Yeni Üyelik
4.
Bölüm

BÖLÜM 4: KAYIP

@fevziceviz

Gemi, motosikletin üzerinden ayrılarak Ben'e doğru koşar. Ben, Gemi'nin kafasını okşayarak konuşur:

 

"Geri dönmene sevindim dostum."

 

Gemi, Ben'e bir şeyler anlatmaya çalışıyordur. Ben bunu anlayınca Gemi'ye komut verir:

 

"Şimdi sana bazı sorular soracağım. 'Evet' ise iki kere, 'Hayır' ise bir kere zıplayacaksın."

 

Gemi anladığını belli ettiğinde Ben sormaya başlar:

 

"Bir şey mi anlatmak istiyorsun bana?"

 

Gemi iki kere zıplar.

 

"Julie'nin ölümüyle ilgili mi?"

 

Gemi iki kere zıplar.

 

"Onun katilini mi gördün?"

 

Gemi iki kere zıplar.

 

"Katilin kim olduğunu biliyor musun?"

 

Gemi iki kere zıplar.

 

"Bir uzaylı mıydı?"

 

Gemi bir kere zıplar.

 

"Bir insan mı?"

 

Gemi iki kere zıplar.

 

"Büyü yapabilen biri mi?"

 

Gemi iki kere zıplar. Ben şüphelerinin haklı çıkmasından korkuyordur.

 

"Bir kadın mıydı?"

 

Gemi iki kere zıplar.

 

"Bazen Anodite formuna giren biri mi?"

 

Gemi iki kere zıplar.

 

"Saçları normalde kızıl olan birisi mi?"

 

Gemi iki kere zıplar. Ben yutkunarak son soruyu sorar:

 

"Gwen miydi?"

 

Gemi iki kere daha zıpladığında Ben'in gözünden bir damla yaş akar ve kafasından tutarak söylenmeye başlar:

 

"Kevin'dan durdukyere ayrılışı, Kai'ın evinde bulunan mumya şeklindeki kayalar, Julie'nin kanında bulunan büyülü zehir, güneşten zarar görmeyen Ghostfreak..."

 

Ben herkese sessiz olmalarını söyleyip telefonunu hoparlöre alarak Gwen'i arar. Gwen telefonu açtığında konuşur:

 

"Ben de seni merak ediyordum Ben. Saatlerdir evde yoksun."

 

Ben öfkeli bir ses tonuyla Gwen'e sorar:

 

"Sen bana aşık olduğun için herkesi öldürerek geleceği mi değiştirmeye çalışıyorsun?"

 

Gwen alaycı ve cüretkar bir ifadeye bürünerek cevaplar:

 

"Demek sonunda öğrendin kocacığım. Peki ya kimden? Çürümeye bıraktığım Addwaitya'nın cesedinden mi yoksa daha dün öldürdüğüm öğretmenimin taze cesedinden mi? Ah, şaka yapıyorum. Tabiki de sürekli beni atlatan Gemi'den öğrendin. Ve eğer o aşağılık Charmcaster yanında ise ona doğru tut telefonu. Gizli adını asla haketmiyorsun, o yüzden kimseye söylemeyeceğim."

 

Hope telefonu Ben'in elinden alarak Gwen'e seslenir:

 

"O zaman bunun için üzgünüm Gwen çünkü şu an herkes gizli adımın 'Hope' olduğunu öğreniyor. Sana bir kötü haberim daha var Gwen. Güçlerim tekrar yerine geldi. Senin veya Addwaitya'nın böyle yapacağını bildiğimden dolayı o büyüye karşı bir anti büyü geliştirdim. 24 saat boyunca büyü enerjimi gizleyebildim. Demem o ki Gwen; boşa kürek çekiyorsun."

 

Ardından telefonu Gwen'in yüzüne kapatır. Herkes Gwen'in yaptıklarına mı şok olsunlar, Hope'un sergilediği şova hayran mı kalsınlar bilemiyorlardı fakat Ben hariç. Bir köşeye oturmuş, olanları düşünüyordu. Gwen'in böyle bir şey yapmasını hazmedemiyordu, daha doğrusu hazmetmek istemiyordu. Hope, Ben'in bu durumunu fark ettiğinde onun yanına oturur. İki eliyle Ben'in elini tuttuktan sonra şefkatle konuşmaya başlar:

 

"Bak Ben, biliyorum kaldırması çok zor şeyler bunlar. Yıllarca kardeş gibi büyüdünüz. Şimdi onun bu yaptıkları iğrenç geliyor. Ama şu an dik durmak zorundasın. Gwen artık kartları açık oynayacaktır bundan sonra. Lütfen en azından benim, bizim için yap bunu."

 

Ben, Hope'un gözlerine bakarak karşılık verir:

 

"Anlamıyorsun Hope, benim kaldıramadığım şey 'Gwen'in yaptıkları' değil. Benim yüzümden sana da bir şey olacak olması."

 

Hope, Ben'i anlamayarak sorar:

 

"Ne demeye çalışıyorsun? Neden senin yüzünden bana bir şey olsun?"

 

Ben, Hope'un sorusu üzerine devam eder:

 

"Bak, Paradox beni uyarmıştı bu konuda. Kai'ın ölümünde de Julie'nin ölümünde de uyarmıştı bu konuda. Katil bir şekilde benim geleceğimde eşim olacak kişiyi bildiğinden o kişileri öldürerek bunu değiştiriyordu. Ve bunu sadece bir zaman yolcusu ya da geleceği görebilen bir büyücü yapabilirdi. Ben de şöyle bir kanıya vardım: bu kişi her kimse bana saplantılı bir şekilde aşık. Bu yüzden de dolaylı olarak benim yüzümden masum kişiler ölüyor. Eğer sen de ölseydin buna dayanamazdım."

 

Hope bunları duyduğunda zihninde "Gelecekte Ben'le mi evleneceğim?" düşüncesi oluşmuştur ama içinden "Şimdi bunu düşünmenin sırası değil." diyerek Ben'e sıkıca sarılmıştır.

 

Birbirlerinden ayrıldıktan sonra Hope sorar:

 

"Peki Paradox kim?"

 

Ben cevaplar:

 

"Tabi bilmiyorsun, o bir zaman yolcusu."

 

Hope anladığını belli ettikten sonra Ben ona sorar:

 

"Büyü gücün gerçenten hâlâ var mı?"

 

Hope cevaplar:

 

"Evet, ama şu anlık %10'unu kullanabiliyorum. Bana yapılan büyü çok güçlüydü. O yüzden sadece %1'i kadarını koruyabildim. Ama sorun yok. O büyü tüm hepsini emebildiğinde işe yarar. Aksi takdirde birkaç gün içinde tamamen yenilenir."

 

Ben şaşkınlıkla şunu der:

 

"Ama gece güçlerin olmadığı için ağlamıştın."

 

Hope sinsi bir sırıtışla cevap verir:

 

"Benim oyunculuk yeteneklerimi nasıl unutursun!"

 

Ben neden böyle bir şey yaptığını anlamazcasına Hope'a bakar. Hope anlatmaya başlar:

 

"Dün Legerdomain'de (Sözde) Addwaitya'da hissettiğim büyü gücünü Gwen beni Micheal'dan kurtarırken Gwen'de hissettim. Bir yanlışlık olduğunu düşündüm ilk başta. Sonralarda yine aynı şeyi hissettiğimde Gwen'den şüphelenmeye başladım. Gece senin odandayken kapı arkasından bizi dinlediğini hissettim. Bir süre sonra da o ağlamaklı yola başvurdum fakat bunu yapmadan önce gitmişti."

 

Ben, Hope'un anlattıklarına kendininkileri ekler:

 

"Ben onun, sen uyuduğun sırada gittiğini sanarken o, ben uyanıkken gitmiş. Sen sormadan önce söyleyeyim: Evet, Gwen'in üzerine bilerek gidiyordum; açık vermesi için. Ve özür dilerim, senin yanına yatarak Gwen'in o ithamına maruz kaldığın için."

 

Hope gülümser:

 

"Ne yani, beni Ghostfreak'ten kurtaran 'Beyaz Atlı Prens' değil miydi?"

 

Ben'in yüzü kızarır. Ardından soru cevap yapmaya başlarlar. Şöyle:

 

Ben:

 

"O prensin kahverengi saçları var mıydı?"

 

Hope:

 

"Evet."

 

Biraz birbirlerine yaklaşırlar.

 

Ben:

 

"Gözleri yeşil miydi?"

 

Hope:

 

"Benimkiler ne kadar morsa..."

 

Gözlerini birbirlerininkilere kilitlerler.

 

Ben:

 

"Yakışıklı mıydı?"

 

Hope:

 

"Hem de çok..."

 

Nefesleri birbirlerine temas ediyordur.

 

Ben:

 

"Peki prenses nasıldı?"

 

Hope:

 

"Prensine çok..."

 

Hope'un sözünü Rook keser:

 

"Üssün yakınında yaralı hâlde Darkstar'ı bulduk."

 

Ben, Rook'a emir verir:

 

"Çabuk giriş ve çıkışların güvenliğini artır! O buraya geliyor."

 

...

 

Ben, Gemi'den uzay gemisine dönüşmesini ister. Ben, Hope ve Rook gemiye bineceklerken bir ses duyarlar:

 

"Ben de geleceğim."

 

Ses Lucy'ye aittir. Ben onun üste kalarak Gwen'i oyalamasının daha doğru olacağını söyler. O sırada Rook'tan Ben'e bir mesaj gelir. Mesajda "Lucy ve ekibi Anur Transil'deki görevlerinden dönmediler hâlâ." yazıyordur. Bu durumda Gwen tam karşısındadır.

 

Ben, Rook'a Hope ile birlikte gemiye binmesi için mesaj atar. Kendisi ise Gwen'i oyalamaya çalışacaktır. Ben (Sözde) Lucy'ye fikrini değiştirdiğini, orada kalıp savaşacaklarını söyler. Ardından (Sözde) Lucy'nin koluna girip konuşarak oradan uzaklaşır.

 

...

 

10 dakika sonra...

 

Ben, Çarpan Çekirge formunda, Gwen'den kaçmaya çalışıyordur. Karşısına çıkan kaya canavarlarıyla biraz zaman kaybetse de olabildiğince hızlı şekilde ilerliyordur. Gwen ise öfkeli bir şekilde peşinden geliyor, onu yakalamaya çalışıyordur. Ben'i yakaladığında, büyü kullanarak, onu kendine aşık edecektir. Başka şansı yoktur. Ben, onu bir daha asla sevmeyecektir.

 

Ben üssün dışına çıktığında Astrodactyl'e (Astrodaktil) dönüşür. Ardından Gemi'ye doğru uçmaya başlar. Gemi'ye yaklaştığı sıralarda geminin kapısı yavaşça açılır. Ben içeri girip dönüştükten sonra Hope ona sıkıca sarılır. Sarılmayı bırakıp Ben'in sol elini tutarak "Gelemeyeceksin diye çok korkmuştum." der.

 

Ben bir anda Gwen'in büyüsüne yakalanır ve ona doğru çekilmeye başlar. Hope ve Rook onu tutmaya çalışsalar da çok zorlanıyorlardır. Ben, o ikisinin daha fazla onu tutamayacağını biliyordur. Zor bir karar vermek zorundadır. Hope'a gidecek edasıyla sorar:

 

"Hope bana güveniyor musun?"

 

Hope zorlanarak cevaplar:

 

"Şu hayatta gözüm kör, kulağım sağır olsa bile arkamda olacağını bilecek kadar."

 

Ben, Hope'tan bir söz vermesini ister:

 

"Bana bir söz ver Hope! Omnitrixi ben ondan kurtulana kadar iyilik için kullanacaksın."

 

Ben saati çıkarıp Hope'un eline verir. Hope sesi titreyerek konuşur:

 

"Ben... yapma!"

 

Gwen daha güçlü çekerek Ben'i bırakmalarını sağlar. Hope bağırır:

 

"BEN...!"

 

Loading...
0%