Sabah giymek için kıyafetlerimi hazırladım. Her ne olursa olsun hayatıma devam edeceğim. Kendime söz veriyorum bir daha asla yaşamaktan vazgeçmeyeceğim.
İnsanı en çok kendisi yıpratıyormuş bu hayatta. Yaşadığım şeyler kolay değildi belki ama hayat benim için devam ediyordu. Annem beni güçlü yetiştirdi "gereğini yapacağım anne ben senin kızınım"
bu düşüncelerde boğulurken kapının sesiyle irkildim.
Gelen bu hayatta dost dediğim tek insandı. Melisa.
Kapıyı açtım içeri girdi. kızgındı
-Okula gitmişsin Bade neden haber vermedin? Yanında olmak isterdim
- Saat erkendi rahatsız etmek istemedim
-Niye rahatsız olacakmışım. Neyse bırak bunları nasıl geçti? Neler yaptın hala inanamıyorum o kadar mutluyum ki senin adına anlatamam canım arkadaşım.
- Abartma ilk defa dışarı çıkmışım gibi dedim ve birlikte gülmeye başladık.
Aklıma gelen Anıl hocanın sözleriyle yüzüm kireç gibi oldu.
- Noldu sana niye, yüzün düştü ?
-Önemli bişey yok .
-Bana yalan söyleme ben seni tanımıyor muyum kızım ! Dedi.
Evet beni tanıyordu daha fazla saklayamazdım. Olduğu gibi herşeyi anlattım. Bir yandan inanamadı bir yandan da çok sinirlendi.
-Sana nasıl o şekilde konuşabilir Öğretmen olması bunu mu gerektirir?
-Bilemezdi Melisa. Ayrıca bende terbiyesizlik yaptım. Gözünün içine bakarak hakaret eder gibi konuştum. Hata benim.
- Saçmalama istersen. Sen neden böylesin. Sana söylediği cümle karşısında hala neden onu savunuyorsun. Annen baban hayatta olsa bile bunları söyleyemez. Gül hocayla konuşacağım.
-Sakın bişey yapma, sakin ol sana noluyor diyerek gülmeye başladım.
-Neyse sen onu bunu bırak. Ben gerçekten çok heyecanlıyım yıllar sonra tekrar okuluma gideceğim. İlk başta istemesemde bugün okula girince fikrim çok değişti.
- Bende çok mutluyum senin için. Herşeyin en güzeline layıksın.
-korkuyorum ama ya başarılı olamazsam ?
- Sen mi? Güldürme beni lütfen.
Kızım sen okul birincisiydin neden bahsediyorsun? Şimdi sen okuldan değil, okul senden korksun.
Sözleri beni rahatlatmıştı. Dedim ya Dost kelimesinin karşılığıydı benim için. Belkide dünyadaki en şanslı olduğum konu arkadaş seçimim olmuştu.
Kahve eşliğinde sohbet ettik.
-Ben gideyim artık sende biraz dinlen yarın okulun var. Anıl mıdır nedir onunla da asla karşı karşıya gelme canın sıkılmasın tekrar .
-Merak etme sen beni. Kütüphanede ders çalışacağım. Unuttuğum konular var eksiklerim tamamlansın diye gidiyorum zaten kimseyle konuşacak vaktim olmaz.
- Tamam bitanem hadi iyi akşamlar sana . Görüşmek üzere
-Görüşürüz
Melisa gittikten sonra mutfağı toplayıp yatağıma geçtim uyumak istiyordum. Stresliydim ama belli etmiyordum kendime bile. Sabah erken kalkmalıydım. Şimdiden alışsam iyi olur. Ne de olsa artık kendi kendime uyanacağım okula yetişmek için. Kahvaltımı kendim hazırlayacağım.
Anneme ve Babama iyi geceler diledim. Çok öpüyorum onları. Hep yanımdalar biliyorum.
Uykuya nasıl dalmışım hiç bilmiyorum. Saat yedi buçuk ve alarm kafamın içinde çalmaya başladı. Hemen kalkıp hazırlandım. Kahvaltımı ettim. Saçlarımla uğraştım biraz çünkü çok uzunlar ve bi türlü toplayamıyorum.
"Toplamıyorum, Siz bilirsiniz. Bu şekilde kalın diyerek salık bir şekilde bıraktım"Evden çıkarken Gül hocayla karşılaştık Okula gidiyormuş
-Demek bundan sonra bana eşlik edecek bi arkadaşım var. Ohh be.
Dedi gülerek
-Talha abiyle birlikte gidiyorsunuz ya her sabah bu biraz abartı olmadı mı?
dedim ve kahkaha attık birlikte.
Talha Gül hocanın nişanlısı yakında evlenecekler birbirlerini o kadar çok seviyorlar ki gözlerinde yıldızları görebilirsiniz. Çok mutlu olacaklarından eminim.
-Sen bırak şimdi Talhayı Kendini nasıl hissediyorsun?
-Ne konuda?
-Dünden beri yani.
-İyiyim Gül abla merak etme beni. Gerçekten.
- Ben senden sonra konuştum Anıl beyle. O kadar pişman oldu ki ağlayacaktı neredeyse.
-Keşke anlatmasaydın. Bana acıyarak baksın istemiyorum.
-Kimse sana acıyarak bakamaz. Sen acınacak biri değilsin.
Aramızda bunları konuşurken okula gelmiştik bile. Okulun bahçesinde beni gören ve tanıyan bütün öğretmenlerim büyük bi sevinçle yanıma geldiler.
hepsi çok mutlu olmuştu geri döndüğüme. Herbiri başarılar diledi. Farkettim de bende onları özlemiştim. Beni seviyorlardı biliyordum. Okulu bırakmadan önce de bütün Öğretmenlerimle iyi geçinirdim. Örnek öğrenci derlerdi. Artık büyüdüm ve bu bana komik gelmeye başladı.
Bizim sohbetimiz devam ederken Anıl hocanın bize yaklaştığını fark ettim. Gül hocaya dönüp;
-Hocam ben Kütüphaneye çıkabilirmiyim artık? diye sordum
Galiba kaçıyordum.
-Tabi ki çıkabilirsin. Kendini çok yorma. Eminim hala çoğu şeyi biliyorsundur
Teşekkür ederek hızlı adımlarla kütüphaneye girdim. Hiç kimse yoktu ve rahatlamıştım. Kitapların kokusu içinde boğuluyordum. O kadar güzel bi koku ki resmen unuttuğum hisler içimde filizlenmeye başladı.
Artık Kaldığım yerden devam etme zamanı...