüt. " Diye tanıttı kızını. "Galiba bende ismimi söylemedim Çisem bende." Çisemin ardından hepsi kendisini tanıttı.

 

 

 

 

 

"Güzelim ben senin evde olacağını düşünemedim için oğlumu getirmedim. İstersen karşı eve geçip çağırabilirsin onu oynamak için." Leyla'nın dediği ile hızla annesine döndü. Gözleri ile aldığı izinle hızlı kendini yere atmış ve kapıya doğru koşmaya başlamıştı bile.

 

 

 

"Özel olacak belki ama eşin ile niye ayrıldınız? Hem kızın var hem hamilesin? "

 

 

 

"Bazen bizim hayalerimiz başkalarının hayal kırıklığı olabiliyor. Benim çocuklarımsa onun hayal kırıklığı oldu. Kızım için kendimi geri tutsam da onurum da bir yere kadar müsade etti. " Diye üzeri kapalı bir cevap verdi.

 

 

 

Aral'ın gözleri ise kapıya dalmıştı sözlerden sonra. Küfretti içerisinden adama. Böyle bir aileye sahip olmak için nelerini vermezdi ama yaradan nasip etmemişti ona. Çocuğu asla olamayacaktı.

 

 

 

Ne güzel demişti. Birinin hayali, birinin hayal kırıklığıydı.

 

 

 

 

 

 

 

◦•●◉✿◉●•◦

@zümrütyıl.dırım

❤ 783.539

🗯 137.467

@xc Maşallah güzelliğine

 

@Dd Oyuncak bebek gibi kız

 

@kl ileride model swk

   

Loading...
0%