Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. BÖLÜM: ANKA

@ferfecirdzw

Devasa bir okul. Bu okulun bana neler öğreteceğinden habersiz bir de ben. Hayatımın en güzel günlerini yaşayacağımı sandığım üniversite dönemi. Ya da belki ne olduğunu anlayamadan öleceğim bir dönem.

Aylar birbini bir köpeğin kediyi kovaladığı gibi kovalarken gülüşüm solmadı. Geceleri edindiğim arkadaşlarımla geçiriyordum. Yurda nadiren gidip uyuyordum. Gerçekten bir kaç ay bulutların üzerinde yaşamıştım. Bir süredir beğendiğim çocuk bana açılmıştı bir ay önce güzel bir akşamda. Boyunun atlamıştım, içim bilinmez bir sevinç şen kahkahalarla dolmuştu. Her sabah bir tane gül bırakıyordu kapımın önünce. Bir gariplik olduğunu seziyordum ama kabullenmek istemedim. Onu gerçekten çok seviyordum. Bazen bana rüya gibi bir gün yaşatıyordu. İnanmazsınız hayatta yaşadığım en güzel ilişki buydu. Sevgi cümlerleri ruhumu okşarken bir kez olsun beni öpmedi. Benimle sevişmedi. Bana söylediği şeyse bir hata yapmamam, pişman olamamdı. Ona bu konu için o kadar minnet duyordum ki tek büyük veya küçük hatasını bile görmezdim. Öyle çok yücelttim ki kafamda o benim için bir ilahtı artık.

Yurdun karşısında ki okuluma gitmek için kapının kolunu indirdiğim anda yerde kırmızı bir gül buketi buldum. Eğilip alırken şaşkınlığımın tüm bedenime ateş gibi sıçardığını hatırlıyorum. Ege kırmızı gül sevmediğimi bilirdi.

Elimdeki buketin içindeki küçük mektubu açtığımda şaşkınlıktan dilmi duyacaktım.

Sevgilimin küçük oyuncağına bir buket kırmızı gül. Gülleri sakla, mezarına onları koyacağım çünkü bir kez daha 400TL veremem bir bu bukete.

Güller elimi yakıyormuş gibi yere fırlattım. "Sizin şakanızı sikeyim." Diye mırıldandığımda telefonuma bilirdim sesi geldi. Telefonumu açarken gülleri ayaklarımla ittemeye başladım. Arkadaş gurubunun küçük şakaları yüzünden korku bedenimi sarmıştı. Peki bu şaka mıydı? Gerçekten şaka mıydı?

Mesaj da yazan şeyler gözlerim kocaman oldu.

 

 

Bilinmeyen Numara; O Gülleri sana yedireceğim Bal kız.

13:44

Ardından bir bildirim daha. Ve bedenimden bir ürperdi geçmişti.

 

 

Bilinmeyen Numara; 400TL'ye saten iç çamaşırı almalıydım.

13:45

İçime bir huzursuzluk girmişti. Bu huzursuzluğun sebebinin böyle ruh hastası biri olacağını bilseydim, o okuldan hatta ülkeden kaçıp giderdim.

 

 

Bilinmeyen Numara; İyi ölümsüz değilsin seni öldürmek için Ayin yapmama gerek yok galiba.

13:45

Söylediği her şeyi saçmalık sandım. Evet! Sandım. Ergen bir kız çocuğunun eğlenmek yaptığı bir saçmalıktı. Ama değildi işte. Kahkaha attım bir an hatta.

 

 

Bilinmeyen Numara; Ha! Bu arada ben Anka tanışmak istemediğim sümüklü böceğe selam vermek tabiatımda yok. O yüzden direkt konuya girmiş buldum tatlım.

13:46

Bir an nefesinizi tuttuğumu fark ettim. Bu ne biçim bir insandı? Ne saçmalıyordu bilmiyordum. Direkt engeli basar basmaz. Arkadan yeniden bir bildirim geldi. Numara kayıtlı değildi.

 

 

Bilinmeyen Numara 2; Seni kevaşe sümüklü böcek.

Engelleye bildiğin her yerden engelle ölümün kokusunu alman için sana özel bir şey armağan edeceğim.

13:50

Bu manyak kadın haddini aşıyordu! Sinirle parmaklarım tutuştu. Lanet olsun belki de bir ergenle tartışacaktım.

Bala; Siktir git, derdin ne senin? Telefon numaramı nerden buldun?

13:50

 

 

Bilinmeyen Numara 2; Sana aşığım. Denizleri aşarım, kuleleri yıkarım. Derdim seninle bebeğim. Ölmeden son bir defa belini kavrasam yeter sümüklü böcek.

13:51

 

 

Bilinmeyen Numara 2; Ay hayatım, anlamsız bakışlar atmayı bırak iğrenç görünüyorsun böyle. Duman dinleyen biri olmadığın için bu kalitesizliğin.

13:51

 

 

Bilinmeyen Numara 2; Bu soruna bir çare bul sevgili sümüklü böcek.

13:52

Bala; Sen ne tür bir yapışkansın? Kimsin? Bir sorunun varsa yardımcı olayım. Ve terbiyeni takın ergenlerle uğraşacak vakitte sahip değilim.

Görüldü.

Çevrim dışı.

An itibariyle yediğim görüldü omuzlarımın gerilmesine neden olmuştu. Sevgilime 'sevgilim' diyecek kadar şizofrendi. Pskolojik bir tedavi görmesinin şart olduğunu düşünerek yurttan çıktım. Güneşli hava tenimi yakarken huzursuzluğum canımı sıktı. Tanıdık bir kaç arkadaşa selam verip yurdun güvenliğinden geçtim. Yolun karşısındaki okula gitmem için arabaların hızla geçtiği yoldan geçmem gerekiyordu. Işıklar bizden iki-üç kilometre uzaktaydı. Ve hız sınırına uyan insanlar nadirdi. Bir kez bile burada trafik polisi görmemiştim. Yolu dikkatle izlerken benden bir metre uzaktaki siyah spor araba gelmeden geçeceğimi düşünmüştüm. Bir kaç adım atar atmaz hızlanan spor arabanın ne zaman satimler kala bedenimi sıyırdığını anlamamıştım. Boğazımdan kopan çığlık ölümün nefesini ensemde hisetmemdendi. Yanımda karşıya geçmek isteyen bir üniversiteli kız kolumu tutup beni karşıya geçirirken bacaklarım titriyordu.

Sarı saçları güneş kadar parlaktı. Gözleri mavi ve güzeldi. "İyi misin? Az kalsın altında kalacaktın. Daha dikkatli olmasın. Adam durup kontrol bile etmedi!" Dediğinde ellerimin titreyişi ağlama isteğimi harlıyordu.

Elimi kalbime attım. "Teşekkür ederim. Çok korktum." Diye mırıldandım. Çantasından su çıkarıp elime uzattı. Hızla bir yudum alıp eline geri uzattığımda reddetti. İyiliği için teşekkür ettim yeniden.

Telefonuma ardarda bildirim gelmeye başladığında çantamdan telefonumu aldım.

 

 

Bilinmeyen Numara 2: Sakin! Korkma! Daha korkmanı gerektiren bir şey yapmadım. Bu arada iyi yırtın!Arabamın altında kalsaydın lastikleri değiştirmek zorunda kalacaktım. Bir de tabut'çum buna bozulur. Daha geçenlerde birini ezdiğim için bana kızmıştı.

 

 

Görüldü.

Dehşet kırmızı rengini kalbime pompaladı. Titreyen ellerimi durdurmadım. Allahım. Dedim içimden. Daha bunun bir başlangıç olduğundan bir haber hızla okula girip kantine oturmuştum. Tamam dedim. Sakin ol.

Bala; Kimsin?

 

 

Bilinmeyen Numara 2; Kızım sen mal mısın? Dedik ya Ölümlü diye. Ben Ölümlü, ölmeyi bekleyen biriyim.

Bala; Sen manyaksın! Senden şikayetçi olacağım.

Diye yazar yazmaz benim konuşmalarım dahil hepsi yok oldu. O an ağzımdan hayret nidasi çıktı. Bu kadarı fazlaydı. Bazı gözlerin bana döndüğünü biliyordum. Artık korkuyordum. Bu kendini bilmezin beni rahat bırakmasını istiyordum. Üstelik iddia ettiği beni arabasıyla ezmek üzere olduğu. Ve dakikalar önce arabanın altında kalmak üzere olduğum.

 

 

Bilinmeyen Numara 2; Senden iyi bir şey bekliyordum. Benimle oynamaya çalışırsın sanmıştım. Mallık bende. Senin gibi salakla uğraşırken zaman ölüyorum!

14:15

 

 

Yazıyor...

Nefesimi tuttum. Bu kadın delirmişti. Bunu daha yeni kavramış olmam benim ahmaklığımdı. Neden beni seçtiği açıktı gerçekten malın tekiydim. Öldürecek miydi beni? Diye düşündüğümü anımsıyordum. Hayatım bu kadar güzelken 9 Ekim 2019 günü hayatıma bir kanser gibi işlemişti Ölümlü. Ölümsüz olduğunu söylerdi, normal bir manyak ama o Ölümlü biri olduğunu bağırıyordu. Çünkü o normal bir manyak değildi, o delilerin delisiydi.

Bunu ölürken fark etmiştim. Dönelim o an'a evet korku benim bedenime sızmıştı ama bunu paylaşabileceğim tek insana koşmam hata değildi. Her saf insanın yapabileceği bişeydi. Panik anında yaptığım aptalca şey ölümün kokusunu almama sebep oldu dediği gibi.

Bir kez daha bildirim düştü telefona.

 

 

Bilinmeyen Numara 2; Sevgilin aşağıda ki depoda. Bil bakalım ne yapıyor? Ölüyor mu yoksa sevişiyor mu? Seninle sevişmek istemiyordu, çok düsünceliydi bebeğim. Peki ya şimdi? Düşünceli sevgilin kimi sikiyor?

14:17

 

 

Bilinmeye Numara 2; iğrenç kızım! Pis bir depoda iğrenç bir şekilde sabah gördüğün, hani seni kurtaran kızı domalttı şu an! Ögk.

14:25

 

 

Bilinmeyen Numara 2; Merdivenlere dikkat et. Yavaş in de arada kaynama.

Kalbim sıkıştı. Ruhum daraldı. Allahın zeki fahişesi beni ne kadar güzel kukla gibi oyanatmıştı öyle! Lanet olası aklım o an nerdeydi? Beni bir de salak gibi uyarmıştı. Bir de zeki olduğumu düşünürdüm! Ayağa fırladım. İki kat aşağıya inmeyen asansöre dokunmadım. Hemen merdivenlere koştum. Gerçekten Lanet olası. Lanet olası! Lanet olası beynim! Saçma bir pezevenk için ölecektim. Bunu hak etmedim ama aptaldım. Böyle bir aptallık bana yakışmamıştı. Haklıydı o sarışın kızı domaltıp sikiyordu. Ve benim üstün mal beynimse sadece bunun gerçek olmadığını bana sayıklıyordu. O an gidip görmek istiyordum. Merdivenlerden inerken deposun açık kapısından içeri girip hesap sormak istiyordum. Merdivenleri hızla inerken bileklerimde hissetiğim ince ip gibi bir metale takılan ayaklarımla, merdivenler keskin uçlarına bir an baktım. Yerde kırmızı güllerin yaparakları vardı. Kafamı merdivenlerin keskin ucuna vurdum. Kafam ikiye bölündü. Bedenimde hissetiğim kesin acıyla gözlerim kapanmıştı. Vücudumdan akan kanın güllere bulaştığını hissediyordum. Son kez bir çığlık duymuştum. Ve ardından yüzümde Azrail'in keskin nefesini hissettim. Ölümden sonraki evre beni bekliyordu.

🌬

 

 

GÖZLEMCI BAKIŞ AÇISI

Topuklu botlarının üzerinde zarif bir kuğu gibi ilerliyordu. Dudaklarını öne uzatıp hafif bir ıslık çaldı. Uzun karanlık koridorda merdivenlere doğru yürürken dudakları iki yana genişçe gerildi. Çığlıkları duydukça keyfi artıyormuş gibi daha da sırıttı. Kadının gözleri kanlar içinde yatan sevgilisini umursamdan yarı çıplak merdivenlerden ilerleyen adamın sırtında kaldı. Çığlıklar atarak peşinden ilerleyen sarışın kadın da pek umursamadı.

Kadın kendi kendine omuz silkti. O aptal kıza hızlı inmemesini söylemişti. İnsanoğlu işte öfkeyle kalkar zararla oturur. Kulaklara hitap eden bir sesle, "Akla gelmeyen, başa gelirmiş. Kim derdi sarışın bombayla sevişirken merdivenden sevgilinin düşüp kafasını patlatacağını?" Diye mırıldandı küçük bir kıkırtıyla. Hızla ilerleyip merdivene yaydığı yaprakları topladı. Deri eldivenleri sayesinde parmak izleri çıkmayacaktı, saçlarını sıkıca toplamış saç telinin düşmesini engellemişti. Kör noktadaydılar ve bu yüzden hiç bir sıkıntı olmayacaktı. Bala'nın yüzünde dağılan saçlarının arasına gülleri bıraktı. Yedireceğini söylemişti ama bunu yapamayacaktı. Yüzü nerdeyse parçalanmıştı. Panikle metal ipi park etmeyen ikilinin salaklığına yüzünü buruşturdu. Kanlara basmamaya dikkat ederek birkaç basamak çıktı. Metali çözdü. Metali bükebildiği kadar bükdü. Merdivenlerden inerken yukarıdan hızlı topuk sesleriyle. Hızlı adımlarla ordan uzaklaştı. Koridordan ilerlerken şaşkınlık nidalarını duydu. Yangın merdivenlerinden yukarı tırmanırken durmadı 5. Katta kadar sadece tırmandı. Kapıyı açmadan önce telefonundan bir mesaj gönderdi. Hemen görüldü mesaj ve ardından dışarı çıktı. Siyah gözleri kamera'yı bulduğunda güldü.

Arkasında duyduğu sesle elindeki metali daha sıkı kavradı. "Ne yaptın?" Diye bir soru aldı. Elindeki metali onun boğazına dolayıp boğazı kesilene kadar sıkmayı planlar gibi baktı adamın keskin gözlerine.

 

 

Bölüm sonu

Düşüncelerinizi alabilirim buraya.

Asıl karakterimizin ağzından gelecek merak etmeyin.

Oyy ne diyeceğimi bilmiyorum.

Oy verin bari ya.

Yorum da yapın da iki gülelim. (Gülmek mi süpheli.)

Karakter sert ve alaycı linç edin onu.

Ayıp lan ayıp terbiyesiz.

Uzatmayın olm gidiyorum hadi.

Oy ver ama ha unutma onu işte.

 

 

Loading...
0%