Yeni Üyelik
7.
Bölüm

BÖLÜM 7: BEN'İ KURTARMAK

@fevziceviz

Şehir merkezine geldiklerinde Hope, Gwen ile göz göze gelir. Birbirlerine kaşlarını çatmış durumdalardır. Bir yanda Gwen'in saplantısından dolayı Hope'a duyduğu öfke, diğer yanda Hope'un geçmişte yaptıklarından dolayı Gwen'e duyduğu intikam duygusu vardır. Ortalık tam anlamıyla kızışıyordur. Nihai savaş birazdan başlayacaktır.

 

O sırada başka birisi ön saflara çıkar. Sol kaşında bir çizik, saçları asiyane bir şekilde, Ben'in tıpatıp aynısı olan biridir. Gwen ona "Darkjamin..." dedikten sonra birbirlerini tutkuyla öperler.

 

Herkes bunu gördüğünde büyük bir şok yaşar. Özellikle de Hope buna oldukça öfkelenerek yirmi tane kaya canavarı çağırır. Sonrasında omnitrixten Cannonbolt'u (Kenınbolt) seçerek kendisiyle birlikte yirmi kaya canavarı da ona dönüşür. Ardından beklenen savaşı başlatır.

 

Kaya Cannonbolt sürüsü kaya goblinlerini belli bir noktaya kadar ortalarından yarıp geçer. Kevin, Many'nin silahını özümseyerek metal bir forma girip Many ile savaşmaya başlar. Alan, Ateştopu formuna girerek griffinlerle savaşmaya başlar. Helen yeteri kadar güçlü olmasada griffinlerin hepsinin Alan'ın üzerine gitmemesi için onları oyalamaya çalışır. Lucy, kaya griffini formuna girerek onları kendi aralarında savaştırmaya çalışır. Rook üsten aldığı bir gemi ile hem karada hem havada destek sunar. Pierce ise Darkjamin ile kavgaya tutulur.

 

Gwen, büyükbabasını zarar görmemesi için- portal yardımıyla- tesisatçı üssüne gönderdiğinde Max'in aklına bir fikir gelir. Madem kendisi orada olamayacak o hâlde Gemi'nin orada savaşmasını sağlayacaktı.

 

...

 

Hope, kaya canavarları yok edildikten sonra Elmas Kafa'ya dönüşüp goblinlerin üzerlerine onlarca kristal parçası fırlatır. Fırlattığı bu parçalar havada büyüyerek kaya koblinlerinin önemli bir kısmını yok eder.

 

Bir an bir geminin düştüğünü görülür. Bu Rook'un gemisidir. Herkes "Rook...!" diye bağırır. Helen peşindeki griffinlerin Lucy ve Alan'ın üzerine gitmesini sağlayarak Rook'un gemi enkazına doğru koşmaya başlar.

 

Hope, Helen'i korumaya giderken Lucy'nin de yenik düştüğünü görür. Hemen bir portal açarak üsse gitmesini sağlar. Helen'in baygın ve yaralı haldeki Rook'u bulduğunu görüp üsse gitmeleri için bir portal daha açtığı sırada Gwen'den güçlü bir darbe yer. Gwen çatık kaşlarıyla Hope'a "Sonuna hoşgeldin Charmcaster!" diye bağırır.

 

Hope ayağa kalktığında "Ben de aynısını senin için söyleyecektim Gwendolyn. Beni yenmene asla izin vermeyeceğim." dedikten sonra insansan formuna dönüşerek "Hadi senin için bu kavgayı adilleştireyim. Yalnız seni uyarıyorum, sen sadece Legerdomain'de çok güçlüsün. Bu dünyada güç farkımız çok az." diye ekler. Gwen "Güç farkımız 'az' mı yoksa 'çok' mu olduğunu birazdan öğreneceğiz." diyerek saldırıya geçer.

 

Hope ile Gwen, birbirlerine karşı daha önce hiç olmayan bir şiddette, çarpışmaya başlarlar. O kadar sert mücadele ediyorlardır ki yanlarına kimse yaklaşamıyordur.

 

İkisi de yorulmaya başladıkları sırada Many'nin acı dolu bağırışını duyarlar. Hope, Many'ye baktığında kollarında Pierce'ın cansız bedenini görür. Darkjamin, Pierce'ı öldürmüştür.

 

Hope'un dikkatinin dağıldığını gören Gwen, griffinlerin bir kısmını onun üzerine gönderir. Hope bir an Alan'ın kendisine seslendiğini duyar:

 

"Hope, griffinlere dikkat et!"

 

Hope eşitliğin bozulduğunu anlayarak Waybig'e dönüşür. "Bunu sen istedin Gwen." diyerek griffinlerin büyük çoğunluğunu parçalar.

 

Alan, Hope'a bakarken birkaç griffin ona doğru defalarca darbe savurarak onu etkisiz hâle getirirler. Alan tam düşeceği sırada gemi formundaki Gemi griffinleri patlatıp Alan'ı içine alır.

 

Hope Waybig formundayken neredeyse tüm griffinleri yok eder. Kevin ise kaya goblinlerini Hope ile Gemi'ye bırakarak Darkjamin'le mücadeleye başlar.

 

Gwen, Ben'in haklı çıkmaya başlamasına gerçekten sinir olmaya başlamıştır çünkü yaratabildiği tüm ordusu yavaş yavaş yok oluyordur ve Charmcaster'ın (Hope) enerjisi hâlâ yerindedir. Acaba o gerçekten kendinden güçlü müydü? Gerçekten Uzaylı-X'ten sonra evrendeki en güçlü varlık olmaya aday mıydı? Onun kendini yenmesinden korkuyor muydu? Onun, Ben'ini ondan alacak mıydı gerçekten? Hayır, bunları düşünemezdi. Yeni bir plan yapması lazımdı. Düşünüyordu... ve bulmuştu...

 

Gwen, Darkjamin'i esir alıp Hope'a seslendi:

 

"Hey, Charmcaster buraya bak...!"

 

Hope, Gwen'e baktıktan sonra Gwen devam eder:

 

"... Eğer bana teslim olmazsan Ben'i öldürürüm. Kocacığımı ne kadar sevsem de bunun için onu öldürürüm."

 

Hope, Rath'e (Ret) dönüştükten sonra kimsenin beklemediği bir cevap verir:

 

"Lütfen beni bu zahmetten kurtarır mısın Gwen? Lütfen onu benim için parçalara ayırır mısın? Aksi halde Rath bir şeyleri parçalamak için sabırsızlanıyor."

 

Many hariç herkes bu duyduklarına şok olmuştur. Kevin, Hope'a bağırır:

 

"Ne yapmaya çalışıyorsun?! Amacın gerçekten Ben'i öldürmek mi?"

 

Hope, Kevin'a aldırış etmeden Gwen'e seslenir:

 

"Hadi Gwen, yapmayacak mısın? Eğer yapmıyorsan üçe kadar sayıyorum. Bir..., iki..."

 

Gwen, Darkjamin'in bedenini kaya formuna çevirip toz olmasını sağladıktan sonra sorar:

 

"Nasıl anladın?"

 

Hope "Ben'in zihninin kontrol edilemez olduğunu biliyorum çünkü." dedikten sonra Gwen'i baskılamaya başlar. "Kabul et Gwen, artık köşeye sıkıştın. Tüm yaptıklarının cezasını çekeceksin."

 

Gwen, Hope'u, daha önce de yaptığı gibi, yakalayıp gücünü emmeye çalışır. İşi bittiğinde Hope'u bırakır.

 

Hope ayağa kalkıp alkışlayarak Gwen'e doğru gelir. Sonra küçümser bir ifadeyle "Yine aynı büyü mü? Ama büyünün aynı kişiye ikinci defa etki etmiyor olduğunu bilmiyor olamazsın değil mi? Yoksa emdiğin o kadar güçten sonra zihnin mi bulanıklaştı?" der.

 

Gwen, Hope'a saldırmaya çalışır. Hope, Rath'in kendisine verdiği çeviklikle, saldırılardan kolayca kaçar. Ardından Gwen'e doğru atılarak ona bir yumruk atar. Gwen bayılana kadar bir yumruk daha, bir yumruk daha... derken sonunda amacına ulaşır.

 

Hope, Gwen'i üsse götürmesi üzere Kevin'a teslim ettiğinde öncelikle Bellwood'daki- Gwen'in oluşturduğu- kubbeyi kaldırır. Ardından Ben'i kurtarmak için boyutlararası kapıya gider.

 

...

 

Hope Legerdomain'e girdiğinde kaleye doğru gitmeye başlar. Kaleye gireceği sırada önünü, sayısı otuz kadar olan, kaya goblinleri keser. Saatin şarjı bittiği için sadece büyü güçlerini kullanmak zorundadır. Fakat bu sayı biraz zamanını alacaktır ama üstesinden gelemeyeceği bir şey değildir.

 

Yaklaşık on dakika sonra goblinlerin tamamını yener. Kaleye girdiğinde Ben'in enerji izini takip etmeye başlar.

 

Belli bir süre devam ettikten sonra önüne kilitli bir kapı çıkar. "Ben...! Orada mısın?" diye bağırır.

 

Saatlerdir sessizce kapının arkasında tutsak duran Ben, Hope'u işittiğinde asırlardır hasret kaldığı birine kavuşmuş gibidir. Kendisi de "Buradayım Hope!" diye bağırır. Ardından "Fakat kapı mühürlü. Ya Gwen gelip açmalı ya da çok güçlü bir büyü ile patla..." derken Hope kapıyı patlatır.

 

Ben'in ağzı açık kalmıştır. Hope onu kelepçelendiği duvardan kurtardığında birbirlerine sıkıca sarılırlar. O sırada Hope'un gözünden bir damla yaş akar. Sonrasında birbirleriyle özlem dolu kısa bir diyalog geçer. Şöyle:

 

Ben:

"Gerçekten sen misin Hope?"

 

Hope, Ben'in ellerini tutar:

"Kalbini dinle, gerçekten ben miyim o zaman anlarsın."

 

Ben:

"Seni çok özledim Hope."

 

Hope:

"Ben de seni çok özledim Ben."

 

Hope'un gözünden damlalar akmaya başlar.

 

Ben:

"Üzgün müsün?"

 

Hope:

"Aksine çok mutluyum. Koskoca bir üç ay geçti. Sandra, Carl ve büyükbaba Max beni kendi ailelerindenmişim gibi kabul ettiler. Senin yokluğunda senden, çok zayıf bile olsa, bir sinyal alabilmek için her gün çabaladım. Sırf senden bir sinyal aldığımda Gwen'e karşı bir daha güçsüz düşmemek için omnitrix ile büyüyü kombine etmeyi öğrendim. Ama değdi Ben, hepsine değdi."

 

Ben eliyle Hope'un gözyaşlarını siler. Ardından birlikte kaleden ayrılıp Belwood'a doğru yola çıkarlar.

 

Loading...
0%